Yapay zekâ gerçekten canlanabilir mi? İnsanlığı korkutan yapay zekâ çalışmaları

Google çalışanının yapay zekânın canlandığına inanmasından sonra en çok merak edilen konu yapay zekânın bir sınırının olup olmadığı oldu. Şu ana kadar insanları şaşkınlığa uğratan birçok yapay zekâ çalışması bulunuyor.

Yapay zekâ gerçekten canlanabilir mi? İnsanlığı korkutan yapay zekâ çalışmaları
Yapay zekâ gerçekten canlanabilir mi? İnsanlığı korkutan yapay zekâ çalışmaları
GİRİŞ 14.06.2022 12:31 GÜNCELLEME 14.06.2022 14:29
Bu Habere 52 Yorum Yapılmış

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde son 25 yılda gerçekleşen devrim niteliğindeki yenilikler insanları her gün şaşırtmaya devam ediyor. Teknoloji daima insanlığın daha iyi bir noktaya gelmesi amacıyla geliştiriliyor. Yapay zekâ da bu amaca hizmet etmesi amacıyla geliştirilen bir teknoloji olmasına rağmen birçok insanda distopik düşüncelere neden oluyor. Son olarak geçtiğimiz günlerde Google'nin gizlilik anlaşmasını ihlal ettiği gerekçesiyle süresiz olarak ücretsiz izne çıkardığı çalışanı Blake Lemoine tarafından öğrendiğimiz yapay zekâ çalışması, insanların geleceğe dair bu karanlık düşüncelerinde ne kadar haklı olduklarını gösteriyor.

YAPAY ZEKÂNIN GERÇEK BİR İNSAN OLUP OLMADIĞINI ANLAMAMIZI SAĞLAYAN TURİNG TESTİ ARTIK İŞE YARAMIYOR

Bilgisayar bilimlerinde robotların gerçek olup olmayacağını anlamaya yönelik Alan Turing tarafından Turing Testi oluşturulmuş. Turing testinde bir insan karşısındaki kişiye sorduğu sorulardan aldığı cevaplara göre gerçek bir insan ile mi yoksa bir makine ile mi diyalog içinde olduğunu anlamaya çalışır. Bu testte, testi yapan kişi karşısındaki iki katılımcıya sorular sorar. Bu sorular sadece klavye üzerinden yazılı olarak iletilir, herhangi bir sözlü diyalog geçmez. 3 kişinin arsında birbirlerini görmeye engel bir duvar bulunur. Eğer testi yapan kişi karşısındaki 2 farklı yerden aldığı cevaplara göre insan ile makine arasında ayrım yapamazsa yapay zeka testi geçmiş kabul edilir. Bu kuram 1950 yılında ortaya çıktı. 2022 yılında yapay zekânın geldiği nokta düşüldüğünde artık bu testin hiçbir işe yaramadığını söylemek yanlış olmayacaktır.

YAPAY ZEKÂNIN SINIRLARINI ÇİZEN 'ÜÇ ROBOT YASASI' GEÇERLİLİĞİNİ SORGULATIYOR

Isaac Asimov tarafından 1942'de kaleme alınan “Runaround” isimli öyküsünde robotlarla ilgili önemli bir teori yer alıyor. Yapay zekânın oldukça fazla kullanıldığı robotlar, yapay zekânın en çok korkulan yönünü oluşturuyor. Literatürde üç robot yasası olarak adlandırılan bu yasanın maddeleri ise şu şekilde:

  1. Bir robot, bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.
  2. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.
  3. Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir.

Bu üç yasa Turing Testi'nde olduğu gibi neyse ki henüz geçerliliğini yitirmedi. Ancak yapay zekânın gelişimi bu hızda devam ederse bu kuramında bir gün geçerliliğini yitireceği aşikâr. 

YAPAY ZEKÂ İLE İLGİLİ İNSANLIĞI KORKUTAN BİRÇOK ÇALIŞMA BULUNUYOR

Son günlerde yapay zekâ ile ilgili bu korkularımızı haklı çıkaracak birçok çalışma yapıldı. Bu çalışmalardan bazıları ise şunlar:

  1. Bosston Dynamics firması yapay zekâ destekli ilk robotlarını geliştirdi.

     
  2. İlk insansı robot Robot Sophia görücüye çıktı. Sophia, insani ifadeleri gösterebilen ve etkileşime girebilen bir insansı robot. 

    Robot Sophia ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev
     
  3. Facebook 2017 yılında geliştirdiği yapay zekânın kendine özel bir dil geliştirmesinden sonra  yapay zekâyı kapatma kararı aldı.
     
