Liderlerin hiç yakalanamaması ve suçlu diye önümüze sadece bazı erlerin çıkarılması, dünyada her derin devlet operasyonunda olduğu gibi suçun yine birkaç zavallıya yıkılmaya çalışıldığını gösteriyor.

CHP'nin kaçınılmaz olan tarihsel dönüşüm anı gelmiştir. İktidarının kaleleri arkasına çekilmiş olan AKP, her değişimin diyalektik bir süreç olduğunu, kendilerinin de bunun dışında kalamayacaklarını görmeliler ve kendi büyük değişim süreçlerine zihinsel hazırlıklarını yapmalılar.

Bu yeni dili oluşturmak sancılı bir süreç alabilir, şimdi var olan durumu sürdürmek isteyenler çok direneceklerdir ama tarih bir kez kararını verdi artık. Kaçınılmazdan kaçış yok.

Laikliğin ve cumhuriyetin tanımının yeniden yapılacağı ve post-seküler topluma doğru evrileceğimiz bu günlerde, özellikle sayıları çok az olan devlet adamlarının görüşlerini duymaya ihtiyacımız büyük.

Cumhuriyetimizin resmi ideolojisinin nasıl da tahammülsüz olduğunu, nasıl da cahil ama acımasız işler yapabildiğini belirli bir kuşak (bizimkiler) yakından biliyor.

Ben bir süredir, ülkemizde insanların birbirlerini anlamaya/anlamlandırmaya yönelik diyalog dilini arayıp oluşturamadıkları takdirde, ülkemizi büyük bir felaketin beklediğini düşünmekteyim.

21'inci yüzyılın sonuna doğru dünyamızda inancın hayatımızda daha hayati yer kapladığını göreceğiz. Tüm dünyada eğilim bu yönde. Türkiye'de de bu böyle tabii ki.

Bizim resmi tezimiz 'bir Türk'ün sarı hummaya yakalanmasının mümkün olmadığı' yolundaydı. Hatta 'sarı humma Türk'ü gördüğünde korkup kaçabilirdi bile, sonunda Senegalli yetkililer bu görüşümüzü kabul ettiler ve ülkeye girdik. Türk olmam hayatımda ilk kez işime yaramıştı

Yapılan hataları kabul edeceğiz, geçmişimizle yüzleşeceğiz, bugünler için yeni davranış ve düşünce sistemleri yaratacağız ve makul bir Türkiye'nin oluşması için elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. Başka çare de gözükmüyor, alternatifimiz de yok.

Bizde kendilerini Cumhuriyet yandaşı gören insanların da temelde ruh hastası oldukları ve kendilerini bütün kötülüklerin nedeni olarak gördükleri başka sebep tanımları nedeniyle körleştikleri ve sinirden çıldırdıkları da rahatlıkla söylenebilir

Bir süre önce beni hayli sarsan bir dokümanter izlemiştim...

Biraz emek boşa gitti, olsun en azından ben bundan böyle İsveç ile İsviçre'yi karıştıracağımı pek sanmıyorum. Yine de söyleyeyim; bu minare yasağının temeli aryan ırkı ideolojisine dayanan Nazi uygulamasıdır.

Vatan sevgisi ne kadar soyut hale getirilirse, insanların hayatlarının normal işleyişi ile bağlantısı koparılırsa, vatan sevgisi bir noktadan sonra milliyetçiliğe hem de saldırgan milliyetçiliğe dönüşür.

Her ülkenin kendisini ayakta tutabilmesi için bazı masallara her zaman ihtiyacı olacaktır... ... Güçlü devletler değişim gerekliliğini görüp kendi masalını değiştirmeyi başarabilen devletlerden çıkar.

Bu iki güven ortamının bir araya gelmesi ve Türkiye için bazı konularda anlaşmaları ülkeyi kanatlandırır, uçurur.

Paylaşılan yaşam biçimi olarak kültürü oluşturmuş toplumlarda barbarlık patlamaları fazla olamaz. Türkiye'de ise olabiliyor. Çünkü artık paylaştığımız hiçbir şey yok, kültür parçalanması yaşıyoruz...

Cumhuriyete savaş açanlar taktiği Gramsci'den alıyorlar

Toparlanabilecekler mi bilemiyorum. Aslında İran çok da derdim değil artık. Benim derdim Türkiye ile. İran'ın yakın tarihinin Türkiye'de tekrarlanması ihtimalinden çok korkuyorum.