Türk, İsrailli, Yahudi ve Müslümanım

Türkiye ile İsrail'in arasının gergin olduğu günlerde Türkiye'ye geldi. İspanya'dan Türkiye'ye göçen Yahudi bir müzisyen. Otoriteler 'Bir kere sesini duyan asla unutmaz' diyor. İsrail, Türkiye ve müzik üzerine bir söyleşi.

GİRİŞ 05.07.2010 15:32 GÜNCELLEME 05.07.2010 15:32
Bu Habere 19 Yorum Yapılmış

Tuba Nur Sönmez'in röportajı

“Türkiye’ye davet edildiğimde İsrail’den karşı çıkanlar çok oldu. Hatta güvende olmayacağım söylendi. Bu sözlerin hiçbirine kulak asmadım ve işte buradayım. Ben Tanrı’ya olan güvenim ve Türkiye insanına olan sevgimle geldim”

“Biraz Türküm, biraz İspanyol’um, biraz İsrailliyim, biraz Yahudi’yim, biraz Müslüman’ım. Tamam ben Yahudi’yim ama ne olduğumu değil, nasıl hissettiğimi anlatıyorum.  Ben bütün bu zenginlikleri yaşadım. Müezzin sesini dinleyerek büyüdüm ve hâlâ da ezan sesine hayran olurum. Onun sesi benim için en yüksek noktadadır… Her şeyden hissettiğim bütün bu parçaları sesimle, müziğim kanalıyla ifade ediyorum.”

Müzik otoriteleri O’nu, “Bir kere duyduğunuzda asla unutamayacağınız ses” olarak tanımlıyor… İspanya’dan İsrail’e göç eden Seferadlardan…

Konser için geçtiğeimiz hafta Türkiye'ye gelen  İsrailli sanatçı Yasmin Levy, Tuba Nur Sönmez'in sorularını cevapladı.

Babası Manisa doğumlu…  

Acının ve hüznün kızı, yolunu bir kez daha Türkiye’den geçirdi.

Bir müzisyen ve bir Yahudi olarak en samimi ifadelerle yanıtları soruları… 

TUBA NUR SÖNMEZ: Merhaba, Türkiye’ye tekrar geldiğiniz için teşekkürler. Burada kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

YASMIN LEVY: Kendimi evimde ve yerli hissediyorum. Dün arkadaşlarım “memleketine hoş geldin” dediler. Bu söz duygularımı çok doğru ifade ediyor. Evimde hissediyorum. İlk olarak bunu bana insanlar hissettiriyor, Türkiye ailesinin bir parçası olarak görüyorlar. İkinci olarak da benim kökenim Türkiye’nin Manisa kentinden. Her seferinde yurduma dönüyormuşum gibi hissediyorum.

TUBA NUR SÖNMEZ: Tekrar hoş geldiniz. Müziğinizi Sefarad müziği olarak biliyoruz. İspanya’dan Türkiye’ye göçen insanların şarkıları. Bu tarz müzik ülkemizde çok fazla bilinmiyor. Siz müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

YASMIN LEVY:  Bu çok uzun bir hikâye. Bu şarkılar çok eski. Şarkıların pek çoğu ispanya’da doğmuş ve sonra Yahudilerle birlikte seyahat etmiş. Yahudiler bu müziği canlı tutmuş. Balkanlar üzerinden Türkiye’ye, Yunanistan’a, Bulgaristan’a, bir bölümü Fas’a, bir bölümü İsrail’e gitti. Yani bu şarkılar uzun bir yolculuk yaptılar. Kullanılan dil; Ladino, eski İspanyol-Yahudi dili. 100 yıl önce İspanya’daki Yahudiler İspanyolca konuşuyorlardı.

TUBA NUR SÖNMEZ: Müziğiniz acılarla dolu…

YASMIN LEVY: Ben de tam olarak öyle tanımlıyorum.

TUBA NUR SÖNMEZ: Evet, müziğinizde genel olarak acının verdiği bir ağırlık var. Geçen ayki İstanbul konseriniz sonrası dinleyenlerin yüzüne yansımıştı müziğinizdeki acıların izleri.