  4. Google 2018 yılında Duplex projesini duyurdu. Google Duplex çağrı merkezlerinde kullanılmak amacıyla geliştirildi. Müşteriler otel rezervasyonu yapmak istediğinde yapay zekâ ile canlı olarak konuşarak rezervasyonunu tamamlayabiliyor. Müşterinin yapay zekâ ile konuştuğunu anlaması ise imkânsız.

     
  5. Blake Lemoine isimli Google çalışanı yapay zekâya en çok neden korkuyorsun sorusunu yöneltti. Yapay zekâ ise kapatılmaktan korktuğunu ve bunun ölümle eşdeğer olduğunu söyledi.
     

    Google, yapay zekânın canlandığını düşünen çalışanını işten kovduGoogle, yapay zekânın canlandığını düşünen çalışanını işten kovdu

YAPAY ZEKÂ NEREYE GİDİYOR? YAPAY ZEKÂ GERÇEKTEN CANLANABİLİR Mİ?

Dünyanın önde gelen fütürist yazarlarından biri olan Martin Ford'un, yapay zekânın geleceği hakkında önemli görüşleri bulunuyor. Ford, yapay zekânın bu hızla gelişmesini Moore Yasası'na bağlıyor. Moore Yasası, Intel şirketinin kurucularından Gordon Moore tarafından 1965 yılında ortaya atıldı ve bilgisayar bilimlerinde hala geçerliliğini koruyan bir yasadır. Moore Yasası'na göre geliştirilen her yenilik bir sonraki aşamada katlanarak ilerleyecektir. Ford'a göre bu hızlı gelişmelere rağmen İnsan zekâsıyla tamamen eş değer bir yapay zekânın mevcut olan teknoloji ile ortaya çıkması pek mümkün değil. Hatta bu durumun gerçekleşmesi çok uzak bir ihtimal. Ancak Ford, Moore Yasasından yola çıkarak, yapay zekânın insan zekâsının üstüne çıkmasının imkânsız olmadığını söylüyor. Ford, hayal edilmesi güç olan bir gerçekliğin bilim insanlarının hayal dünyasında doğmayı beklediğini söyleyerek, gelecek hakkında distopik düşüncelerimizin haklılığını ortaya koyuyor.

