Süt Bankası Projesi'nden vazgeçilsin çağrısı

Sağlık Bakanlığı'nın uygulamaya koymak için hazırlık yaptığı Süt Bankası Projesi'ne tepkiler sürüyor. Din adamları ve STK temsilcileri, Sağlık Bakanı'nın projeden bir an önce vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Bakan, kaygıları gidermeye çalıştı.

Süt Bankası Projesi'nden vazgeçilsin çağrısı
Süt Bankası Projesi'nden vazgeçilsin çağrısı
GİRİŞ 06.03.2013 09:46 GÜNCELLEME 06.03.2013 11:37
Bu Habere 6 Yorum Yapılmış

Süt kardeş evliliklerinin ve itikadi açıdan sakat olabilecek süt annelerin, büyük bir vebal olduğuna dikkat çeken din adamları ve STK temsilcileri, bakanlığın projeden vazgeçmesini istedi.

Sağlık Bakanlığı'nın Süt Bankası Projesi eleştiri toplamaya devam ediyor. Anne sütü alamayan bebeklerin anne sütünden mahrum kalmalarını engellemek ve bebek ölümlerinin önüne geçmek maksadıyla bakanlık tarafından uygulamaya geçirilecek olan süt bankasıyla birçok bebeğin başka annelerin sütleri ile beslenmesi planlanıyor.

Ancak söz konusu uygulamanın getireceği tehlikeler konusunda endişeler son bulmuyor.

"BAKAN'IN YAPACAĞI İŞ, BU YANLIŞ GİRİŞİMİ GERİ ÇEKMEKTİR"

Müezzinoğlu: Duyarlılıkları unutmadan süt bankasını kuracağız

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, son günlerde gündemden düşmeyen süt bankası tartışmalarına son noktayı koydu. Anne Sütü Bankası konusunda duyarlılıkları dikkate aldıklarını belirten Bakan Müezzinoğlu "Faydadan vazgeçmeden, tedbirleri de asla ihmal etmeden bebek ölüm oranını düşüreceğiz" dedi.

Star Gazetesi muhabiri Özlem Yurtçu'ya açıklamalarda bulunan Bakan Müezzinoğlu, ilahiyatçıların uyarılarını da dikkate aldıklarını belirterek şunları söyledi: "Biz, fayda ve kayıt konusunu merkeze alarak bu sistemi kuracağız. Faydadan vazgeçmeyeceğiz, tedbirleri de asla ihmal etmeyeceğiz. Bebekleri yaşatabilmek için elimizdeki en önemli ürün anne sütü. Bebek ölüm hızını daha da düşürebilmek için her türlü önlemi almaya çalışıyoruz. 2002'de bebek ölüm hızı binde 31'lerdeyken 2011 itibariyle binde 7'lere indi. Ama halen gelişmiş ülke standartlarını yakalayamadık. Bu nedenle sisteme önem veriyoruz. Dini bakımdan bir bebek birden fazla anneden de süt alabilir, ama ilk etapta bir bebeğin bir süt annesi olacak. 5-10 yıllık uygulamadan sonra bu belki düşünülebilir. Donörün de alıcının da kimlikleri kayıt altına alınacak; her iki ailenin nüfus kütüğüne bu bilgi gönderilecek. Bir ailenin bir süt bebeği olacak, yani bir bebeğin bir süt annesi olacak. Bağışçı annenin bebeği ile sütü alan bebek aynı cinsten olacak. Ayrıca aileler 5 yıldan sonra ve her 5 yılda bir en az 5 defa bilgilendirilecek."

Hastalık taraması yapılacak

Yenidoğan, erken doğan (prematüre) veya çeşitli sebeplerle sağlıksız doğan bebekleri yaşatabilmek için en büyük silahın anne sütü olduğunu anlatan Bakan Müezzinoğlu, "Ancak bu sütlerin tetkikinin de yapılması gerekiyor. Pekçok hastalık (HIV, Hepatit B, C gibi) açısından taramadan geçirilmesi gerekiyor. Acil durumlarda rızası olan anne ve alıcı ailenin olması yeterliydi eskiden. Biz, kontrolü yapılmış sütleri, kayıt altına alarak sunacağız ailelere. İnanç açısından duyarlılıkları asla göz ardı etmeyeceğiz. İlahiyat konusunda yetkin isimler ne öneriyorsa ona da dikkat edeceğiz. Kan bankası gibi, tamamen gönüllülük esasına göre işleyecek" diye konuştu. İlk etapta yenidoğan yoğun bakım ünitesi olan hastanelerde bu ünitelerin kurulacağını anlatan Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İzmir'deki altyapıyı 8 Mart'ta inceleyeceğim. Şayet her şey uygun ve sağlıklıysa uygulamaya geçeceğiz."

