Metin Kaplan'a 17, 5 yıl hapis cezası

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, yasa dışı ''Anadolu Federe İslam Devleti/İslami Cemaat ve Cemiyetler Birliği (AFİD/İCCB)'' yöneticisi olduğu iddia edilen Metin Kaplan'a 17,5 yıl hapis cezası verdi.

Metin Kaplan'a 17, 5 yıl hapis cezası
Metin Kaplan'a 17, 5 yıl hapis cezası
GİRİŞ 02.07.2010 13:48 GÜNCELLEME 02.07.2010 13:48
Bu Habere 6 Yorum Yapılmış

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, yasa dışı ''Anadolu Federe İslam Devleti/İslami Cemaat ve Cemiyetler Birliği (AFİD/İCCB)'' yöneticisi olduğu iddia edilen Metin Kaplan'ı ''terör örgütü kurmak ve yönetmek'' suçundan 17,5 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Yasa dışı ''Anadolu Federe İslam Devleti/İslami Cemaat ve Cemiyetler Birliği (AFİD/İCCB)'' yöneticisi olduğu iddia edilen Metin Kaplan'ı, hakkındaki müebbet hapis cezasının Yargıtayca bozulmasının ardından yeniden yapılan yargılamada 17.5 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, kararında sanığın eyleminin bu aşamada ''Anayasa'yı ihlal'' değil, ''silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek'' suçunu oluşturduğunu bildirdi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Kaplan ile avukatları katıldı.

Duruşmada söz alan Cumhuriyet Savcısı Mustafa Çavuşoğlu, 12 Mayıs 2010'da verdiği mütalaayı tekrar ettiğini söyledi.

Savunması sorulan Kaplan'ın avukatlarından Mustafa Halit Çelik, 13 sayfalık yazılı savunmasını okuyarak müvekkili Kaplan'ın beraatını talep etti. Çelik, beraat verilmemesi halinde, kanuni indirimlerin uygulanmasını isteyerek, tutuklulukta geçen süre ve tedaviye muhtaç hastalık durumu da göz önüne alınarak Kaplan'ın öncelikli olarak tahliye edilmesini talep etti.

Kaplan'ın diğer avukatı İsmet Koç da daha önce İstanbul 2 No'lu DGM'deki dava dosyasında sanıkların terör örgütü niteliğinde bir eylem içinde oldukları şeklinde beyanların işkence ile alındığını söyledi. Koç, ''Metin Kaplan'ın, toplum için tehlike yaratacak bir kişiliği bulunmamaktadır. İsteyen istediği gibi İslamı yaşasın, birtakım tavsiyelerde bulunsun. Bu suç değildir'' dedi.

Koç da müvekkili Kaplan'ın beraatını ve tahliyesini talep etti.

Tutuklu sanık Metin Kaplan, 14 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sunarak, beraatını ve tahliyesini istedi.

-KARAR-

Mahkeme heyeti, sanık Kaplan'ın ''Anayasal düzeni yıkıp, yerine teokratik esaslara dayalı bir devlet kurmak'' amacıyla oluşturup yönettiği Anadolu Federe İslam Devleti (AFİD-İCCB) adlı örgütün silahlanması ve amaca yönelik vahim eylemler planlanmasının, suça hazırlık niteliğinde olduğunu, icra hareketine dönüşmediğini ve eylemin de bu aşamada ''Anayasa'yı ihlal'' suçunu oluşturmadığını belirtti.

Sanık Kaplan'ın eyleminin ''silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek'' suçu kapsamında kaldığının anlaşıldığını belirten mahkeme heyeti, sanık hakkında yeni TCK'nın lehine olan hükümlerinin uygulanması gerektiğini bildirdi.

Mahkeme heyeti, Kaplan hakkında, yeni TCK'nın 314/1. maddesinde düzenlenen ''silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek'' suçuna ilişkin cezanın, suçun işleniş biçimi, korunan hukuksal konunun önemi ve tehlikenin ağırlığı karşısında, suçla ceza arasında adaletli, mantıksal bir oran sağlanarak alt sınırın üzerinden belirlenmesi gerektiğini kaydetti. 

Heyet, Terörle Mücadele Kanunu'nun cezada arttırım öngören 5. maddesini de dikkate alarak, Kaplan'ı 21 yıl hapse mahkum etti.

Mahkeme heyeti, Kaplan'ın cezasını, yargılama sürecindeki davranışları ve takdiri hafifletici nedenlerden dolayı 17.5 yıla indirdi.

-MAHKEME KARARLARI, YARGITAYCA 2 KERE BOZULDU-

Almanya'nın sınır dışı etmesi üzerine 13 Ekim 2004'te Türkiye'ye getirilen Metin Kaplan, hakkındaki davaya ilişkin aynı gün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya çıkarılmış ve Kaplan'a, kaldırılan İstanbul, Erzurum ve Adana DGM'lerinde açılan ve birleştirilen 13 ayrı davanın iddianameleri okunmuştu.

