Ergenekon'da bomba gibi iddialar

Aranan gazeteciden şok iddia... Veli Küçük’ün “Susurluk’ta Ağar da ölecekti. Birlikte gitmeleri gerekiyordu' dediği iddia edilirken Çatlı'nın kayıp çantası ile ilgili de ipucu çıktı.

Ergenekon'da bomba gibi iddialar
Ergenekon'da bomba gibi iddialar
GİRİŞ 11.03.2008 09:35 GÜNCELLEME 11.03.2008 09:35
Bu Habere 9 Yorum Yapılmış

ERDAL KILINÇ'ın haberi


Ergenekon’dan aranan  gazeteci Tuncay Güney, Veli Küçük’ün “Susurluk’ta Ağar da ölecekti. Birlikte gitmeleri gerekiyordu, bizimkiler arkadaki arabadaydı, Allah’tan o çantayı Drej Ali aldı” dediğini öne sürdü.


Ergenekon soruşturması kapsamında aranan Güney’in, 2001 yılında İstanbul Organize Şube Müdürlüğü tarafından gözaltına alındığında ilginç iddialarda bulunduğu ortaya çıktı.


Güney, emekli Tuğgeneral Veli Küçük’le birlikte oldukları dönemde, Kuzey Irak’ta Talabani ve Barzani’ye 12 bin, PKK’lı Cemil Bayık’a da 6 bin adet silah verdiklerini öne sürdü. Güney, Veli Küçük’ün, Susurluk kazasında dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da öleceğini söylediğini iddia etti.


Veli Küçük’ün, Cumhuriyet gazetesinin satın alınması için gizli görüşmeler de yaptığını iddia eden Güney, Susurluk kazasıyla ilgili olarak Küçük’ün, “Mehmet Ağar da ölecekti biliyorsun, hep beraber gitmeleri gerekiyordu, bizimkiler arkadaki arabadaydılar, Allah’tan o çantayı Drej Ali (Ali Yasak) aldı” dediğini öne sürdü.


Emniyette 2001’de kameraya kaydedilen ifadesinde ilginç iddialarda bulunan Güney, daha sonra yurtdışına kaçtı. Ergenekon soruşturması kapsamında aranan ve Kanada’da olduğu tahmin edilen Güney’in polisteki iddiaları şöyle:


-  Veli Küçük, Sedat Peker ile yoğun ilişki içindedir. 23 yaşından beri Peker, Küçük’ün yönlendirilmesiyle hareket eder. Uyuşturucu kaçakçısı Sami Hoştan ile Veli Küçük’ün ilişkileri çok iyidir.


-  Küçük ile beraber olduğumuz dönemde, Doğu Perinçek’in referansıyla Aydınlık dergisinden bazı muhabirlerle Kuzey Irak’a gittik. Habur’dan itibaren JİTEM’den subaylar da yanımızda geldi. Arkamızda silah yüklü araçların olduğunu öğrendik.


Gümrük geçişlerini Gümrük Müdürü Cemal yaptı. JİTEM subayları ve gazeteci arkadaşlarla Kuzey ırak’a geçtik. Arkamızdaki silah yüklü araçlarla Kuzey Irak’a geldiğimizde, Barzani’ye 12 bin, Talabani’ye 12 bin adet silah verildi. Bu silahlardan 6 bini ayrılarak, Talabani’nin adamları ve Binbaşı Tamer ile birlikte Kale Dizar isimli komünist parti binasında PKK’lı Cemil Bayık’a teslim edildi.


-  Cumhuriyet gazetesinin Ergenekon-lobi faaliyetleri çerçevesinde kazanılması ve satın alınması için Veli Küçük girişimlerde bulundu. Bu çerçevede Ulusal Sanayiciler İşadamları Derneği ile Çırağan Sarayı’nda gizli bir toplantı yapıldı. Küçük ayrıca Cumhuriyet gazetesinin alınmasıyla ilgili olarak ENKA tesislerinde Gürbüz Çapan, Ferit İlsever, Kemal Özden ve Ümit Ülgen ile toplantılar yaptı.


Ağar da ölecekti


-  Küçük, İzmit’te Alay Komutanı iken Abdullah Çatlı gelip giderdi. Çatlı’yı Drej Ali getirdi. Türkiye’de rahat dolaşması için Mehmet Özbay kimliği verildi. Çatlı bir dönem Küçük ile birlikte olmasına rağmen, Susurluk kazası öncesinde Hüseyin Kocadağ’la birlikte hareket etmeye başladı. Küçük de bu olaya kızdı.


Giresun’da bazı üst düzey askeri görevlilerle otururken, Susurluk kazasıyla ilgili olarak Küçük, ‘Mehmet Ağar da ölecekti biliyorsun, o gün onlar oteldeydiler, bunlar aslında hep beraber gitmeleri, o kazada olmaları gerekiyordu, bizimkiler öbür, arkadaki arabadaydılar, Allah’tan o çantayı Drej Ali aldı’ dedi.


Susurluk kazasında olay yerine ilk giden şahıslardan biri Drej Ali’ydi. Çatlı’ya ait bir evrak çantasını alarak Küçük’e teslim etti.”


