Sarraf ailesiyle ilgili şok gerçek ortaya çıktı

Rıza Sarraf'ın ailesiyle ilgili çok önemli bir ayrıntı ortaya çıktı.

Sarraf ailesiyle ilgili şok gerçek ortaya çıktı
Sarraf ailesiyle ilgili şok gerçek ortaya çıktı
GİRİŞ 04.12.2017 05:52 GÜNCELLEME 04.12.2017 09:11
Bu Habere 14 Yorum Yapılmış

Rıza Sarraf’ın kurgulanan bir süreç sonunda ABD’ye gittiği anlaşılırken, Türkiye’ye yerleşerek vatandaşlık kazanan ailesinin de ülkeyi terk ettiği ortaya çıktı. Anne Şebnem Sarraf ile baba Hüseyin Sarraf geçen eylülde, kardeş Muhammed Sarraf ise ekimde İran’a geçiş yapmış...

New York’taki davada sanıkken, yıldız tanık konumuna getirilen İran asıllı Türk vatandaşı Rıza Sarraf’ı, kullanışlı bir enstrümana dönüştürmeye karar veren ABD’nin, bu kararı verdikten sonra izlediği yol haritasına ilişkin olarak, hergün yeni bir haberle uyanıyoruz.

Eşi ve çocuğuyla Miami’ye gidişi ve burada gözaltına alınışı da bir kurgunun parçası olduğu anlaşılan Sarraf’ın hem kendisinin hem de yakınlarının malvarlıklarına el konuldu.

Ancak dün kamuoyuna yansıyan haberler gösteriyor ki Sarraf, ABD’ye gitmeden bir süre önce sahip olduğu en büyük firma olan holdingin içini boşaltmış, kuyumcu ve dövizciyi de kapatmış. Ortaya çıkan her gerçek, Sarraf’ın adım adım kurgulanan bir süreç sonunda ABD’ye gittiğini gösteriyor.

Yasak 47 gün sürmüş

Bu noktada, Türkiye’den çıkışının ve ABD’ye gidişinin neden engellenmediği soruları epeydir gündemde.

Bırakın 17/25 Aralık 2013 sonrasını, 2007’den itibaren ABD tarafından izlenen Sarraf’ın 17/25 Aralık’tan sonra konulan yurtdışına çıkış yasağı sadece 47 gün sürmüş.

Aldığım bilgilere göre, Sarraf için yurtdışına çıkış yasağı 28 Şubat 2014’te konulmuş.

Tahdidin kaldırıldığı tarih ise 16 Nisan 2014.

Tüm ailesi İran’a gitti

Başka bir deyişle, 16 Nisan 2014’ten bu yana, Sarraf istediği gibi yurtdışına çıkıp, gelebilecek durumdaydı.

Ancak Sarraf gibi bir ismin, ortağı Babek Zencani’nin İran’da idamla yargılandığı, İran’a yönelik uluslararası ambargonun delindiği iddialarının tartışıldığı bir dönemde, ABD’ye gitme riskini aldığını düşünmek, akla yatkın değil.

Aslında bütün kapılar, Sarraf’ın ABD’ye gidişinin bir anlaşma sonucu gerçekleştiğine çıkıyor.

Bu kuşkuları doğrulayan başka kritik bilgiler de edindim.

Hatırlanacağı gibi New York’taki dava 27 Kasım’da başlamış, Sarraf’ın sanıklıktan yıldız tanıklığa “terfi” ettiği ilk duruşmadan önce ortaya çıkmıştı.

Yine Sarraf’ın itirafçı olmayı, mahkemeden 29 gün önce, 26 Ekim’de kabul ettiği ve “tanık” sıfatını aldığı da duruşmalarla anlaşılmıştı.

Edindiğim bilgiler gösteriyor ki Sarraf ailesi de 26 Ekim’den önce bir hazırlığa girişmiş.

Sarraf’ın kendisi gibi Türkiye’ye yerleşerek, Türk vatandaşlığı kazanan anne ve babası Şebnem ve Hüseyin Sarraf, Eylül ayında İran’a gitmiş.

Hemen ardından, Ekim ayında ise kardeşi Muhammed, anne ve babası gibi Türkiye’den İran’a geçiş yapmış.

