Başbakan para babalarına sert konuştu

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'büyük işverenlerin, bankaların zor durumda' söylentilerine sert cevap verdi.

Başbakan para babalarına sert konuştu
Başbakan para babalarına sert konuştu
GİRİŞ 11.03.2009 15:38 GÜNCELLEME 11.03.2009 15:38
Bu Habere 24 Yorum Yapılmış

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''büyük işverenlerin, bankaların zor durumda'' olduğunun söylendiğini ifade ederek, ''Hiç kimse zor durumda değil kardeşlerim. Gerçekler başka, bakmayın. Bunlar alışmışlar, hükümetleri köşeye sıkıştırarak, oralardan nemalanmaya. Tabii şimdi diyorlar ki IMF ile anlaşsınlar da bu para gelsin, bankalara servis yapılsın'' dedi.

Erdoğan, partisince Ordu'da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Ordu'nun ''Ak hizmetlerle tanışacağını'' söyledi.

Türkiye ve Ordu'nun, büyüklüğüne yaraşır bir karar vereceğini, ''istikrara, ekonomik kalkınmaya devam'', ''AK belediyecilikte durmak yok, yola devam'' diyeceğini belirten Erdoğan, ''İşimiz hizmet, gücümüz millet. Mesele bu'' diye konuştu. 

Uzmanlık alanlarının belediyecilik olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Takım oyunu gibidir, takım. Yerelde güçlü olacaksın, merkezde güçlü olacaksın. Ne kadar güçlü olursan inanıyorum ki hizmet o kadar da farklı olacaktır'' ifadesini kullandı.

Erdoğan, son 6.5 yılda her alanda çok önemli başarılara imza attıklarını, ekonomide, iç politikada, dış politikada, sosyal yaşamda Türkiye'yi çok farklı bir kulvara, boyuta taşıdıklarını anlattı.

Kendilerinden önceki dönemde enflasyon rakamlarının ülkenin, çiftçinin, memurun belini büktüğünü söyleyen Erdoğan, hükümetlerin, siyasi partilerin enflasyona yenik düşüp, kaybolup gittiklerini, kendilerinin ise ''enflasyon belasına'' son verdiklerini kaydetti.

''KÜFÜRLE, HAKARETLE İŞİM OLMAZ''

''Diğer liderler gibi küfürle, hakaretle işi olmadığını'' dile getiren Erdoğan, ''Sadece tespitle işim var. Bir doktorun işi nedir? Önce teşhistir, sonra tedavidir. Teşhisi doğru yapamazsanız, tedaviyi de doğru yapamazsınız. İşte şimdi bunu yapıyoruz'' dedi.

DSP-MHP-ANAP iktidarından hükümeti devraldıklarını, o dönemde yüzde 30 olan enflasyonun, şimdi yüzde 7.7 olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Bunları, bu beyefendilere anlatın. Bu gerçekleri bunlar hep saptırıyorlar. Ben resmi rakamlarla konuşuyorum, hayallerle değil, blöf yaparak değil'' diye konuştu.

Enflasyon belasının mutfakta patladığını anlatan Erdoğan, ''Şimdi 'şöyle, böyle sıkıntı var' diyenler, aradaki 23 puanlık farkı konuşsunlar. '23 puanlık fark benim mutfağıma ne kazandırdı' bunu konuşsunlar'' dedi.

Türkiye'yi MHP-DSP-ANAP iktidarının borçlandırdığını, bu borçların AK Parti tarafından ödendiğini kaydeden Erdoğan, ''100 liranın 64 lirası borçtu. Şimdi yüzde 25. Biz mi borçlandık, siz mi borçlandınız? Ey DSP, ey MHP, ey ANAP... ANAP yok artık ya, diğerlerinin de akıbeti aynı olacak. Onun için kime oy veriyoruz iyi bilin. Bunlar borçlandı, biz ödedik'' şeklinde konuştu.

