Şeyh Bedrettin kimdir? Şeyh Bedrettin İsyanı kimin döneminde çıktı? Şeyh Bedrettin hayatı...

Osmanlı tarihindeki Şeyh Bedrettin İsyanı nedir? Şeyh Bedrettin kimdir ve aslen nerelidir? Şeyh Bedrettin neden isyan etti? Şeyh Bedrettin masum muydu? Şeyh Bedrettin İsyanı'nın sonucunda ne oldu? Şeyh Bedrettin İsyanı kiminde döneminde çıktı? İşte tüm merak edilenler ve Şeyh Bedrettin'in hayatı...

Şeyh Bedrettin kimdir? Şeyh Bedrettin İsyanı kimin döneminde çıktı? Şeyh Bedrettin hayatı...
Şeyh Bedrettin kimdir? Şeyh Bedrettin İsyanı kimin döneminde çıktı? Şeyh Bedrettin hayatı...
GİRİŞ 07.12.2021 15:33 GÜNCELLEME 07.12.2021 15:33
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Şeyh Bedrettin, Edirne yakınlarında bulunan, günümüzde Yunanistan sınırları içinde bulunan Simavna kasabasında dünyaya geldi. 1339 ile 1368 arasında doğduğu rivayet edilmektedir. Şeyh Bedrettin'in doğum yılı, çok sayıda kaynağa göre, torunu Halil B. İsmail Menakıbname’nin ifade ettiği 1359 olarak kabul etmektedir.

Annesinin adı Melek, babasının adı İsrail'dir. Babasının Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus’un torunudur ve dönemin kadısıdır. Annesi ise Hristiyanlıktan dönme bir Müslüman'dır. Şeyh Bedrettin, Bedrettin Simavi, İbn Kadî-i Simavna ve Simavnalı Bedreddin olarak da tanınmaktadır. Bu isimler, babasının mesleğinden ötürü kendisine verilmiştir. 

Diğer yandan, bazı kaynaklara göre ise babası aslında kadı değil, Hacı İlbeyi’nin yanında Dimetoka ve çevresini fethe giden gazilerden biridir. Gazi kelimesinin zaman içinde kadı kelimesine dönüştüğü düşünülmektedir. 

EĞİTİM HAYATI

Şeyh Bedrettin, ilk tahsiline babasının yanında başladı. Daha sonra Şahidi Hoca'nın yanında eğitim gördü. Diğer yandan Mevlânâ Yûsuf’tan sarf ve nahiv okudu. Molla Yusuf'un teşviki ile fıkıh ilmi ile ilgilendi. Hocası öldükten sonra Edirne'ye taşındı. 

Edirne'de, astronomi ve matematik alanında uzmanlaşmış Koca Efendi'den dersler almaya başladı. Koca Efendi diye bilinen kişi aslında, dönemin Bursa Kadısı Şeyh Mahmut'tur. Musa Çelebi ile birlikte Koca Efendi'nin İslami ilimler eğitiminden geçti. 

Bir dönem sonra, Musa Çelebi ve amca oğlu Müeyyed ile Bursa'ya gitti. Bursa Kaplıcaları Medresesi’nde yine Koca Efendi’den dersler aldı. Bu üç arkadaş, Koca Efendi'nin yönlendirmesi ile Konya'ya taşındı. Konya'da, Mevlânâ Feyzullah’tan mantık ve astronomi dersleri aldı. 1 yıl boyunca burada kaldı. 

Şeyh Bedrettin, daha sonra, Müeyyed ile birlikte Şam'a gitti. Ancak burada uzun süre kalmadı çünkü veba salgını vardı. Ardından Kudüs'e geçtiler. Kudüs'te, Mescid-i Aksâ’da İbnü’l-Askalani’den hadis dersi aldı.

Daha sonra, bu ikili Kahire'ye gitti. Burada bir grup alimin içinde bulunduğu bir akşam yemeğine katıldı. Dönemin ünlü mantık ve kelâm âlimi Muhammed b. Mübârekşah el-Mantıkī tarafından çok beğendili ve daha sonra onun gözde öğrencisi oldu. 

