Türkler bin yıl önce de ütülü giyiyordu

Kaşgarlı Mahmud'un eseri 'Divanü Lugati't-Türk'te Türkler'in bin yıl önceki ilgi çekici geleneklerine de yer veriliyor. İşte onlardan bazıları:

Türkler bin yıl önce de ütülü giyiyordu
Türkler bin yıl önce de ütülü giyiyordu
GİRİŞ 02.09.2009 19:32 GÜNCELLEME 02.09.2009 19:32
Bu Habere 24 Yorum Yapılmış

Türklerin bin yıl önce giyim kuşamlarına özen gösterdiği, ütülü elbise, ipek mendil, eldiven ve havlu kullandığı belirtildi.

Kıyafetlerini özel yöntemlerle çeşitli renklere boyayan Türkler, kendi icatları yoluyla zehirli yemeği de ortaya çıkarıyordu.

Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın'ın kaleme aldığı ve Çince ile Uygurca'ya da çevrilen kitabında, Kaşgarlı Mahmud'un 'Divanü Lugati't-Türk' eserine dayanılarak Türklerin bin yıl önceki ilgi çekici geleneklerine yer veriliyor.

Çin'de basılarak 8 Eylülde Pekin'de tanıtımı gerçekleştirilecek 'Bin Yıl Önce, Bin Yıl Sonra-Kaşgarlı Mahmud ve Divanü Lugati't-Türk' isimli kitapta yer alan bilgilere göre, Türkçede 'ütü' olarak kullanılan söz, Divanü Lugati't-Türk'te 'ütüg' olarak geçiyor. Bu alet, Kaşgarlı Mahmud tarafından, 'mala biçiminde olan, ısıtıldıktan sonra giysilerin kırışıklıklarına bastırılarak sıcaklığın etkisiyle bu kırışıklıkların düzleşmesini sağlayan demir parçası' olarak tanımlanıyor.

Günümüzün ütüsünün ateşte ısıtılarak kullanılan eski biçimi olan 'ütüg' için eserlerde, 'ütidi' fiili de 'ol tonug ütidi (o giysinin kırışıklıklarını ütüledi ve düzeltti)' şeklinde kullanılıyor.

Sözlük bölümünde yer alan 'suvluk' sözünü Kaşgarlı Mahmud 'havlu', 'eliglik' sözünü ise 'eldiven' olarak tanımlıyor. 'Su' sözcüğünün bin yıl önceki biçimi olan 'suv' kelimesine getirilen yapım ekiyle türetilen 'suvluk'un, el, yüz ve vücuttaki suyu kurutmak amacıyla kullanılan havlu olduğu anlaşılıyor.

Bin yıl önce Türklerin giyim kuşamında mendili kullandığı da eserde görülüyor. Erkeğin gerektiğinde burnunu silmek için cebinde taşıdığı ipek mendil olan 'ületü', Divanü Lugati't-Türk'te yer alan bir başka giyim kuşam aksesuarı olarak öne çıkıyor.

Bu veriler, Türklerin bin yıl önce giyim ve temizliklerine dikkat ettiğini, ütülenmiş kıyafet ve ipek mendillerle dolaştığını gösteriyor.

GİYSİLERİNİ BOYUYORLARDI

Eserde, giyim kuşam ile ilgili bir başka ayrıntı da 'bodudı' sözüyle gözler önüne seriliyor. Eski Türkçedeki 'bodudı' sözü, 'boyadı' anlamında kullanılırken, Kaşgarlı Mahmud'un bu söz için getirdiği örnek, 'ol tonug bodudı (o giysisini boyadı)' şeklinde görülüyor.

Kaşgarlı Mahmud, giysi boyanabileceği gibi başka şeylerin de boyanabileceğini ve bu fiilin onlar için de kullanılabileceğini belirtirken, giysinin nasıl boyandığı konusunda bilgi verilmese de bu örnek, Türklerin bin yıl önce kıyafetlerini boyadığını gösteren bir kanıt olarak ortaya çıkıyor.

ZEHİRLİ YEMEĞİ GÖSTEREN 'ÇATU'

Suikastların çoğunlukla zehirleme yoluyla yapıldığı bir dönemde yemeklere karıştırılan zehri ortaya çıkarmak da büyük önem taşıyordu.

Babası ile beraber aile fertlerini böyle bir suikast sonucunda kaybeden Kaşgarlı Mahmud da zehirli yemekleri ortaya çıkaran 'çatu' isimli bir nesnenin var olduğunu, Türk dilinin baş ucu kitabında anlatıyor.

'Çatu'nun 'balık duyargası' olduğunu, kimilerine göre ise Çin'den getirilen ve bıçak sapı yapımında kullanılan bir ağaç kökü olabileceğini aktaran Kaşgarlı Mahmud, yemekte zehir bulunup bulunmadığının da 'çatu' sayesinde anlaşıldığından söz ediyor. Onun verdiği bilgilere göre, zehirli yemek 'çatu' aracılığıyla şu yöntemle anlaşılıyor:

'İçerisinde zehir bulunduğu sanılan çorba ya da yemek bir kapta getirilir. Daha sonra bu yemek 'çatu' ile karıştırılır. Eğer içerisinde zehir varsa ateş yanmamasına karşın çorba ya da yemek kaynamaya başlar. Ayrıca, 'çatu' kabın içerisinde konulduğunda da duman çıkmasa bile kabın kenarları buğulanır.'

