Mumcu cinayetinin belgesi Küçük'te

Veli Küçük'ün evinde çıkan MİT imzalı bazı dokümanlar dikkat çekti. Bunlar arasında gazeteci Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili tartışılacak bir rapor da var.

Mumcu cinayetinin belgesi Küçük'te
Mumcu cinayetinin belgesi Küçük'te
GİRİŞ 27.07.2008 11:03 GÜNCELLEME 27.07.2008 11:03
Bu Habere 28 Yorum Yapılmış

İbrahim Balta, Erkan Acar, Mükremin Albayrak, Bülent Ceyhan, Melik Duvaklı, Büşra Erdal, Nurullah Kaya, Fatih Vural, Çağlar Avcı, Kamil Maman, Muhammet Çimen, Mühenna Kahveci, İlyas Dal, Hüseyin Keleş, Arif Bayraktar, Kenan Baş'ın haberi

MİT tarafından yazıldığı ve dönemin başbakanına gönderildiği ileri sürülen 2 Şubat 1993 tarihli raporun, 'Haki renkli, 2005 ibareli ajandada olduğu' belirtiliyor. Raporun içeriğinde ise '6 kişilik özel bir timin Uğur Mumcu'yu öldürdüğü, ikinci görevleri Mehmet Ali Birand'ı öldürmek için de Türkiye'den çıkış yapmadıkları' gibi ifadeler kullanılıyor. Veli Küçük'ün ajandasında ayrıca, birçok faili meçhul olayın maktulleriyle alakalı bilgi ve istihbarat notları, Sami Hoştan, Sedat Peker gibi şahıslarla yapılan görüşmeler, bu şahısların duruşma günleri bulunuyor.

Uğur Mumcu cinayeti Küçük'ün ajandasında

Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün evinde bulunan bir belge, gazeteci Uğur Mumcu cinayetine ilişkin tartışma meydana getirecek önemli bir detayı ortaya koyuyor. Bazı bakan ve bürokratlar ile işadamlarına ilişkin detaylı raporların yer aldığı dokümanlar arasında en ilgi çeken ise MİT tarafından yazılan ve dönemin başbakanına gönderilen 2 Şubat 1993 tarihli rapor. İddianamede, 'Haki renkli 2005' ibaresi bulunan ajandada yer aldığı belirtilen rapora ilişkin bilgi şöyle: "Bu ajanda içerisinde bulunan doküman; 02 Şubat 1993 tarihli MİT'ten Sönmez Köksal imzalı Uğur Mumcu konulu belgede; ABD'nin Ortadoğu'yu kontrol altına alıp Türkiye'nin dine dayalı bir yönetim altına girmesini önlemek amacıyla, CIA denetiminde, İsrail 'OADNA' birliklerinde eğitim gören altı kişilik özel tim 'Hayre' deniz üssünden botla Türkiye'ye giriş yaptıkları.. Gazeteci Uğur Mumcu'yu öldüren tim elemanları ikinci görevleri Mehmet Ali Birand'ı öldürmek için ülkemizden çıkış yapmadıkları, İsrail'in Ankara temsilciliğinde kaldıkları tespit edilmiştir."

Balkaner, Veli Küçük'e maaş bağlamış

Ergenekon soruşturması kapsamında 17 Haziran 2008'de tanık olarak ifade veren eski MİT Müsteşar Yardımcısı Mehmet Eymür, örgütün işadamlarıyla olan parasal ilişkilerini gün yüzüne çıkardı. İddianamede yer alan ifadesinde Balkaner'in Veli Küçük'e maaş bağladığını söyleyen Eymür, Sedat Peker'in de Mercedes marka otomobil tahsis ettiğini söylüyor. Eymür, Tarık Ümit olayının da Veli Küçük'le bağlantılı olduğu imasında bulunuyor.

Veli Küçük'ü 1983 yılından beri tanıdığını dile getiren Eymür, batık bankacı Ali Balkaner'in Veli Küçük'e maaş bağladığı yönünde bir duyum aldığını kaydediyor. Küçük'ün, emekli olduktan sonra Hüsnü Özyeğin'e ait Gima'nın yönetim kurulunda yer aldığını hatırlatan Eymür, Peker'in de Küçük'e Mercedes otomobil tahsis ettiğini belirtiyor. Eymür, Küçük'ün şoförünün de Sedat Peker'in adamı olduğunu söylüyor.