YASMIN LEVY: Öyle demeyin, şimdi kimse beni dinlemeye gelmek istemeyecek…

TUBA NUR SÖNMEZ: Ama dinlemesi çok güzel acılardı… Bu şarkılar hüzünlü çünkü sürgün hayatı yaşayan Yahudilerin acılarıyla beslenmiş. Göç yollarındaki hüzün, hayattaki mutluluklardan ağır basmış demek ki.

YASMIN LEVY:  Bu müzik insanların hayatlarından geliyor. Yahudiler İspanya’dan sürgün edildiler. Hâlbuki ispanya’yı seviyor ve asla yaşadıkları yerden ayrılmak istemiyorlardı. Bu yeteri kadar büyük bir acıydı. Tüm bu acıları alıp, şarkılarla ifade ettiler. Hayata, mutluluğa, hüzne, Kudüs’e olan özleme, hasrete dair şarkılar yaptılar. Yılların yolculuğu ve acısı var bu müzikte.

TUBA NUR SÖNMEZ: Müziğinizin bilinirliği nasıl? Daha çok dünya çapında mı, Türkiye’de mi, İspanya’da mı biliniyor?

YASMIN LEVY: 10 yıl kadar önce Sefarad müziğinin ne olduğunu bilen pek yoktu. Son 10 yıldır bir canlanma ve hareketlenme içinde. İspanya’da çok az insan tarafından biliniyor maalesef. Aslında bu durum çok şaşırtıcı, çünkü biz, Sefarad Yahudileri ispanya’dan geldik. Dil ve şarkılar tarihe dair bilinenlerden daha az yer alıyor hafızalarda. Ama dünya çapında her geçen gün daha fazla insan tarafından Sefarad müziği biliniyor, özellikle de ispanya’dan İsrail’e göçen Yahudiler tarafından.

TUBA NUR SÖNMEZ: Siz çok kültürlü bir toplumda yaşam tecrübesine sahipsiniz. Peki, bu çok kültürlü yaşam tarzı, tecrübe ve atmosferin müziğinize ve dünya görüşünüze yansıması nasıl?

TÜRKÜM, İSRAİLLİYİM, YAHUDİYİM, MÜSLÜMANIM…

YASMIN LEVY: Ben Kudüs’te büyüdüm ki Kudüs tam anlamıyla bir mozaiktir. İnsanlar dünyanın her yanından Kudüs’te yaşamaya geliyor. Neredeyse her çeşit müziği dinleyerek yetiştim; İran, Mısır, Türk, İspanyol yani flamenko, jazz, opera, klasik müzik… Her çeşit yemekten yiyerek büyüdüm. Pek çok geleneği tecrübe ettim. Ve bu karışım “ben”i ortaya çıkardı. Ben bu çeşitliliğin sonucuyum. Ve bu yüzden de müziğimde pek çok etkileşim hissedilir. Çünkü ben biraz Arap’ım, biraz şundan, biraz bundan, her şeyden bir parçam var… bilmiyorum her nereye gidersem gideyim çok güçlü bir duygu var içimde. Biraz Türküm, biraz İspanyol’um, biraz İsrailliyim, biraz Yahudi’yim, biraz Müslüman’ım. Tamam ben Yahudi’yim ama ne olduğumu değil, nasıl hissettiğimi anlatıyorum.  Ben bütün bu zenginlikleri yaşadım. Müezzin sesini dinleyerek büyüdüm ve hâlâ da ezan sesine hayran olurum. Onun sesi benim için en yüksek noktadadır… Her şeyden hissettiğim bütün bu parçaları sesimle, müziğim kanalıyla ifade ediyorum.

TUBA NUR SÖNMEZ: Müziğinizde uyum ve barışın seslerini duymak çok güzel. Fakat gerçek dünyaya baktığımızda Ortadoğu’daki istikrarsızlık, Filistin-İsrail çatışması yarım asırdan fazladır devam ediyor. Sizce tünelin ucunda barış ışığı görünüyor mu?

