Mirasımız Derneği'nden 2017 Kudüs Raporu

Mirasımız Derneği Genel Başkanı Muhammet Demirci, “Filistin toprakları ve Filistin’in başkenti Kudüs, işgalinin 100. yılını yani 2017’yi çok daha zor şartlar altında geçirdi ve görünen o ki gelecek yıllar, bu zorluk daha da artacak. Ancak bu durum bizleri umutsuzluğa sevk etmemeli, ye’se düşürmemeli; zira biz biliyoruz ki, zulmün artması zalimin çaresizce sona doğru kürek çekmesindendir” dedi.

KUDÜS, KÜRESEL SİYASETİN ALTIN ORANIDIR

“Kudüs’ün işgali 2017’de 100. yılını doldurdu. İşgalin son 50 yılı ise kadim şehre adeta bir kabus gibi çöken Yahudilerin zorbalığı altında geride kaldı” diyen Demirci şu değerlendirmelerde bulundu: “Tarih boyunca küresel siyasetin altın oranı olan Kudüs, bu özelliğini 2017 yılında bir kez daha çok net bir şekilde ortaya koydu. Bütün dünya Kudüs’le ilgileniyor, küresel siyasetlerini Kudüs’e göre belirliyorlar, bunun son örneği ise 6 Aralık 2017 tarihinde ABD Başkanı Donald Trump’ın aldığı ve küresel intifadanın fitilin ateşleyen Kudüs kararıdır.

Müslümanlar açısından da Kudüs hep birleştirici güç olmuştur. 1969’da Mescid-i Aksa’nın yakılması sonucu bugün adı İslam İşbirliği Teşkilatı olan İslam Konferansı Örgütü kurulmuştur. Trump’ın Kudüs kararı da Müslümanları bir kılmış ve bir araya gelmesi dahi düşünülemeyen devletleri Kudüs konusunda ortak hareket etmeye sevk etmiştir.

99 yıl boyunca adeta yalnızlığa itilen, unutulmuşluğa terk edilen Kudüs, işgalinin 100. yılında ve elbette ki Rabbimizin dilemesiyle kafirler eliyle sürekli gündem olmuş ve bu da Müslümanların Kudüs’e uyanmalarına vesile olmuştur.

Şurası bir gerçek ki; Kudüs ve Müslümanların mübarek mescidi Mescid-i Aksa, bu kadim şehirde yaşayan 350 bin Müslümanın tüm yokluk ve imkansızlıklarına rağmen, canlarından ve mallarından geçerek burada nöbet tutmalarıyla İsrail işgaline direnmektedir.

Kudüs, işgalinin 100. yılında da çok daha zor günler geçirmesine rağmen direndi, Mescid-i Aksa yalnızlığının 100. yılında da özlemle alnı secdeli müminleri bekledi ve beklemeye devam ediyor. Ve 350 bin Kudüslü Müslüman tüm imkansızlıklarına rağmen umutla Müslüman kardeşlerini bekliyorlar, özellikle Türkiye’yi bekliyorlar, “siz komutan olun biz askeriniz olmaya hazırız” duruşuyla. 14 Temmuz ve 6 Aralık süreçleri bu duruşun en açık göstergeleri olmuştur.

2017’DE KUDÜS VE MESCİD-İ AKSA’DA NELER OLDU?

İsrail, 2017 yılında Kudüs ve Mescid-i Aksa’da  ne tür ihlaller yaptı;

İsrail, 2017 yılında Kudüs’te 2 bin 466 Müslüman’ı tutukladı. Bu rakam 2016’da 2 bin 029 idi.  Bu rakamın yarıya yakınını ise çocuklar, kadınlar ve yaşlılar oluşturuyor.

İsrail’in 2017’de tutukladığı 2 bin 466 Müslümanın 720’si 12-18 yaş arası çocuk, 54’ü ise 12 yaş altı çocuktan oluşuyor.

Tutuklananların 26’sı 65 yaş üstü.

