Muhsin Yazıcıoğlu mezarı başında anıldı

2009'da vefat eden Muhsin Yazıcıoğlu, mezarı başında anıldı. Programda bir konuşma yapan Hakkı Öznur, Yazıcıoğlu'nun şehit edildiğini belirterek, "Milletine davasına adanmış bir ömür ile Muhsin Başkan 65 yaşında. Onu unutmadık ve unutturmayacağız" dedi.

Muhsin Yazıcıoğlu mezarı başında anıldı
Muhsin Yazıcıoğlu mezarı başında anıldı
GİRİŞ 02.01.2020 19:44 GÜNCELLEME 02.01.2020 19:44
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu 65. doğum yılında kabri başında binlerce kişinin katıldığı mevlid programı ile anıldı. Programa, Yazıcıoğlu ailesi başta olmak üzere Muhsin Yazıcoğlu’nun yol ve dava arkadaşları ile 5 kuşak ülkücüler ve Alperen Ocakları mensupları katıldı.

2009'da helikopter kazası sonucu hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu, mezarı başında anıldı. Programda konuşan Hakkı Öznur, Yazıcıoğlu'nun ölümünün suikast olduğunu söyledi. Yazıcıoğlu'nun şehit olduğunu belirten Öznur, şunları söyledi: 

Milletine davasına adanmış bir ömür ile Muhsin Başkan 65 yaşında. 31 Aralık 1954 yılında doğan şehit liderimiz Muhsin Başkan bugün yaşamış olsaydı 65 yaşında olacaktı. Milletin adamı, adam gibi adam yiğit lider bugün bedenen aramızda değil. Ama maneviyatıyla aramızda ve her zaman bizimle beraber. Onu unutmadık ve unutturmayacağız.

O şimdi ötelerin ötesinde Rahmet Peygamberi Resulü Ekrem Efendimiz Hz. Muhammed'in kanatları altında, peygamber sancağının (Liva-ül Hamd )  gölgesinde

Ey Şehit liderim; gittiğin kutlu belde de ötelerin ötesinde bizden de selam söyle nebiler nebisi, âlemlere rahmet olarak gönderilen, iki cihan serveri Fahr-i Kâinat Efendimiz ( S.A.V) Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimize... 

Bizden de selam söyle Uhud’un büyük şehidi Hazreti Hamza’ya Bizden selam söyle şehitlerin efendisi,  cennet gençlerinin serdarı, Hz. Hüseyin efendimize...

Bizden de selam söyle Bedir’de Uhut’da Hendek’te şehit düşenlere…

 Bizden de selam söyle Anadolu’yu vatan yapanlara, İstanbul’u fethedenlere…

 Bizden de selam söyle Çanakkale de, Balkanlarda, Yemen’de, milli mücadelede şehit düşenlere…

Bizden de selam söyle   “Kanımız aksa da zafer İslam’ın” diyerek bir gül bahçesine girer gibi toprağa düşen Yusuf İmamoğlu’na, Süleyman Özmen’e Dursun Önkuzu’ya Recep Haşatlı’ya binlerce Ülkücü şehidimize…

Bizden de selam söyle 12 Eylül cuntası tarafından idam sehpalarında asılarak şehit düşen can ülküdaşlarımız, yiğitlerimiz Mustafa’ya, Ali Bülent’e, Fikri’ye, Halil’e, Selçuk’a, Ahmet’e, Cevdet’e,  Cengiz’e…

Bizden de selam söyle “Vatanım ha ekmeğini yemişim ha uğruna kurşun “diyerek vatan, millet, bayrak için Gabar’da, Kato’da Cudi’de, Ağrı’da, Nemrut’ta, Tendürük’te vb. dağlarda, Kırsal’da, Şehirler’de, sınır ötesinde şehit düşen vatan evlatlarına…

 Bizden de selam söyle Türkmen ağası Dündar Taşer’e,  Türkmen beyi Gün Sazak’a, Büyük Mütefekkir, Türk –İslam ülküsü ’nün mimarı Seyit Ahmet Arvasi Hoca’ya, Yüzyılın büyük şairi üstad Abdurrahim Karakoç ağabeye Ülkücülerin erdemi Galip Erdem ağabeye, hareketimizin fikir mimarlarından Ahmet Er ağabeye Nevzat Kösoğlu ağabeye…

Bizden selam söyle davamıza öncülük yapmış, unutulmaz büyük hizmetlerde bulunmuş dava arkadaşlarımıza, kardeşlerimize…

İsmini burada zikredemediğimiz hakka yürüyen, sonsuzluğun sahibine uğurladığımız aziz dava arkadaşlarımızı hepsini rahmetle, minnetle,  saygıyla, sevgiyle anıyoruz.  Ruhları şad, mekânları cennet olsun.  Onları asla unutmadık ve unutmayacağız. 