Uzun yıllar ABD'de yaşayan Mehmet Eymür, Türkiye'ye döndükten sonra birkaç kez konuştuğu Veli Küçük'ün son görüşmesinde kendisine Maslak'ta İngilizlerle iş yapacağını söylediğini aktarıyor. Eymür, Doğu Perinçek ile olan ilişkisi sebebiyle eleştirdiği Küçük'ün, "Her şeye rağmen en milliyetçi bu Perinçek çıktı." dediğini belirtiyor.

Mehmet Eymür, kaçırılan MİT haber elemanı Tarık Ümit olayı ile ilgili olarak da ilginç bilgiler veriyor. Ümit olayını araştıran İstanbul Jandarma İstihbarat Astsubay Seyit Ahmet Altuntaş'ın bu soruşturmayla alakalı MİT mensuplarıyla ile görüşmek suretiyle epey yol aldığını aktaran Eymür, Altuntaş'ın soruşturmayı yürütürken aniden Diyarbakır'a tayin edildiğine işaret etiyor. Astsubay Eymür, yaptığı çalışmalarla alakalı konuşma konusunda çok tedirgin olan Altuntaş'ın Diyarbakır'dan sonra Giresun'da Bölge Komutanlığı yapan Küçük'ün emrine atandığını aktarıyor. Tarık Ümit'i Divan Pastanesi'nden alıp götüren kişilerden birinin polis memuru Ziya Bandırmalıoğlu olduğunun tanık beyanları ile anlaşıldığını bildiren Eymür, Bandırmalıoğlu'nun daha sonra Küçük'ün güvenlik şirketinde çalıştığını hatırlatıyor. Mehmet Eymür ifadesinde, Susurluk kazasından sonra Veli Paşa'nın Balıkesir Emniyet Müdürü Nihat Camadan'ı arayıp "Abdullah Çatlı bizim adamımız, iki kişi yolluyorum, onların naaşlarını alsınlar." dediğini de aktarıyor.

ABDULLAH ÇATLI BİZİM ADAMIMIZ

İddianamede Veli Küçük'le ilgili bazı iddialara da yer veriliyor. Küçük, Susurluk kazasından sonra Balıkesir Emniyet Müdürü Nihat Camadan'ı arayarak, "Çatlı bizim adamımız." demiş.

'Bu iş demokrasiyle olmaz'

İddianamede yer alan telefon görüşmeleri 'terör örgütü kurmak ve yönetmekten' yargılanacak sanıkların demokrasiye bakışını da ortaya koyuyor. Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu görüşmelerin birçoğunda devrim çağrısı yapanlardan. İddianamede yer alan telefon görüşmesi 15 Şubat 2008'de yapılmış. Alemdaroğlu'yla Güngör...? adındaki şahıs arasında geçen görüşme iddianamede şu şekilde yer alıyor: "Alemdaroğlu'nun 'Henüz Cumhurbaşkanı'ndan ses seda yok demi?' diye sorduğu, Güngör'ün de 'yok hayır yok ya yok deli misin şey de konuşmuyor, Sezer denilen herif de konuşmuyor' diye cevap verdiği. Alemdaroğlu'nun bu cevaptan sonra 'Sezer denilen man kafa.. evine kapandı şimdi bitti artık' dediği belirlendi. İddianamede Alemdaroğlu'nun telefon görüşmelerinde sık sık darbe istediği şu sözleriyle kaydediliyor: "Bu iş demokrasi ile olmaz. Olacaksa bir devrimdir. Bu da ulusal bir devrim olmalıdır."

Örgütten ayrılanı öldürürüz

Operasyonlarda ele geçirilen ve yapılanmayı anlatan belgeler içerisindeki 'Devletin Yeniden Yapılanması' adlı dokümanda 'terör örgütünden ayrılan ve örgüte ihanet eden örgüt üyelerinin öldürüleceği' belirtiliyor. Belgelerde örgütün katı askerî disiplin kurallarını benimsemiş olduğu ve iç disiplin ile cezalandırma yöntemleri olarak mafya ve terör örgütlerince kullanılan cezalandırma yöntemlerini benimsediği açıklanıyor. Savcılı, açıklamasında ise örgütün, üyelerini dahi öldürmekte tereddütsüz davrandığını ifade edilerek ne kadar tehlikeli, acımasız ve katı disiplin kurallarıyla yönetildiğine işaret ediliyor.