IMF İLE ANLAŞMA

DSP-MHP-ANAP iktidarının IMF'ye 30 milyar dolar borçlandığını, bunun bir kısmının ödendiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

''23.5 milyar dolarla bize devrettiler. Şimdi IMF'nin aleyhinde konuşup duruyor bu MHP'liler, DSP'liler. Peki şimdi ne kadar borç var? 8 milyar dolar. 23.5'ten 8'e geldi. Şimdi çıkıyor bazıları, bana soruyorlar, 'IMF'yle anlaşmayı niye geciktiriyorsun?' Sana mı soracağım? Türkiye'nin menfaatine olursa imzalarız. Ülkemin, milletin menfaatine olmayacaksa kusura bakmayın imzalamayız. Geçen Mayıstan bu yana hala konuşuyoruz. Niye, ülkemin menfaatleri benim için önemli.

'Efendim, işte büyük işverenler, bankalar zor durumda'... Hiç kimse zor durumda değil kardeşlerim. Gerçekler başka, bakmayın. Bunlar alışmışlar, hükümetleri köşeye sıkıştırarak oralardan nemalanmaya. Tabii şimdi diyorlar ki IMF ile anlaşsınlar da bu para gelsin, bankalara servis yapılsın.''

DSP-MHP iktidarında 16 bankanın battığını, bu nedenle 40 milyar dolar ödendiğini ifade eden Erdoğan, ''Ah değerli kardeşlerim, böyle sömürdüler bizi, böyle bitirdiler bizi. Şimdi sıkılmadan çıkıp konuşuyorlar, şöyle böyle... Ne böylesi, hesap ortada. AK Parti iktidarında 1 tane batan banka var mı?'' dedi.

Erdoğan, ''Ah benim kardeşim ah, ciğerlerimiz yanıyor. Onun için 29 Mart çok önemli. Bunlar milliyetçiyiz diyorlar. Nasıl milliyetçisin? Milli bankamız Merkez Bankasını bize kasada 26.5 milyar dolar ile devrettiler'' diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Atatürkçüyüm'' diyenlerin samimi, dürüst olmadığını ifade ederek, ''Ne Atatürkçüsü... Bunlar Atatürk üzerinden geçinenler. Bunlar değil miydi Atatürk ebediyete intikal ettikten sonra paranın üzerinden Atatürk'ün resimi kaldırıp, İnönü'nün resmini koyanlar'' dedi.

Erdoğan, partisince Ordu'da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin kaynaklarının yıllar sonra ulaşım, toplu konut projelerine harcandığını vurgulayarak, ''Kaynaklar ülke insanının 'ben gururluyum, onurluyum' demesine harcanıyor'' diye konuştu.

Altyapı yaptırımlarında sıçrama yaşandığını, 13 Mart Cuma günü Ankara-Eskişehir hızlı trenin resmi açılışını yapacaklarını bildiren Erdoğan, saatte 250 kilometre hıza ulaşan trenin iki şehir arasında 1 saat 20 dakikada sefer yaptığını, eksiklikler giderilince bu sürenin 1 saate kadar ineceğini söyledi.

''Muhasır medeniyetler seviyesine ulaşmak budur'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bunlar 'Atatürkçüyüz' diyorlar. Ne Atatürkçüsü... Bunlar Atatürk üzerinden geçinenler. Bunlar değil miydi Atatürk ebediyete intikal ettikten sonra paranın üzerinden Atatürk'ün resimi kaldırıp, İnönü'nün resmini koyanlar. Ey Baykal, biz sizin cemaziyel evvelinizi çok iyi biliriz. Pulların üzerinden kaldırdınız Atatürk'ün resmini, İnönü'nün resmini koydunuz, devlet dairelerinden Atatürk'ün resimlerini kaldıran siz değil misiniz? Bunlar Atatürk üzerinden geçiniyorlar. Samimi, dürüst değiller. Biz eserlerimizle konuşuyoruz.''

Erdoğan, İstanbul'daki Marmaray projesine ilişkin bilgi vererek, ''2013 oradan trenler geçecek. Londra ile Pekin'i birleştiriyoruz Marmaray ile'' dedi.

CHP'nin ''biz Cumhuriyet'ten eskiyiz'' dediğini ifade eden Erdoğan, ''Ne yaptın onu söyle. Eğer eskiye rağbet olsaydı bit pazarına... Eski olsan ne yazar, ne yaptın. Cumhuriyet'i sen kurmadın, millet kurdu. Cumhuriyet'in sahibi cumhur, yani halk, millet. Halkçıyım demekle olmuyor bu iş. Halkın derdiyle dertleneceksin. Şunu biz yaptık, şu yatırım bize ait diyeceksin'' diye konuştu.

