KKTC'nin egemenlik alınan müdahale: Pile Rumlaştırılmaya çalışılıyor

Kıbrıs’ta Pile-Yiğitler Yolu krizi gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İsmail Şahin yaşanan süreçte Kıbrıs’ın egemenlik alanına müdahaleye edilmeye çalışıldığını bu nedenle konunun müzakereye dahi açılmaması gerektiğine dikkat çekerken Pile yolunda atılan adımın Pile’nin Rumlaştırılması sürecine karşı önemli bir hamle olduğunu belirtti. Şahin ayrıca BM’nin tutumunun ne insaniyet ne de hakkaniyet ölçüsünde bir tutum olmadığını vurgulayarak Kıbrıs’ta Rumlar ile Türkler arasında adaletsizlik oluşturulmasının tehlikesine işaret etti.

Kıbrıs'ta gerginlik: KKTC güçleri, BM araçlarını dozerlerle süpürdü

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten BM'ye tepki: Kabul edilemez

Türkiye'den çok sert BM açıklaması: Şiddetle kınyoruz

"PİLE RUMLAŞTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR"

Ulaşımın Pile’de büyük bir sorun olduğunu belirten Prof. Dr. İsmail Şahin iyileştirilmeyen şartların Kıbrıs Türklerini Rum tarafına mecbur bırakma politikası olarak görülebileceğine dikkat çekti:

"Pile, Türkler ile Rumların birlikte yaşadığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) birbirinden ayıran Yeşil Hat içerisinde yer alan, özel statüye sahip karma bir köydür. Pile’de hem KKTC hem de GKRY yasaları geçerlidir. Bir başka ifadeyle her toplum kendi yasalarına bağlıdır. Bu yüzden köyde, Türklerle ilgili vuku bulan herhangi bir vakada Türk Polisi, Rumlarla ilgili bir olayda ise Rum Polisi yetkilidir. İki toplumun bireylerinin karıştığı olaylarda ise Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü gözetiminde iki tarafın polisleri birlikte hareket eder.

Pile’de yaşayan Türklerin en büyük sorunu KKTC’ye ulaşımdır. Zira Pile ile KKTC arasında İngiliz üs bölgesi yer almaktadır. Bu yüzden Türkler, KKTC tarafına giderken ve dönerken kimlik kontrollerine tabi tutulmaktadır. Benzer zorluk Pile’de yaşayan Rumlar için söz konusu değildir. Onlar GKRY’ye giderken veya dönerken herhangi bir kontrolle karşılaşmıyor.Pile’deki Türkler uzun yıllardır bu durumdan şikayetçi. Çünkü barikatlar, kontroller ve yoğunluk insanları canından bezdirmiş durumda. Rum hükümeti ise durumdan oldukça memnun. Çünkü mevcut koşullar Pileli Türkleri Rum tarafına daha bağımlı hale getirirken diğer taraftan Pile’nin tamamen Rumlaştırılması için Rum hükümetine ciddi fırsatlar sunuyor.

Bu nedenle Pileli Türkler İngiliz üssü sınırında yer alan, ulaşıma pek elverişli olmayan ama yine de zaman zaman bir alternatif sunan yaklaşık 11,5 kilometre uzunluğundaki Pile ile Yiğitler köyü arasındaki toprak yolun iyileştirilmesini KKTC hükümetinden uzun zamandır talep ediyor. KKTC hükümeti de Pileli Türklerin bu insani talebini karşılayabilmek içinsenelerdir bu yolu iyileştirmeye ve asfaltlamaya çalışıyor. Fakat her defasında BM engeline takılıyor."

