Hrank Dink'in ayakkabısı neden delikti?

Mustafa Yürekli'nin yazısı

Hrank Dink'in altı delik ayakkabıları sadece çektiği ekonomik sıkıntıyı

mı gösteriyor? Yoksa   ruhun bedenden zorla çıkışını mı? Ruh denilen enerji, ayaklardan bedeni terkettiği için ayakkabıları yakıp tabanlardan çıkmış olmasın?

ÖLÜM KOLAY MI ZOR MU?

Menfur Hrank Dink cinayeti üzerine pek çok şey yazılıp çizildi. Pek çok konu konuşuldu. Konuşulmayan tek şey var: Ölümün kendisi. Ölüm anındaki olaylar. Zihinler ölümün gündeme taşıdığı gerçek sorulardan adeta kaçıyor: Azrail ( a.s.) insanı nasıl karşılıyor? Canlarını nasıl alıyor? Ölüm anında neler oluyor?

Kültürümüzde, ölüm öncesinde çekilen sıkıntılara ve acılara 'sekarat' denilmektedir. Sekaratın son aşaması da ruhun bedenden çekilmesidir. Ruhun bedenden çıkışının kimilerinde kolay, kimilerinde zor gerçekleştiği bilinmekte..  

BEYİN ÖLÜMÜ

Modern dünyada ölüme ilişkin koyu bir cehalet var. Ölüm öncesindeki olaylar üzerinde hiç durulmuyor. Ölümün nasıl bir olay olduğu konusunda bilgiler ve düşünceler karmakarışık. Ölüme ilişkin düşünce karmaşasının ana nedenlerinden biri de, ölümün kalbin durmasıyla mı, yoksa beynin faaliyetlerinin son bulmasıyla mı gerçekleştiğinin bilinmemesi..

Kalbin çalışması insan yaşamına delalet etmez. Kalp durduğunda da insan ölmez. Ölüm kalp durmasından sonraki 10 veya daha çok dakika içinde vukuu bulur. Çünkü bir insana ölmüş diyebilmemiz için o insanın beyin faaliyetlerinin durması gerekir. Ölüm, beynin durmasıdır.

Dolayısıyla kalbi duran bir insana tıbbi tedavi uygulanır ve kalp tekrar çalıştırılırsa ölüm gerçekleşmez. Bunun tersine beyni ölmüş bir insan kalbi atsa da, atmasa da ölmüştür. Bu ne bir komadır ne de bitkisel hayat. Bitkisel hayat adı üstünde bir çeşit hayat formudur. Şansı az veya çok ne olacağını Allah bilir.

Ama ölüm veya beyin ölümü, kişiyi toprağa gömebilecek kadar emin olduğumuz ve iyi bildiğimiz bir bilimsel kavramdır. Eğer kalbin durması ölüm demek olsaydı insanlara by pass ameliyatı yapılamazdı. Bu ameliyatta kalp saatlerce durdurularak hasta ameliyat edilir. Bu süre içinde de bir cins yapay pompaya bağlanır. Böylece beyne kan gitmesi sağlanarak beynin ve hastanın ölmemesi sağlanır. Zaten kalbin tüm işlevi de budur; dokulara kan gitmesini sağlamak.

Dolayısıyla ölümün veya yaşamın kriteri kalbin atması veya atmaması olamaz. Eğer beyin başka bir nedenle ölürse, kişi cihaz bağlı olsa da olmasa da kalp iki gün içinde durur. Ölüm anı, diğer bir tabir ile ruhun bedeni terk ettiği an, beynin öldüğü andır...

CAN VERMEK

Can vermek hiç de kolay olmasa gerek.. Kutsal kitaplarda, ölüm anında, meleklerin insanın sırtına vura vura, canını en derinden sökerek aldıkları yazmaktadır.

Ruh en derinden acıyla sökülürken, ölüme tanıklık edenler, yalnızca tıbbi ölümü görürler; hayati fonskiyonları sona ermek üzere olan bir bedenin son çırpınışlarını izlerler.

Ölen kimseyi seyredenler, ne onun yüzüne ve sırtına vurulduğunu, ne ayaklarının dolaştığını, ne de canının köprücük kemiğine dayandığını ya da ayaklarına dayandığını görürler. Bu görüntü ve hislerle yalnızca ölen kişinin ruhu muhatap olur. Bu nedenle ölüm anı sırlarla doludur.

Oysa gerçek ölüm, dışarıda insanların göremeyeceği bir boyutta ölen kişi tarafından bütün yönleriyle 'tadılmakta'dır. Bir başka deyişle, ölüm sırasında yaşanan olay, bir 'boyut değişikliği'dir. Ölüm anı gelen bir kişi, çok farklı olaylar yaşamaya başlar.

CAN AYAKLARDAN ÇIKIYORSA

Ölüm anında ruh, bedeni nasıl terk etmektedir? İnsana hayat veren enerjiden başka bir şey olmayan ruh, bedenin hangi noktasından çekilmektedir? Ruh bedeni ayaklardan terk edebilir mi? Cevaplanması gereken sorular bunlar..

Hrant Dink'in ölü yatan bedeninin en dikkat çeken uzvu hiç şüphesiz gazete altından taşan altı delik ayakkabılarıyla ayaklarıydı.. Ayakkabıların delik oluşu, çektiği ekonomik sıkıntıyla yorumlandı. Peki ama Hrank Dink'in altı delik ayakkabıları sadece çektiği ekonomik sıkıntıyı mı gösteriyor? Yoksa   ruhun bedenden zorla çıkışını mı? Ruh denilen enerji, ayaklardan bedeni terkettiği için ayakkabıları yakıp tabanlardan çıkmış olmasın?  

İdam sırasında da ayakkabılar ayaktan fırlamıyor mu? Çok iyi bildiğimiz Adnan Menderes'in ve Saddam Hüseyin'in idamlarında da ayakkabıları ayaklarından fırlamıştı. Trafik kazalarında can veren varsa ben hep ayakkabılara dikkat ederim. Ayakkabılar genellikle kaza yerinde cenazelerden metrelerce uzağa fırlamış oluyor..