Tam Gün müjdesi Tıp Bayramı'nda

Tam Gün Yasası'nda esneme olup olmayacağı ile ilgili de beklentilerin olduğunu anlatan Dr. Müezzinoğlu, müjdeyi 14 Mart Tıp Bayramı'nda vereceklerini söyledi ve "Bu hafta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında, Maliye Bakanımız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız ve ben, mutfakta çalışacağız. 75 milyon vatandaşın en ideal hizmeti almasını istiyoruz. Bunun için 125 bin doktor ve 200 bine yakın hemşire ile birlikte bu sorunu aşmamız gerekiyor. İş muayenehaneyi serbest bırakmakla bitmiyor. Hastadan istenen tetkikler nerede yapılacak? Ortak noktada buluşmaya çalışacağız" dedi.

Akit'e konuşan Gıda Hareketi Başkanı Kemal Özer, Sağlık Bakanı'nın projeden bir an önce vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Birilerinin Başbakan'a şirin gözükmeye çalıştığını savunan Özer, "Şimdi Başbakan Erdoğan'dan bakanına talimat verip bu hem dini açıdan yasak hem de genetik açıdan tehlikeli oyuna son vermesini bekliyoruz. Aksi halde orta vadede birçok yasak evliliğin oluşmasına yol açabilir. Girişimin doğru olmadığını bakanlık da görmüş olmalı ki, Bakan'ın her yeni açıklaması bir adım geri çekilme şeklinde oluyor" dedi.

MÜSLÜMAN HASSASİYETİ GÖZETİLMİYOR

Anne sütü bankası girişiminin Müslümanların hassasiyetlerini ve inanç değerlerini hiç önemsemediğini dile getiren Özer, "Bebekte emdiği anneden genetik geçiş olduğunu biliyoruz. Cenab-ı Hak'kın açık bir dille sütanne ve sütkardeşlerin evliliğini yasaklamasının en büyük hikmeti de bu olsa gerek" ifadelerini kullandı.

ÇEKER: "KAYIT ALTINA ALINMASI ZORDUR, SİVİL BIRAKILMALIDIR"

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof.Dr. Orhan Çeker ise süt kardeşliğin dinimizdeki önemine dikkat çekti. Çeker, "Dinimizde bir çocuk belli şartlarda bir kadından süt emdiği zaman o kadının kendi çocuğu gibi olur. Dolayısıyla kadının kendisine ait bir çocuğa nikâh açısından kim haram oluyorsa emen çocuk için de onlar haram olur. Bu genel ilkedir" diye konuştu. Kadınların sütlerini bir depoda biriktirmeleri ve çocuklara vermeleri sonucunda bu akrabalığın meydana geleceğini söyleyen Çeker, "Bakan'ın açıkladığı gibi kayıt altına alınır da hangi kadının hangi çocuğa süt verdiği güzel bir şekilde tutulursa bunun sakıncası olmaz ama bunun becerilebileceği kanaatine değilim" dedi. Çeker, konunun çok karmaşık olmasından dolayı kayıt altına alınmasının neredeyse imkânsız olduğunu dile getirerek, "Dolayısıyla bu işe hileler de karışabilir. Kanaatimce bu işi halk nezdinde işleyip bunun gerekliliğine halkı teşvik edip sivil bırakmak daha iyi olur. Ama bu işleri anne sütünün en faydalı olduğu, benzeri bulunmadığı ve mucizevi bir besin kaynağı olduğu anlatılmalı. Hanımlar, çocukları emzirmeye teşvik edilmeli, süt anneliği teşvik edilmeli" diye konuştu. Çeker ayrıca "Ancak bunu sivil bırakmalı, annelerin tercihine bırakmalı. Bunu herkes sivil olarak yapar da takip ederse bu bilinir. Bunu kişi isterse şahitler huzurunda kayıt ettirebilir ve bu daha kolay olur. Eğer biz bunu sivil bırakırsak çocuk sahipleri de kime emzirteceklerini iyi tespit edebilirler. Bu süt anne seçme hakkını da insanlara tanır" açıklamasında bulundu.

KARAMAN: SİSTEM KAYIT EKSİKLİĞİNİ GİDERECEK

İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman, süt bankasına yönelik tedbirleri dini kurallar açısından değerlendirdi ve şu bilgileri verdi: Anne sütü almadığı takdirde ölecek, hasta olacak veya sakat kalacak bebeklere başka bir kadının sütünün verilmesi zaruret nedeniyle din yönünden gereklidir. Dini bakımdan bir bebeğe bir süt anne zarureti ya da bağışçının bebeği ile alıcı bebeğin aynı cins olması zorunluluğu yoktur. Bir bebek, birden fazla kadından da süt alabilir ve bu kadınların tamamı onun süt annesi; süt annenin yan hısımları da bebeğin süt akrabası olurlar. Ancak güvenli bir kayıt sistemi, donör ve alıcının kimliklerinin kayıt altına alınması ve her iki tarafa da bildirilmesi önemlidir. Şimdiye kadar hem kayıt altına alma hem de nüfusa işleme ihmal edildi. 5 yıldan sonra ve her 5 yıllık periyotta ailelerin bilgilendirilecek olması da süt kardeşlerin ileride evlenmelerini önlemek için faydalıdır.