Şeyh Bedrettin o dönemde,  Mübarek Şah'tan mantık ve felsefe dersleri aldı. Birlikte Hacca gittiler. Şeyh Bedrettin Mekke'den Medine'ye, ardından da Kahire'ye geçti.

MEMLUKLU ŞEHZADESİNE DERS VERDİ

Memluklu Sultanı Berkuk, saygı gösterdiği Ahlatlı Hüseyin'den (Dönemin Şeyhi) Bedrettin'in ismini duydu ve onu saraya davet etti. Bundan sonra Sultan Berkuk'un oğlu Ferec’e 3 yıl boyunca ders verdi. Bu dönemde fıkıh eserlerini yazdı. 

Sarayda, geleneksel ilmî sohbetlerden birinde Mısır'lı alimlerle, dini konularda tartıştı. Sultan Berkuk Şeyh Bedrettin'in bu tavır ve tutumlarından son derece memnundu. 

Sultan Berkuk, Şeyh Bedrettin'i cariyelerinden biri ile evlendirdi. Bu evliliğin ardından tasavvuf aleyhine olan düşüncelerinden arındı. 

Bir süre sonra bir hastalığa yakalanan Şeyh Bedrettin bu vesile ile Saraydan ayrıldı ve Tebriz'e gitti. Tebriz'de bazı alimler ile girdiği İslami tartışmalardan dolayı Sultan Timur'un dikkatini çekti. Bazı rivayetlere göre Timur, Şeyh Bedrettin'i kızı ile evlendirmek ve onu Şeyhülislam yapmak istedi. Ancak Şeyh Bedrettin Kahire'ye geri dönmek istedi. 

ŞEYH OLDU

Kahire'ye dönüş yapan Bedrettin, Şeyhi'nin vefat etmesinden sonra onun yerine geçti ve Şeyh unvanını aldı. Şeyh olduktan sonra şehirdeki birçok alim ile arası açılınca Edirne'ye gitmek üzere yola koyuldu. Bu yolculuk esnasında Dede Sultan diye anılan Börklüce Mustafa ve isyan hareketinin diğer bir ele başı olan Torlak Kemal ile tanıştı. Bu iki isim de Şeyh Bedrettin'in müritlerindendir. 

Bursa ve Gelibolu üzerinden giderek ailesinin yaşadığı şehir olan Edirne’ye yerleşti. Bu dönemde, kendisini ziyarete gelen müritleri ile tasavvufunu yaymaya başladı. 

SİYASİ HAYATI

Şeyh Bedrettin'in faaliyetlerini genişlettiği dönem, Osmanlı Devleti'nin parçalanıp şehzadelerin birbirleriyle mücadele ettiği döneme denk geldi. Musa Çelebi, Edirne'de hükümdarlığını ilan ettikten sonra, Şeyh Bedrettin'i kazasker olarak tayin etti. Böylece siyasi faaliyetleri başlamış oldu. 

Çelebi Mehmet, kardeşi Musa Çelebi'yi yenip Hükümdar olunca, Şeyh Bedrettin kazaskerlik görevinden alındı. Ardından İznik’e sürüldü ve göz hapsine alındı. Ayrıca ilminden ötürü kendisine maaş bağlandı.

ŞEYH BEDRETTİN İSYANI

İznik'e sürgün edilen Şeyh Bedrettin, siyasî ihtiraslarından dolayı bu durumu kabul edemedi. Aslında görünüşte tamamen dini ve tasavvufi kaygılar taşıdığı sanılsa da, gerçekte siyasi kaygıları da vardı. Bu kaygılar, onun siyasi anlamda harekete geçmesine sebebiyet verdi. 

Kısa süre içinde yoğun bir propaganda çalışmasına başladı. Çok sayıda müride sahip olan Şeyh Bedrettin bu sayıyı artırma faaliyetleri yürüttü. Propaganda çalışmaları kapsamında önceden tanıştığı Börklüce Mustafa’yı Aydın ve çevresi için görevlendirdi. Börklüce Mustafa görevini yerine getirdi ve çok sayıda sempatizan topladı. Torlak Kemal'i ise Manisa ve çevresi için görevlendirdi. Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal Osmanlı idaresinden memnun olmayan vatandaşları etrafına topladı ve isyan başlattı. 

