Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş açıklamalar! Barışın anahtarı Türkiye'de mi?
Şanghay İşbirliği Örgütü'nün 25. Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi kapsamında Çin’e giden Cumhurbaşkanı Erdoğan yurda dönerken aralarında Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli’nin de yer aldığı gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çin'in Tiencin şehrinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütünün (ŞİÖ) 25. Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi'ne katıldı.
Zirve'de konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye dönerken aralarında Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli’nin de yer aldığı gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan gazetecilerin "ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Alaska zirvesinin ardından Avrupa’da bir kez daha “Kıta’nın jeopolitik bir rolü kalmadığı” yönünde tartışma açıldı. Sizce de öyle mi, Türkiye’nin jeostratejik kimliği bu durumdan nasıl etkileniyor? Bu durumun Türkiye'nin jeopolitik kimliği üzerindeki etkisi nedir?" sorusu üzerine şu ifadelere yer verdi:
TÜRKİYE HER İKİ TARAFLA DA GÖRÜŞEBİLEN ÖRNEK BİR ÜLKE!
"Sayın Trump, Ukrayna-Rusya savaşının taraflarıyla görüşmeler yaptı. Hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, hem Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski hem de Avrupalı liderlerle temaslar gerçekleştirdi. Bu görüşmeler makuldür, makbuldür, kıymetli bir stratejidir. Ukrayna-Rusya Savaşını ancak barış odaklı diyalog sona erdirir. Biz de bu konuda, başta Sayın Trump olmak üzere Ukrayna-Rusya savaşının taraflarıyla görüşmeler gerçekleştirdik. Sayın Putin, Sayın Zelenski ve Avrupalı liderlerle sürekli temas halindeyiz. Dışişleri Bakanım, İstihbarat Başkanım muhataplarıyla gerekli görüşmeleri yapıyorlar. Bu görüşmeler de bu süreci sürekli olarak hızlandırıyor. Biz, İstanbul'da gerçekleştirilen doğrudan müzakerelerle, diyalog zemini geliştirmiş ve güçlendirmiş bir ülkeyiz. Tahıl koridoru ve esir takaslarıyla biliyorsunuz somut çıktılar elde etmiştik. En doğru yaklaşım da aslında budur. Bunu da bırakmayı düşünmüyoruz. Bu sürecin devamıyla ilgili adımları atıyoruz, atmayı da sürdüreceğiz. Ben Sayın Putin ile yaptığım her görüşmede tahıl koridoru, esir takası konularını daima gündemde tutuyorum. Tutmaya da devam edeceğim. Temennimiz buradan bir netice almaktır. Adil ve kalıcı barış, tarafları dışlamadan müzakere zeminini güçlendirerek gelecektir. Türkiye, savaşın en başından beri her iki tarafla görüşebilen, her iki tarafın da güvenini kazanmış olma özellikleriyle örnek olmuştur. Hep birlikte çatışmayı değil müzakereyi, savaşı değil barışı öncelersek, aralanan fırsat penceresini ardına kadar açarız."
