Nihat Genç: Lübnan tıpkı Bosna
Gazeteci-Yazar Nihat Genç, “Şu anda İsrail’in Lübnan’a yaptığı, bundan 10 yıl önce Bosna’da yapılanın aynısıdır. Batı Sırplara sustu. Çünkü Sırpların 6–7 ay içinde bütün Boşnakları soykırımdan geçireceğine inanıyordu.

Mehmet Baydemir'in röportajı
Milli bir duruş sergileyen ve Suriye’de gerçekleştirilen Doğu Konferansı’ndan dönen Gazeteci Yazar Nihat Genç ile İsrail’in Lübnan’da yapmak istediğini, Batı’nın tutumunu, Hizbullah’ın ne olduğu ve nerede yaşadığını, özgürlüğü ve direnişi konuştuk. Ayrıca Genç, bölgedeki olaylardan ilk önce etkilenecek olan Suriye’den yeni gelmesi sebebiyle, buradaki atmosfer ile Suriye halkının Lübnan’a ve özellikle Hizbullah’a bakışını da değerlendirdi.
Gazeteci-Yazar Nihat Genç, “Şu anda İsrail’in Lübnan’a yaptığı, bundan 10 yıl önce Bosna’da yapılanın aynısıdır. Batı Sırplara sustu. Çünkü Sırpların 6–7 ay içinde bütün Boşnakları soykırımdan geçireceğine inanıyordu. Ve Sırplar, Boşnaklara doğru gırtlaklarını keserek, köyleri kazıyarak ve kadın- çocuk demeden herkesi öldürerek saldırıya geçti. Ve 6 ay sonunda 200 bin kişiyi öldürdüler.” dedi.
Batılılar için sanki ateşkes sınırının 200 bin ölü olduğunu söyleyen Genç, “Afganistan’da, Irak’ta ve Bosna’da bu böyle oldu. Batılıların insafa gelmesi için 200–300 bin insanın ölmesi gerekiyor. Şimdi İsrail savaşı kazanabilmek için değil, sivilleri öldürmek için kimyasal silahlarını kullanacak. Eğer zorlanırsa nükleer silahlarını da kullanacak.” diye konuştu.
İsrail, Hizbullah’ı yenemezse, bütün dünyaya rezil olacak
Amerikan ve İngiliz gemilerinin Kıbrıs’a gelip yerleştiğini söyleyen Genç, buralara silah deposu inşa ettiklerini ve İsrail’e her türlü desteği verdiklerini belirtti. Şimdi Batı’nın beklediğinin 3 ay içinde ya da daha kısa bir süre içerisinde İsrail’in dünyaca meşhur ordusunun ve silahlarının Lübnan’ı taş devrine çevirmesi olduğunu söyledi.İsrail’in köprüleri ve yolları bombalayarak, Lübnan’ı muhasara altına almaya çalıştığını kaydeden Genç, “Orayı, gıda ve ilaç yardımlarından mahsur bırakarak, su gelmeyen, yardım gelmeyen ‘Ölümcül’ bir kampa çevirmek istiyorlar. Bunu bir savaş taktiği olarak kullanıyor. Aslında İsrail rezil olmaktan korkuyor. Hizbullah’ı yenemezse bütün dünyaya rezil olacak. Ve İsrail kimseyi dinlemediği gibi Birleşmiş Milletler (BM)’e de savaş açtı. BM Temsilcileri’ni öldürdü. BM’den bir kınama bile çıkmasını engelliyor” dedi.
“Lübnan’daki tüm etnik ve mezhep gruplarının Hizbullah’a destek vermesi gerekiyor.” diyen Genç, “Eğer bunlar kendi devletlerini İsrail’e karşı savunuyorsa, onların işleri savaştan sonra çok zor. Öte yandan Hizbullah yok edilse bile silahlarını teslim etmez. Hizbullah sadece Lübnan’ın güneyinde oturmuyor ki. Hizbullah, Endonezya’dan Fas’a kadar büyük bir alanda oturuyor. Dünyada nerede Müslüman varsa orada Hizbullah vardır. Dün Filistin’de olduğu gibi bütün İslâm coğrafyasında milyonlarca genç, ayaklanıp gelecek ve bölgeye yerleşecek.” ifadelerini kullandı.
Savaş stratejistleri kafayı yemişler!