Anne ve baba ile kardeşinin ayrı tarihlerde İran’a geçmiş olması dikkat çekici.

Ancak daha dikkat çekici olan Zencani’nin idamla yargılandığı bir dönemde, İran’a geçmeleri. Anlaşılıyor ki Sarraf’ın Türkiye aleyhine tanıklığı kabul ettiği bir dönemde, Türk vatandaşı olan anne, baba ve kardeşi de Türkiye’den ayrılmayı tercih etmiş.

Casusluk soruşturması

Duruşmalar ilerledikçe hem Sarraf’ın tanıklık açıklamalarından hem de Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın ifadelerinden tartışmanın boyutlanarak süreceği anlaşılıyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Sarraf hakkında “yabancı devlet lehine siyasal ve askeri casusluk” suçundan soruşturma başlattı. Sarraf ve yakınlarının malvarlığına bu soruşturma çerçevesinde el konuldu.

Kuşkusuz bu soruşturmadan da önemli sonuçlar çıkacak.

Sarraf’ın ABD’ye gitmeden önce kimlerle, ne tür temaslar kurduğu, ailesinin bu süreçteki bağlantıları soruşturmayla açığa çıkarılabilir. Sarraf’ın hergün ortaya çıkan gerçeklerle birlikte profili daha da netleşiyor.

Serpil Çevikcan - Milliyet

YORUMLAR 14
  • Emre 6 yıl önce Şikayet Et
    15 temmuz darbe girişiminde sadece 2 ay önce ambargosunu deldiği abd ye gitmesi ilginç. Deldiği ambargonun davasında sanık değil tanık olması daha da ilginç. Abd nin ambargosu abd yi bağlar. Dünyanın hiçbir ülkesini bağlamaz. Bu zarraf rüşvet verdiyse bu durum da abd yi değil bizim ülke mahkemelerimizi ilgilendirir.
    Cevapla
  • trek 6 yıl önce Şikayet Et
    helal olsun bahceli dediklerin hep cikiyor.cozum sureci icin:bundan derhal vazgecilmeli sadece zaman kazaniyorlar dedi oldu.pyd ilk hortladiginda tsk hemen sinir otesine gecip tampon bolge olusturulmali yoksa teror orgutleri yerlesir dedi oldu.zarraf icin bu adam ilerde itirafci ve ajanlik yapar dedi oda oldu
    Cevapla
  • Muzak notasi 6 yıl önce Şikayet Et
    Bu adam hayırsever onu bırakın diye nota vermiştik hangi ara casus ilan oldu ...bülbülüm altın kafeste öter aheste aheste
    Cevapla
  • muammer 6 yıl önce Şikayet Et
    Peki İran neden sessiz. Her sıkıntılı döneminde yanında olduk bu İran'ın. Onlar orada o aileyi niye tutuklamazlar. Niye Türkiye bu sıkıntılara bizim için girdi. Biz Türkiye'nin yanındayız demezler?. Neden bize hep acem oyunu oynarlar?. Öyle değilse bile biz buradan böyle görüyoruz. İran halkını seviyoruz. Lakin yöneticileri bize güven vermiyor. Sırtımızı döneceğimiz bir Kardeş ülke bulmak istiyoruz. Ama 1000 yıldır nafile bekliyoruz.
    Cevapla
  • sam 6 yıl önce Şikayet Et
    İran hükümeti hangi gerekçeyle ailesini tutuklayacak; ailesinin yaptığı bir şey yok ki hepsini rıza zarraf yapmış. Ailesini Türkiyeye yerleşip sonra irana gittiği için mi tutuklayacaklar. Fethullan Gülenin de kardeşi Türkiyede, ne yapabiliyoruz. Suçluyla kan bağı olmak suç mudur?
    Cevapla
  • MAD 6 yıl önce Şikayet Et
    Güneşin doğuşu batışı farksız .... vay be.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Şov bitti, yüzüstü bıraktılar! Özel ve İmamoğlu'nun 1 Mayıs provokasyonu pes dedirtti
Adana'da başıboş köpek sürüsü yaşlı kadını parçaladı