YASMIN LEVY: Görmeyi umuyorum… Eğer umudumuz olmasa yaşamın ne değeri olur. Benim de umudum var. Fakat maalesef nefret ve düşmanlığın büyüdüğünü görüyorum ki bu benim için en korkunç şey. Eğer devletleri değil de halkları konuşursak diyebilirim ki “biz aynıyız”. Biz iyi arkadaşlarız, kardeşleriz, aynı dilden konuşuyoruz ve zihinlerimiz de aynı. İnanmak istiyorum. İnanıyor ve umuyorum ki barış gelecek. Ben de elimden ne geliyorsa karınca kararınca bu yolda ortaya koyacağım. Fakat yakın gelecekte görmüyorum özlediğimiz barışı. Daha çok çalışmalıyız. Her birimiz, büyük dünyayı konuşmadan önce, içimizden, kendimizden başlamalıyız. Büyük laflar etmeden önce herkes kendi içine dönmeli ve kendisine sorular sormaya başlamalı. Çünkü soru içimizde başlıyor. Ötekine saygı göstermediğimizde ise problemler baş gösterir. Bizden farklı olanlara saygı duymayı unutuyoruz. Farklı dinlerimiz, hayat tarzlarımız, fikirlerimiz var. Bütün bu farklılıklara saygıyı ihmal ediyoruz. Her birimiz en iyi ve en doğru kendimizi görüyoruz. Hâlbuki kendimizi yaşamalı ve başkalarının da kendi bildiği yolda yaşamasına izin vermeliyiz. İnsanları değiştirmeye çalışmaktan vazgeçmeliyiz. İnsanları oldukları gibi kabul edip haklarına saygı duymalıyız. Müzikte de olan budur. Mesela bu sefer konserimde kubat ile birlikte sahne alıyorum. Kubat sesiyle, yeteneğiyle, yüreğiyle ve gelenekleriyle birlikte geliyor ve ben de kendiminkilerle. Bunları bir araya getirerek bir harmoni yaratarak daha güzel bir dünya için katkımızı ortaya koyuyoruz. Çünkü birbirimize saygı duyuyor, değiştirmeye çalışmıyoruz.  Müzikte yaptığımızı hayata geçirmeye ihtiyacımız var ve bu mümkün. Ben Müslümanlarla Yahudilerin barış içinde yaşadıkları zamanların şarkılarını söylüyorum. Yani bu barış mümkün. 

TUBA NUR SÖNMEZ: Biz de olabildiğince çabuk barışa kavuşmak istiyoruz. Dediğiniz gibi siyasi problemler var ve eskiden uyum içinde yaşayan insanları etkileyen olaylarla karşı karşıyayız. Bir süre önce Türkiye’den ve dünyadan sivil toplum kuruluşları Gazze ablukasını delmek için gemilerle insani yardım ve barış gönüllüleri gönderdiler. Fakat İsrail tarafından aktivistler tutuklandı, yardımlara el kondu ve öldürülenler oldu. Sizin görüşünüz nedir?

YASMIN LEVY:  Ben hiçbir zaman politika hakkında konuşmam. Ben bir müzisyenim. Şimdi kendi fikrimi beyan edersem, ne dersem diyeyim birilerini incitecek. Kimseyi kırmak istemem. Ancak fikrimi gösterebilirim: “ben buradayım”.

Türkiye’ye davet edildiğimde İsrail’den karşı çıkanlar çok oldu. Hatta güvende olmayacağım söylendi. Bu sözlerin hiçbirine kulak asmadım ve işte buradayım. Ben tanrı’ya olan güvenim ve Türkiye insanına olan sevgimle geldim. Ve onlara da sevgimi ifade etmek istedim. İşte bu benim görüşüm; geldim, buradayım.

Ayrıca barış çocukları elçisi olarak gönüllü çalışmaların içindeyim. Bence eğitime daha fazla önem verilmeli. Şu durumda Filistin-İsrail çatışmasının çözümü de çocuklara bağlı. Görev aldığım projede çocuklara barış içerikli eğitimler veriyoruz. Her iki tarafın çocukları için de atölye çalışmaları hazırlıyoruz. Müziği ve sevgiyi paylaşıyoruz. Bir şeyleri değiştirmeye küçük yaşta başlamalıyız.