Millete hakaret etmişler

Gazeteci Güler Kömürcü bir telefon görüşmesinde "Benim yazımı güruh anlar mı?.. Sana uyan diyorum, sen güruhu boş ver... İşçi Partisi olabilirsiniz ama halk beni hiç ilgilendirmiyor. Uyanması gereken sen, ben, o... Bizim organize olmamız lazım, sen güruhu boş ver." diyor. Emekli Albay Fikri Karadağ ise Türk halkına 'eşek' yakıştırmasında bulunuyor. Karadağ'ın 22 Temmuz seçiminden 4 gün sonraki telefon görüşmesinde "Eşek Türk diye boşuna dememişler Mamocum. İşte bunun için Eşek Türk'ün manası bu." diyor.

Kaos çıkarıp kuyumcu soyacaklardı

Ergenekon terör örgütünün tetikçi grubunun aralarında yaptıkları telefon görüşmeleri Türkiye'de kaos ortamı oluşturmak için işleyecekleri suikastlar konusunda net deliller sundu. Savcı Zekeriya Öz, örgütün tetikçileri ve Kuvayı Milliye Derneği Başkanı emekli Albay Fikri Karadağ arasındaki konuşmalarının metinlerini iddianameye tek tek koydu.

Tetikçilerin polisin teknik takibine takılan kaos çıkarmak için işleyecekleri cinayetlerle ilgili konuşmaları:

02 Kasım 2007: -Muhammed Yüce (tetikçi - emekli uzman çavuş): İyi belki çıkar da kurtarak a...koycam. Savaş çıkar da o kuyumcuları muyumcuları soyak o adamları. Valla banka mankalara girek belki millet savaş telaşına düşer a... koyım, y...k ölü biz de gidek bankaları soyarık a...koyim. Benim derdim o. Yoksa ne s... ben Türkiye'yi a...koyım he -Coşkun Çalık (tetikçi): Ben de zaten onu bekliyorum ben de.

02 Temmuz 2007: -Yusuf: ...bu yeraltı durumu, şeyden sonra mı düşünüyorsun, seçimden sonra mı...ekip hazırla dedin ya, ...ben çok ciddiyim baba. -Fikri Karadağ: Onu boşver, unut onu... 23 Temmuz'dan sonra konuşuruz. Şu anda söz konusu değil. Memleket tam kaosa gidecek zaten, öyle gözüküyor. Ortalık duman olacak. Herhalde birileri bir şey yapar, hepsini bize mi bırakacak. Ellerinde orduları olan polisleri olan kuvvetleri olanlar yapsın ya.- Eylemi bizim istediğimiz zaman yapacağız.

01 Ocak 2007: -Muhammet Yüce: Komutanım bir arayayım dedim, şu gazetelere bir göz atıyorum, bunlar iyice kudurdu. Nasıl yapsanız, bunlara bir ses yapmamız lazım. ...Kenan Evren'i görmüyor musunuz PKK ya destek amaçlı konuşmalar yapıyor..., ...onlara bir düşünce yapacaz komutanım, ben bir şeyler planlıyorum, DTP'yi bombalayacam. -Fikri Karadağ: Yok, sakın yapma, haberim olmadan bir şey yapma, sakın. Bizim istediğimiz zaman yapacaz.

8 Ekim 2007: -Muhammet Yüce : Ne yapıcaz komutanım, bunun sonu ne olucak? -Fikri Karadağ: A..na kodumun çocukları, 4 yıldızı takıp dolaşıyorlar, onlar yapsınlar ne yaparsa. -Muhammet Yüce: ...yapmamız gereken şeyleri yapalım komutanım, ... jandarmanın, emniyetin bir şey yapacağı yok. -Fikri Karadağ: Onlar yapar., kendine dert etme. -Muhammet Yüce: "..bu böyle olmuyo, biz rahat duramıyoz artık...

