Rana ve Selçuk Alagöz: Ölmedik yaşıyoruz
Türk müziğinin unutulmaz kardeşleri Rana-Selçuk Alagöz... Kimileri onları evli sanıyor, kimileri ise öldüklerini zannediyor.

Dilek Güray'ın haberi
Oysa bu iki müzik ustası kardeş hiç ara vermeden 45 yıldır şarkı söylemeye devam ediyor. Her Şey Bitmiştir Artık, Her Şey Bitmedi Bitemez, Dibi Dibi Da, Aşkın Gözü Kör mü, Zeyno, Malabadi Köprüsü gibi şarkılarıyla belleklerimizde yerini alan Alagöz kardeşler, nihayetinde bir albümle karşımızda. Hem de çok sevdiğimiz o eski şarkılarıyla.
Katıldıkları onlarca yarışmadan eli hiç boş dönmeyen Alagözler, 'Her Şey Bitmiştir Artık, Deliyim Seviyorum ve Edremit Van'a Bakar' isimli şarkılarıyla üç 'altın plak' sahibi oldu. Bugünkü nostaljik eserlerin en güzellerine imza atan iki kardeş, aynı yıllarda Cem Karaca, Selçuk Ural, Erol Büyükburç, Tanju Okan, Ayferi, Ayla Dikmen, Erol Evgin, Ayten Alpman, Asu Maralman, Barış Manço gibi birbirinden değerli şarkıcılarla aynı kulvarda yer aldı.
1974 yılında 'Malabadi Köprüsü' adlı albümleri dönemin en çok satılan 45'liği oldu. Ancak 80'li yılların başında Kervansaray Gazinosu'nda turistlere yönelik programlar hazırlamaya başlayınca göz önünden kayboldular. Yeni besteler yapmadılar, ama yabancı konuklara en güzel şarkılarını söylemeye devam ettiler. Gece-gündüz izin yapmadan yıllarca çalıştılar. Hem sadece iki kardeş değil Ali, Nilüfer Alagöz kardeşler ile Rana Hanım'ın eşi Taylan Kök de gruba katıldı ve bir aile orkestrası oluşturdular. Alagöz kardeşlerden hep eski şarkılarını dinlemeyeceğiz elbet. Yaz sonuna doğru yeni bestelerden oluşan bir albüm daha çıkaracaklar. Bir de Selçuk Bey'in anılarını yazdığı kitap var sırada. Selçuk Alagöz'e göre 2009 onların yılı olacak. Buna inanmasının sebebi, oğlu Sencer ve yeğeni Duhan'ın (Rana Hanım'ın oğlu) müzik çalışmalarını hızlandırmaları ve güzel şarkılara imza atmaya hazırlanmaları.
Önce 'Her Şey Bitmiştir Artık' dediniz, ardından da 'Her Şey Bitmedi Bitemez' dediniz, niye?
Rana Alagöz: 'Her Şey Bitmiştir Artık' çok tuttu, biz de devamını getirelim dedik. Onun hikayesi de şöyle: İlkini yaptığımızda ben nişanlıydım. Her yerde bu şarkı çalıyor. Annemin bir arkadaşı yolda 'Çok üzüldüm, Rana nişanlısından ayrılmış' diyor. Annem de 'Yoo ayrılmadı gayet iyiler' diye cevaplıyor. Dinleyenler sanki hayatımı anlatıyorum gibi algılamış. Biz de madem bu şarkı çok seviliyor, bizim hayatımız da gayet güzel gidiyor, o zaman 'Her Şey Bitmedi Bitemez' dedik.
O zamanlar diğer sanatçılarla birlikte yaptığınız ortak projeler var mıydı?
Selçuk Alagöz: Televizyonda 'Bizim Sokak' isminde bütün müzisyen arkadaşların görev aldığı bir program vardı. Ben ayakkabı tamircisiydim. Her hafta çekerdik. Beraber sendika konserlerine giderdik. Ertesi gün bütün gazetelerde futbol maçı yorumları gibi konser yorumları yapılırdı. Erol Evgin'e 5 yıldız, bana 3 yıldız gibi puanlar verirlerdi.
R.A.: Ayın şarkıcısını, hatta haftanın şarkıcısını seçerlerdi. Şarkılarımızın hepsi eleştirilirdi. Beni yabancı bir artiste, Natalie Wood'a benzetirlerdi. O sıralarda 'Batı Yakası'nın Hikayesi'nde oynamıştı. Ben de saçlarımı onun gibi yapıyordum. Millet beni görünce şaşkınlıktan şok geçiriyordu.
40 yıldır beraber çalışıyorsunuz, hiç rekabet olmadı mı aranızda?
R.A.: Öyle bir şey yoktu, çünkü aramızda iş bölümü vardı. Şarkı sözlerinin çoğunu ben yazıyordum, besteleri de ağabeyim yapıyordu. Şarkılar TRT'nin denetimine girdiği için daha titiz çalışırdık. Müziği ve sözü ona göre oturturduk.
S.A.: Bizde hiçbir zaman maddiyat maneviyatın önüne geçmedi. Dolayısıyla problemlerin üstesinden kolayca geldik ve bu kadar uzun süre kalabildik. Kardeş olmasaydık kesinlikle bu kadar uzun süre bir arada kalamazdık. Çünkü mutlaka bir şey çıkardı.
Hayatınızda dönüm noktası olan şarkılar neler?,
S.A.: Benim için 'Malabadi Köprüsü' gelir herhalde.
R.A.: Tabii ki 'Her Şey Bitmiştir Artık'.