Bir gazetecinin "Peoples Daily’de yayınlanan makalenizde bir Çin atasözüne atfen “Tuhaf zamanlardan geçerken” ifadesini kullandınız. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping bulunduğumuz coğrafyadaki akıl almaz hukuksuzluklara, kilitlenen uluslararası topluma dair nasıl bir yaklaşım içinde? Doğu’nun lokomotifi Pekin, NATO üyesi, Batı’ya entegre bir ülke olan Türkiye’nin, dünyanın “normalleşmesi” hedefinde oynadığı rolün ve potansiyelinin farkında mı?" sorusu üzerine konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan;
"ÇİN, TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL ÖNEM VE ETKİSİNİN FARKINDA"
"Çin, Türkiye'nin bölgesel önem ve etkisinin farkında. Bu nedenle Türkiye'yi önemli bir aktör olarak görüyor. Çin ile ilişkilerimizi geliştirmenin gayreti içerisindeyiz. Ekonomik ilişkilerden dijital teknolojilere, enerjiden sağlığa birçok alanda iş birliği fırsatlarını değerlendiriyoruz. Biz, dünyaya yalnızca Doğu-Batı ekseninde bakmıyoruz. Ufku soğuk savaş ayazında buz tutmuş bir ülke değiliz. Doğu ile Batı arasında ayrışmanın değil, yeni köprüler kurmanın gerekli olduğunu devamlı söylüyoruz. Her platformda insanı merkeze alan politikalarımızı savunuyoruz. Savunmaya da devam edeceğiz. Uluslararası sistemlerin tıkandığı bir dünyada, normalleşmenin ancak ve ancak hakkaniyet temelinde çözümlerle sağlanacağına inanıyoruz. Geçmişten ders alıyor, geleceği doğru okuyor ve bu vizyonla yolumuzda ilerliyoruz. Biz diyalog kanallarını açık tutmanın önemine inanıyoruz. Biz, adil ve müreffeh bir dünyanın inşa edilebileceğini düşünüyoruz. Nitekim “daha adil bir dünya mümkün” derken hep bunu ısrarla işledik, işlemeye de devam ediyoruz. Bu istikamette yolumuza devam etmenin de gayreti içerisindeyiz. Çin’in, uluslararası camianın önemli bir parçası olarak, bizim bu çabamızı desteklemesini bekliyoruz." ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yaptığınız görüşmede, son dönemde yaşanan küresel gelişmelerle ilgili hangi başlıklar öne çıktı? Ukrayna savaşı, enerji iş birliği, savunma sanayii ve Karadeniz’deki denge politikaları bağlamında, bu görüşme için “ikili ilişkilerde daha yakın iş birliği dönemi” tanımını yapabilir miyiz? Putin’in Ukrayna’da barış için özellikle İstanbul’da dörtlü bir zirve konusunda nasıl bir yaklaşımı var? Rusya’nın Gazze konusunda tutumu nedir, görüşmede bu konu gündeme geldi mi?" sorusu üzerine ise şunları söyledi:
TÜRKİYE’DE İSTANBUL SÜRECİNİN DEVAMI YÖNÜNDE BİR GİRİŞİM OLABİLİR Mİ?
"Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ile ikili görüşmemizde Ukrayna-Rusya savaşının adil bir barışla sonlandırılması için yapılabilecekleri ele aldık. Enerji alanında iş birliği, özellikle bu görüşmede ele aldığımız konuydu. Türkiye olarak en başından beri, Ukrayna-Rusya savaşının müzakereler yoluyla sonlandırılabileceğini her daim ele alıyoruz. İstanbul'da gerçekleşen müzakereler bu yolun açık olduğunun en net ispatıdır. Müzakerelerin seviyesinin aşamalı olarak yükseltilmesi, bizim arzu ettiğimiz bir yoldur. Barış umudunu çözüm odaklı ve somut sonuçlara dönüştürmek lazım. Bunun için de liderler seviyesinde bu işi ele almak durumundayız.
İSTANBUL TEKLİFİNE LİDERLER NE DEDİ?
Sayın Putin’in son Alaska zirvesinden hangi neticelerle döndüğünü, o görüşmelerde neler düşündüğünü değerlendirdik. ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile yaptığı görüşme çok önemliydi. Bu konularda Sayın Putin’in düşüncelerini aldığımız gibi, Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Volodimir Zelenski ile de ayrıca telefon diplomasisi yöntemiyle bazı görüşmelerimiz oldu. Onunla gerçekleştirdiğimiz bu temaslarda da Sayın Zelenski'nin Sayın Putin'e bakışını görme fırsatını yakaladık. Alaska zirvesinin neticelerini de tekrar değerlendirme imkanını yakaladık. Hem Sayın Zelenski, hem Sayın Putin’in yaklaşımlarını olumlu buldum. “Türkiye’de İstanbul sürecinin devamı yönünde bir girişim olabilir” dediğimizde, kendisi bu konuyla ilgili “niye olmasın” noktasındaydı. Ancak henüz buna hazır değiller."
ABD'NİN 80 FİLİSTİNLİ YETKİLİYE YÖNELİK İPTAL KARARI SORULDU!
