Taburdaki toplu mezar yerinde kazı

Taraf’ın 12 korucunun gömüldüğü yerin krokisini yayımlaması üzerine, Şemdinli İçkale Derecik Taburu’nda ‘hafriyat’ başlatıldığı ihbar edildi

Taburdaki toplu mezar yerinde kazı
Taburdaki toplu mezar yerinde kazı
GİRİŞ 19.07.2009 12:43 GÜNCELLEME 19.07.2009 12:43
Bu Habere 44 Yorum Yapılmış

Taraf, 1994’te Şemdinli Derecik İç Güvenlik Taburu’nda öldürüldükten sonra tabura gömüldüğü iddia edilen 12 köylünün isimlerine ulaştı.

Yakınları tarafından “Kayıp” denilen 12 köylünün isimleri şöyle: Casım Çelik, Yusuf Çelik, Mihraç Çelik, Hurşit Taşkın, Kemal İzci, Abdülaziz İnan, Salih Şengül, Naci Şengül, Sıdık Şengül, Cabbar Selvi, Reşit Selvi ve Hayrettin Öztürk. Aynı olayda Kerem İnan ile Avşir Seçkin adlı iki kişinin daha öldürüldüğü belirlendi.

Yolda gözaltına aldılar

Taraf’a konuşan ‘kayıp’ Hayrettin Öztürk’ün kardeşi DTP Şemdinli İlçe Başkanı Emrullah Öztürk, 15 yıl geriye giderek o gün yaşananları anlattı: “23 Temmuz 1994’te Ormancık köyü yakınlarındaki Sılo yaylasında PKK ile askerler arasında çatışma çıktı. Çatışmadan bir gün sonra Şemdinli’de aralarında abimin de bulunduğu 10 kişi iki araçla köye hareket etti.
İki araç Sılo yaylası yakınında askerler tarafından durduruldu. Burada abim Hayrettin Öztürk, Casım Çelik, Hurşit Taşkın, Abdulaziz İnan, Sıdık Şengil ve Mirhaç Çelik gözaltına alındı. Diğer dört kişi ise araçları yakılarak serbest bırakıldı. Serbest bırakılan dört kişi köye ulaştıktan bir müddet sonra askerler, köyü bastı, evleri ateşe verdi.”

Kadın ve erkekleri ayırdılar

Kayıplardan Yusuf Çelik’in eşi Emine Çelik ise o günleri hatırladıkça kahrolduğunu söylüyor: “Köyü birden askerler bastı. Hepimizi evlerimizden çıkardılar. Kadınları ve erkekleri ayırdılar. Bize sürekli bağırıp çağırıp bir şeyler söylüyorlardı. Türkçe bilmediğim için de ne istediklerini anlamıyordum.”
Çelik, daha sonra hakkında fezleke hazırlanan dönemin Derecik İç Güvenlik Taburu Komutanı Kurmay Yarbay Ali Çamurcu’nun adını anımsatıyor:

Ali Yarbay beni dövdü

“Ali Yarbay dedikleri şahıs karnımdaki çocuğa acımayıp beni acımasızca dövdü ve karnımdaki bebeğimi kaybettim. Daha sonra kadınların toplandığı yere kaçıp onların arasına sığındım. O esnada evlerimiz ateşe verildi. Ahırlarımız içerisindeki hayvanlarla birlikte ateşe verildi, atlar kurşuna dizildi. Sonrasında eşimle birlikte köyden altı kişinin daha alındığını duydum. O günden sonra da eşimden haber alamadım. O vahşet gününü ömrüm boyunca unutmayacağım.”

Sırtımda hâlâ izi var
15 yıldır babası Cabbar Selvi ve kardeşi Reşit Selvi’den haber alamayan Ebubekir Selvi de, olay günü köyde olduğunu söylüyor: “Biz erkekleri kadınlardan ayırarak, ayrı bir yere aldılar. Üzerimizdeki elbiselerimizi çıkarmamamızı istediler. Hepimizi darp etmeye başladılar. Hepimizin nüfus cüzdanları toplanarak ateşe atıldı. Aklınıza gelebilecek her türlü işkenceyi köy meydanında uygulamaya başladılar. Silah sesleri hiç durmuyordu. Kızaran namlu uçlarını sırtımızda soğutuyorlardı. Sırtımda halen o günden kalan izler var.”