PROF. AKMAN: KAN BANKASI GİBİ CİDDİ BİR İŞ

Doktorlar da süt bankasının dini ve psikolojik yönden Türk aileleri için hassas bir konu olduğuna işaret etti. Liv Hospital Çocuk Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. İpek Akman, şu uyarılarda bulundu: Kimliklerin ailelere bildirilmesi çok önemli. Süt anneliğinin yüzyıllardır bilinen bir uygulama. Genetik yapıyı değiştirici olup olmadığı konusunda kesin bir görüş yoktur. Anne sütü bankacılığı da kan bankacılığı kadar ciddi bir iştir. Zira anne sütüyle AIDS virüsü (HIV) gibi enfeksiyonları bulaşabileceğinden, pastörize edilmemiş sütler bebeklere verilmemelidir. Anne sütü vericileri CMV, HIV, Hepatit B ve C enfeksiyonları için taranmalı ve taramalar süt bağışı sürdüğü müddetçe 3 ayda bir tekrarlanmalıdır. Anne sütü biyolojik bir ürün olduğu için vericiler kan bankasına bağış yapan kişiler gibi sıkı bir şekilde taranırlar. Ayrıca süt vericilerinin sigara, alkol ve ilaç kullanmaması gerekir.

KAYNAK: YENİ AKİT- STAR GAZETESİ
YORUMLAR 6
  • BÜNYAMİN EROL 11 yıl önce Şikayet Et
    bu proje aklın mı eseri. bu fikri ortaya atan hiç mi düşünmedi? halkı müslüman olan bir ülkede bu tip kararlar, projeler büyük vebaldir. süt önemliymiş de miş miş. koskoca yeni bakanda balıklama atlıyor buna. çok iyi kayıt altına alacaklarmış. sen onu külahıma anlat. diyanette buna kılıf uyduruyor. bu konu hassas. 20 yıl sonra patlar. sağlık bakanıda diyanet bakanıda çok anılır...
    Cevapla
  • turgut1 11 yıl önce Şikayet Et
    bebeğin rızkı süttür. annesi ölmüş veya annesi sütten kesilmiş veya annesini emmesi sıhhen zararlı veya annesi komada vs..sayabileceğimiz durumlardan ötürü biyolojik annesini emmesi mümkün olmayan durumlarda,beslenme; "süt anne" girişimleriyle ikame edilebilir...nasıl ki "hasta bakımı,hasta bakıcılığı" sektörü varsa "süt anne sektörü" de olabilir ve kayıt altında ve sistemli olabilir..sütün bozulması ile bebeğe gıda yerine zehir verilmiş olabileceği unutulmamalı,emmek suretiyle taze sütün bebeğe verilmesi sıhhatli olandır,bu ise günü birlik emzirme potansiyeline sahip annelerin fiziki varlığı ile mümkündür..
    Cevapla
  • CENGAVER 11 yıl önce Şikayet Et
    HERŞEYİ ROBOT OLARAK GÖREN, İNSANLARI POTANSİYEL RANT ÜRETİM MAKİNASI GÖRMEK !. Maneviyat, İnsani, Vicdani, Sosyal ve Toplumsal boyutu önemli değil ! Çocuk üretim Tarlaları yapılsın nüfus bitmesin daha çok artsın, Süt Bankaları kurulsun Milletin Sütü iyice bozulsun, herkes birbiriyle akraba olur işte ne güzel !
    Cevapla
  • Yunus Emre 11 yıl önce Şikayet Et
    İlik bankası yasın.... Sağlık Bakanlığı ciddi bir projeyi hayata geçirmeyi istiyorsa bu proje riskli ve gereksiz (anne sütü gereklidir muhakkak, kastettiğim süt bankasıdır) olan süt bankası projesi deği, hayati önem arz eden ilik bankası projesi olmalıdır. Bugün girmeye çalıştığımız refah ülkelerinden oluşan Avrupa Birliği ülkeleri o kadar denetim yapmalarına rağmen halkına at eti yedirmişken, süt bankası projesinin ülkemizde icra edilmesi birçok riski ve sosyal faciayı gündeme getirecektir.
    Cevapla
  • abdullah erol 11 yıl önce Şikayet Et
    Tehlikeli Hareketler. Dinen bu kadar tehlikeli bir konu sanki önemsiz basit bir konuymuş gibi ele alınıyor. Laik devlet kurumları dinen sakıncalı bir hususta nasıl hassas olabilir? Bunu kim takip edecek? Bu projeden derhal vazgeçilmelidir.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Fenerbahçe'den Fransa'da büyük zafer!
Ülkelerin 2024 yılı savunma bütçesi açıklandı! Türkiye sıra atladı...