Günümüz müzik piyasasının durumunu nasıl buluyorsunuz?
R.A.: Fırsatları fazla bir dönem olarak görüyorum. Teknoloji sayesinde bizim çektiğimiz sıkıntılar çekilmiyor. Kanallar arttı, kayıt biçimleri kolaylaştı. Ama şarkılar da bir o kadar basitleşti. Tamamen nakarata dönüştü şarkılar. Ama yetenekli olan kişiler daha kolay kendilerini gösterme fırsatını bulabildi.
S.A.: Ciddi emek sarf edilerek yapılan parçalar hep akıllarda kaldı. Ama şipşak yapılan parçalar unutulup gitti. Şu anda piyasada bizim şarkılar çok beğeniliyor ve gençler tarafından örnek alınıyor. Dolayısıyla eskiden güzel şarkı söyleyen 50 yaşın üstündeki sanatçılar ön plana çıkacak. Ben şahsen bizim çok güzel ödüller alacağımıza ve bu senenin bizim yılımız olacağına inanıyorum.
Sizin bestelerinizi diğer şarkıcılarda neden duymuyoruz?
S.A.: Ben bestelerimi kimseye vermedim. Hep biz okuduk, öyle bir prensibimiz vardı. Sadece Murat Göğebakan'a Malabadi Köprüsü'nü verdim. Bülent Ersoy, Ebru Gündeş ve Gülben Ergen gibi pek çok sanatçının avukatlığını yapan bir arkadaş 'müvekkillerimin eski şarkılara ihtiyacı var' diye benden şarkı istedi. 10-15 tane gönderdim ve şu cevabı aldım: 'Bu parçalar çok güzel, hepsinde bir konu var; ama bize basit şeyler lazım. Gel bana gel, sev beni sev gibi'.
Selçuk Alagöz: Benim sayemde 3 bin 700 kişi sigarayı bıraktı
Abi-kardeş aynı günde çifte nikah kıymanız nasıl oldu?
S.A.: 1969'da Rana ile Taylan nişanlandı. Taylan askere gitti. Evlenmelerine 6-7 ay kala ben Birsen'le nişanlandım. Sonra düğünü birlikte yapalım istedik.
R.A.: Çok yoğun konser programları vardı o zamanlar. Zaten düğün tarihi iki kez değişmişti. İki ayrı telaş yaşanmasın diye bir gecede ikisini birden çıkardık. Hatta düğünün ertesi sabahı söz verdiğimiz için Cilalı İbo Teksas Fatihi filminin çekimine katılmak durumunda kaldık.
Bu kadar özverinin karşılığını alabildiğinizi düşünüyor musunuz?
S.A.: Müzik piyasasında herkes bana Selçuk Baba diyor. Ömür boyu başarı ödülleri veriliyor. Gittiğim her yerde saygı görüyorum. Bunlar güzel tabii.
Sahnede hep eski şarkılarınızı söylediniz, niye yeni şarkılar yapmadınız?
R.A.: Açık söylemek gerekirse her gece çalışmaktan dolayı çok yoğunduk. Gündüz de sosyal faaliyetlere gönüllü olarak katılıyoruz. Her şeyi devletten beklemek olmaz. Birikimlerimizi insanlar için kullanmamız gerekir. Bu bir şekilde Allah'a yaşadığımız için bir teşekkürdür. Biz cennetin de cehennemin de öncelikli olarak bu dünyada olduğuna inanıyoruz. İyi bir insan olmak önceliğimiz. Aldığımızın karşılığını vermemiz gerekir.
S.A.: Benim sayemde 3 bin 700 kişi sigarayı bıraktı. Benim tek başıma hastane yaptıracak gücüm yok; ama insanlara vesile oluyoruz. Allah beni sevmiş ki geçen yıl kalbim durduğu halde tekrar hayata başladım. 4-5 dakika kalbim durdu. Şokla geri döndüm ve anında müdahale edildiği için kurtuldum.
Yapmayı planladığınız pek çok şey var sanki...
S.A.: Şimdi bir kitap yazıyorum, ilk sen duyuyorsun bunu. Anılarımı ve bazı konulardaki yorumlarımı yazıyorum. 168 sayfa oldu, şu an bitmek üzere. İsmi 'İki Kez Yaşadım'. Bir de şimdiye kadar hiçbir yerde söylemediğimiz şarkılardan oluşacak bir albüm hazırlıyoruz. Artık yaşadığımızı anlayacaklar. Halbuki Türkiye'de en çok sahneye çıkan kişi biziz. Baksana mikrofon tutmaktan nasır bağladı elim.
***
SELÇUK ALAGÖZ
"1968 senesinde Antalya'nın Finike kasabasında Elmalı diye bir yer var, orada konser vereceğiz. Her konser tıklım tıklım dolu olurken, bir baktık ki 60 kişi var. Hepsi de kadın ve çocuk. Dediler ki; 'Kusura bakmayın, herkes yağmur duasına gitti'. Biz de 'Allah'ım bize yağmur ver' diye şarkı söyledik. Konser bitmeden dolu yağmaya başladı."
***
RANA ALAGÖZ
"Bizim doğruluğumuz ve dürüstlüğümüz cahillik derecesindeydi. Kayınvalidem vefat etti, programımız olduğu için ne kocam ne de ben defin işlerine katılamadık. Kayınpederi kaybettiğimiz gün de önemli bir konser vardı. Söz verdiğimiz için gitmek durumunda kaldık. Hatta eşim vefat etti, iki gün sonraki konsere ağlayarak çıktım."
(Zaman)