Dünya tarihinde hiçbir zaman aynı anda 3 ülkede savaş olmadığını belirten Genç, “Son 3 ay içerisinde Afganistan’da 500 kişi öldü. Irak’ta her gün 100 kişi ölüyor. Lübnan’da ölü sayısı bini geçti. Bir dünya savaşı olsa 3–5 yıl sürer sonra biter ama bu savaşlar onlarca yıldır sürüyor.” ifadelerini kullandı. Ruanda’da, Somali’de, Çeçenistan’da ve daha birçok ülkede, insanlara cehennem yaşatıldığını kaydeden Genç, şöyle konuştu: “Küreselleşme, kapitalizm, Amerika ve Batı ve işte bu cehenneme çevirdiği coğrafya parçaları…”
Batılı savaş stratejistlerin hesaplarını iyi yapmadığını söyleyen Nihat Genç, “Kültür, alışveriş ve şehir diye bir şey var. Biz beraber yaşarız. Bin 400 yıldır bu bizim kültürümüzde var. Onlar silahlar dışında başka bir şeyler denesinler. Hizbullah’a karşı yapacakları saldırılarda yapacakları bir mahalleye saldırmak ve 2 binayı yıkmak olacaktır. İsrail, özgürlük ve ülkesini savunma düşüncesini hiçbir zaman yok edemez. Türkiye’ye gelseler ve saldırsalar… Gelip nükleer bomba atsalar ve 30 milyon kişiyi öldürseler. Geriye kalan 30 milyon mücadeleye devam eder. Nükleer silahlarla bizi tehdit edenler cevaplarını alacaklardır. Onlar bombalarına çok güveniyorlar fakat şehir savaşları böyle kazanılmaz.” diye konuştu.
Genç, “Elli yıldır savaşan devlet olur mu? Hitler dediğin beş yıl geldi geçti. İsrail, elli yıldır orda baronluk yapıyor, bütün dünya bunu görüyor. Bütün dünya tarihi mazlumların, altta kalanların ve özgürlük savaşı verenlerin galibiyetleriyle dolu… Vietnam, Cezayir, Türkiye bunlar unutulmasın. Nükleer bombalar her şey değildir. ‘Batıda oturanlar oturacak, geride kalanların kafasına nükleer bomba atılarak yok edilecek’ gibi düşünceleri var. Yani bu savaş stratejistleri, Bush’ un, Blair’in etrafındakiler bence çıldırmışlar, kafayı yemişler. Bunlar çok kötü cezalandırılacaklar. Yarınlarda çok değişik siyasetler kurulacak. Bugün mesela bu savaşın sonuçlarına göre Lübnan’da İsrail elçiliği, ABD elçiliği açılamaz. Arap ülkelerinde bu elçilikler kapatılacak. Bu topraklara yabancı bile giremeyecek hale gelecek.” ifadelerini kullandı.
Barışları da yalan, demokrasileri de
Bu saldırılar sonucu, bunların Arap topraklarına giremeyeceğini, gemilerini geçiremeyeceklerini ifade eden Genç, “Petrol alışverişi ve turizm sıfıra inecek. Orada hem Hizbullah öldürülsün hem de Ankara’da ABD ve İsrail elçilikleri bulunsun. Halklar bunlara müsaade etmez. Nükleer bombalarla verdikleri savaş bence kendilerini cehenneme götüren bir savaştır. Tarih ve insanlık bunun üstesinden gelecektir. Binlerce yıldır geldiği gibi… Hakkın, mazlumun, altta kalanın ve ezilenlerin yanındayız ve bugünlerde de Hizbullah’ın yanındayız. Türkiye halkı olarak, Hamas’a, Hizbullah’a ve özgürlük savaşı veren, ülkelerini koruyan insanlara dua ediyoruz ve edeceğiz. Biz sabahtan akşama kadar Hamas’a dua ediyoruz ve zafer şarkılarıyla onlara güç ve destek vermek istiyoruz” diye konuştu. Bunların öne sürdüğü kelimelerin, uydurma ve yalan olduğunu söyleyen Genç, “Bahsettikleri barış da yalan, demokrasi de… Asıl olan şehirdir ve kardeşliktir. Ortadoğu topraklarında insanlar şehirlerde, kardeşlikte binlerce yıldır yan yana yaşamaktadır. Biz kendi kavramlarımızla bu dünyayı çoktan kurduk ve bu şehirleri yaşatmaya devam edeceğiz.” dedi.
