Telefon geldiğinde bile esas duruşa geçerim
Dünyaca ünlü bir bilimadamıyken bile asker olamamanın hüznünü yaşayan Prof. Dr. Celal Şengör dün Harp Akademileri’nde yeni eğitim yılının ilk dersini verdi ve 'komutanlardan telefon geldiğinde bile ayağa kalkarım' dedi.

GİRİŞ 03.10.2006 09:51
GÜNCELLEME 03.10.2006 09:51
PROFÇOCUKKEN BAŞLADI
ASKER hayranı Prof. Şengör gibi eşi Oya Hanım da sevgiyle bağlı olduğu Hava Harp Akademileri’nde ingilizce öğretmenliği yapıyor. Şengör törendeki ilk dersini ‘emir’le verdiğini söyledi. Dersini de ‘arzederim’ sözleriyle bitirdi.
Peki Şengör’ün silahlı kuvvetler hayranlığı nereden geliyor? Prof. Dr. Celal Şengör 29 Haziran’da Yeni Aktüel Dergisi’nden Perihan Özcan’a bunu şöyle anlatmıştı: ‘Beş yaşında hava kuvvetleri üniformasıyla maskotluk yapıyorum. Bandırma 6. Üs Komutanı İhsan Aras Paşa uzaktan akrabamızdı. Bir akşam ‘Bunu maskot yapalım’ dedi. 27 Mayıs’tan ya birkaç gün önce ya birkaç gün sonraydı. İki asker gelip ölçümü aldı. Bütün bir yaz her gün Hava Harp Okulu’na gittim. İçtimaya çıkıyor, subaylarla tayyarelerle geziyordum. Saat 10 sularında kampa gidiyordum. Yemek yeniyordu. Uyuyordum. Üçte uyanıp tekrar filoya gidiyordum. Akşam mesaisi bitene kadar oradaydım.’
‘Oğlum Asım’a okulu Alman Lisesi’nde yapacağı bir takdim için mareşal üniforması lazımdı. Başbuğ General’im müzelere sordurdu. Uygun bulunmayınca bir günde mareşal üniforması diktiler. Asım geçen akşam üniformasıyla oturuyordu. Çoraplarımı isteyecektim. Üniformasına baktım. Kalktım kendim aldım.’
‘Bir keresinde iki havacı komutanla teknede Boğaz’da yemek yiyoruz. Bir komutan rakısı bitince ayağa kalktı. Ben de ayağa fırlayınca masaya çarptım. Eşim elindeki şarapla duş yaptı. Komutan ‘Hata benim’ diye özür diledi. Gözlük taktığım için asker olamadım. İçimde de kaldı açıkçası.’
ESAS DURUŞ
‘BUGÜNE kadar hiç bir general veya amiralle oturduğum yerde konuşmadım. Aradığım zaman ayakta ararım onlardan telefon geldiğinde ayağa kalkarım. Şevket Dıngıloğlu bunu biliyor, aradığı zaman ‘rahat’ diyor. Oturmuyorum çünkü otur değil rahat diyor. Hanım, ‘seni görmüyorlar ki’ diye dalga geçiyor. Bu beni rahat ettiren bir şey.’
EŞİM VE ÇOCUĞUM İÇİN OLURUM AMA HAVACILIGIN YERi AYRI
Robert Koleji bitiren, 1978’de State University of New York at Albany’den jeolog olarak mezun olan 51 yaşındaki Prof. Dr. Celal Şengör, Harp Akademileri’nde verdiği dersi star’a şöyle değerlendirdi: ‘Hayatımda ulaşabileceğim en büyük şeref. Türk ordusunun müstakbel askerine hitap etmekten büyük mutluluk duydum. Yaşamım boyunca hep havacı olmak istedim. Eşime aşığım, çocuğum için ölürüm ama havacılığın yeri ayrı. Akademide ilk ders olarak yaptığım konuşmanın yarattığı mutluluk, içimdeki ukdeyi bir nebze olsun dindirdi.’
