Büyükanıt: Hedef tahtası değiliz!
Genelkurmay Başkanı, Harp Akademileri Komutanlığı'nda TSK'ya yönelik eleştirilere sert cevaplar verdi. Büyükanıt, TSK'yı eleştiren AB yetkilisi Kretschmer'i de cevap verdi...

AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hans Jörg Kretschmer'i eleştirdi. Büyükanıt, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı TESEV’in çıkardığı 'Türkiye Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim' konulu almanağın 22 eylülde yapılan tanıtım toplantısında, Kretschmer'in Türkiye’de askerin rolüyle ilgili görüşlerini sert bir dille eleştirdi.
Orgeneral Büyükanıt, TSK'ya yönelik eleştirilerden önce terörle mücadele konusuna dikkat çekerek, "Bu da terör örgütüne sağlanan dış destektir. Bildiğiniz gibi NATO, tarihinde ilk defa terörle dünya çapında mücadele için Washington Anlaşmasının kolektif savunmayı öngören 5. maddesini yürürlüğe sokmuş, bu amaçla Akdeniz'de bir harekat başlatmış, hem AB, hem de NATO PKK'yı terörist örgüt ilan etmiştir. Yine her iki kuruluş terörle mücadele konusunda BM tarafından alınmış kararlara ilave olarak kendileri de çeşitli kararlar almışlar, dokümanlar yayınlamışlar, özel personel görevlendirmişler ve yeni teşkilatlanmalara gitmişlerdir" dedi.
TERÖRE YAPILAN DIŞ DESTEK
Büyükanıt, hal böyle iken bu kuruluşlara üye bazı ülkelerin, kendi topraklarında terör örgütünün serbestçe faaliyet göstermesine, para toplamasına ve Türkiye aleyhine çeşitli çalışmalar yapmalarına seyirci kaldığına dikkat çekerek, "Bunun da ötesinde ülkelerinde yakaladıkları teröristleri ya yargılamamakta, yargılasa da 30 küsur güvenlik görevlisinin kontrolünde iken kaçmalarına müsaade etmekte ya da onu Türkiye'ye iade etmeden silahlı kuvvetlerimize karşı kullanılmak üzere terör örgütüne geri göndermektedir" diye konuştu.
'DEMOKRATİK HAKLARA İTİRAZ YOK AMA TERÖRE DESTEK OLUNUYOR...'
Büyükanıt konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir televizyon istasyonunun yayınlarının önlenmesinde ilgili ülke maalesef tamamen şiddete yönelik ve terör örgütünün propagandası maiyetindeki yayınları ifade özgürlüğü kapsamına sokarak, müttefikinin değil, teröristlerin yanında yer alabilmiştir. Örneğin AB Adalet Divanı dahi PKK'nın terör örgütleri listesinden çıkarılıp çıkarılmamasına ilişkin olarak açılan bir davayı gündemine almıştır. Şu soruyu soruyorum, peki nerede sizin terörle mücadele için aldığınız kararlar? Nerede alınan bu kararlar gereği terörle mücadele için iş birliğiniz. Demokratik değerlere ve demokratik hakların kullanılmasına hiç kimse karşı olamaz. Bu konu yakın geçmişte ülkemizde de gündeme gelmiş ve halen terör örgütünün aktif üyesi olan bazı eski milletvekillerinin de aralarında bulunduğu bir takım kişilerin seçimlere katılmasını anayasal ve demokratik bir hak olduğu ve bunun önlenemeyeceği yolunda görüşler dile getirmiştir. Şurası açıktır ki, Anayasal hak talep etmek için evvela o Anayasayı tanımak ve kabul etmek gerekmektedir. Anayasayı değiştirmek için eline silah almış veya silah alanları desteklemiş olanlar değiştirmeye çalıştıkları Anayasadaki hakları talep edemezler. Aynı şekilde yıkmaya çalıştıkları demokratik düzenin sağlayacağı imkanlardan istifade etme hakları da kesinlikle yoktur."