4’ü 65 yaş üstü, 6’sı 18 yaş altı olmak üzere tutuklanan bayan sayısı ise 88.

Tutuklandıktan sonra serbest bırakılanların önemli bir kısmından ise yüksek kefalet ücretleri talep ediliyor.

1948 İslami Hareketi lideri Şeyh Raid Salah da 2017’de tutuklananlar arasında yer aldı. Şeyh Raid Salah, Kudüs ve Mescid-i Aksa işgaline karşı faaliyetler yürüttüğü gerekçesiyle ağustos ayında gözaltına alındı ve mahkeme sürece hala devam ediyor.

Şeyh Raid Salah’ın avukatları da gözaltına alınmış daha sonra serbest bırakılmışlardır.

Çoğu Mescid-i Aksa’nın kapanmasına neden olan 14 Temmuz sürecinde yaşanan olaylarda olmak üzere 2017’de Kudüs’te 17 şehit verildi. Şehitlerin tamamı 25 yaşının altında

Birleşmiş Milletler, İsrail aleyhine bugüne kadar onlarca karar almış; ama bunların hiçbiri uygulanmamıştır. BM’nin özellikle yeni yerleşim yerleri kurma konusunda İsrail aleyhine aldığı kararlara rağmen işgal devam etmiştir.

2017’de Kudüs’te Müslümanlara ait 154 ev ve iş yeri yıkılmıştır. 555 ev ve iş yeri için de yıkım kararı alınmıştır.  Yıkılan evlerin masrafları da evlerin sahiplerinde tahsil edilmektedir. Ödeme imkanı bulamayan Müslümanlar ise yıllardır yaşadıkları evleri kendi elleriyle yıkmak zorunda bırakılıyorlar.

Müslümanlara ait ev ve arazilere el koyan İsrail buralarda yeni Yahudi yerleşim birimleri oluşturuyor. 2017’de 16 bin 252 konutluk yerleşim birimi onaylandı.

6 EV GASP EDİLDİ

Nöbet tutmak üzere Mescid-i Aksa’ya giden Müslümanların evleri gasp edilmektedir. İsrail askerleri eşliğinde Müslümanlara ait evlere giren Yahudiler, mülk kendilerine aitmiş gibi evlere çöküyorlar. 2017’de çökme yöntemiyle 6 ev Yahudilerce gasp edilmiştir.

Kudüs’ün en büyük Müslüman mezarlığı olan Memunullah Mezarlığı tamamen tahrip edilmiş, mezarlığın büyük kısmı park haline getirilmiştir. Bir kısmına otel yapılan Müslüman mezarlığının geri kalan kısmında ise hali hazırda bir müze yapımı devam etmektedir ve bu müzenin adı “Hoşgörü Müzesi’dir”

Mescid-i Aksa’nın hemen surlarının dibindeki Yusufiye Mezarlığı’nda ise 40 mezar dozerlerle yıkılmıştır.

Yahudiler 2017’de 15 kez mezarlık baskını yapmış ve cenazeleri çalmışlardır. Müslümanlar cenazelerinin çalınmasının önüne geçmek için artık mezarların üzerini betonla kaplamak zorunda kalıyorlar.

Mescid-i Aksa 2017'de 480 kez Yahudi saldırısına maruz kaldı. Bu saldırıların en büyüğü Mescid-i Aksa’nın kapanmasını da beraberinde getiren 14 Temmuz saldırısı olmuştur. Cuma ve vakit namazlarının kılınamadığı, ezanların

okunamadığı bu saldırı Aksa kapılarına kameralar ve x-ray cihazlarının konulmasını beraberinde getirmiştir. Ancak 35 bin Kudüslünün Mescid-i Aksa kapılarında nöbet tutması ve Aksa’nın pazarlık konusu yapılamayacağını çok net şekilde ortaya koyması İsrail’e geri adım attırmıştır.