Bunu duyan Şeyh Bedrettin, göz hapsinde olmasına rağmen İznik’ten kaçtı ve Kastamonu’ya gitti. Kastamonu'da İsfendiyar Bey’e sığındı. Asıl amacı Tatar iline ulaşmak olan Şeyh Bedrettin istediği desteği bulamadı. Daha sonra, Sinop Limanı’ndan gizlice bir gemiye bindi ve Rumeli yakasına geçti. Sırasıyla, Zağra’ya, Silistre, Dobruca ve Deliorman’da hayatına devam etti. Bu bölgelerde destekçileri artmaya başladı. Böylece propaganda alanı gittikçe genişliyordu. 

Dönemin Padişahı Çelebi Mehmet, Şeyh Bedreddin ve müritleri üzerine kuvvetle kuvvetler gönderdi. Karaburun’da, Börklüce Mustafa, Manisa’da  ise Torlak Kemal ve kuvvetleri mağlup edildi ve isyan bastırıldı.

Şeyh Bedrettin de her ne kadar kaçmaya çalışsa da başarılı olamadı ve yakalandı. Yakalanan Şeyh Bedrettin Padişah'ın huzuruna çıkarıldı. 

ŞEYH BEDRETTİN'İN İDAMI

Çelebi Mehmet, İsyanlar bastırıldıktan sonra, yakalanarak karşısına getirilen Şeyh Bedrettin hakkında tek başına hüküm vermek istemedi. Çünkü suçunun yanı sıra aynı zamanda bir din alimiydi. 

Bunun üzerine Şeyh Bedrettin'i yargılamak ve değerlendirmek üzere bir heyet kuruldu. Bu heyet şeyhin faaliyetlerinin dini hükümleler ile uyuşmadığına ve idam edilmesine karar verdi. 

İdam haberini, heyet üyeleri arasında yer alan Mevlânâ Haydar Acemi açıkladı. Bu fetvanın ardından 1420’de Serez’de idam edildi. 

ŞEYH BEDRETTİN MASUM MUYDU?

Şeyh Bedrettin'in masumiyetini savunan bazı kaynaklar da var. Bir takım kaynaklar, "Şeyh Bedrettin'in bu isyanlarla ilgisinin olup olmadığı netlik kazanmadı" şeklinde yazılar yazmıştır. 

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopesi'nde yer alan bilgiye göre, Şeyh Bedrettin'in torunu Halil B. İsmail’in yazmış olduğu Menakıbname’de Şeyh temize çıkarmaktadır. Eserde, Şey Bedrettin'in başına gelenlerin asıl sebebinin Börklüce Mustafa, Torlak Kemal gibi yandaşlar olduğu ifade edilmektedir.

Diğer yandan Taşköprizade de onun masumiyetine inandığını dile getirmiştir. 

ŞEYH BEDRETTİN'İN MEZARI NEREDE?

1924’te Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesinde Türkiye’ye gelen göçmenler Şeyh Bedrettin'in kemiklerini İstanbul’a getirdi. Bir süre faklı yerlerde saklandı. 1961'de Sultan Mahmud’un Divanyolu’ndaki türbesinde defnedildi.

Öte yandan, Şeyh Bedreddin adına Edirne’de bir zaviye, Konya’da da bir mescit bulunmaktadır. 

YORUMLAR 1
  • süleyman şah 2 yıl önce Şikayet Et
    şeyh bedreddin kendisi padişah olmak istiyordu,büyük din alimi olduğu için ülkeyi kendisinin yönetmesi gerektiğine inanıyordu ve siyasetini buna göre kurmuş,etrafına gizlice bugünkü fetö gibi binlerce mürit taraftar katmış,devletin heryerine sızabilmiş olsaydı muhakkak padişah'ı devirir ve kendisi hükümdar olurdu...saygılar
    Cevapla