''DAĞLARI DELDİK, ŞİRİN'E ULAŞTIK''

İktidarları döneminde Karadeniz Sahil Yolu'nun tamamlandığını ifade eden Erdoğan, 16-17 yılda sadece yüzde 35'i bitirilen projenin 4,5 yılda tamamlandığını söyledi.

Erdoğan, ''Ferhat gibi dağları deldik, dağları. Ordu bunun şahidi. Sadece Ordu'nun sınırları içinde beş tane tünel var. Perşembe-Bolaman tünelinin açılışına gelmiştim, o zevki yaşadım. Ferhat gibi deldik. Ne işe yaradı, Şirin'e ulaştık. Şirin kim, milletim, halkım'' dedi.

Dereyolu Projesi ile Karadeniz'in Akdeniz ile buluşturulacağını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

''79 yılda Türkiye'ye 6 bin kilometre bölünmüş yol yapıldı. Biz 6,5 yılda 9 bin kilometre duble yol, bölünmüş yol yaptık. Bu mesele farklı bir mesele. Dertli, sevdalı, aşık olmak çok önemli. Bu ülkenin kaynaklarını artık sosyal, insani projelere harcıyoruz. 350 bin konutun inşaatı devam ediyor. 245 bin konutu tamamladık, hak sahiplerine teslim ettik.

Enerji projelerine önemli değer veriyoruz. Rüzgar, güneş ve hidroelektrik santraller attığımız adımlar. Bakü-Tiflis-Ceyhan aynı şekilde. 1 milyon varil petrolü dünya piyasalarına ulaştırıyoruz. Yunanistan doğalgaz hattını açtık. Ülkenin akarsularını artık değerlendiriyoruz. Biz göreve geldik 9 ilde doğalgaz vardı, şimdi 63 ilde doğalgaz var. Türkiye genelinde 7 bin kilometre boru hattını döşedik. Ordu'muza da doğalgazı getirdik, organize sanayide var, şehiriçi için çalışmalar devam ediyor. Ordulu kardeşim evinde doğalgazı kullanır hale geliyor.''

Erdoğan, nükleer enerji konusundaki çalışmaların devam ettiğini, Karadeniz'de petrol arama çalışmalarının ihalesinin yapıldığını, sondaj çalışmalarına da başlanacağını bildirdi.

''KRİZLE İLGİLİ TÜM TEDBİRLERİ ALAN İKTİDAR İŞ BAŞINDA''

Dünyada büyük bir finans krizinin yaşandığını, krizin etkilerini Türkiye'nin de hissettiğini ama Türkiye'nin bu krizi en azıyla atlatacağını belirten Erdoğan, krizle ilgili bütün tedbirleri anında alan bir iktidarın iş başında bulunduğunu söyledi.

''Felaket tellalları var. Bu tellallara halkımın kulak asmadığına inanıyorum'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bunların ülke batsa umurlarında değil. Enflasyon 11 puana çıktı, sokaklara döküldüler. 'Gördün mü? Nereden nereye geldin' dediler. İnsaf, 30'dan aldık. Velev ki 11 olsun. Aradaki fark 19 puan. 19 puan yere düşürmüşüz. Dünya bir kriz yaşıyor. Şimdi 7.7 oldu. Sayın Baykal buna ne diyeceksin? Sayın Bahçeli sen ne diyeceksin? Dedikleri bir şey yok. Merkez Bankası faizi 11,5'e düşürdü. Yüksek diyordun, buna ne diyeceksin? Sesleri çıkmıyor. Çünkü bunlar buralardan nemalanıyor. Şimdi işsizlik diyorlar. Doğru 12 puan gibi bir işsizlik söz konusu. Geldiğimizde 10.3'tü. Türkiye'de nüfus bir taraftan artıyor.

Şimdi bunların belediye başkan adayları, 'belediyeyi alayım 100 bin işçi alacağım' diyor. Arkadaş sen bu 100 bin işçiyi nereye, kimin müsaadesiyle alacaksın. Bir belediye İçişleri Bakanlığının izni olmadan işçi alamaz. Bu bütçe meselesi. Bütçenin yüzde 30'undan fazlasını emeğe, işçiye, memura yani personel giderlerine harcayamazsın. Sayıştay incelemesini gerektirir. Ama bunlar geçmiş dönemde de bu dengeleri bozdukları için belediyelerimiz iflasla karşı karşıya kaldılar. Personeline 7 ay, bir sene maaş ödeyemeyen belediyeler var. Öyle devraldık bunlardan belediyeleri. Belediye Gelirleri Kanunu bunun için çıkardık. Devlete ait bazı gelirleri belediyelere devrettik, belediyeler biraz daha güçlensin diye.''