Şehit Muhsin Yazıcıoğlu deyince dava adamlığı, davaya adanmışlık, fazilet fedakârlık, vefa, kadirşinaslık, hasbilik, beklentisizlik akla gelir. Kendisi için bir gün yaşamadı. Ömrünü, hayatını verdiği yüce davasına adadı. Her türlü istibdada karşıydı, İstiklal aşığıydı. Çile adamıydı. Davasının çilesini çekti hep.

10 YILA YAKIN CEZAEVİNDE YATTI 4. KEZ İDAMLA YARGILANDI

55 yıllık yaşamında hep ‘Anadolu kimliği’ ile hareket etti. Millî ve manevi değerleri savundu, milletin değerlerine sahip çıktı. Milletin inançlarına, değerlerine saldıran, savaş açanlara karşı, hep milletinin yanında yer aldı.

Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar” davasında idamla yargılandı. Kendi tabiriyle 4 kez idam sehpasından dönmüştü. İdamını isteyen ABD uşağı 12 Eylülcülere meydan okudu. Zulme rıza göstermedi, zalimlere boyun eğmedi. Devletine, milletine küsmedi. İnandığı davadan, ideallerden taviz vermedi.

Şehit liderimiz bir konuşmasında “Ne kaderime küstüm ne devletime küstüm! Çünkü inanmak iman etmek varsa bir şeye bedel neyse katlanıp; Yarabbi kahrında hoş lütfûnda dedik” demişti. Davasına, inanmış bir iman ve ahlak adamı söyler bu sözleri.

SUİKAST KÜRESEL BİR ORGANİZYONLA YAPILDI

Milletimizin ve kamuoyunun  “suikast” dediği olayın üzerinde tam 10 yıl 9 ay 6 gün geçti. Gün olarak 3934 gün geçti. Ancak liderimizin ve dava arkadaşlarımızın şehit düştükleri suikast aydınlatılamadı. Tam aksine, dosya karatılmaya, kapatılmaya, örtbas edilmeye çalışılmıştır

Türk siyaseti ve demokrasisi açısından son derece önemli olan bu olayı aydınlatmak ve gerçekleri ortaya çıkarmak tarihsel bir görevdir. 

Davayı baştan beri takip eden hukukçularımız açıkça ortada Küresel bir organizasyonla işlenen bir “suikast” var diyorlar.  Planlı, programlı düşürülen bir helikopter var diyorlar. Dava dosyasındaki deliller, bunu doğrular niteliktedir. 

Helikopter düşmedi, düşürüldü. Küresel bir organizasyonla bu suikast gerçekleştirildi. Bu suikastte, asker ve sivil karışımı kriptolar da işbirlikçilik yaptı. Devletin kılcal damarlarına kadar girmiş orduda, emniyette değişik devlet kurumlarında yer alan her türlü kriptolar ve çok yönlü elemanlar da rol almıştır.

Küresel güçlerin, küresel iblislerin, küresel organizasyonu yerli işbirlikçiler olmadan yapılamaz. Kesinlikle, milletimizin “suikast” dediği bu olayda mahkeme safhalarında da şahit oluyoruz ki; Yüzyılın davası olan bu olayda isimleri geçen bazı şüpheliler, açıkça korunmuş ve ödüllendirilmişlerdir.

Birçok şüpheli bizzat koruma altına alınarak dönemin siyasileri, bakanları yargılama safhasına, soruşturma safhasına sokulmuyorlar ve dosyaya dâhil edilmiyorlar.  Milletin vicdanı ve kamuoyu suikast derken, AKP Hükümeti ve dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ise hala “kaza” demeye devam etmektedir.

DEVLET BİR GÜN LAZIM OLDU O GÜNDE YOKTU

Enkazı devlet değil millet buldu. Devlet bir gün lazım oldu o gün de yanında yoktu. Liderimizin annesi rahmetli Fidan Anamızın: "Çocuklarım arasında en az onu gördüm. Devlet, millet çağırıyor der giderdi. Oysa o bir defa devleti bekledi, devlet gelmedi" serzenişini aziz milletimiz unutmadı.