TSK'YA KARŞI YAPRATMA KAMPANYASI
Orgeneral Büyükanıt, konuşmasında, bazı kişilerce Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratma yönünde sürdürülen bir kampanya bulunduğuna işaret etti. Daha önceki konuşmalarında da bu konuya değindiğini hatırlatan Büyükanıt, Türk Silahlı Kuvvetlerinin tenkitlere her zaman açık olduğunu ve bu tenkitlerden bilime, mantığa ve gerçeklere dayandığı takdirde istifade edebileceğinin de şüphesiz ve kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Yaşar Büyükanıt, sözlerine şöyle devam etti:
"Ancak ne yazık ki bir süredir Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel niteliklerini ve değerlerini sorgulama ve aşındırma çabaları artarak devam etmektedir. Bu saldırılar, maalesef bazı kişi ve çevreler tarafından muteber olmanın bir ön şartı olarak görülmekte, saldırının dozu ne kadar artarsa, bu demokratikleşme yolunda atılmış o kadar büyük bir adım olarak kabul edilmektedir. Yüce Türk ulusunun sevgi ve güvenine en güvenilir kurum olarak mazhar olmuş Türk Silahlı Kuvvetleri de bu kampanyanın en önemli hedeflerinden biri haline getirilmiş, kampanya yeni şekil ve boyutlar alarak ordumuzun toplum içindeki yerini sorgulamaya ve Türk Silahlı Kuvvetlerini demokratikleşme yönünde bir engel olarak göstermeye kadar ulaşmıştır. Bu noktaya gelinceye kadar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yaşam biçimi olan Atatürkçülük sorgulanmış ve bunun Türkiye'nin önünü kapayan, gelişmesini engelleyen bir husus olduğu resmi raporlara dahil edilmiş, Atatürkçülüğü savunanlar ise bağnaz ve tutucu olarak nitelendirilmiştir. Üzülerek ifade ediyorum bu saldırılar dıştan olduğu gibi içimizden de destek bulmuştur. Diğer taraftan dost ve müttefik bir ülkenin Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Genelkurmay Başkanlığının Türkiye Milli Savunma Bakanlığına bağlanması yolunda almış oldukları karara gerekçe tespit etmek için, yerli ve yabancı kuruluşların katıldığı toplantılar icra etmiş ve raporlar yayınlamıştır. Hatta aynı ülkenin Genelkurmay Başkanı üzerindeki üniformayla Türkiye'ye gelip, Türkiye'deki sistemi tenkit eden ve maddi hatalarla dolu bir konuşma yapmıştır. Böylesi bir girişim Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez gerçekleşmiştir. Bu durumu 'askerler her konuda beyanatta bulunuyor' diyenlerin dikkatine sunuyorum."
ALMANAK ELEŞTİRİSİ
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, "Bu gayretlerin devamı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin konumu konusunda içeriği pek çok maddi hatayla dolu yeni bir belge, almanak yayınlandığını" belirterek, "Bu belgede dikkat çeken en önemli konu dokümanı oluşturan 22 bölümden 9'unun polis akademisi tarafından yazılmış olmasıdır. Bu kurumsal iş birliğine en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, devletin önde gelen kurum ve kuruluşlarının bu tür çalışmalara katılmalarının nasıl bir fayda sağlayacağını da takdirlerinize bırakıyorum" dedi.
Orgeneral Büyükanıt, söz konusu raporda, ağırlıklı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin işlevlerinin ele alındığını belirterek, raporun ön sözünde yer alan "İtaat kültürünün yerine itiraz kültürünü yerleştirmeyi amaçladığı" yolundaki ifadelerin, raporun gerçek niyetini açıkça ortaya koyduğunu bildirdi.
