Ahmet Hamdi Tanpınar'ın günlükleri
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın yıllardır yayımlanmayı bekleyen günlükleri sonunda okura ulaştı. İnci Enginün ve Zeynep Kerman'ın hazırladığı Günlüklerin Işığında Tanpınar'la Başbaşa adını taşıyan kitap, tartışmaları da beraberinde getirdi.

Zira günlüklerde farklı bir Tanpınar portresi var. Kitapta yazarın 1953'te tutmaya başladığı ve 1962'deki ölümünden 13 gün önceye kadar yazmayı sürdürdüğü notlar yer alıyor. Günlük heyecanların, hayal kırıklıklarının sonucunda yazdığı bu notlarda Tanpınar, hep yücelttiği Osmanlı kültürünü yer yer aşağılıyor, ustası Yahya Kemal'i acımasızca eleştiriyor ve 27 Mayıs darbesini yapanları alkışlıyor. Günlüğünde cahil, budala ve can sıkıcı bulmadığı kimse neredeyse yok!
Öğrencisi Mehmet Kaplan, Tanpınar'ın terekesindeki defterlerinde yer alan, 'Bu yazdıklarımın benden sonra okunacağını düşünüyorum. Hoşuma gidiyor. Geçen zamanım görülecek sanıyorum...' cümlelerinden cesaret alarak bu defterleri İnci Enginün ve Zeynep Kerman arasında paylaştırmış. Günlükler, bir sanatçının yalnızlığını, kırgınlıklarını, arzularını, benzersiz üslubunu ve zaman zaman da aşırılıklarını yansıtıyor. Peki, bunları bilmek okurun Tanpınar'a bakışını değiştirmeli mi? Edebiyat dünyası şimdi bunu tartışıyor. Tanpınar'ın bu farklı yüzüyle alımlanması, aynı zamanda edebiyat dünyası için bir sınav olacak. Ya Tanpınar'ı her yönüyle kabullenip kişisel birtakım eğilimlerini eserinden ayrı değerlendireceğiz ya da onu edebiyat dışı birtakım polemiklerle harcayacağız.
Günlüklerin Işığında Tanpınar'la Başbaşa, içeriğiyle olduğu kadar 'Yazarın hayatı, eserine dahil mi? ' sorusunu yeniden gündeme getirmesiyle de iyice tartışılmayı hak ediyor.
(Zaman)
Kitapla ilgili teknik bilgiler ve internet üzerinden sipariş şartları