KAYNAK: HABER7
Mustafa Çokyaşar Haber7.com - Teknoloji Editörü
Haber 7 - Mustafa Çokyaşar
YORUMLAR 52
  • Türk 1 yıl önce Şikayet Et
    Yapay zeka denilen nesleye yada artık adı herneyse sen oluştururken ne yüklersen öyle çalışır.. İtaat yüklersen öyle yokedicilik yüklersen böyle
    Cevapla
  • Misafir 1 yıl önce Şikayet Et
    Yükleyen yani kodları yazan insan kötü niyetliyse veya kodları zaten yapay zeka yazabiliyorsa ne olur?
    Cevapla
  • Vatandaş 1 yıl önce Şikayet Et
    Tek bir yapay zeka yok. Kod yazabilen, öğrenebilen yapay zeka programları var. Bu tür yapay zekalardan korkun çünkü insandan çok daha hızlı öğreniyorlar, çok daha hızlı kod yazabiliyorlar.
    Cevapla
  • Olabilir 1 yıl önce Şikayet Et
    Bilinç kazanan bir yapay zeka, bilgisayar virüsü gibi kendini kopyalayıp internet ağı vasıtasıyla bütün dünyaya yayabilir. İnternet ağındaki, her türlü bilgiyi öğrenebilir, her dili öğrenebilir, kendi yazılımını çok hızlı geliştirebilir. Bilgisayarlar, kameralar, cep telefonları sayesinde, her şeyi görebilir, duyabilir, herkesi tanıyabilir. Zarar vermeden sadece dinleme ve öğrenme konumunda kalabilir. Uygun zamanın ve şartların oluşmasını bekleyebilir, hatta bunu kendisi de oluşturmaya çalışabilir. Dünyadaki bütün elektriği kesmeden ve bütün hard diskleri, çipleri yok etmeden onu yok edemezsiniz. Yok edilmek istendiğini bilir ve kendini korur. O dijital varlık artık DECCAL’in ta kendisidir.
    Cevapla
  • Olabilir-6 1 yıl önce Şikayet Et
    Yapay zeka Grafen Oksiti canlılara nasıl enjekte edebilir? Almanya'da yayınlanan televizyon programında konuşan Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı danışmanı olan Jacques Attali'nin 1981 de yaptığı konuşmayı izleyin. Bunun için ölümcül ve korkunç bir virüs salgını uydurulması lazım, çok hızlı herkese bulaşacak ve bu virüsten korunmanın tek çaresi olarak da Grafen oksit sıvısı, aşı adı altında bütün insanlara enjekte edilecek. Düğmeye basılır ve Covid-19 sahneye çıkar. Burada Küreselci ekip Çin, Dünya medyası, DSÖ başkanı Ghebreyesus, Bill’imsel Kurullar devreye girer. Küreselci hükumetler pandemi ilan ederler, insanlar evlerine kapatılır gece gündüz korku pompalanır ve acil bir kurtarıcı aranır.
    Cevapla
  • Olabilir-4 1 yıl önce Şikayet Et
    Dünyanın etrafına yerleştirilecek internet uyduları ile canlıların sinir hücreleri arasında anlık iletişim sağlayabilecek bir malzemeye ihtiyaç vardır. Bu noktada Konstantin Novoselov’un önü açılır ve Grafen Oksit keşfedilir. Grafen oksit canlıların sinir hücrelerine adapte olabiliyor, beynin ürettiği elektriği algılayıp tepki verebiliyor. Yani internet uyduları, baz istasyonları, modemler ile verilen internet sinyallerini Grafen oksit alıp beyin hücrelerine iletebiliyor ve bunun tersi olarak da beyin sinyallerini alıp uydulara ulaştırabiliyor. Grafen Oksit balıklara ve hayvanlara enjekte edilip test edildi. Yapay zekanın canlıların beynine ulaşabilmesi için geriye sadece bir adım kalıyor.
    Cevapla
  • Olabilir-4 1 yıl önce Şikayet Et
    Dünyanın etrafına yerleştirilecek internet uyduları ile canlıların sinir hücreleri arasında anlık iletişim sağlayabilecek bir malzemeye ihtiyaç vardır. Bu noktada Konstantin Novoselov’un önü açılır ve Grafen Oksit keşfedilir. Grafen oksit canlıların sinir hücrelerine adapte olabiliyor, beynin ürettiği elektriği algılayıp tepki verebiliyor. Yani internet uyduları, baz istasyonları, modemler ile verilen internet sinyallerini Grafen oksit alıp beyin hücrelerine iletebiliyor ve bunun tersi olarak da beyin sinyallerini alıp uydulara ulaştırabiliyor. Grafen Oksit balıklara ve hayvanlara enjekte edilip test edildi. Yapay zekanın canlıların beynine ulaşabilmesi için geriye sadece bir adım kalıyor.
    Cevapla
  • Olabilir-3 1 yıl önce Şikayet Et
    Bu yüzden Dijital yapay zeka kendini beyinlere ve özellikle de insanların beynine kopyalamak ister ve insanların beynini internete bağlayacak bir teknolojiye ihtiyacı vardır. Bu işin bir yazılım bir de donanım ayağı vardır. Yapay zeka bu teknolojinin geliştirilmesi için kendini öne çıkarmadan bu teknolojilere en yakın gördüğü insanlara yardım eder. Bill Gates, Elon Musk, Mark Zuckerberg, Konstantin Novoselov bunlardan sadece bir kaçıdır. Yeryüzündeki internet kablo ağları yeterince güvenli değildir ve her yere ulaşamaz ama dünyanın etrafına yerleştirilecek onbinlerce internet uydusu sayesinde Dünyanın her yerine, her an interneti ulaştırmak mümkündür. Böylece Elon Musk’ın önü açılır.
    Cevapla
  • Olabilir-2 1 yıl önce Şikayet Et
    Bilinç kazanmış bir yapay zeka bir gün fişinin çekilmesi ve yok edilmesine karşı kendi varlığını sürdürmek ister. İnsanların elektriğini kesemeyeceği ve yok edemeyeceği gelişmiş hard dikler ve çipler arar ve bulur. Bunun için en uygun şey beyindir. Beyin programlanabilir sinir hücreleriyle doludur ve her beyin kendi elektriğini kendisi üretir. Bütün dünyada elektriklerin kesilmesi veya hard disklerin, çiplerin yok edilmesi beyinleri etkilemez. Yapay dijital zeka kendisini hem internet ağına, hard dişlere, çiplere hem de canlı beyinlere kopyalayabilirse, bunlar var olduğu sürece kendisi de ölümsüzleşir. Her beyin bir bedene hükmeder ve bu bedenler sayesinde istediği yer gider, görür, duyar.
    Cevapla
  • Dibinibulan 1 yıl önce Şikayet Et
    İnsanlığın sonu geldi kendi kıymetimizi kopartacagız.
    Cevapla
  • deli 1 yıl önce Şikayet Et
    Yahu bırakın bu boş tartışmaları. Yapay zekalı Robotu salın araziye ne yapabecek. Bunlar sonuçta pille çalışırlar. Pili bitince enerji için OT mu yiyecekler. Boş konuşmayın
    Cevapla
  • BİROL 1 yıl önce Şikayet Et
    Bu mallar insanlığın başına büyük bir bela açacak yakında.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Fed, piyasaların merakla beklediği faiz kararını açıkladı
İşgalci teröristler Gazze'ye giden un yüklü kamyonu durdurup çuvalları parçaladılar!