Sancar ailesinden ikinci başarı!

Türkiye'nin gururu Nobel ödüllü bilim adamı Prof. Dr. Aziz Sancar'ın yeğeni Hakan Sancar, bitkileri ölümsüzleştirmek için keşfettiği solüsyonla ailesini ve Türkiye'yi bir kez daha gururlandırdı.

Sancar ailesinden ikinci başarı!
Sancar ailesinden ikinci başarı!
GİRİŞ 04.03.2018 07:13 GÜNCELLEME 04.03.2018 07:19
Bu Habere 10 Yorum Yapılmış

Türkiye'de ilk kez bitki stabilizasyonu için gerekli olan solüsyonu keşfeden Sancar, AA muhabirine, solüsyonun hikayesinin konuyla ilgili okuduğu bir makale ile başladığını anlattı.

Keşfettiği özel solüsyonla güneş, su ve topağa gerek kalmadan süs bitkilerinden ağaçlara, yosunlara kadar her türlü bitkinin yıllarca yeşil kalması sağlayan Sancar, bu işlem üzerine bir yıl boyunca araştırma yaptığını söyledi.

 

 

Hakan Sancar, 6 aya yakın sadece konuyla ilgili literatür taraması gerçekleştirdiğini, araştırmalarının ardından dünyada sadece birkaç ülkede uygulanan ama içeriği sır gibi saklanan solüsyon üzerinde deneysel aşamaya geçtiğini vurguladı.

Gazeteci olmasına karşın bir kimyager gibi deneme yanılma yöntemiyle uzun süre solüsyon için çaba harcadığını ifade eden Sancar, süreç içinde pek çok kez başarısız olduğunu ama umudunu yitirmediğini aktardı.

Sancar, solüsyonu bitkinin biyolojik saatini dikkate alarak uyguladığında doğru formüle ulaştığını dile getirdi.

- "Bitkiyi ölümsüz yaptık"

Başarılı sonuç elde edince bitkilere dayanıklılık testi yapmaya başladığını ve bu etapta da olumlu sonuç alınca ürünün ticarileştirilmesine geçtiklerini aktaran Sancar, "Bitkiyi ölümsüz yaptık dediğimizde kimse inanmadı ve şaşkınlıkla karşılandı." dedi.

Dünyada bitki stabilizasyonunu gerçekleştiren birkaç firma olduğunu Türkiye'de ise sadece kendi şirketleri Rainforest Natural Design'in bu konuda faaliyete başladığını dile getiren Sancar, icadının özellikle yeşil bina projelerinde çok tercih edildiğini vurguladı.

- Yemyeşil metrolar

Bitki stabilizasyonu sayesinde bitkilerin su, toprak ve güneşe gereksinim duymadan canlı görünümünü yıllarca koruyabildiğinin altını çizen Sancar, Orman ve Su İşleri Bakanlığı'ndan aldıkları resmi izinle bin 500 metre yükseklikteki ormanlardan kara yosunu ve ağaçları tabiata zarar vermeden topladıklarını belirtti.

Sancar, toplanan bitkilerin buldukları solüsyonla işlendiğini, bitkilerin bu solüsyonu emme sürecinin 20-30 gün sürüdüğünü ardından peyzaj çalışmaları için hazır hale geldiğini belirterek, bitkilere uyguladıkları sıvının alerjik bir etkisinin de olmadığını vurguladı.

"Tüm ürünler organiktir, formülümüz ise farmakolojik yani ilaç sanayisinin insan üzerinde kullandığı maddelerden oluşuyor. İçinde bir toksik bulunmuyor. İç mekanlarda rahatlıkla kullanabilir." diyen Sancar, bu bitkilerin özellikle yeşil bina projelerinde çok tercih edildiğini, dünyada etkileri oldukça hissedilmeye başlayan küresel ısınmaya karşı bitki stabilizasyonun önemli bir adım olduğunu dile getirdi.

Verilerin gelecekte su ihtiyacının daha da artacağını gösterdiğini, böyle bir ortamda su tasarrufunun büyük önem taşıdığının altını çizen Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yaptığımız stabilizasyon ile suya ihtiyaç duyulmaması tasarrufa önemli bir katkı sunuyor. Ayrıca Türkiye'de süs bitkilerinin büyük bir çoğunluğu ithal, yani yurt dışından geliyor. Bu da cari açığa yansıyor. Türkiye'de kendi coğrafyamızda toplamış olduğumuz bitkilerimizi, kendi bulduğumuz solüsyonla stabilize ederek, ölümsüzleştiriyoruz. Sonra bu bitkileri, okullarda, evlerde, hastanelerde, metro istasyonlarında ve havaalanlarında kısacası her türlü mekanda uyguluyoruz. Ancak işlem yaptığımız mekanların ısısının oda sıcaklığında olması lazım. İklimlendirme sağlıklı bir şekilde yapılırsa 10 yıla kadar bu bitkileri yaşatmak mümkün. Ayrıca projemizde bize en büyük desteği iki ilaç patenti ve çok mühim başka bilimsel çalışmaları olan ve gelecekte tüm dünyanın adını duyacağını düşündüğümüz Eda Alemdar'ın biyokimyasal reaksiyonlar, biosaat ve enzimsel aktiviteler konusunda büyük katkıları olmuştur."