Koalisyon hükümetlerini ''yamalı bohçaya'' benzeten ve Türkiye'nin koalisyon hükümetlerinden çok çektiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'de siyasetçilerde bile koalisyon kültürünün gelişmediğini, MHP-DSP-ANAP ortaklığıyla kurulan koalisyonun 3,5 yıl sonra ''biz ülkeyi yönetemiyoruz'' diyerek görevden ayrıldığını söyledi.

Erdoğan, ''Ne oldu? 3,5 yıl sonra çekip gittiler. Hemen seçim istediler. Ama iyi ki de seçim olmuş. Benim milletim 16 aylık partimi iktidar yaptı. Çünkü AK Parti Ahmet'in, Mehmet'in partisi değil. Bu partiyi siz kurdunuz. MHP, DSP barajın altında kaldı. Biz yüzde 34 ile parlamentonun yüzde 65'ini aldık. Tüm bakan arkadaşlarımızla, bürokratlarımızla tam bir uyum içinde gelişmeleri takip ediyoruz, alınması gereken kararları alıyor, atılması gereken adımları atıyoruz'' diye konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sayın Baykal'a bir tavsiyem var, ne olur bu küfür müfür olaylarını aman gündüz yapmasın. Gece 12'den sonra yapsın veya şifreli kanallarda yapsın. Çocuklar izlemesin, çocukların ahlakı bozuluyor. Kötü örnek oluyorsun'' dedi.

Erdoğan, partisince Ordu'da düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, dünyadaki küresel ekonomik krize değindi. Bu krizin haliyle Türkiye'den de hissedildiğini kaydeden Erdoğan, bu krizin en az etkiyle atlatılacağını söyledi.

İktidarın krizle ilgili tüm tedbirleri anında aldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

''Tabi felaket tellalları var. Ama biz, halkımızın bu felaket tellallarına kulak asmayacağına inanıyoruz. Gerçekler ortada, ülke batsa bunların umurlarında değil.

Enflasyon şu anda yüzde 7,7 oldu. Hadi Sayın Baykal buna ne diyeceksin, hadi Sayın Bahçeli sen ne diyeceksin? Merkez Bankası gecelik faizini yüzde 11,5'e düşürdü, hadi buna ne diyeceksin? Çünkü bunlar buralardan nemalanıyorlar.

Son zamanlarda Sayın Baykal çok çirkin, artık kimyası bozuldu herhalde, saldırgan bir yapıya girdi. Devamlı hakaretler, hakaretler, hakaretler... Ben biliyorum ki durumu görüyor ve açık açık söylüyor, 'Ben Ergenekon'un avukatıyım' diyor. Sayın Baykal, sen zaten geçmişinden bu yana hep bu tür şeylerin avukatlığını yaptın. Bakın Antalya milletvekili olan Sayın Baykal, Antalya'nın Elmalı Hazineleri kaçırıldığında, o kaçıranların da avukatlığına soyundu. Ve daha sonra o dönemde İstemihan Talay bey onunla bir mücadeleye girdi. Ondan sonra hazine geri getirildi. Bir yasal süreç başladı. Alt mahkemede kazanan Sayın Baykal, üst mahkemede bu karar bozuldu ve bozulma gerekçesi enteresan. Siyasiler aldıkları davalarda daha hassas hareket etmelidir, dikkatli hareket etmelidir. Dikkatli hareket etmeleri gerekir, özen göstermeleri gerekir. Ama Sayın Baykal kimin avukatlığını savunduğunu özenle seçmiyor.''