Dünyayı şekillendiremeyecekler...
Medyanın, ırk ve mezhep ayrışmasını arttıran bir dil kullandığını vurgulayan Genç, “Bakalım bu savaş nereye gidecek? Bu dünyayı bu bombaların şekillendireceğine inanmıyorum. Batılılar dünyanın sahibi değil, bu dünyayı yaratan bir sahip var. Biz ayrım gayrım bilmeyen ve herkesi gemisine alan Nuh’un gemisiyle dünyaya geldik. Nuh’un gemisi bugün bizim Büyükşehirlerimiz Şam’dır, Kahire’dir, İsfahan’dır, Konya’dır, İstanbul’dur. Bin 400 yıldır Nuh’un gemisinde ne varsa taşıyoruz. Ama görüyoruz ki batılılar sadece kendi insanlarını gemiye almak istiyor. Dışarıdakilere ‘Terör’ yakıştırması yapıyor.” diye konuştu. Batılıların nükleer bombalarının insanları öldürse de asla yok edemeyeceğini belirten Genç, onların nükleer bombalarının gücünün insanlara yeteceğini fakat asla sabaha, geceye, yıldızlara ve güneşe yetmeyeceğini vurguladı. “Biz Allah’a güveniyoruz’ diyen Genç, “ Biz iman gücümüzle bu Büyükşehirleri kurduk. İlahilerimizle, şarkılarımızla ve bütün insanlıkla bu şehirlerde bir arada yaşamaya devam edeceğiz. Ve bu mücadelemizi sürdürmeye yemin ettik.” şeklinde konuştu.
Türk halkı mazlumlarla ittifak halinde
Suriye’de gittikçe yoğunlaşan mülteci akını var. O, mülteci yoğunluğunu şimdilik karşılıyor ama önümüzdeki günlerde karşılayamaz duruma gelecek. Hükümet’in ve bizlerin yavaş yavaş mülteci kabul etmemiz, 15–20 bin kadar ve daha fazlasını getirmemiz ve çocukları hastanelere götürmemiz lazım. Oradaki Müslümanların ilacını, gıdasını karşılayacağız. Veyahut Filistin’de okullar açılıyor, okula gideceklerin önlüğünü alacağız. 8 km’lik Suriye sınırı açık… Bu sınırı her şekilde yardım olarak kullanacağız. Ama bütün dünya bilsin ki bu sınırı asker olarak da, insan olarak da kullanırız. Türk ordusu ya da Türk Hükümeti NATO ile ittifak içinde olabilir ama Türkiye halkı kimseyle ittifak için de değildir. Bunu Türk ordusu da Türkiye deki siyasi hükümetlerde bilsin. Türkiye halkı mazlumlarla ittifak halindedir, Müslümanlarla ittifak halindedir ve o sınırların her türlü yardımı da savaşın ilerleyen zamanlarında geçireceğiz. Buna da kimse karşı çıkamayacak
Emperyalistlere hak ettikleri ceza verilecektir
Suriye halkı, büyük bir heyecanla savaşın her anını, Hizbullah’ın attığı bombaları izliyor. Türkiye’deki büyük galeyan ve heyecan nasılsa, Suriye’de de öyle ve Türklerden gelen yardımlara çok seviniyorlar. Ve Türklerle olan kardeşlikleri ilerledikçe gözleri yaşlı bir halde ağlıyorlar. Şam’dan geçen Kızılay’ın 59 TIR’lık konvoyu ağlanarak alkışlandı. Bu da bizim için çok güzel bir şey… Bu savaşlar bizim kardeşliğimizi yeniden test ediyor, yeniden eski günlerdeki gibi ortak kültürümüzü temsil ediyor. Biz aynı kültürün çocuklarıyız ve bu toprakları Hıristiyanlara, Yahudilere yem etmeyeceğiz. Emperyalistler bundan gereken cezayı alacaktır. Onların kukla diktatörleri de olacaktır. Bunlar zaman içerisinde olacaktır. Biz kardeşleştikçe ve güçlendikçe birbirimize gıda olarak, ilaç olarak, silah olarak ve askeri olarak sarıldıkça onlar zayıflayacaktır.
(Milli Gazete)