"BM’NİN DAVRANIŞI NE İNSANİDİR NE DE HAKKANİYET ÖLÇÜSÜNDEDİR"

Pile yolu ile ilgili geçmişteki gelişmeleri hatırlatan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Şahin Birleşmiş Milletler’in taraflı tutumunu, "Buradaki esas sorun, Pile ile Yiğitler köyü arasındaki toprak yolun yaklaşık 4 km’lik kısmının Pile sınırları içerisinde yer alması. Bilindiği üzere Kıbrıs’ta Yeşil Hat’tın veya bilinen diğer ismiyle Ara Bölge’ninidaresi, Mart 1964’ten beri Kıbrıs’ta görev yapan Birleşmiş Milletler Kıbrıs Barış Gücü’ne (UNFICYP) bırakılmıştır. Buna göre ne Rumlar ne de Türkler Ara Bölge’de BM’nin hilafına işlem tesis edebilir. Her iki taraf Ara Bölge’yi içine alan projelerinde BM’den izin almak zorundadır. Bu bağlamda KKTC makamları da adı geçen yolun yapım izni için BM Kıbrıs Misyonu’na müracaat etmiştir. Ancak BM bu talebi yıllardır sürüncemede bırakan bir tavır içerisine girmiştir. Halbuki BM Kıbrıs Misyonu’nun Rum tarafının, yol yapımları da dahil olmak üzere Pile’de yaptığı birçok projeye izin verdiği bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla BM’nin bu davranışı ne insanidir ne de hakkaniyet ölçüsündedir. BM, Rum tarafının baskısı altında olduğunu bu olayla bir kez daha göstermiştir." sözleriyle gözler önüne serdi.

"BM, KKTC’NİN EGEMENLİK ALANINA MÜDAHALEYE KALKIŞIYOR"

BM’nin tutumunun adalete aykırı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İsmail Şahin ayrıca Pile yolu krizinin Kıbrıs’ın egemenliğine müdahale anlamına gelebileceği uyarısında bulundu:

"Yaşanan hadiselere gelince, Birleşmiş Milletler’inyol yapım çalışmalarını fiziksel olarak engellemeye çalışmasının nedeni, Pile köyünün Yeşil Hat’ta yer alması ve KKTC’nin bu bölgede izin almadan yol yapım çalışmalarına başlamasıdır. BM, bu gerekçeyle projenin izinsiz olduğunu iddia ederek müdahalede bulunmuştur.Bu iddia kısmen doğrudur. Nitekim, yol yapım çalışmaları KKTC’nin sınırları içerisinde gerçekleşmektedir, henüz Ara Bölge’ye ulaşmamıştır. Dolayısıyla BM kendi yetki alanının dışına çıktığı gibi KKTC’nin de egemenlik alanına müdahale etmeye kalkışmıştır. Böylelikle BM, Kıbrıslı Türklere yönelik adaletsizlik duygusunu korumuş ve onlara bir kez daha eşit muamele yapmaktan kaçınmıştır."

"YOL PROJESİ MÜZAKEREYE AÇIK BİR KONU DEĞİLDİR"

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Şahin, Pile yolu projesinin müzakere konusu edilmesinin dahi söz konusu olmaması gerektiğini şu sözlerle belirtti:

"Maalesef BM Barış Gücü’nün ara bölgeye ilişkin taraflı tutumu, yol yapım çalışmaları sırasında hoş olmayan görüntülerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kaldı ki yol projesi, Rum tarafıyla ilgili olmadığı gibi müzakere edilecek bir husus da değildir. Adada karşılıklı sınırların açıldığı bir dönemde BM gibi barışı koruyup geliştirmekle mükellef kılınmış bir örgütün tamamen insani amaçlarla geliştirilmiş bir yol projesini engellemeye kalkışması uluslararası hukuk çerçevesinde makul görülecek bir davranış değildir. Belki daha önemlisi, BM yıllardır devam ettirdiği bu tavrıyla, Pile’de yaşayan Türklerin barışçıl bir ortamda ve eşitlik temelinde varlıklarını devam ettirebilmesi için gerekli olan ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal olanaklara erişimini kısıtlayarak onların insani ve toplumsal yaşam kalitesini baltalamaya devam etmektedir."