Küçük: Güney yalan söylüyor


Polis, Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklu bulunan Küçük’e emniyette Güney’in iddialarını sordu. Küçük, yalan ve hayal mahsulü olduğunu savunduğu iddialarla ilgili olarak şöyle konuştu: “Tuncay Güney’in Kuzey Irak’a bir defa gittiğini biliyorum. Gittiğinde beni telefonumdan aradı. Mesut Barzani ile beni görüştürmek istedi. Ancak, böyle bir görüşme yapmak istemedim. Beni 15-20 dakika sonra aramasını söyledim. Bu arada MİT’te görevli Mehmet Eymür ile görüştüm. Böyle bir konuşma yapılacağını, bu konuyu istihbari bilgi açısından kaydetmelerini ve takip etmelerini söyledim.


Bir süre sonra Tuncay Güney beni aradı ve bir şahısla görüştürdü. Ancak, görüştüğüm kişinin Barzani olduğunu tahmin etmiyorum. Güney, o bölgede kendisini havalı göstermek için böyle bir faaliyete girdiğini tahmin ediyorum.


TÜSİAD Başkanı Kemal Özden ile benim yakınlığım vardı. Kemal, Cumhuriyet gazetesini almak için bir faaliyet içerisindeydi. Ancak, maddi imkanları yeterli olmadı. Gazeteyi alamadı ve daha sonra rahmetli oldu. Benim bu konuda sadece bilgim bulunmaktadır. Herhangi bir desteğim olmamıştır...


Kemal Özden ve bana sormuş olduğunuz diğer kişilerle birlikte, ENKA’nın tesislerinde birlikte yemek yedik. Beni Kemal Özden davet etmişti. Kemal, burada Cumhuriyet gazetesiyle ilgili, diğer şahıslarla bazı görüşmeler yaptı, fakat olumlu bir netice alamadı.

YORUMLAR 9
  • Yusuf Cirit 16 yıl önce Şikayet Et
    oh oh.Ne ala memleket.. Bunların tamamı içerde değil.Başörtüsü,K.Irak\'a kara harekatının sonucundaki tartışma vs.vs... Daha nice karışıklıkların arkasında bunların olduğundan eminim.adamlar öyle devran sürmüşler ki,adınıda vatanseverlik koymuşlar.kimbilir daha ne kokular çıkacak.bu ülke de bizim DHKP-C li çocuklar diyen savcı varsa...biz dizimize kadar denize girmeye korkuyoruz.adamlar okyanusa sığ diyecek konumdalar.Yani o kadar derinleşmişler.
    Cevapla
  • yakup guven 16 yıl önce Şikayet Et
    asil bunlar turkiye dusmani. ergonakon cetesi turkiyenin bas dusmani bunlari meclis insan haklari komisiyonu onlari adalet hic dinlemedi bunlar turk olmadiklari ortada ulkesi para parayi veren dudugunu calar.ceteler pkk.ya sillah vermi verir amaclari bellidi.askerin basidaki zat susmus konussan iyi olur.susdukca sana bulasir.kim olduklari belli.ergokonun basindaki zat suskun.
    Cevapla
  • Hüseyin UĞURLU 16 yıl önce Şikayet Et
    PKK nın silahını bile bunlar temin etmişler. evet PKK bitince bunların foyoları ortaya çıkmaya başladı ama ölen gençler geri gelmiyor
    Cevapla
  • Metin Yazar 16 yıl önce Şikayet Et
    Ertuğrul Kaptan ve Çarkçıbaşı Mehmet Ali. Medya denizinde amiral gemilerini yürütmeye çalışanlar neden susuyorlar? Neden hiç bir şey yokmuş gibi davranıyorlar? Demokrasi ve temiz toplum diye mangalda kül bırakmayanların sükutu ikrardan mı geliyor? Kendilerini, \"Yayın yasağı var o yüzden konuşamıyoruz\" diye savunmalarına kargalar bile gülüyor Operasyonlar esnasında askerin defalarca yayın yapmayın demesine rağmen dallandıra budaklandıra sıfır noktasından yayın yapanlar,yayın yasağını sansür olarak nitelendirenler şimdi susuyorlar. Neden?!?!?!
    Cevapla
  • Metin Yazar 16 yıl önce Şikayet Et
    Milliyetçiler titreyin ve kendinize dönün!. Ergenekon çetesi ve Susurluk çetesinin birbirleriyle ne kadar iç içe oldukları ortada. Susurlukçulara sahip çıkan,onları kahraman olarak görenler,şimdi de Ergenekon\'a sahip çıkıyorlar. Bütün olup bitenler ortada. Hala mı görmemek için ısrar edeceksiniz? Ergenekon\'u çetelerle bir tutmayın diyenler,bu bağlantılara ne diyecekler şimdi? Ergenekon çetesini eleştirenlere laf söyleyeceğinize \"ERGENEKON\"u kirletenlere söyleyin Milliyetçiler Şamanist Ulusalcılar tarafından mankurtlaştırılıyor.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
İsrail Refah'ta katliam yaptı: Şehit ve yaralılar var
2024'te Türkiye'de en çok satılan lüks otomobiller