Ergün Poyraz, iş karşılığı jandarmadan para almış

'Ergenekon Operasyonu' kapsamında tutuklanan yazar Ergün Poyraz'ın, jandarma ile para ilişkileri ortaya çıktı. İddianamede, İşçi Partisi'nde yapılan aramalarda, partiye ait bilgisayardan çıkan CD'de Poyraz'ın, bazı jandarma üst düzey görevlilerinden yaptığı işlere karşılık para aldığına ilişkin tutanaklar bulunduğu açıklandı. Poyraz'la ilgili iddialardan bir tanesi de, bilgisayarında çıkan devlete ait gizli bilgi ve belgeleri kullanarak, kişilerin özel hayatlarına müdahale etmesi. Poyraz'ın askerî şahıslardan aldığı belgelerin de yayınlanmasını sağladığı açıklanan iddianamede, bu bilgi ve belgeleri Bülent adlı İsmail Yıldız ve Halil Behiç Gürcihan ile paylaştığı ve bu çalışmalarda irtibatlı olduğu ileri sürüldü. İddianamede Poyraz ile ilgili yer alan bir başka bölümde ise çok sayıda üniversite öğretim üyesini fişlediği. Poyraz'ın bilgisayarındaki 'ulusalcılar' isimli Excel belgesi içinde birçok üniversite öğretim üyesinin isimleri ve görev yerlerinin bulunduğunun, listede farklı meslek mensuplarına da yer verildiğinin anlaşıldığının altı çiziliyor.

Kuvayı Milliye Derneği, istihbarat merkezi gibiydi

Ergenekon iddianamesine göre, Kuvayı Milliye Derneği başkanı emekli Albay Fikri Karadağ'la bağlantılı olarak çalışan Erkut Ersoy, Ergenekon'a bağlı lobi yapılanmasının istahbarat toplama biriminin yöneticisi olarak görev yapıyor. Karadağ gerek Ersoy ile bağlantılı olarak, gerekse dernek yapılanmasında kendisinin alt hiyerarşisinde bulunan diğer şahıslar ile Ergenekon'un amaçları doğrultusunda istihbarat toplama faaliyetinde bulunuyordu.

Savcı, gizli tanıklara dayandırdığını bilgilerde örgütün çeşitli kanallar aracılığıyla istihbarat topladığının altını çiziyor. İddianamede terör örgütünün istihbarat kaynakları arasında fahişelerin de bulunduğunun altı çiziliyor. Tuncay Güney, Veli Küçük ve Doğu Perinçek'te ele geçirilen 'Ergenekon Analiz, Yeni Yapılanma Yönetim Ve Geliştirme Projesi' başlıklı dokümanın 4. bölümünde bu yönde bilgiler yer alıyor. 'Yeni Yapılanma Organizasyonu Ve Personel Analizi' başlıklı bölümde bulunan 'Fahişeler' başlığı altında, "İstihbarat sanatında en çok yarar sağlanan kişilerin fahişeler olduğu belirtilmiştir." ifadeleri dikkat çekiyor. Dokümandaki İstihbarat Toplama Hedefleri başlığı altında ise şu cümleler bulunuyor: "İstihbarat sanatında en çok yarar sağlanan fahişeler olmuştur. Çünkü, insanlar çoğu kez ruhsal problemlerin etkisiyle ve bilinçsiz bir karşı konulmazlıkla, sırlarını fahişelerle paylaşırlar. Bu bilimsel bir tespittir ve 2000 yıldır yararlanılan bir metottur."

Lobi için 250 kişilik liste

Ergenekon iddianamesinde yer alan telefon kayıtları, Büyük Türkiye Lobisi hakkında bilgiler de içeriyor. Emekli astsubay Orhan Tunç, gazeteci Talat Atilla ile yaptığı telefon görüşmesinde "Cuma toplantıya gideceğim. Bu işadamları ile de görüşeceğim. 250 kişilik liste varmış." diyor. Sinan Aygün'den Süheyl Batum'a, Mehmet Ali Bayar'dan Abdüllatif Şener ve Turhan Çömez'e kadar birçok kişinin toplantıya çağrıldığını söyleyen Tunç, Süleyman Demirel'in ise gelmeyeceğini belirtiyor. Onur Tunç ise Emniyet'e verdiği ifadede lobinin eski DYP Milletvekili Tevfik Diker tarafından kurulduğunu anlatıyor. Lobinin merkez sağ partileri birleştirmeye çalıştığını kaydeden Tunç, merkez sağda yer alan bazı kişilerle ilgili bilgilerin Tevfik Diker tarafından lobiye gönderildiğini dile getiriyor.