Türkiye’nin vicdanı ve sigortası olan, bir millet önderi, bir siyasi partinin genel başkanı, meclisin seçkin bir üyesi, hayatını vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne adamış, her türlü bölücülükle, iç ve dış mihraklarla, küresel odaklarla mücadele etmiş, Türkiye sevdalısı, bayrak sevdalısı, vatan sevdalısı milli ve yerli bir lider şehit düşmüş, ancak hükümet, askeri ve sivil bürokrasi ise bu elim olaya lakayt davranmıştır.

Oğuz’un evlatlarından Türkoğlu Türk Muhsin Yazıcıoğlu her zaman adaletten, demokrasiden ve milletten yanaydı, Muhsin Yazıcıoğlu devletin kilit noktalarında görev yapmadı. Ne Cumhurbaşkanı oldu ne başbakanlık yaptı ne bakanlık… Ne iktidara geldi ne de hükümete ortak oldu. Hep milletin ve devletin bekasını savundu. Hep “Türk devleti ve milleti yaşasın,” dedi.

HER TÜRLÜ “KRİPTOLAR” MUHSİN YAZICIOĞLU DAVASININ KAPATILMASINI İSTİYOR

Milli ve yerli lider milletin adamı ABD ve İngiltere'den oluşan Anglosakson ittifakı ve onun Ortadoğu’daki işbirlikçisi İsrail’in bölgedeki oyunlarına ve küresel proje olan BOP BİP ve BAP a net karşı koyan tek liderdi.

Muhsin Yazıcıoğlu, PKK/ Barzani açılımlarına BOP, BİP vb. küresel emperyalist projelere, şiddetle karşı çıkmış, iç ve dış mihraklarla mücadele etmiş ve bu yüzden şehit edilmiştir.

Kendilerini gizleyen kripto Ermeniler, kripto Yahudiler, Ermeni görüntülü gizli Yahudiler (Pakraduniler) de, Muhsin Yazıcıoğlu’nun terör rejimi İsrail’e ve Siyonizm’e karşı çıkan milli ve İslami tavrından dolayı ona düşmandılar. Her türlü kriptolar, beşinci kol gruplar, bölücüler, kısacası, Türklük ve Türkiye düşmanları Muhsin Yazıcıoğlu davasının çözülmemesini, kapatılmasını istiyor.  Türkiye’de yaşanan birçok olayda her türlü kriptolarında parmağı olduğunu, yer aldığını milletçe biliyoruz.

Türklük ve Türkiye düşmanı kriptolar ve beşinci kol gruplar küresel efendilerinden aldıkları talimatla milletin adamı, milli ve yerli lider Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve dava arkadaşlarımızı organize bir suikastle şehit etmişlerdir.

KURAN VE SÜNNET ÇİZGİSİNDE HAYAT SÜRDÜ.

Milletin adamı Muhsin Yazıcıoğlu için önemli, olan iktidar vizesi değil, yüce Rabbimizin rızasıydı. Kur’an ve sünnet çizgisinde bir hayat sürdü. Hesap adamı değil, gerçek bir dava ve gönül adamıydı. O, istikamet ve vakar sahibiydi. Hiç yanlış yapmadı, politikanın hiçbir kiri bulaşmadı üzerine. O, makam ve mevkileri değil, sonsuzluğu düşünen bir liderdi. Siyasi yaşamı boyunca, her türlü emperyalizm ile liberal kapitalist sistemle mücadele etti. Egemen güçlere, çıkar çevrelerine asla boyun eğmedi, iç ve dış karanlık mihraklarla daima mücadele etti.

Bütün ömrünü, bütün varlığını Kur'an'a bağlayan bir adamdı. Davasını Kur’an’la anlatan, ülküsünü iliklerine kadar yaşayan Muhsin Yazıcıoğlu bir Kur’an ve peygamber sevdalısıydı. O’nun referansı Kur’an ve sünnetti.

Kamil bir Müslümandı, feraset sahibi bir liderdi. Muhsin Yazıcıoğlu deyince Kur’an’a adanmış bir ömür ve Allah ve peygamber sevdası ile dolu bir yürek karşımıza çıkıyor.

ALLAH MUHSİNLERLE BERABERDİR

Yüce kitabımız Kuran diyor ki Allah Muhsinlerle beraberdir.
Ankebut suresi 69. Ayette “Şüphesiz Allah, iyilik ve güzelliği huy edinenlerle

Kuran ayetlerinde Muhsin ifadesi birçok yerde geçmektedir.