Öte yandan İsrail, sivil Yahudileri tam teçhizatlı askerler eşliğinde Mescid-i Aksa’ya sokarak Müslümanların haremini kirletmeye devam etmiştir. 2017’de toplam 25 bin 628 Yahudi Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemiş ve bu baskınlarda kimi zaman ayinler yapılmıştır. 2017’de baskın yapanların sayısı 2016’ya göre neredeyse ikiye katlanmıştır. 2017’da sayı 14 bin 231 idi.

IŞIKLARI SÖNDÜRÜLDÜ

Mescid-i Aksa avlusunda bulunan ve görkemiyle herkesin dikkatini çeken Kubbetus Sahra’nın ışıkları söndürüldü. İslami Vakıflar İdaresi’nin tüm girişimlerine rağmen gerekli ekipmanın Aksa’ya girişini engelleyen İsrail, Kubbetus Sahra’nın karanlıkta kalmasına yol açmaya devam ediyor.

MESCİD-İ AKSA ALTINDA SİNAGOG

Daha önce Mescid-i Aksa altında kazılan tünellerde bir sinagog açan İsrail, Burak Duvarı altında 2017’nin son ayında yeni bir sinagog açılışını gerçekleştirmiştir.

İsrail, Kudüs’te sadece Kudüslülere yönelik zorbalık yapmamış, Mescid-i Aksa’yı ziyaret için kadim şehre giden Türkleri de tutuklamış ya da sınır dışı etmiştir. 2017’de 12 Türk gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılırken,  8 kişi de vize verildiği halde Ben Gurion Havaalanı’nda deport edilmiştir.

MİRASIMIZ NE YAPTI?

Kudüs’ün Müslümanlardan arındırılıp Yahudileştirilmesi için kurulan dernek ve vakıf sayısı 3 bin civarındadır.

Ve bunların bu amaç için Kudüs’e gönderdikleri yıllık yardım miktarı 1,5 milyar dolardır.

Çalışma sahası sadece Kudüs ve civarı olan Mirasımız Derneği, 2017’de  Kudüs ve civarında 1 cami 3 ev restorasyonu gerçekleştirdik. Cami ve diğer yapıların restorasyonunu çok önemsiyoruz ve kaynak buldukça restorasyon çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Çünkü İsrail, çıkardığı ‘Kayıp Mülkler Kanunu’nu bahane ederek Müslümanlara ait yapılara el koyuyor.

Mescid-i Aksa’nın avlusunda bulunan şadırvanların muslukları orijinallerine uygun şekilde pirinç sarı musluklarla değiştirdik. Aksa’nın hem içinin hem de lavabolarının temizliğini yapmaya gayret ettik.

Ramazan ve kurban bayramlarında binlerce ailenin ihtiyacını karşıladık. Mescid-i Aksa avlusunda iftar ve sahur sofraları kurduk, kestiğimiz kurbanları ihtiyaç sahibi Müslümanlara ulaştırdık.

Aldığımız otobüslerle Mescid-i Aksa’ya ücretsiz turlar düzenleyerek Müslümanların Mescid-i Aksa’yı yalnız bırakmamasını sağlıyoruz. Bu manada  Mescid-i Aksa’ya tam 6 bin sefer düzenledik ve yaklaşık 300 bin Müslümanı Aksa’ya taşındık.

Kudüs’te yetim ve yoksul ailelerin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya 2017 yılında da devam ettik.

Okul çağındaki öğrencilerin çanta ve kırtasiye ihtiyaçlarını karşılıyoruz.

Bütün bunların yanı sıra ülkemizde de ilgili kuruluşlarla yaptığımız protokoller çerçevesinde okullarda yurtlarda seminerler vererek öğrencilerimize Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın niçin önemli olduğunu anlatmaya ve bir şuur oluşturmaya çalıştık. İllerde verdiğimiz konferanslarda aynı hizmeti ifa etmeye gayret ettik.

Ve bu çalışmalarımızı Allah’ın izniyle Kudüs özgür olana dek yapmaya gayret edeceğiz.