Başkan Erdoğan "ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Mahmud Abbas ve 80 Filistinli yetkilinin vizelerini iptal etmesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılamamaları anlamına geliyor. Birçok ülke Filistin'i devlet olarak tanımaya hazırlanıyor. Nasıl bir BM Genel Kurulu göreceğiz?" sorusu üzerine ise şunları kaydetti:
"Amerika’nın bu kararı, BM’nin varoluş nedenine uygun düşmüyor. Kararın bir an önce gözden geçirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dünya üzerindeki meselelerin tartışılması ve çözümler üretilmesi için vardır. Filistin heyetinin Genel Kurul’da olmaması sadece İsrail’i memnun eder. Bu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, bana göre henüz içeriği ve katılımcıları kesinleşmemiş bir Genel Kuruldur. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bu konuda bir görüşme yapmak istedim, maalesef o da ben de fırsat bulamadık.
"BM GENEL KURULUNA DAMGA VURACAĞIZ"
Bu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nu nasıl gerçekleştireceğiz bunu Genel Kurul tarihine kadar telefon diplomasisiyle değerlendirelim istiyoruz. BM Genel Sekreteri’nin bu konudaki düşüncelerini de öğrenmek istiyorum. Çünkü bu gelişmeler ani gelişmeler değil. Filistin’de mağdurlar var. Bir de bu zulmü içi kan ağlayarak izleyenler var. On binlerce mazlum var mağdur var. Bunların hakkını hukukunu koruma noktasında adımlar atmamız lazım. Gazze’de 7 Ekim’den bu yana 60 bini aşkın şehit, 150 bini aşkın yaralı var. Zaman zaman ülkemize yaralılar gönderiliyor. Biz bu konuda seferber olmuş durumdayız. Her şeyden önce bir defa İsrail'in bu soykırımı hiçbir zaman unutulmayacak. Filistin'de bebeklerin, annelerin, babaların nasıl katledildiğini hiçbir zaman insaf sahibi olan anneler, babalar unutmayacak. Filistin'in sesinin kısılması doğru değildir. Bu sesi kısmak, susturmak mümkün değildir. Amerika’dan beklenen, İsrail’in katliamlarına, zulümlerine “dur” demesidir. Bazı Avrupa ülkelerinin de aralarında bulunduğu birçok ülke, BM Genel Kurulu’nda Filistin’i devlet olarak tanımaya hazırlanıyor. Bu yıl BM Genel Kurulu’na muhtemelen Filistin meselesi damga vuracak. Bu damgayı vuranlardan bir tanesi de herhalde bu fakir olur. Filistinli yetkililer BM Genel Kurulu toplantısına katılmasa dahi Filistinli mazlumların sesi orada yankılanacaktır. Allah rahmet eylesin Sezai Karakoç’un dediği gibi “Biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak.”
Son olarak "ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Alaska zirvesinin ardından Avrupa’da bir kez daha “Kıta’nın jeopolitik bir rolü kalmadığı” yönünde tartışma açıldı. Sizce de öyle mi, Türkiye’nin jeostratejik kimliği bu durumdan nasıl etkileniyor? Bu durumun Türkiye'nin jeopolitik kimliği üzerindeki etkisi nedir?" sorusuna cevaben Cumhurbaşkanı Erdoğan:
"Sayın Trump, Ukrayna-Rusya savaşının taraflarıyla görüşmeler yaptı. Hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, hem Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski hem de Avrupalı liderlerle temaslar gerçekleştirdi. Bu görüşmeler makuldür, makbuldür, kıymetli bir stratejidir. Ukrayna-Rusya Savaşını ancak barış odaklı diyalog sona erdirir. Biz de bu konuda, başta Sayın Trump olmak üzere Ukrayna-Rusya savaşının taraflarıyla görüşmeler gerçekleştirdik. Sayın Putin, Sayın Zelenski ve Avrupalı liderlerle sürekli temas halindeyiz. Dışişleri Bakanım, İstihbarat Başkanım muhataplarıyla gerekli görüşmeleri yapıyorlar. Bu görüşmeler de bu süreci sürekli olarak hızlandırıyor. Biz, İstanbul'da gerçekleştirilen doğrudan müzakerelerle, diyalog zemini geliştirmiş ve güçlendirmiş bir ülkeyiz. Tahıl koridoru ve esir takaslarıyla biliyorsunuz somut çıktılar elde etmiştik. En doğru yaklaşım da aslında budur. Bunu da bırakmayı düşünmüyoruz. Bu sürecin devamıyla ilgili adımları atıyoruz, atmayı da sürdüreceğiz. Ben Sayın Putin ile yaptığım her görüşmede tahıl koridoru, esir takası konularını daima gündemde tutuyorum. Tutmaya da devam edeceğim. Temennimiz buradan bir netice almaktır. Adil ve kalıcı barış, tarafları dışlamadan müzakere zeminini güçlendirerek gelecektir. Türkiye, savaşın en başından beri her iki tarafla görüşebilen, her iki tarafın da güvenini kazanmış olma özellikleriyle örnek olmuştur. Hep birlikte çatışmayı değil müzakereyi, savaşı değil barışı öncelersek, aralanan fırsat penceresini ardına kadar açarız." dedi.