BELGENİN TANITIMI
Orgeneral Büyükanıt, bu belgenin tanıtımının, 22 Eylül 2006 tarihinde düzenlenen bir toplantıda yapıldığını anlatarak, şunları kaydetti: "Yani daha birkaç gün önce icra edilen bir toplantıyla yapılmıştır. Bu toplantıda yerli ve yabancı konuşmacılar tarafından yapılan bazı beyanlar, her türlü teamül, nezaket ve tahammül sınırını aşmaktadır. Bu konuşmacılar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yüce Türk milletinin Anayasa ve kanunlarla tartışılmaz bir şekilde kendisine vermiş olduğu görevlerini sahiplenmesini, 'ülkenin hukuki ve kurumsal yapısına saygısızlık' olarak nitelemekte, yargıya intikal etmiş bazı münferit olayları tek merkezden kontrol eden geniş çaplı ve planlı uygulamalar olarak göstermekte ve kullandığı her türlü mali kaynağın tahsisi harcanması ve son kuruşuna kadar denetlenmesinin devletin ilgili kurumları tarafından yapılmakta olduğunu göz ardı ederek, 'şeffaflıktan uzak ve hesap verilebilirlikten muaf olduğu' iddiaları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin de ötesinde, onu en güvendiği kurum olarak bağrına basmış olan asil milletimize de saygısızlık yapmışlardır. Bu beyanların, Mayıs 2006'da yayınlanmış bir belgenin yaklaşık aylar sonra yapılan tanıtım toplantısı vasıtasıyla, Kasım ayında AB tarafından yayınlanacak ilerleme raporu öncesine denk getirilmesinin amacının da, silahlı kuvvetlerini cevap vermeye zorlamak ve hazırlanacak olan bu rapora bu cevabi beyanatımızı bir gerekçe olarak dahil ettirmek olduğu aşikardır. Bu bilinçle bu sözlerimi ifade ediyorum."
Orgeneral Büyükanıt, bu mesnetsiz beyanlara devletin hiçbir kurum ve kuruluşundan kamuoyundan herhangi bir açıklama ve tepki gelmediğini de ifade etti.
TSK; AB ÜYELİĞİNİ DESTEKLİYOR
Orgeneral Büyükanıt, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Türkiye'nin AB üyeliğini tamamen desteklediğinin daha önce müteaddit defalar beyan edildiğini kaydetti. Bu nedenle bu açıklamasının, Türkiye'nin AB üyeliği ile ilişkilendirilmesinin yanlış olacağını ifade eden Orgeneral Büyükanıt, "Siyasi her türlü polemiğin dışında kalmak için azami gayret gösteren Türk Silahlı Kuvvetlerinin, AB paravanası arkasına gizlenerek yapılan bu ithamlara karşı kendini savunma hakkını kullanması da en tabii hakkıdır" diye konuştu. Orgeneral Yaşar Büyükanıt, sözlerine şöyle devam etti:
KRETSCHMER'A TEPKİ
"Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri, bazı çevrelerin hedef tahtası değildir. Ben bir askerim ve yasaların bana verdiği görevleri yerine getiriyorum. Asker olarak bizim siyasetle ilgimiz yoktur. Ancak güvenlik ve rejim ile ilgili temel mülahazalarımızdan rahatsızlık duyanlar varsa bu, onların kendi rahatsızlıklarıdır. Şimdi bu konuyla ilgili düşüncelerimi açıklamak istiyorum. Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili olarak AB yetkilisi bay Kretschmer bir ipucu veriyor: 'Silahlı kuvvetlerin ulusal güvenlik konusuna çok geniş perspektiften bakarak kamu hayatının hemen her yönüyle ilgili, örneğin din eğitimi, kültürel haklar, üniversite gibi hususlarda açıklamalar yaptığı, bu açıklamaların, halk üzerinde büyük etkisi olduğu, silahlı kuvvetlerin halktan en çok saygı gören en istikrarlı kurum olarak değerlendirilmesi gerçeğinden cesaret alarak, bu açıklamalarda bulunmayı meşru gördükleri' tespitinde bulunuyor. Bu tür ifadeler demokratik söylem açısından kulağa hoş gelen söylemler olabilir. Ancak, ben bu söylemleri açık Türkçe'ye çevirerek yorumlayacağım. Din eğitimi, kültürel haklar, üniversite derken sözü geçen AB görevlisi, nelerden rahatsızlık duyuyor? Türk Silahlı Kuvvetlerinin halktan en çok saygı gören gücünden... Halkın bu söylemlerden etkilenmesinden neden rahatsızlık duymaktadır? Türk Silahlı Kuvvetlerinin demokrasi dışı hangi söylemi vardır? Yoksa Türk Silahlı Kuvvetlerinin söylemleri, bu yorumları yapanların gizli ajandalarının hedeflerini mi zorluyor? Bunları iyi bilmeliyiz."