Uçakla Anıtkabir'e yönelik saldırı ve Fatih Camisi'nin işgal hazırlığının da aralarında bulunduğu 13 ayrı suçlamaya ilişkin Kaplan hakkında düzenlenen iddianamelerde, sanığın, müebbet ağır hapsini öngören ''Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs'' suçu ile ''bu suça fer'i iştirak'', ''yasa dışı örgüte üye olmak'' ve ''halkı kanunlara uymamaya tahrik'' suçlarından cezalandırılması isteniyordu.

İlk yargılamada Kaplan, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince, 20 Haziran 2005 tarihli duruşmada, lehine olduğu gerekçesiyle eski TCK'nın 146. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, ''anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmıştı.

Kaplan'ın, duruşmalardaki tavrından pişmanlık göstermediğinin anlaşıldığını belirten mahkeme heyeti, sanığın, eski TCK'nın cezada indirimi öngören 59. maddesinden yararlanmasına takdiren yer olmadığını hükme bağlamıştı.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın gittiği Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Kaplan hakkındaki kararı, usul eksikliği bulunduğu, eksik soruşturma yapıldığı ve yeni Türk Ceza Kanunu'ndaki hak mahrumiyetlerine ilişkin hükümlerin dikkate alınması gerektiği görüşüyle bozmuştu.

Davanın görüldüğü mahkeme tarafından yapılan yargılamanın ardından Kaplan, ''anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan müebbet hapse çarptırılmıştı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu kez de Kaplan'ın suç oluşturan eylemlerinin ''silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek'' kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin ''suç vasfında yanılgıya düşerek'' karar verdiğini belirtmişti.

Yargıtay, Kaplan'ın eylemlerinin 5237 sayılı yeni TCK'nin 314/1. maddesinde düzenlenen ''silahlı örgüt kurmak veya yönetmek'' suçundan cezalandırılması gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin kararını bozmuştu.

KAYNAK: AA
YORUMLAR 6
  • enginazaklı 13 yıl önce Şikayet Et
    sivil toplum statüsünde. bütün toplulukları bir ayar bir düzen getirebilirsin.ama yok edemezsin.hizaya getiremezsin.dikkat edilirse ortada medeniyet diye bir şey yok.herkes kendi başına bir iş yapıyor.yazarlarımıza bak hepsi sanki anı ve günlük yazıyor.geçmişe bu yazılar gitmez.okuldaki öğrendikleriyle hayatını düzene sokan bir insan varmı.yok.bir kadın kadınlığı okuldamı öğreniyor.hayır.suçlamak için haklı olmak gerekir.yani.hırsızı suçlamak için onun karnını doyurman gerekir.
    Cevapla
  • Tuvad Nıdya 13 yıl önce Şikayet Et
    bu kardeşimize... zulmedilmiştir...filler tepişirken ayak altında kalmak diye buna deniyor herhalde..ama bu zulumden dolayı direk hükümeti suçlamak niye ..?türkiyede yargı sistemi hükümetten bağımsız hareket ediyor bunu hepimiz biliyoruz..bu ülkede yargı bazı alevi mezhebçilerle marksistlerin eline geçmiş..özelliklede bazı mahkemeler tamamen yasamadan bağımsız ama taraflı davranıyor bunu bilmeyen mi var?bu konuda hükümetin suçu bu şahsı almanyadan getirmesine bulunabilir ama onuda baskı altında kabul ettiklerini zannediyorum
    Cevapla
  • Yigit Yigido 13 yıl önce Şikayet Et
    ha ha ha aha. siz gidinde haburda çadır kurun bu ülkeye kurşun sıkanları çıkarın.siz gidin milletyin dinini sömürenleri çıkarın siz gidin yalçın küçüğü övün çıkarın nalet olsuın sizin adaletinize adaletmiş.bana ceza versin imkanı yok firar ederim imansızın adaletimi olurmuş...
    Cevapla
  • osman sakrak 13 yıl önce Şikayet Et
    adalet TSE nin temelidir. iyi güzelde hangi terörist bir eylemde bulunmuşlar hangi eylemi gerçekleştirmişlerde neye göre ceza almışlar acaba bilen varmı Bu Kaplanı Alamanyada kapalı mekanda bir elinde kılıç bir elinde kitap (ne kitabıysa)dururken görüntülemenin dışında negibi bi eylem gerçekleştirmiş acaba neyapmış
    Cevapla
  • bahtiyar 13 yıl önce Şikayet Et
    bu düzenden başka ne beklenirdi ki. Allahın nizamına karşı olan laik düzenden beraat kararı vermesi beklenemezdi ya. Allah sabır versin medrese-i yusufiye eylesin hapishaneyi.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Vatandaşa soruldu! AK Parti'ye neden oy vermediniz? Anket sonuçları
Bodrum'da ormanı yakan sanığın cezası belli oldu