''SON ZAMANLARDA İYİCE KİMYAN BOZULDU''

Kendilerinin ise milletin avukatı olduklarını vurgulayan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ise ''Ergenekon''un avukatı olduğunu söyledi. AK Parti ile CHP arasındaki farkın bu olduğunu kaydeden Erdoğan, Baykal'ın ülke yönetimine karamsarlık pompaladığını savundu. Erdoğan, şöyle konuştu:

''Geçenlerde söylemişti, dün de yine söyledi. Ne diyor; 'Hükümet milleti dinliyor'. Bak Sayın Baykal, benim o kadar vaktim yok, demek senin vaktin çok. Bu işin Türkiye'de yönetmelikleri yasayla belirlenmiştir ve yasayla belirlenen bu süreci aynen ilgililer takip eder. Kim dinler, kim dinlenir, bunun kararını veren merci de bellidir. Neresi verir, mahkemeler. Onun üzerine de dinleyecek olan güvenlik güçleri, onu dinler. Bunun bizimle uzaktan yakından alakası yoktur. Ama sen çamur atmaya alışmışsın, iftira atmaya alışmışsın. Yine böyle bu mekanizmayı çalıştırıyorsun. Ama bununla bir yere varman mümkün değil, varamayacaksın da.

 Ben sana bir şey söyleyeyim, bak son zamanlarda iyice kimyan bozuldu. Diyorsun ki 'hükümete hakaret edilebilir, küfredilebilir.' 70 yaşına ulaştı ama 70 yaşını bulmuş olan benim büyüklerime saygısızlık olmasın ha sakın. Onlara benim saygım sonsuz. Fakat bunlar koltuğa fena yapıştılar. Koltuk atıyor, bunlar bırakmıyor. Sayın Baykal diyor ki 'Ağız tadıyla birbirimize küfredemiyoruz'. Bir siyasi partinin lideri, bu ülkede başa oynayan bir insan, kalkıp da milletin huzurunda, meydanlarda 'Ağız tadıyla birbirimize küfür edemiyoruz' der mi? Küfürbazdan siyasetçi olur mu? İnanın eline teslim edin şöyle 5-6 tane koyun, kaybedip gelir. Böyle bir noktada.

En sonunda dayanamadı, 'AK Parti yüzde 52 oy alamazsa bu işi bırakması lazım' dedi. Buralara geldi iş. AK Parti'nin ne kadar oy alacağından sana ne? Sen ne alacaksın onu söyle. Ama bak ben sana Ordu meydanından bir şey söylüyorum, Allah'ın izniyle biz birinci parti oluyoruz. Sen birinci parti olmazsan, ben diyorum ki eğer birinci parti olamazsak ben siyaset bırakırım. Ama Baykal sen birinci parti olamazsan siyaseti bırak ki millet kurtulsun, CHP de senden kurtulsun.

Sayın Bahçeli'ye de söylüyorum, bir partinin hedefi nedir, iktidar olmak. Hep siz böyle muhalefette mi kalacaksınız veya kenarından, köşesinden koalisyon ortağı mı olacaksınız?''

''KENDİ İÇLERİNDEN ÇIKTI BÖCEKLER'

CHP Genel Başkanı Baykal'ın seçimlerde barajın altında kalıp TBMM'ye girememesinden sonra istifa ettiğini ancak 8 ay sonra yeniden genel başkan olduğunu anlatan Erdoğan,  Baykal'ın yerel seçimlerde CHP'nin birinci parti olamaması durumunda istifa edip gitmesi gerektiğini söyledi.

Milletin bir kişiye paye vermesi durumunda, o kişinin, bu payenin hakkını vermesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bunun gereğinin neyse yapılması gerektiğini kaydetti. Dünyada bunun güzel örnekleri olduğunu belirten Erdoğan, dünyada başarısız olan siyasetçilerin çekildiğini belirtti.

Muhalefet partilerinin işsizliği istismar konusu yaptıklarını anlatan Erdoğan, ''Sayın Baykal'a bir tavsiyem var, ne olur bu küfür müfür olaylarını aman gündüz yapmasın. Gece 12'den sonra yapsın veya şifreli kanallarda yapsın. Çocuklar izlemesin,çocukların ahlakı bozuluyor, kötü örnek oluyorsun. Yavrularımıza yazık.

Baykal'ın Tunceli Valisi Mustafa Yaman'a yönelik eleştirilerine de tepki gösteren Erdoğan, 350 aileye yardım yapılmasıyla seçim kazanılamayacağını dile getirdi. Erdoğan, ''350 aileye bunun verilmesiyle seçim kazanılıyorsa bunu zaten parti olarak biz yaparız. Niçin kalkıp bunu biz valimize yaptırtalım, ne alakası var? Vali zaten bunu sürekli yapıyor'' dedi.