GENÇ SUBAYLARA DOĞRU VE OBJEKTİF BİLGİ
Orgeneral Yaşar Büyükanıt, bu konuyu burada gündeme getirmesinin bir anlamı olduğunu ifade ederek, "Bugün bu salonda öğrenci subay olarak bulunan genç subaylar, gelecekte bizim yerlerimizi alacaklardır. Bu kişilere doğru ve objektif bilgi vermemiz gerekmektedir. Temel bilgileri alacakları yer bu kurumdur. Bu kurumdan yetişecekler, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetini korumaya da muktedir olanlardır ve olacaklardır" dedi. Orgeneral Büyükanıt, şöyle konuştu: "Silahlı kuvvetlerin demokratik kontrolünün ne anlama geldiği ve bu amaçla ne tür uygulamalar yapılabileceği, konuyla ilgili dokümanlarda kural olarak benimsenebilecek neler yazdığı, ayrı bir konudur. Gerek olursa bu konudaki görüşlerimizi de açıklarız. Ancak burada önemli olan, yapılan bu çalışmaların bilimsel verilere ve bulgulara dayanması ve gerçekleri yansıtmasıdır." Orgeneral Büyükanıt, Türk Silahlı Kuvvetlerinin konumu konusunda ortaya açılan belgenin 52. sayfasında "Genelkurmay Başkanının görev ve yetkilerini kime bağlı olarak yürüttüğü hususu, Anayasada mevcut değildir" denildiğini vurgulayarak, "Anayasanın 117/4'üncü maddesi, Genelkurmay Başkanının görev ve yetkilerinden dolayı kime karşı sorumlu olduğunu açıkça belirtmiştir" dedi. Belgenin 12. sayfasında ise "Mevcut durumda zorunlu askerlik, sivil demokratik kültür yerine askeri değerleri şekillendirici bir laiklik ve milliyetçilik anlayışını toplumsallaştırmaktadır. Askeri kararlar üzerinde parlamenter denetim tam olarak oluşturulamamaktadır" ifadesinin yer aldığını kaydeden Orgeneral Büyükanıt, bu şekilde belgenin, laiklik ve milliyetçilik anlayışının zorunlu askerlikten kaynaklandığını ifade ettiğini söyledi.
TÜRK ORDUSUNUN PROFESYONELLEŞMESİ
Orgeneral Yaşar Büyükanıt, şunları kaydetti: "Bu ifadelerden, zorunlu askerlik yerine profesyonel ordunun kurulmasının Milli Savunma Bakanlığının bütçesine getireceği yük hakkında bilgi sahibi olunmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu konuda bir açıklama yapmak isterim. Türk Silahlı Kuvvetleri, tamamen profesyonel bir yapıya geçerse, sadece personel maaşları ve sosyal yardım giderleri bugünkü Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin 3 katı olacaktır. Buna silah alımları dahil değil. 2005 yılında 11 milyar YTL olan maaş ve özlük hakları, 33 milyar YTLY'ye çıkacak. Hal böyle iken bu dokümandaki ifadeleri bilimsel kabul etmek mümkün müdür?" Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, belgenin 54. sayfasında yer alan "Üst düzey komutanlar düzenli olarak gerek iç, gerekse dış politika konularında görüşlerini açıklamayı sürdürmektedirler" ifadesine dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Buna örnek olarak Şemdinli olaylarında yer alan bir astsubay hakkında benim söylediğim, 'Tanırım, iyi askerdir. Ancak suç işlemişse cezasını alır' cümlemi gerekçe göstermiştir. Bu cümlenin iç ve dış politika ile ilgisi nedir? Ayrıca sarf ettiğim cümleyi tam olarak yazma dürüstlüğü dahi gösterilmemiştir.