Kur’an’ın açıkladığı 99 güzel isminden biri de Muhsin olan Cenabı Allah, güzeli ve güzellik sergileyenleri sever. O gerçekten Muhsinlerdendi. Muhsin Başkan güzel bir insandı.

Allah, iyilik ve güzellik insanı olan Muhsinlerle beraberdir. Hiç şüphesiz Yüce Allah, dünyada ve ahirette kötülerle değil, Muhsinlerle/iyilerle beraberdir. Dünyada kiminle birlikte olursak, kıyamet günü de onunla birlikte oluruz.

Rabbimizin yüce kitabında Muhsinleri sevdiğini ferman ettiği ayetlerindeki gibi kendini Allah’a adamış yiğit ve güzel bir insandı Muhsin başkan… 

Acımız hale taptaze tarifi mümkün değil acımız hüznümüz devam ediyor Muhsinlerle de hüznümüz Allah’adır bizim…

Kamil bir Müslümandı, feraset sahibi bir liderdi. Biz Allah yolunda, kuran yolunda, millet yolunda şehit düşen Muhsin başkanla beraber olduk. İyi ki onun gibi yiğit bir liderle,  adam gibi adamla yol ve dava arkadaşı olmuşuz. Ne mutlu bizlere… 

GÜÇ ODAKLARININ DEĞİL MİLLETİN ADAMIYDI

Muhsin Başkan klasik bir politikacı değildi. O’nda İslam ahlakı vardı. Ahlaklı, faziletli, dürüst, haysiyetli bir liderdi. Asla çıkarların adamı olmadı, daima fikirlerin adamı oldu.

Öylesine vakar sahibi, feraset sahibi bir insandı ki; zulüm Azrail olsa da ben hep Hakk’ı tutacağım, düsturuyla hareket ederdi.

Muhsin Başkan ötekileştirmezdi. Birleştirici, bütünleştirici ve kuşatıcıydı. Toplumu ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı siyasetleri her zaman tehlikeli bulmuş ve uyarıcı olmuştur.

Onun yokluğu hem devlet nezdinde hem millet nezdinde derinden hissediliyor. Toplumun bütün kesimleri onu özlemle arıyor. Birleştirici, bütünleştirici,  yol gösteren, sağduyulu, itidalli tavrıyla hep örnek olmuştur.    

“GİZLİ AJANDASI” OLMAYAN TEK LİDER MUHSİN YAZICIOĞLU’DUR

Muhsin Başkan’ın “gizli” ajandası yoktur. Açık, şeffaf ve milletiyle dava arkadaşlarıyla iç içe bir bütün olan milli bir liderdi.  Muhsin Yazıcıoğlu için kişilerin, grupların bekası değil, devletin, milletin bekası, ülkenin yarınları önemlidir.

Muhsin Başkan hiçbir zaman benliğini, nefsini davanın önüne geçirmemiştir. “Ben siyaseti Allah rızası ve içinden çıkmış olduğum Türk Milleti için yaptım" sözünü Muhsin Yazıcıoğlu ağzından asla eksik etmemiştir.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Haksız bir dava uğruna sultanlık yapacağıma, gerekirse haklı davada tek başıma yürürüm!” sözü bizim bağlı olduğumuz en temel esaslardan biridir

Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu, “Kimseye diyet ödemedik! Biz milletle varız, milletimizle var olmaya devam edeceğiz” demiştir. 

Muhsin Yazıcıoğlu çizgisi; hak, hukuk, adalet çizgisidir. Muhsin Yazıcıoğlu “Ben size bir şey vaat ediyorum: Adalet!” demiştir. Adalet, demokrasi ve özgürlük çağrıları yapmış, her zaman  “Haksızlarla beraber olmaktansa yalnız da olsak hakkı savunuruz “ demiştir.

MUHSİNLERLE HÜZNÜMÜZ ALLAH’ADIR BİZİM

 Cumhuriyet tarihi boyunca ölümüyle milyonları ağlatan, hüzne boğan ve ardından dualar, hatimler gönderilen kaç siyaset ve devlet adamı var?

Şehit Muhsin Yazıcıoğlu Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Bakanlık yapmadı. Devleti yönetmedi. Partisi tek başına iktidara gelmedi, hükümet olmadı, ülkeyi yönetmedi.