Avşir Seçkin ateşin içine atıldı
Köylülerden birinin yapılan işkenceleri durdurmak için Yarbay Ali Çamurcu’ya Kur’an-ı Kerim uzatarak durmasını istediğini söyleyen Hurşit Taşkın’ın kardeşi İsmet Taşkın, ama işkencenin devam ettiğini ifade etti: “Köye yapılan top atışlarından sonra aramızdan alınan yedi kişiden Avşir Seçkin, köy yolunda indirilerek saatlerce süren işkencenin ardından ot yığınlarının içerisine atılarak ateşe verildi. Diğer altısı da ilk alınan altı kişiyle birlikte Derecik Taburu’na götürüldü. O günden sonra onlardan bir daha haber alamadık.”

Yedi gün yedi gece yürüdük
Kayıplardan Casım Çelik’in Eşi Meryem Çelik, o günü şöyle anlatıyor: “Ben o zaman Şemdinli merkezdeydim, çocuklarım köydeydi. Eşimin alındığını sonradan duydum. Çocuklarımla birlikte bütün köy sakinleri sınırı geçip Irak’a gitti. Yedi gün yedi gece süren bir yolculuğun ardından Kuzey Irak’ta bulunan Etruş kampına yerleştiler. Ben aradan beş ay sonra gidip çocuklarıma kavuştum. 1997’ye kadar gözaltına alınan eşim ve diğer köylülerin aramıza dönmelerini bekledik. Gelmediler. Biz de onların izine ulaşmak için tekrar Türkiye’ye gelip Şemdinli’ye yerleştik.”

Davayı AİHM’e taşıyan avukat: Kroki doğru, biz de orayı bulmuştuk
Şemdinli’de 12 korucunun öldürülmesi olayını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyan avukat Levent Kanat, Taraf’ta yayımlanan ve köylülerin gömüldüğü yeri gösteren krokinin doğru olduğunu söyledi.
Kanat şöyle dedi: “Ailelerin anlatımlarından da biliyorum, kroki doğru. Ancak, orada bölge ‘Başaktepe mezrası’ olarak isimlendirilmiş. Aslında kastedilen yerin ismi ‘Ormancık mezrası. Bu da olayın tanığın askerin hafızasında küçük bir yanılgı olabilir. Krokiyi doğruyu gösteriyor, biz de ailelerle birlikte taburun yerini tespit ettik.”

Davanın önünü kapattılar

Olayla ilgili olarak ilk soruşturmayı Şemdinli Başsavcılığı’nın başlattığını anlatan avukat Kanat şöyle devam etti: “Başta ölenlerin eşleri ve yakınları ve diğer görgü tanıklarının detaylı ifadeleri alınıyor. Onların ağzından katliam detaylarıyla dosyaya yansıyor. Savcılık, o döneme göre çok da cesur davranıyor ve açıkça suç tanımı da yapıyor: Taammüden öldürme, ziynet eşyalarını çalmak, gebe kadının çocuğunun düşmesine neden olmak.
Bu suç tanımlaması Yarbay Ali Çamur ile Astsubay F. A. ile ilgili yapılıyor. Ardından Şemdinli’de Ağır Ceza Mahkemesi olmadığı için dosya Hakkâri’ye gönderiliyor.”
Hakkâri Adliyesi’nde de detaylı fezleke hazırlandığını belirten Kanat, fakat o dönemde söz konusunu bu iki rutbelinin yargılanmasına izin verilmediğini söyledi.

Devlet ‘onlar kayıp’ dedi

İç hukuk yollarının kapanması üzerine dosyayı AİHM’e taşıdığını belirten Kanat, “AİHM aşamasında devlet, bu suçu üstlenmedi. Davada ‘Bu olayın bizimle ilgisi yok. Devlet görevlileri yapmamıştır muhtemelen örgüt tarafından işlenmiştir ya da bu kişiler örgüte katılmışlardır’ savunması yaptılar. Tanık beyanlarını sunuyoruz, ‘evini bastı öldürdü’ diye hiçbirine cevap vermedi devlet, onlara kayıptır dedi” ifadeleriyle dava sürecini anlattı.
Avukat Kanat, AİHM’in kısa bir süre içerisinde karar vermesini beklediklerini de sözlerine ekledi.