Yine belgenin 56. sayfasında, 'bir basın mensubu şöyle yazıyor: Bir general bana dedi ki, Milli Güvenlik Siyaset Belgesini biz hazırladık. Başbakanlığa basılması için gönderdik. Böylece bu belgenin askerlerce yazıldığı teyit edilmiştir' diyor. Böyle gerçekle ilgisi olmayan ifadelerin hangi kritere uygun olduğunu anlamak da mümkün değildir. Bu tür raporlar kimlerin desteğiyle hazırlanıyor bilmiyorum. Bir kısmını sadece tahmin ediyorum. Ancak bu tahminlerim bu raporların kimler tarafından desteklendiğini gördükçe gerçeğe dönüşüyor ve bundan ziyadesiyle rahatsız oluyorum."
TSK SİLAH KAÇAKÇISI MI?
Bu tür raporların gelecekte de yayımlanması durumunda daha açık ve net belgeleri kamuoyu ile paylaşacağını da dile getiren Orgeneral Büyükanıt, şunları söyledi: "Konuşmamın son bölümünü üzülerek ifade ediyorum ki, kendi içimize yönlendiriyorum. Bu anlamsız raporun tanıtım konferansına Türk yetkililer de fiilen katıldı ve konuşma yaptılar. Basında yer alan bu konuşmalardan bazı ifadeleri takdirlerinize sunuyorum. 'Türk aleminin 200 senedir siyasetle çözemediği en çetin problemlerden bir tanesi, Türk ordusunun silahlanmasıdır. Nereden elde ediyor bu silahı. Hangi imkanlarla'. Sanki Türk ordusu silah kaçakçılığı yapıyor. Gizli gizli silah sokuyor ülkeye... 'Savunma bütçemiz şeffaf değildir. Milli Eğitim Bütçemizde birbirimizin gırtlağına sarılırız. Savunma bütçesi geldiği gibi gider'. Savunma bütçesi bir yılda hazırlanıyor. 15-20 filtreden geçiriliyor. 'Silahlı Kuvvetleri üzerinde yasama, yürütme ve yargı bağlamında hiçbir organın denetleme yetkisi yoktur'. 'Milli Güvenlik Siyaset Belgesi bakana imza karşılığı verildi. Utanarak söylüyorum milletvekiliyim. İçinde ne olduğunu bilmiyorum'. Bunlar gerçekleri yansıtmayan, Silahlı Kuvvetleri incitecek beyanlar olduğu için burada ifade ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yapısı, bu yapı içindeki kurumların ve bir bütün olarak sistemin işleyişi konusunda içimizdekilerin bu hayret verici bilgi noksanlığı karşısında neredeyse biraz önce eksik bilgileri nedeniyle tenkit ettiğim yabancılara haksızlık ettiğimi düşüneceğim."
İLGİLİ HABERLER:
TESEV'den Büyükanıt'a yanıt geldi
İşte askeri kızdıran TESEV belgesi
Diyanet: Devlet büyüklerini önemsiyoruz
Büyükanıt: Hedef tahtası değiliz!
Büyükanıt'tan 'irtica var' mesajı
Uzmanı darbe ihtimalini analiz etti
Zeki Sezer: İrtica yok sözü kandırmaca
Selçuk: Laiklik değil, laisizm sorun
CHP'li Topuz: Sezer muhteşemdi
'TSK sivil iradenin dışına çıkamaz'