Bitki stabilizasyonuyla enerji ve su tasarrufu da sağladıklarını ifade eden Sancar, hiç güneş görmeyen alanlar olan metronun eksi 4 ve 5. katlarında bile yemyeşil ortamlar oluşturduklarını, bitki yaşatılamayan yerlerin öncelikli çalışma alanları olduğunu vurguladı.

Sancar, plastiğin velileri rahatsız ettiğini, bu nedenle özellikle ana okullarından büyük talep aldıklarını ifade etti.

- 600 yaşındaki zeytin ağacı

Stabilize edilen bitkilerin bakımının sadece yılda bir kez yapıldığını, Türkiye florasında dış mekan ağaçlarını, orman sarmaşığını, okaliptüs, şimşir ağacı gibi birçok tür üzerinde stabilizasyon yaptıklarını aktaran Sancar, şimdi tropik ağaçları ve çiçekleri stabilize etmek için denemeler yaptıklarını söyledi.

Sancar, 600 yaşındaki bir zeytin ağacını da stabilize etmeyi başardıklarını belirterek, "Bizim projemiz tamamen milli ve yerli. Kendi ülkemizden elde ettiğimiz ürünlerle yapılıyor. Gelecekte ihracat yapmaya da başlayacağız." ifadelerini kullandı.

- "Amcam bizimle oynayıp stres atardı"

Yaşamında hep amcası Prof. Dr. Aziz Sancar'ı kendine örnek aldığını ifade eden Sancar, sözlerini şöyle tamamladı.

"Amcam her zaman bize bir enerji oldu. Ondan sonraki nesil hep kendisini örnek aldı, bizim için bir rol modeldi. Amcamla çok yakındık kendisiyle irtibatımı hiçbir zaman yitirmedim. O tıp fakültesinde okurken yazları Mardin'e dedemin evine giderdik. Annemle çok iyi anlaşırlarmış, annemin bize anlattığına göre, derse ara verdiğinde bizimle oynayarak stres atarmış. İstanbul'a geldiğinde eşiyle birlikte bende kalır. 

Amcam Nobel ödülü aldıktan sonra bilime çocukluğumdan beri var olan ilgim daha da arttı. Çocukluğumdan beri hep onun çalışma azmini örnek aldım. Biz ailece onun Nobel gibi büyük bir ödül alacağını hep tahmin ediyorduk. Zira amcam Türkiye tanımadan ABD'de çok tanınan bir bilim adamıydı. Ailece bu başarısından büyük gurur duyduk. Bu solüsyonu keşfedince amcamla paylaştım, çok mutlu oldu beni tebrik etti."

KAYNAK: AA
YORUMLAR 10
  • ulucak 6 yıl önce Şikayet Et
    yahu gerçekten ağzı olan konuşuyor klavyesi olan yazıyor bu zaten üzerin de çalışma yapılan bir alan ama milli olarak bitkilere uzun yaşam sağlanması ve bunu zararlı kimyasallar kullanmadan yapılabilmesi gerçekten başarı tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum buradan botanikçilerimize ve eczacılarımıza da güzel bir örnek çıkacağını düşünüyorum .kim ki bu memleket için en ufak bir çaba gösteriyor hepsini minnet ve şükranla anıyorum bu çalışmalarda en az afrin harekatı kadar önemlidir çünkü her alanda dışa bağımlılıktan kurtulmalı hatta diğer toplumlara örnek olmalıyız...
    Cevapla
  • DEVLET 6 yıl önce Şikayet Et
    Allah, muvaffak etsin. Konuyu çarpıtan troller var. Kardeşim, biraz edep yahu...
    Cevapla
  • bitki uzmanı 6 yıl önce Şikayet Et
    Yapılan çalışma hangi bilimsel dergide yayınlanmış? Patent alınmış mı? Ne olduğu belli değil. Amca üstünden reklam yapan yeğen kokusu geliyor burnuma. Milletim uyanık olun. Her söze aldanmayın.
    Cevapla
  • A.Colak 6 yıl önce Şikayet Et
    Haklisin yalniz bazi seyler acik acik anlatilmaz,gardas!
    Cevapla
  • Xye 6 yıl önce Şikayet Et
    Ne diyorsun sen yahu???!!!
    Cevapla
  • Muhammed 6 yıl önce Şikayet Et
    bitkiyi ölümsüz yaptık ne lan. her canlı ölümü tadacaktır ayeti var bi kere. bitkilerin ömrünü uzatacak bir keşif yaptık de bari...
    Cevapla
  • Hee 6 yıl önce Şikayet Et
    Bende dedim birşey icat etmiş. Kopyala yapıştır yine. Ama amcasının yaptıkları paha biçilemez.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Macron'dan nükleer silahlı ortak Avrupa savunması teklifi
Sakarya Gaz Sahası'yla 1,8 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacı karşılanabilecek