İsrail'de tarihe geçecek 7 Ekim itirafı: Hezimet yaşadık, sivilleri katlettik!

Hamas'ın askerî kanadı Kassam Tugayları, 7 Ekim 2023 sabahı Gazze Şeridi hududunda konuşlu İsrail ordusuna ait çok sayıda üsse ve beldelere eş zamanlı operasyon düzenledi.

Çok sayıda İsrail askerinin öldüğü, yaralandığı ve yüzlerce kişinin esir alındığı Aksa Tufanı operasyonu, İsrail tarihinde eşi benzeri görülmemiş güvenlik zafiyeti olarak değerlendiriliyor.

Operasyondan sonra İsrail’in “yenilmez ordu” imajı yerle bir oldu.

İsrailli analistler, Aksa Tufanı’nın “İsrail tarihinin en acı ve aşağılayıcı yenilgisi” olduğunu ve bu travmaya karşılık İsrail'in Gazze'de bütün savaş suçlarını işleyerek binlerce sivili katlettiğini kabul etti.

Hamas'tan 7 Ekim raporu: Aksa Tufanı doğal bir tepkiydi

‘HAMAS BİR TÜMENİ ORTADAN KALDIRDI, ORDUYU KÜÇÜK DÜŞÜRDÜ’

Anadolu Ajansı'nın haberine göre, İsrail merkezli Maariv gazetesinden siyasi analist Ben Caspit, kaleme aldığı yazıda Gazze'deki savaşın uzamasını ele alarak kritik bir detayı ortaya koydu. Caspit, İran'a ve Hizbullah'a karşı yapılan operasyonların "etkileyici askeri başarılarla" kısa sürdüğünü ancak Gazze'deki savaşın hala devam ettiğini hatırlattı.

Ben Caspit şu ifadeleri kullandı:

“İsrail’in 7 Ekim’de yaşadığı yenilgi, tarihin en acı ve aşağılayıcı yenilgisidir. En kötü kabuslarımızda bile, başımıza böyle bir şeyin geleceğini hiç düşünmemiştik. Hamas, İsrail ordusunun bir tümenini zahmetsizce ortadan kaldırdı, yerleşim yerlerini ve askerî üsleri işgal etti, şehirleri kendisine aitmiş gibi kullandı, yüzlerce sivili ve askeri kaçırdı. Orta Doğu'nun en güçlü ordusunu küçük düşürdü ve geride yakılmış bir toprak bıraktı.”

‘NETANYAHU’NUN KENDİSİ DE REHİNE’

Caspit, Aksa Tufanı operasyonunun İsrail’in tarihi travmalarından biri olarak kalacağını belirterek, “Sonradan yaşanacak hiçbir şey bu olayı silmeyecek, yarayı iyileştirmeyecek, travmayı hafifletmeyecek.” dedi.

Ben Caspit, Gazze’ye yönelik saldırıların artık haklı bir gerekçesinin kalmadığını belirterek savaşın çoktan bitmesi gerektiğini vurguladı. Caspit, “Gazze’deki savaş şu ana kadar sadece Binyamin Netanyahu isimli bir rehinenin dayattığı siyasî kısıtlamalar nedeniyle devam ediyor. Belki de amaç Hamas’ı yok etmek değil, Netanyahu koalisyonuna yönelik tehdidi ortadan kaldırmaktı.” ifadelerini kullandı.

SİVİLLERİ KATLETTİK, SAVAŞ SUÇU İŞLEDİK, GAZZE’Yİ HARAP ETTİK

Haaretz gazetesi yazarı Nir Hasson ise Netanyahu ve hükümetini sert ifadelerle eleştirdi. Hasson, 7 Ekim saldırıları ve sonrasında Gazze’ye yönelik yürütülen operasyonların İsrail tarihinin en büyük iki felaketi olduğunu söyledi. Hassun, “On binlerce sivili öldürdük, esirlerin ölümüne neden olduk, koca bir bölgeyi harap ettik, kitlesel kıtlık başlattık, sayısız savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledik.” dedi.

Hassun, bu sürecin İsrail’in uluslararası meşruiyetini çökerttiğini belirterek, “İkinci felaket, İsrail Devleti’nin üzerine inşa edildiği temelleri —uluslararası meşruiyeti, Arap dünyasıyla ilişkileri ve toplum içi dayanışmayı— yerle bir etti.” ifadelerine yer verdi.

İSRAİL YALNIZLAŞIYOR, TOPLUM PARÇALANIYOR

Gazze’ye yönelik saldırıların İsrail’i giderek yalnızlaştırdığını belirten Hasson, “Boykotlar, yaptırımlar ve İsrail Devleti'nin çeşitli alanlarda temsil ettiği her şeye yönelik aşağılamalar devam ediyor. Mesele sadece uluslararası arenayla sınırlı değil. İsrail'in kendi içinde bile bu suçlara katılmayı reddedenlerin sayısı artıyor; birçoğu göç ediyor ve gerçekler önlerine konunca kimliklerinden utanıyor” dedi.

Hasson, İsrail kamuoyunda ise “bu suçlara katılmayı reddedenlerin sayısının arttığını, birçok kişinin göç ettiğini ve kimliğinden utandığını” sözlerine ekledi.