Toplu mezar yerinde kazı başladı
Derecik İçkale Güvenlik Taburu’nda 12 köylünün öldürüldükten sonra gömüldüğü yerde kazı yapıldığı iddia edildi. İsminin açıklanmasını istemeyen Şemdinli’nin Derecik Beldesinde oturan bir vatandaş taburda iki günden beri hafriyat çalışması olduğunu belirterek, “Helikopter pistinin yakınında bulunan top sahası yanında bir kazıcı ile kazı çalışması yapıyor. Dün sabah saat 10.00’da taburdan kapalı iki askeri tamper aracı çıktı. Bugün ise öğle saatlerinde yine söz konusu alanda bir hafriyat çalışması yapıldı” dedi.
Emrullah Öztürk isimli kayıp yakını ise taburda dünden beri hafriyat çalışması yapıldığını belirterek, “Çalışmayı gören bir vatandaş bizi arayarak bilgi verdi. Biz kayıp yakınları olarak delillerin karartılması endişesi taşıyoruz” dedi. 
Şemdinli Barosu avukatları ise Cumhuriyet Başsavcısı’na başvurarak olay yerinde bir çalışmanın olduğu ihbarını yaptı. İnsan Hakları Derneği Hakkâri Şube Başkanı İsmail Akbulut ise kendisine bu konuda şifayen yapılan bir başvuru olduğunu belirterek, “Aileler bizi telefonla arayarak, söz konusu bölgede bir hafriyat çalışması yapıldığını söylediler” dedi.

(Taraf)

YORUMLAR 44
  • halil yarbaşı 14 yıl önce Şikayet Et
    PKK İŞTE BU YÜZDEN GÜÇLENDİ. Bu gibi infazları yapanların tek bir amacı vardı pkk ya adam kazandırmak, çünkü onların Türkiyeyi bölmeyi amaçlıyan dış güçlerden aldığı emir öyleydi babası,abisi,oğlu öldürülen insanların gözünde bakın haaaaaa devlet kürtleri sevmiyor,kürtleri yok etmek istiyor imajı yaratıp insanların pkk saflarına katılması sağlanacaktı bu şekilde doğu Türkiyeden kurtarılıcak kurulan kürdistan devleti israile bağlanacak zengin petrol kaynaklarını israil kullanacaktı bu planı ergenekon savcıları bozdu.
    Cevapla
  • mehmet yaman 14 yıl önce Şikayet Et
    bu iş boş çıkar. ihbarı yapan kişi 94 te orda asker oldugunu soyluyo ben 96 da orada askerdim cizdigi krokinin derecik taburuyla alakası yok adı anılan koyde askerimiz koylunun işbirligi sonucu pusuya dusuruldukten sonra tabur komutanımız tarafından topa tutuldugunu duymustuk ben de olsa aynısını yapardım.pusu gunu koyde tek bir erkek yokmuş bi kısmı şemdinliye bi kısmı pusuya destege gitmiş dedim ya benden once olmus eski devrelerden duydugumuz
    Cevapla
  • Kılıç Ali 14 yıl önce Şikayet Et
    Oralarda kemik arayanlar ve burdaki saksakci sozde demokrat,sozde musluman,hatta sozde insanlar!. Siz, bir tekiniz, 5000 tane gencecik Mehmedimin Sehitliklerdeki Kabristanini tek bir defa ziyaret ettinizmi,onalrin kemiklerini hic dusundunuzmu?Siz bu yaptiginiz hiyanetin yaniniza kar kalacagini dusunuyorsaniz acaip yaniliyorsunuz.
    Cevapla
  • friedenskämpfer 14 yıl önce Şikayet Et
    hükümet ve ordu destek verdi. birileri ülkenin bir bölgesinde 4000 köy yakacak 17000 insani katledecek bölge insanina türlü iskenceler yapacaklar bölgede terör estirip halka büyük zulümler yapacaklar bundan o dönemin devleti hükümeti ve ordusu haberdar olmayacak bütün bunlari o zamanki hükümet ve ordudan gizli bir sekilde yapacaklar buna kargalar bile güler bu zulme o zamanin hükümeti ve ordu yetkilileri ortak olmustur destek vermislerdir bu katilller ozamanin hükümeti ve ordu yetkilileri tarafindan bizzat bu isler icin görevlendirildi
    Cevapla
  • ibrahim sözüpak 14 yıl önce Şikayet Et
    BU ZULÜM BİRGÜN BATININ BAŞINA GELİRSE. Çin de müslümanlar inletiliyor,türkiyede kürtler inletiliyor,kalkmış buradaki çoluk çocuk yorum yazıyor,gülerim ağlanacak halimize,2 kitap okumayan kuranı bilmeyen peygamberi tanımayan herkes yorum cu olmuş yazııık.sizler kimsiniz ki ALLAH ın yartıp can verdiği bir canı alma yetkisini kendinizde buluyorsunuz?kimsiniz toprakları çevirip sınırlar koyup bu sınırların içi benim diyerek içindeki hukuk sistemini ben oluşturdum şunu yapmazsanız sizi öldürme hakkım var diyerek verilen canı alma hakkını size kim ver
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
31 Mart sonrası son anket! Haritanın rengi yine değişiyor
Kamuda tasarrufun ilk adımı! Törene otobüsle gittiler