'HANGİ BOYDANSIN?'

Türklerin o dönemdeki görgü kuralları ile törelerinden de bahsedilen eserde, Türklerin tanışma şekilleri de okuyucuya aktarılıyor. Birbirini tanımasa dahi karşılaşan iki kişinin selamlaştığı ve görgü kuralları gereğince hal hatır sorduğu Türk geleneğinde iki Türkün tanışması da şöyle anlatılıyor:

'Birbirini tanımayan iki adam, karşılaştıklarında önce selamlaşırlar. Sonra, 'boy kim? (hangi boydansın?)' diye sorarlar. Hangi kabiledensin demektir. 'Salgur' diye karşılık verir veya boy adlarından birini söyler. Bundan sonra konuşmaya başlarlar veya daha fazla gevezelik etmeden kendi yollarına giderler. Böylece her biri diğerinin ait olduğu boyu tanımış olur.'

Kitapta, ayrıca, iki asker veya iki birliğin karşılaştığı durumlarda birbirini tanıma yolu da izah ediliyor. Kaşgarlı Mahmud'un verdiği bilgilerden, bugün askerlikte, poliste veya benzeri görevlerde kullanılan 'parola sorma' uygulamasının o dönemde de var olduğu ortaya çıkıyor.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 24
  • barbaros kara ahmet 14 yıl önce Şikayet Et
    üt-ü. biz hiç etek giymedikki?
    Cevapla
  • serdar taş 14 yıl önce Şikayet Et
    iginç. demek türkler kötü baskıcı ırkçı falan değil.medeni insanlarmışşş..aaaaa ne kadar ayıp onlar medeni olur mu...türklüğünden utananlara yazıklar olsun...yalaka köşe yazarlarına etnik ırkçılara pkk pisliğinin yalakalarına inat!!!!!ne mutlu türküm diyene.... o kadar.....
    Cevapla
  • Metin Yazar 14 yıl önce Şikayet Et
    Don. Süreç içinde bazı kelimelerde anlam kayması olur. Tonug'u giysi diye açarken doğru açmışlar.Don giysidir.Bugünkü anlamda külot değildir.Tonug ise donun akkusatif yapılmış halidir;Yani donu anlamına geliyor.Donatmak da aynı kökten geliyor. Bir zamanlar kötü anlamına gelen Yavuz'u şimdi olumlu anlamda kullanıyoruz. Yine bir zamanlar hem kız hem erkek çocuk anlamına gelen oğlanı bugün sadece erkek çocuk anlamında kullanıyoruz.Silah'ın öztürkçesini şimdi istesem de yazamam.Yer biter,örnekler saymakla bitmez...
    Cevapla
  • Turan Bozkurt 14 yıl önce Şikayet Et
    LAF SÖYLEDİ BALKABAĞI...... '''o bahsi gecenler kürttür,belkide ermeni. türk olamaz! Hani bagirip cagirmiyormuydunuz osmanlı zmanı türklük bişey yoktu cumhuriyetle icad oldu diye?Haber7 sasirdin da boyle bir haber yayinladin anlasilan.yada bu millet keriz bugun bunu yarın bunu ne dersem inanıyor bunlar die mi dusunuyorsunu?'''' SEN ŞİMDİ HESAPTA BU HABERE YORUM YAZDIN VE OKUYAN BİZİM GİBİ CÜHELA ! TAYFASINI AYDINLATTIN ! DEĞERLİ FİKİRLERİNLE,ÖYLE Mİ??? HABER7 EDİTÖRLERİ YAYINLAMADIĞINIZ YAZILARIMI HATIRLADIKÇA KULAĞINIZI ÇINLATIYORUM
    Cevapla
  • Metin Yazar 14 yıl önce Şikayet Et
    Türkler ütüyü buldu,bunlar da onunla kafa ütülemeyi.. Kürtçülerin komik eleştirilerinin altında yatan en büyük sebep "Türk Kompleksi"dir. Halbu ki buna ne gerek var? Türklerin elbiselerini ütülemelerinin Kürtçülere zararı ne? Bu yazının hiç bir yerinde Kürt veya Kürtlüğe vurgu veya eleştiri olmamasına rağmen sazan gibi kızgın ütünün üzerine atlamalarının tek sebebi yorumumun başında belirttiğim gibi "Türk Kompleksi'dir. Kürtçülere(Kürtlere değil) tavsiyem,kendilerini ilgilendirmeyen konulara burunlarını sokmamalarıdır.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
İsrail ordusu Gazze’deki BM binasını bombaladı
Nükleer silahtan daha tehlikeli... Türkiye'de acilen uygulanması gerekiyor!