. Şengör dün Harp Akademileri Komutanlığı’nın 2006-2007 eğitim yılının ‘Atatürk ve Eğitim’ adlı ilk dersini verirken muhtemelen en mutlu gününü yaşıyordu. Türkiye’nin uluslarası bilimadamlarından olan Şengör, yaptığı çıkışlarla Türkiye’nin renkli simalarından biri oldu. Aynı gün yapılan bir konferansta ABD’li bilimadamına dört, Hülya Avşar’a ise 600 üniversitelinin ilgi göstermesine tepki gösterdi. Depreme sadece ordunun hazır olduğunu söyledi.
ASKER hayranı Prof. Şengör gibi eşi Oya Hanım da sevgiyle bağlı olduğu Hava Harp Akademileri’nde ingilizce öğretmenliği yapıyor. Şengör törendeki ilk dersini ‘emir’le verdiğini söyledi. Dersini de ‘arzederim’ sözleriyle bitirdi.
Peki Şengör’ün silahlı kuvvetler hayranlığı nereden geliyor? Prof. Dr. Celal Şengör 29 Haziran’da Yeni Aktüel Dergisi’nden Perihan Özcan’a bunu şöyle anlatmıştı: ‘Beş yaşında hava kuvvetleri üniformasıyla maskotluk yapıyorum. Bandırma 6. Üs Komutanı İhsan Aras Paşa uzaktan akrabamızdı. Bir akşam ‘Bunu maskot yapalım’ dedi. 27 Mayıs’tan ya birkaç gün önce ya birkaç gün sonraydı. İki asker gelip ölçümü aldı. Bütün bir yaz her gün Hava Harp Okulu’na gittim. İçtimaya çıkıyor, subaylarla tayyarelerle geziyordum. Saat 10 sularında kampa gidiyordum. Yemek yeniyordu. Uyuyordum. Üçte uyanıp tekrar filoya gidiyordum. Akşam mesaisi bitene kadar oradaydım.’
‘Oğlum Asım’a okulu Alman Lisesi’nde yapacağı bir takdim için mareşal üniforması lazımdı. Başbuğ General’im müzelere sordurdu. Uygun bulunmayınca bir günde mareşal üniforması diktiler. Asım geçen akşam üniformasıyla oturuyordu. Çoraplarımı isteyecektim. Üniformasına baktım. Kalktım kendim aldım.’
‘Bir keresinde iki havacı komutanla teknede Boğaz’da yemek yiyoruz. Bir komutan rakısı bitince ayağa kalktı. Ben de ayağa fırlayınca masaya çarptım. Eşim elindeki şarapla duş yaptı. Komutan ‘Hata benim’ diye özür diledi. Gözlük taktığım için asker olamadım. İçimde de kaldı açıkçası.’
‘BUGÜNE kadar hiç bir general veya amiralle oturduğum yerde konuşmadım. Aradığım zaman ayakta ararım onlardan telefon geldiğinde ayağa kalkarım. Şevket Dıngıloğlu bunu biliyor, aradığı zaman ‘rahat’ diyor. Oturmuyorum çünkü otur değil rahat diyor. Hanım, ‘seni görmüyorlar ki’ diye dalga geçiyor. Bu beni rahat ettiren bir şey.’
EŞİM VE ÇOCUĞUM İÇİN OLURUM AMA HAVACILIGIN YERi AYRI
Robert Koleji bitiren, 1978’de State University of New York at Albany’den jeolog olarak mezun olan 51 yaşındaki Prof. Dr. Celal Şengör, Harp Akademileri’nde verdiği dersi star’a şöyle değerlendirdi: ‘Hayatımda ulaşabileceğim en büyük şeref. Türk ordusunun müstakbel askerine hitap etmekten büyük mutluluk duydum. Yaşamım boyunca hep havacı olmak istedim. Eşime aşığım, çocuğum için ölürüm ama havacılığın yeri ayrı. Akademide ilk ders olarak yaptığım konuşmanın yarattığı mutluluk, içimdeki ukdeyi bir nebze olsun dindirdi.’
(Star)