Erdoğan, Baykal'a seslenerek, ''Peki sen bu valime böyle kafayı takıyorsun da senin genel sekreterinin bir valimizle konuşmasını nereye koyacağız? Hatırlıyorsunuz o muhabbeti değil mi, Ne oldu, unutuldu. Birde baktılar ki telefon açık, konuşma devam ediyor. Hemen birisi de bunu yakalamış. Dediler ki önce 'biz dinleniyoruz'. Alıştılar bunlar. 'Genel merkezimiz dinleniyor' dediler. sonra kendi içlerinden çıktı böcekler. Ellerindeki kozları bu, zaman zaman bunu kullanıyorlar ama milletim de bunu tabi ki yutmadı'' diye konuştu.

NOTLAR

Erdoğan, AK Partinin 29 seçimleri öncesindeki 36. mitinginde konuştu.

Ordu mitingine Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, AK Parti Genel Sekreteri İdris Naim Şahin ve bazı milletvekilleri de katıldı.

Miting alanındaki ''Çetelerin değil, milletin avukatı Ordu'ya Hoşgeldin'' ve '' Ne Ergenekon, Ne Davos, Bu Millete Gerçek Dost'' pankartları dikkati çekti.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 24
  • islam akbey 15 yıl önce Şikayet Et
    çağın duyun-u umumiyesi. IMF'dir. önce ülkeyi borçlandırarak sonra istediği yasaları çıkarttırıyor. tüm iktisadi kuruluşların kendi belirledikleri babalara satılmasını sağlıyor. 100 sene öncesinin duyunu-u umumiyesidir. önce KİTler, sonra BİTler şimdi de vergi gelirlerinin özel kuruluşlarca toplanmasını şart koşuyorlar. sayın başbakan gerçekten birşeyler yapmak istiyorsa seçimin hemen ardından IMFyle anlaşmayacağının sözünü versin insanlara. buyrun...
    Cevapla
  • pınar 15 yıl önce Şikayet Et
    avukat kesildin başımıza sende kardeş. eğer başbakanın konuşmalarını dikkatli dinler veya zaman ayırıp yazıyı ayrıntılı okursan ülkenin 6 senede ne duruma geldiğini göreceksin. acaba sizin çok değerli muhalaefetlerinizin meeting alanlarında başbakana çatmaktan başka yaptığı birşey varmı. koltuk sevdalıları ülkeyi ne hale getirdiler hele chp Atataürkün partisi ne hale geldi ayıp ya.biri kırmızı dosya sallar biri yağlı urgan ip atar bunlar böle. yerel seçimlerde bizim ve siz bunu biliyosunuz. kuduruyosunuz.saygılar.
    Cevapla
  • mehmet orkun 15 yıl önce Şikayet Et
    geçmişi değil geleceği,sorunları konuş.başbakan olduğunu unuttun galiba. artık gerçekten yerter.başbakanın konuşmalarında bir tane halkın sorunlarıyla çözümle ilgili birşey varmı.yoksullukla,işsizlikle ilgili yapacağı şeylerle ilgili birşey yok.ancak baykalın 40sene önceki elmalı davasında avukatlık yaptığını konuşuyor.ama bilmediği şey böyle büyük davalarda çok büyük suçluların bile avukat tutma hakkı olduğu eğer suçlu kendi tutmasa bile baro avukat tayin ediyor.
    Cevapla
  • NİHAYETPEZİR 15 yıl önce Şikayet Et
    ÖĞRENMEYE ÇALIŞYIĞIM BİR ŞEY VAR. Daha önce minareyi çalan kılıfını uydurur, sözü bana çok uçuk geliyordu ama sonra öğrendim gökdelene bile kılıf yapıyorlar! Şimdi şunu anlamak üzereyim galiba "kendi çalıyor kendi oynuyor".
    Cevapla
  • OSMAN 15 yıl önce Şikayet Et
    para babası. dünya siyasetçileri içinde en zengin kim acaba.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Türkiye'nin dindarlık oranı ortaya çıktı! İşte kişisel sorunlarda sığınılan liman
Bayraktar HÜRKUŞ ile Akıncı'yı takip etti!