Türkiye’nin milli direnç merkeziydi, meclisin sigortasıydı. Yetkili ve etkili makamlardan hiç birini işgal etmeden milletin iltifatına mazhar olmak her faniye nasip olmaz. Ama milletimizin çok sevdiği “Muhsin Bey” dediği yiğit liderimiz buna nail oldu. Anadolu’nun bağrından çıkan bu yiğit liderin kahramanca idealist mücadelesi her zaman büyük saygı uyandırdı. Sayısız insan ona sevgi ve hürmet besledi. Onun dik duruşuna davasına olan bağlılığına hep hayran oldu.

Kenanist rejimin işkencelerine, zulümlerine uğrayan Muhsin Yazıcıoğlu millet önderlerine nasip olan bir cenaze töreni ile milyonların dualarıyla uğurlanmıştı.

Muhsin Yazıcıoğlu’nun cenaze töreni; kalabalığı, kuşatıcılığı, mesajları ve toplumun her kesimini kucaklaması ve her kesime mesaj vermesi açısından çok önemlidir Devleti kuran ilk meclisten bu yana ilk kez millet meclisinde tekbirler duyuldu.
 Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından sabah saatlerinden itibaren Kocatepe Camii’ne gelmeye başlayan insan ve gönül selinin bir ucu Tacettin Dergâhına vardığında öteki ucu henüz Kocatepe Camii’ne çıkmaya fırsat bulamamıştı. Ankara sokakları yiğit Alperen’i sonsuzluğun sahibine ulaşmak için çıktığı son yolculuğunda yalnız bırakmak istemeyen yüz binlerle dolmuş taşmıştı. Cenazeyi yolcu etmeye gelen muazzam kalabalık hiçbir taşkınlığa sebep olmaksızın Kur’an okuyup tekbirler getirerek, gözyaşı dökerek, dualar ederek Muhsin Yazıcıoğlu’na yakışır bir vakar sükûnet içindeydiler.

Kocatepe Camii’nden Tacettin Dergâhına uzanan yolları, sokakları, caddeleri dolduran milyonlar onun için gözyaşı döktü ve hüsn – ü şahadet etti.  

GELECEĞİ YEZİDLER DEĞİL HÜSEYNİ SEVDAYA SAHİP MUHSİNLER YAZACAKTIR

Muhsin Başkan gibi inançlarımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Kula kulluk etmeyeceğiz. Hakkaniyetten ayrılmayacağız. Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun misyonuna sahip çıkacağız, onun söylediği gibi dik duracağız, doğru söyleyeceğiz düz yürüyeceğiz.

Biz dik durmayı, adamlığı, yiğitliği, zalimlere, güç odaklarına, boyun eğmemeyi adam gibi adam,  şehit liderimiz Muhsin Başkandan öğrendik.

Geleceği Yezitler değil, Hüseyin ahlakıyla ahlaklanmışlar yazacaktır

Geleceği yezitler değil hüseyni sevdaya sahip Muhsinler yazacaktır

ORTALIK HESAP ADAMLARINDAN FIRILDAKLARDAN ZÜBÜKLERDEN GEÇİLMİYOR

Siyasette rehin alınanlar, ilkelere, değerlere değil; kendilerini rehin alan, satın alan, muktedire, merkezlere, odaklara hizmet ederler ve onların kontrolüne girerler. Rehin alınanlardan, teslim olanlardan, ilkesizlerden, duruş ortaya koyamayanlardan, siyasetçi, milletvekili, genel başkan devlet adamı asla olmaz!

Siyasette her zaman açık, şeffaf ve ilkeli olacaksınız. Açığı olanlar, diyet borcu olanlar, dik duruş ortaya koyamazlar. İktidarlarla, güç odaklarıyla, çıkar çevreleriyle menfaat ilişkisine girenler, kirli ve karanlık ilişkileri olanlar çok kolay teslim alınırlar. Hemen saf ve çizgi değiştirirler.

Milletin adamı, her zaman dik durmuş, doğru gitmiş şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun 19 Mart 2009 günü Karaman seçim bürosunda söylediği şu sözleri çok önemli ve anlamlıdır: "Şimdi bakın yoldan geldik, yola gideceğiz. Hiç birimizin garantisi yok. Bir saniyesine bile hâkim olamadığımız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur."