Lig maçlarında şike yapmışlar

Ergenekon iddianamesinde spor dünyasının ünlü isimleri de yer alıyor. Örgütün futbol karşılaşmalarına şike bulaştırdığı belirtilirken, 30 Kasım 2007 tarihinde Hayrettin Ertekin ile Musa isimli bir şahıs arasında telefon görüşmesine atıf yapılıyor. Şike parasından 'burs' diye söz edilen konuşma özetle şöyle: Musa: Biraz önce Ünal Karaman'la konuştum da. Başarılar diledim ona da. Yarın Ankaragücü maçını al, dedim. Hayrettin Ertekin: Evet, Konya'da oynuyorlar doğru... Şeyi verdi abi burs A.'ya verdi biliyorsunuz. Yani konuşulduğu gibi, öbür devrede ikinci yarıda inşallah şeylik yapmaz, Samet abi.

Zaman

YORUMLAR 28
  • Muhammed 15 yıl önce Şikayet Et
    Burcin Hanim alinmayin ve üzülmeyin sizi sizden daha cok sevenler simdi iktidar ve. davaya bakacak olanlar da Mustafa Kemal´in kurdugu Cumhuriyetin cok degerli Savcilari. Eger KÜCÜK ama VELI olmayan adam ve adamlari hakliysalar zaten AK´lanmis olurlar. Bekleyip görmeni tabi Yüce Yaraticimiz Rabbimiz ömür verir ve müsade ederse görebilmeni tavsiye ederim. Dedigim gibi savcilar Cumhuriyet Savcilari. Dikkatini cektiyse bütün suclamalarin ucunda ABD, CIA ve MOSSAD ile ISRAIL parmaginin oldugu da kesinlesti. Bosuna ABD ve AB tuzagi olarak hükümetimize iftira atma! Sakin olmak gerekir.
    Cevapla
  • Muhammed 15 yıl önce Şikayet Et
    Burcin Hanim alinmayin ve üzülmeyin sizi sizden daha cok sevenler simdi iktidar ve. davaya bakacak olanlar da Mustafa Kemal´in kurdugu Cumhuriyetin cok degerli Savcilari. Eger KÜCÜK ama VELI olmayan adam ve adamlari hakliysalar zaten AK´lanmis olurlar. Bekleyip görmeni tabi Yüce Yaraticimiz Rabbimiz ömür verir ve müsade ederse görebilmeni tavsiye ederim. Dedigim gibi savcilar Cumhuriyet Savcilari. Dikkatini cektiyse bütün suclamalarin ucunda ABD, CIA ve MOSSAD ile ISRAIL parmaginin oldugu da kesinlesti. Bosuna ABD ve AB tuzagi olarak hükümetimize iftira atma! Sakin olmak gerekir.
    Cevapla
  • ahmet 15 yıl önce Şikayet Et
    acaba. şimdi bu emekli paşa için jitem ın kurucusu diyorlar yani istihbarat onun işi yani belgelere sahip olması suç mu oluyor.pek anlayamadım.alindekileri aldılar diyelimki emekli olunca elinde tutmaması lazım.peki elindekileri teslim etti beynındekileri ne yapacagız.bence belgelerin onda olması hiç olaganustu ilginç gelmiyor bana
    Cevapla
  • Burcin Toprak 15 yıl önce Şikayet Et
    SALLAYIN BAKALIM,meydan bos nasil olsa,hitap ettiginiz okuyucu kitlesi de sag olsunlar maximum i. ilkokul tahsilli,ne derseniz gider. Bakalim bu sahtekarlik ve iftiralarin bedelini heriki dunyada nasil vereceksiniz. Siz bunlarla ugrasmayin, bana kalirsa tarihimizin bu en buyuk ABD/AB destekli kalkismasi gelecek hafta cop tenekesine gonderilnce ne yapacaksiniz, utanmadan bu ulkede nasil gezeceksiniz onlari dsunmeye baslayin, boyundan buyuk ise kalkisan %10luk AZINLIK TAYFASI!
    Cevapla
  • Muhammed 15 yıl önce Şikayet Et
    MÜSLÜMANIN TAKTIGINI DÜSMAN ASLA HAYAL BILE EDEMEZ!. ERBAKAN HOCAMIZIN taktigi ile bu günlere geldik! Nerede darbeciler, hortumcular, kartel medyasi, tefeci holdingler, isbirlikci partiler, satilmis sivil toplumcular ve DEMIREL? NEREDELER? BÜYÜK TÜRK Milleti HOCASINA MINNET BORCLUDUR!
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
İsrail ordusu Gazze’deki BM binasını bombaladı
ABD Deniz Kuvvetleri yetkilisi: İsrail ordusu kendi İHA'larını vuruyor