-
Kamil 2 saat önce Şikayet EtTanınma konusunda ABD ve Avrupa Hegemoniklerinin gıcık ötesi gıcık olduklarını en iyi biz biliriz . Ne Mavi Vatanı , Ne de Kuzey Kıbrıs'ın bağımsızlığını tanıyorlar . Şayet yapabiliyorsak , Rusya'nın istediği Kırım'ın tanınması meselesinde daha ılımlı bir yaklaşım sergileyebiliriz . BRICS üyeliği , KKTC ve Mavi Vatan tanınması kapabiliriz .Beğen Toplam 1 beğeni
-
Man 3 saat önce Şikayet EtUkrayna_Rusya savasina daha fazla mudahil olup yerlerdeki karizmamizi done gömmeyelim. Istanbulda her iki tarafın da hoşnut olacağı gayet guzel bir anlaşma yapmistik. Zelenski devlet adami yerine komediyen gibi davranip abd nin ipiyle anlaşmaya bozdu. Bunu hakaret kabul edip asla arabulucu olmamaliyiz.Beğen
-
ANALİZ 3 saat önce Şikayet Etİşte Diplomasi Ukrayna Rusya Savaşında Kaybetmiş ve kazanan silah tüccarları ve sadece Trampet İtrail olmuştur Kaybeden belli en çok Ukrayna sonrasında Rusya Türkiye burda uzlaşmaz tavır sergileyen Rus ve Ukryna tarafları Eski sistemde olduğu gibi Ukrayna NATO sevdasından vazgeçcek Rusya'da Ukraynanın topraklarını geri verecek soruyorum bundan başka çözüm varmıBeğen Toplam 1 beğeni
-
Kamil 2 saat önce Şikayet EtRusya'nın Kırım'dan vazgeçeceği olasılığı ihtimal dışıdır . Diplomasi'yi realpolitik gerçekler üzerinden konuşmalıyız . Ukrayna'nın NATO sevdasına ve kavuşmasına Rusya müsade etmez . Orası Realpolitiktir .Beğen Toplam 2 beğeni
-
Kamil 2 saat önce Şikayet EtRusya'nın Kırım'dan vazgeçeceği olasılığı ihtimal dışıdır . Diplomasi'yi realpolitik gerçekler üzerinden konuşmalıyız . Ukrayna'nın NATO sevdasına ve kavuşmasına Rusya müsade etmez . Orası Realpolitiktir .Beğen Toplam 1 beğeni
-
çağrıbey 4 saat önce Şikayet EtReis bilmiyormu düşman kim dost kim savaş ne zaman başlar ne zaman biter reis oyun kuranların oyunu bozdu eli kolu bağlı deģil vakti saati geldiğinde zalimlerin sonu da gelecekBeğen Toplam 6 beğeni
-
brt 4 saat önce Şikayet Etamerika avrupa hepsi emperyalist ülkeler.onlarda ne demokrasi var nede hak hukuk.hepsi zayıf ülkelere çöküp madenlerini gasp etme peşinde.bunun için hertürlü bizans oyunlarını oynuyorlarBeğen Toplam 3 beğeni