'Kürt Ahmet' tahliye oldu
'Kürt Ahmet' olarak tanınan Ahmet Turgut, oğlu Kadir Turgut ve yeğeni Şahin Turgut'un da araalarında bulunduğu 50 kişinin 'gasp, tehdit, adam yaralama' gibi suçlardan yargılandıkları davada tahliye edildi.

"Kürt Ahmet" olarak tanınan Ahmet Turgut, oğlu Kadir Turgut ve yeğeni Şahin Turgut'un da aralarında bulunduğu 50 kişinin "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, gasp, tehdit, adam yaralama" suçlarından yargılandıkları davada 8 tutuklu sanığın tahliyesine karar verildi.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın Cuma günü yapılan ilk duruşmasına bugün devam edildi. Çıkar amaçlı suç örgünün üyesi oldukları ileri sürülen Erkan Kılıç, Semih Vidinlioğlu, Adem Aydın ve Ferdi Yıldırım savunmalarında suçlamaları kabul etmeyerek, beraatlerini istediler.
Müştekilerin ifadelerine de başvurulan duruşmada Ali Irmak, Balgat'ta ve Samsun Yolu'nda otogaz istasyonları çalıştırdığını, ancak bu işletmeleri ruhsatlarını almadan açtığını söyledi. Daha sonra Engin Turgut ile tanıştığını anlatan Irmak, ruhsat alınması için Engin Turgut, Nazım Ortakçı ve Davut Kum'a 25 milyar lira nakit ve 5 milyar liralık çek verdiğini, ancak bu kişilerin ruhsat almadığını belirtti.
Bir süre sonra Engin Turgut'un işlettiği Karanfil Sokak'taki Simitçi Kafe'ye ortak olması teklifi yapıldığını, kendisinin de bunu kabul etmediğini anlatan Irmak, "Engin Turgut'un adamları gece saat 02.00'de kafama silah dayadılar. Bana toplam 170 milyar liralık 7 senet imzalattılar" diye konuştu. Engin Turgut'un senetleri Şahin Turgut'a sattığını öğrendiğini ifade eden Irmak, Şahin Turgut'un senetleri zorla tahsil etmeye çalıştığını iddia etti.
-DAYI VE YEĞENİN ÇELİŞKİLİ İFADELERİ-
Diğer müşteki Düğün Salonları Odası Başkanı Hasan Hüseyin Yılmaz da ifadesinde, Kadir Turgut'un kendisini çağırarak 75 milyar lira istediğini ileri sürdü. Kadir Turgut'un yanına daha sonraki gidişinde sanıklar Ali Osman Kışla, Kadir Kaya, Ayhan Tusan, Osman Öztaş ve bilmediği bazı kişilerin de orada olduğunu anlatan Yılmaz, kendisine psikolojik baskı kurarak protokol imzalattıklarını ileri sürdü. Hasan Hüseyin Yılmaz, sanıkların yargılama aşamasında bile şikayetinden vazgeçmesi için baskı yaptıklarını iddia etti.
Hasan Hüseyin Yılmaz'ın yeğeni Mevlüt Buyur ise ifadesinde, sanıklardan şikayetçi olmadığını söyledi. Dayısının yönlendirmesiyle emniyete gittiğini belirten buyur, bilmediği bir şikayet dilekçesi imzaladığını söyledi.
Yılmaz, mahkeme heyetine başkanlık eden Süreyya Gönül'ün sorusu üzerine yeğenini yönlendirmediğini savunurken, tekrar söz verilen Buyur, dayısının kendisini 1 aydır tehdit ettiğini ileri sürdü. Mahkeme heyeti, Cumhuriyet Savcısı'nın da görüşü doğrultusunda Hasan Hüseyin Yılmaz'ın müdahilliğine karar verdi.
-TAHLİYE TALEBİ VE KARAR-
Daha sonra söz alan tutuklu sanıkların avukatları, delillerin toplanması, müvekkillerinin sabit ikametgah sahibi olması ve tutuklu kaldıkları süre göz önüne alınarak, tahliyelerine karar verilmesini istediler.
Tutuklu sanıklar da tahliyelerine karar verilmesini istedi.
Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci, mütalaasında tüm sanıkların üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, öngörülen ceza süreleri ve mevcut delil durumu nedeniyle tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti Ahmet Turgut, Ömer Turhan, Şıh Ahmet Atlıhan ve Ahmet Atlıhan'ın tutuklu kaldıkları süreler, suç vasfının değişme ihtimali ve mevcut delil durumu karşısında oyçokluğuyla, İdris Alpay, Erdal Arpacı, İbrahim Bişkin ve Kürşat Kaya'nın da tutuklu kaldıkları süreler göz önüne alınarak oybirliğiyle tahliyelerine karar verdi.
Mahkeme heyeti, diğer eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İddianamede, Ahmet Turgut hakkında 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri ile Mücadele Kanunu'nun "örgüt kurma ve yönetme" hükmünü içeren 1/1-2, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "tehdit" fiilini içeren
188/1 ve "suçun işlenmesinden sonra failine yardım" başlıklı 296/1.
maddeleri uyarınca 7 yıldan 14 yıla kadar hapis talep edilirken, oğlu Kadir Turgut hakkında ise 4422 sayılı yasanın 1/1-2, TCK'nın "zorla senet imzalattırma" fiilini düzenleyen 496 ve "cezayı artıran veya azaltan haller" başlıklı 522. maddelerinin (2 kez), TCK'nın 188/1-2-3. maddesinin (2 kez), 15 yaşını bitirmemiş küçüğün ırz ve namusuna tasaddi suçunu düzenleyen 415/1 ve 522, "kişi hürriyetinden mahrumiyet" başlığını taşıyan 179/1-2-3 ve 4422 sayılı yasanın ceza artırımını öngören 1/6. maddesi uyarınca 46 yıldan 91 yıl 6 aya kadar ağır hapis cezası isteniyor.
Diğer sanıklar hakkında, 4422 sayılı yasanın "örgüt üyeliği"
fiilini düzenleyen 1. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca en az 2 yıl hapis istenen iddianamede, Dr. Göksel Bayam hakkında ise TCK'nın "teşekküle yardım" hükmünü içeren 314/1 ve "evrakta sahtecilik"
fiilini düzenleyen 339 maddeleri uyarınca 3 yıl 6 aydan 11 yıla kadar,
4422 sayılı yasanın 1. maddesindeki örgüt üyeliği suçlaması yöneltilen emekli Albay Eşref Hatipoğlu'nun da 2 yıldan 4 yıla kadar hapsi talep ediliyor.