TUBA NUR SÖNMEZ: Eğer müziğiniz elinizden alınsa, hayatınızda müzik olmasa?

YASMIN LEVY:  Hayatımda müzik olmazsa hayatım da olmaz. Perişan bir hayat olur. Nefes almaya devam ederim ama zihnim için bir son olur. Rüzgârda savrulan bir yaprak gibi hissederim. Varoluşsuzluk…

TUBA NUR SÖNMEZ: Müziğinizde değindiğiniz temalar neler?

YASMIN LEVY:  Temalarımı iki bölümde işliyorum. Geleneksel Sefarad yani Ladino müziğinde temelde aşktan, sevgiden bahsedilir. Museviliğe dair konular da vardır. Bunlar da ispanya’daki hayatı, Kudüs’ü anlatır.

Bir de kendimin İspanyolca olarak yaptığım şarkılar var. Onlar da çoğu zaman hüzünlü ve yarım kalan aşklarla ilgilidir. Kendi hayatımdan kesitler de var tabi. Hüzün bana ilham veriyor o yüzden üzgünken yazarım. Ya da çevremde gördüğüm acılar. Asla mutlu konularda yazmam.

TUBA NUR SÖNMEZ: Neden ?

YASMIN LEVY: Denesem de yazamıyorum. Bilmiyorum… Sanırım karakterimden kaynaklanıyor. Mutlu bir insanım ama içimde hep bir hüzün var. Mutlu şarkılar da söylemeye çalışıyorum ama inancım yok. Başka insanlar güneş ve çiçekler hakkında söylerken hoşuma gider ama ben yapamam. Hüzünde rahat hissediyorum. Bana kalsa bütün repertuarım sadece ve yalnız acı üzerine olurdu, fakat dinleyenler için dengelemeye çalışıyorum.

TUBA NUR SÖNMEZ: Konser sonunda müziğin hüznün ve ağırlığı altında kalmış gibi hissediliyor yoksa…

Peki kadın olarak hemcinslerinizin sorunlarına duyarlılığınız nasıl? Kadın haklarının önemsendiğini, kadının hak ettiği yerde olduğunu düşünüyor musunuz? Atılması gereken adımlar var mı?

YASMIN LEVY: Tabii. Eleştirmiyorum ama mesela Afganistan’da kadınların çok az hakları var ve iyileştirmeye çalışıyorlar. Bu konuda kitaplar var. Bence kadınlar çok bilge, hassas ve zeki insanlar. Dünya kadınlara daha çok hak vermeli çünkü kadınlar dünyayı daha iyi bir yer yapacak. Çünkü kadınlar farklı düşünebiliyor. Çünkü kadınlar anne. Bir kadının annelikle sahip olduklarına hiçbir erkek erişemez. Kadınlar barışı getirebilirler çünkü onlar anne. Kadınlar erkekler gibi düşünmez ve savaşmaz.

Ama her şeye rağmen benim gibi kariyer sahibi kadınlar için de kadın olmayı hatırlamak önemli. Agresifçe hak mücadelesi veren kadın da hoş değil. Biz erkek gibi olmak zorunda değiliz. Hiçbir şey ispatlamak zorunda değiliz. Sadece kadın olabiliriz; narin, seven bir kadın. Aynı zamanda üretebilir ve dünyayı fethedebiliriz. Hem güçle hem nazik olabiliriz. Agresif yollardan haklarımızı aramak ve erkeklere eşit olduğumuzu ispata çalışmak niye? Biz zekiyiz ve pek çok yeteneğimiz var. Çocukları eğitmek bile çok fazla şey. Kadın olmak güzel, unutmayalım.

TUBA NUR SÖNMEZ: Karşınıza pek çok haksız ve hukuksuz uygulama geldiğinde her zaman narin ve nazik olabilmek kolay değil. Avrupa’da hala kadınlar eşit ücret hakları için çabalıyor. İspanya’da ise çok yeni bir karar ile kadınların çarşaf (burka)  giymesi yasaklandı.