İlkeli, seviyeli, tutarlı siyaset izleyen her zaman dik duran, milletin adamı Muhsin Başkan “Milletine hizmet etmek isteyen siyasetçi her zaman dik durmalıdır. Hakkı söylemek kolay iş değildir, dik durmayı gerektirir. Açığı olanlar, diyet borcu olanlar, dik duruş ortaya koyamazlar. Eğilenler, bükülenler, yamulanlar, sistemin adamı olurlar, silinir giderler. İktidarlarla, güç odaklarıyla, çıkar çevreleriyle menfaat ilişkisine girenler, kirli ve karanlık ilişkileri olanlar çok kolay teslim alınırlar. Ardından güç odaklarının istediklerini yerine getirirler ve onların maşası olurlar, onların söylediklerinin dışına çıkamazlar.”  demiştir.

Bugün maalesef siyaset sahnesi siyasi fırıldaklarla hesap adamlarıyla ikbal peşinde koşan menfaatperestlerle dolu. Fırıldaklardan, korkaklardan, ikiyüzlülerden, riyakârlardan, sahtekârlardan, yalancılardan, hayasızlardan dava adamı olmaz.  Kahramanlar bedel öder, şarlatanlar sefa sürer. Bedel ödemekten korkanlardan dava adamı olmaz. İlkeli duruş ortaya koyamayanları, korkakları, hesap adamlarını tarih bir tarafa mutlaka not eder.

Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadeti ile başlayan, sistematik olarak Alperen hareketini yıpratma, zayıflatma ve yok etme politikası bütün çıplaklığıyla ortadadır.

Basit ve ilkesiz faydacı hesapları ancak hesap adamları yapar.   Hakkı söylemek kolay iş değildir, dik durmayı gerektirir!

Çıkar ve menfaat eksenli davranışlar zaten kısa ömürlüdür, gelecek de vaad etmez.

Şehit Liderimizin şu tarihi sözleri önemlidir “ Alperenlik davadır şirket değil. Hesap adamları kaybeder, dava adamları kazanır”.

Kahraman şehitlerimizi ve mübarek, kutsal davamızı istismar ederek; şanlı hareketimiz üzerinde ikbal hesabı yapanları, hesap adamlarını, yiğit Alperenler not etmiştir.

Camiamız; davamıza, hareketimize, misyonumuza gölge düşüren dönekleri, hesap adamlarını asla affetmeyecektir. Bu kutsal ve aziz davaya sırtını dönüp de iflah olan kimse görülmemiştir.

Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşları, şehit liderleri Yazıcıoğlu’nun ortaya koyduğu ilke ve değerlere bağlıdır. 

Muhsin Yazıcıoğlu’nun çizgisine ve onun ortaya koyduğu ilke ve değerlere sonuna kadar bağlı olan,  Alperen kadrolar davamıza hareketimize misyonumuza sahip çıkacaktır

ALPERENLER MUHSİN YAZICIOĞLU ÇİZGİSİNE BAĞLIDIR

Hiçbir güç ve odak, Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşlarını, Alperen kadrolarını hak yoldan, Kur’an yolundan, millet yolundan döndüremez.

Muhsin Başkan gibi, inançlarımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Kula kulluk etmeyeceğiz. Hakkaniyetten ayrılmayacağız. Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun misyonuna sahip çıkacağız, onun söylediği gibi dik duracağız, doğru söyleyeceğiz, düz yürüyeceğiz.

“Muhsin Yazıcıoğlu bizim kırmız çizgimizdir” diyen Aziz milletimiz ve yiğit Alperenler/ Ülkücüler bu olayın peşini asla bırakmayacaktır. Kimse bu davayı örtbas edemez, karartamaz, kapatamaz. İhmalleri, kusurları ve suçları olanlar elbette adalet önünde hesap vereceklerdir. Nereye giderlerse gitsinler, nereye kaçarlarsa kaçsınlar, nereye saklanırlarsa saklansınlar, onları bulmak ve mutlaka yargı önüne çıkartmak boynumuzun borcudur.

Doğum gününde Muhsin Başkanı, Ölüm yıldönümünde büyük mütefekkir Türk- İslam ülküsünün mimarı Seyyid Ahmet Arvasi hocamızı ve tüm geçmişlerimizi rahmetle minnetle şükranla anıyorum. Mekânları Cennet olsun.

YORUMLAR 1
  • İsmail Yıldız 4 yıl önce Şikayet Et
    Allah razı olsun ağzınıza sağlık Hakkı Başkanım.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Hamas: Müzakerelerde esnek bir tutum sergiledik ancak İsrail süreci uzatıyor
'Halk TV' itirafları 'pes' dedirtti! Olay sözler: Daha fakir görünelim ki...