Burhan Çaçan: Dünya sanatçısı olmak isterdim

Çaçan, 'Şimdi televizyonlara çıkmak marifet değildir. Eskiden televizyona çıkan insanlar parmakla gösterilirdi. Şimdi 5 çayları bile televizyonda yapılıyor. Milletin yatak odası televizyonda konuşuluyor. Buna dur diyecek olan yine halktır.' diyor

Burhan Çaçan: Dünya sanatçısı olmak isterdim
Burhan Çaçan: Dünya sanatçısı olmak isterdim
GİRİŞ 17.05.2007 15:03 GÜNCELLEME 25.08.2020 16:16

Erkan Koç’un hazırlayıp sunduğu ve her Çarşamba Radyo 7’de yayınlanan Erkan’la Çok Canlı’nın bu hafta ki konuğu “Yalan” isimli albümüyle 30. sanat yılını kutlayan Burhan Çaçan oldu. 

 

 

 

 

 

 

 

 

Burhan Çaçan, Ağrı Eleşkirtli 12 çocuklu bir aileye mensup. Çocukken söylediği türkülerle çevresinden hep takdir alan bir sese ve yeteneğe sahipti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

12 yaşında Erzurum’a gitti. Bu yüzden kendisini yarı Erzurumlu görüyor.14 yaşında TRT Erzurum radyosunun açmış olduğu sınavlara girdi.  Orada birinci oldu ve 15 yaşında şöhreti yakaladı.  Nida Tüfekçi ve Mehmet Özbek gibi devrin usta isimlerinin jüriliğini yaptığı imtihan da onların bile tahmin edemeyeceği uzun havalar, türküler okudu. Jüri, kimleri dinliyorsun? Bu türküleri nerden biliyorsun? diye sorduğunda, Hafız Burhan, Celal Güzelsesi dinlediğini söyledi. Çok şaşırdılar. Nida Tüfekçi Türk Halk Müziğinde çok otorite bir insandı ve TRT 1 radyosun da Burhan Çaçan’la ilgili 3 saat program yaptı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ben kendimin farkında değildim…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sanat dünyasına ilk adım attığım dönemlerde o zamanın değerli sanatçıları tarafından çok takdir aldım. Ben onları dinlerken bu sesimle herhangi bir parçayı okuyamam düşüncesi vardı.  Sonradan aralarına girdiğimde kendimin farkına vardım.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dünya sanatçısı olmak isterdim…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bundan yıllar önce. Long play yapmak için yurt dışından da teklifler aldım. Ben bu ülkede doğmaktan gurur duyuyorum. Ben Türkiye de yaptığım işlerle de gurur duyuyorum, seviliyorum ve insanımızı seviyorum. Ortadoğu da birçok ülkede Arabistan da Türkmenistan da sevilen bir sanatçıyım. Bunun yanında dünya sanatçısı da olmayı isterdim. Bu da imkân meselesidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son 10 yıldır tek şarkılık albümler hazırlanıyor…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İnsanlar para verip albüm alıyor. Tek şarkıyla çıkış yapıyorlar, beğeniliyor. Albümü aldığınızda diğer eserler dinlendiğinde beğenilmiyor. Tüm eserlere çıkış şarkısı kadar özen gösterilmiyor. Kazandığımızı hak etmemiz gerekir. İnsanlarımızın da sevdiği sanatçılara sahip çıkıp korsana hayır demesini istiyoruz. Sevip inandıkları sanatçılara sahip çıksınlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu dönemde televizyonlara çıkmak marifet değil…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Erzurum radyosunda 3 yıl kaldıktan sonra televizyonun yeni kuruluş yıllarında siyah beyaz dönemde yöresel yayın vardı, o zaman orada çıkıyordum. Şimdi televizyonlara çıkmak marifet değildir. Eskiden televizyona çıkan insanlar parmakla gösterilirdi. Şimdi 5 çayları bile televizyonda yapılıyor. Milletin yatak odası televizyonda konuşuluyor. Buna dur diyecek olan yine halktır. Bu tarz yayın yapanları protesto edin. Gerçekten işini yapan insanlar ekranlarda görünsün. Bu şaklabanlığa son diyecek olan halktır. Çok değerli sanatkâr insanlar var. İşleriyle kişilikleriyle. Onlar dururken 3-5 tane kişiyi çıkartıp da milletin gözüne sokmaya kimsenin hakkı yok. Yayın kuruluşlarının yönetiminde ki insanlara da sesleniyorum; sizinde evlatlarınız var. İyi bir nesil için, kültürümüzü iyi anlatan, iyi araştıran insanlara yer versinler. Bu iğrençliği, çirkefliği ortadan kaldırsınlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Özel Radyo ve televizyonların açılmasıyla birlikte piyasaya her gün birkaç kişi çıkıyor. Biz radyonun kapısından geçemezdik. Bugün piyasaya baktığınızda herkes bir iddia peşinde saygı duyuyorum. Bugünküleri toplarsak istisnalar hariç hiç biri TRT’nin kapısından içeri giremezdi. Orada bir denetleme kurumu vardı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Erkan Koç; 30 yılı gözünüzün önüne getirdiğinizde en iyi dönemi ne zaman yaşadınız?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hayatımda dönemler oldu. Bunlardan birincisi ilk şöhret olduğum 1984 yılında profesyonel müzik hayatım başladı. 1997’ye kadar kendi dalında tektim. 1997’den sonra kendimi biraz geri çektim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Erkan Koç; bunun bir sebebi var mıydı? Nelere kızdınız?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İnsanların kendi aralarında ki haksızlık durumuna kızdım. 1995 yılında “Neden Geldim İstanbul’a” isimli bir kaset yapmıştım, nerdeyse 1,5 milyon satış yapmıştı. Bir baktım ki benim yerime başkalarına ödül veriyorlar. Ödül verilen albüm 50 bin satmamış, ama ödül alıyor. O dönem biraz kızgınlığım oldu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Erkan Koç; 30 yıl içerisinde 26 albüm yaptı Burhan Çaçan. Bu 26 albüm arasında en önemli 3 albüm hangisiydi?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İpek Mendil, Ayaz Geceler ve Neden Geldim İstanbul’a. Bu arada bunlar sadece kasetlerin isimleri. Bu albümler de memik oğlan, ben yarime neler alayım, göç göç oldu, yağ yağmur, vurun dalgalar, sende kaldı yüreğim, yaradana kurban gibi bir çok eserlerde imza attık. Bunlarda insanlarımız tarafından çok sevildi. Türkiye de kendi kuşağında birçok eseri ben okudum. Bunlardan Mühür Gözlüm, Geceler Yârim Oldu, gibi birçok eser benimle sevildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bizi buralara getiren halktır. Sanat hayatımda kıskançlık lar gördüm. Başarım kıskanıldı ve bana köstek olan, önümü kesmek isteyenlerle karşılaştım. Allaha şükür hepsini atlattım. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

www.burhancacan.com.tr

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Erkan’la Çok Canlı her Çarşamba Saat 15.00’da Radyo 7’de…

 

 

 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Suudilerden Türk şirkete 'çılgın' teklif! İspanyol, İtalyan ve Çinlileri geride bıraktı
Formula 1 için heyecanlandıran açıklama: 2026 itibarıyla...