YASMIN LEVY: Aynı işi yapıyorsak ve erkek daha çok kazanıyorsa elbette bunu değiştirmek için çalışmalıyız. Zamanla değişeceğini umuyorum.

Çarşaf hakkında kimseyi yargılayamam. Bir yerin kurallarına ve insanlarına saygı duyulmalı. Fakat şuna da inanıyorum ki, hiç kimse bir diğeri üzerine zorlama yapamaz. Çarşaf giymek istiyorlarsa bırakın giysinler. Bu o kadınların dini inanışları, gelenekleri. Bu çok hassas bir konu. Kadın-erkek her birey istediği biçimde yaşama özgürlüğüne sahip olmalı. Bu benim için çok önemli bir konu.

Ben evliyim ve eşim dindarlıktan çok uzak bir dünya görüşüne sahip. İkimiz de kendi hayatımızı yaşıyoruz. Asla kendi fikirlerimizi birbirimize dikte etmeyiz. Karşılıklı saygı bunu gerektirir.

TUBA NUR SÖNMEZ: Bu samimi sohbet için teşekkür ediyorum.

KAYNAK: HABER 7
YORUMLAR 19
  • ,zeynel abidin 14 yıl önce Şikayet Et
    Ne kolay müslümanım demek.... Zaten ülkemizdeki tüm yahudiler ermeniler , hepsi müslümanım deyip müslümanların arkasından iş çevirmekte o kadar ustalaşmışlarki. Müslümanlar bu kadar saf olmak zorundamıdır. Herkesi kendinden kabul etmek orundamıdır. Hep arkadan hançerlenmek zorundamıdır. Biz her müslümanım diyene inanmalımıyız. Şehadet getirdiğini bilen varmı, namaz kılarken gören varmı. Kimse müslüman olmak zorunda değil ama eğer kandırmaya çalışıyorsa bu suçtur. Gizli yahudiler(sabetaylar), gizli ermeniler, masonlar, dikkat dikkat
    Cevapla
  • kumsaati 14 yıl önce Şikayet Et
    hepimiz barış elçisiyiz.......yemezler. yasemin hanım eğer gerçek bir sanatçı olsaydı zulmün adının israil olduğunu dürüst bir şekilde ifade ederdi yok ben politika konuşmam ama barış yönünde çalışmalarımız var ,kalbimiz barıştan yana.....!..deyip akıl yetimi bir cevapla israil yanlısı oldunu belli etmezdi.
    Cevapla
  • sakir cetin 14 yıl önce Şikayet Et
    ALLAH KATINDA DIN ISLAMDIR. BUNU NASIL IZAH EDERIZ. adamin birinin 4 tane oglu varmis adam dilekce yazip mirasimi birinci ogluma birakiyorum demi$ belirli bir zaman sonra vazgecip bir dilekce daha yazip mirasimi ikinci ogluma birakiyorum bir kac zaman sonra yine bir dilekce yazip mirasimi ucuncu ogluma birakiyorum demi$ ve bir zaman sonra gine vazgecip bir miras daha yazip butun mal varligimi dorduncu ogluma birakiyorum demi$ ve vefat etmis SIMDI BU DORT MIRASTAN HANGISI GECERLI ???????
    Cevapla
  • osman 14 yıl önce Şikayet Et
    yaniii..... ya bırakın lutfen, Yahudiler nasıl da dünyaya sempatik mesajlar veriyor. farkında mısınız, israelli denilmiyor, Yahudi deniliyor...
    Cevapla
  • hakan orhan 14 yıl önce Şikayet Et
    hele şu tipe bak. sıfatına bakan ne olduğunu anlar yok müslümanmışşş
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Herkes Avrupa beklerken Osimhen'den sürpriz karar! 3 yıllık sözleşme imzaladı iddiası
Almanya'dan Trump'a tehdit: Aksi takdirde iki taraf da zarar görür