Adnan Keskin'den büyük 2014 iddiası

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Adnan Keskin, Denizli'nin Acıpayam ilçesinde bir dizi ziyaretlerde bulunarak, partisinin ilçe başkanı ve yöneticileri ile bir araya geldi. İlçedeki vatandaşlarla da bayramlaşan Keskin, daha sonra partililerle bir araya gelerek bir konuşma yaptı. CHP ilçe binasında gerçekleştirilen toplantıya CHP Denizli İl Başkanı Nuri Çavuşoğlu, Merkez İlçe Başkanı Ömer Yurtseven, Denizli Büyükşehir Belediyesi başkan aday adaylarından Kazım Arslan ile Nadi Kılınçarslan'ın yanısıra CHP Acıpayam İlçe Başkanı Durmuş Çağdaş ve yönetim kurulu üyeleri, CHP Acıpayam Belediyesi başkan aday adayı İlhan Özcan ve çok sayıda partili katıldı.

Yaptığı konuşmada, Hükümete ve Başbakan Erdoğan'a yüklenen CHP Genel Başkan Yardımcısı Keskin, "Başbakan'ın yaptığı açıklamalara baktığımızda, önümüzdeki günlerde geçmişte yaşamış olduğumuz olumsuzluklardan daha geniş olumsuzluklar yaşayacağımızı söylemek kehanet olmayacaktır. Yapılan hazırlıklar Başbakan'ın açıklamaları, parti sözcülerinin ve Başbakan yardımcılarının değerlendirmeleri, Türkiye'nin önümüzdeki günlerde çok ciddi bir şekilde insan hakları mücadelesi, bir hukuk mücadelesi, bir adalet mücadelesi vereceğini göstermektedir. Hükümetin, siyasal iktidar koltuğunu kaybetmemek için daha haşin, daha insanlık dışı saldırıları Türkiye'nin gündemine taşıyacağı görülmektedir." diye konuştu.

Ergenekon ve Balyoz davalarına ilişkin düşüncelerini de aktaran Keskin, "Bugün bir açıklama var. 'Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuk savaşını verdik' diye. Savaş farklı farklı ülkelerin insanları arasında gerçekleştirilir. Aynı ülkenin vatandaşları arasında savaştan bahsetmek o toplumun parçalanması ve bölünmesi demektir. Hele hukuk ve adalet gibi bir kavramın savaş aleti olarak kullanılması, değerlendirilmesi iktidarın zihniyetindeki çarpıklığı ortaya koymaktadır." dedi.

Hükümetin. dış politikada da ciddi açıklar vermeye başladığını savunan Keskin, şöyle evam etti: "Düşünebiliyor musunuz geçen dönemde 470 kilometrelik bir sınırımız vardı Irak'la. Bu sınırı korumada güçlük çektiğimiz için Kandil'den gelen PKK'nın silahlı unsurları ağır silahlarla taburları ve alayları basıp geri dönüp gidiyordu. Şimdi buna bin kilometrelik Suriye sınırı eklendi. Bin 470 kilometrelik sınırı kouyacağız da orada yeni oluşan Kürt siyasal yapının Türkiye'ye ihraç edeceği, belki şiddet belki de başka etkinlikleri sergileyecek insanları engelleyeceğiz. Bu, tamamen siyasal iktidarın, siyasi körlüğünden, beceriksizliğinden, bilgisizliğinden ortaya çıkan bir sorundur. Bizim Suriye ile hiçbir sorunumuz yoktu. Tam tersine ilişkilerimiz iyileşmişti. Türkiye ile sıcak ilişkiler başlamıştı. Ama öyle yapay bir gerekçe ile çatışmaya girdik ki Suriye'ye demokrasi ihraç etmek istedik. Sen önce kendi toplumuna demokrasi kazandır. Gezi olaylarında bile insanların demokratik tepkisini içine sindiremedin ve toplumda ciddi bir şekilde korku ve endişe yarattın. Kendi söküğünü dikemeyen terzi, başkalarına elbise dikmeye kalkarsa herkes güler o terziye."