Ayasofya açıldı! İşte bundan sonra yapılması gerekenler

Ayasofya'nın 86 yıl sonra tekrar ibadete açılmasını değerlendiren Haber7 yazarı Prof. Dr. Recep Bozdoğan "Her şeyden önce Ebulfeth Sultan Mehmet Vakfı canlandırılarak eski gücüne ve imkânlarına kavuşturulmalı." dedi.

Ayasofya açıldı! İşte bundan sonra yapılması gerekenler
Ayasofya açıldı! İşte bundan sonra yapılması gerekenler
GİRİŞ 28.07.2020 09:44 GÜNCELLEME 28.07.2020 09:46
Bu Habere 3 Yorum Yapılmış

İşte Prof. Dr. Recep Bozdoğan o yazısı;

 

 

Ayasofya Camii 24 Kasım 1934 tarihinde dönemin Bakanlar Kurulu üyeleri ve Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan bir kararname ile müzeye dönüştürüldü.

Müzeye dönüştürme kararına gerekçe olarak gösterilen evraklardan biri de dönemin Vakıflar Genel Müdürlüğünce 7 Kasım 1934 tarihinde hazırlanan yazıdır.

 

 

Yazıda muhtemelen kasıtlı bir şekilde “Ayasofya’nın vakfının olmadığı” belirtilmiştir.

Oysa dönemin resmî kayıtlarında Ayasofya Camii’nin ve müştemilatının tamamının sahibinin Ebulfeth Sultan Mehmet Vakfı olduğu resmî olarak yazmaktaydı.

Nitekim Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesinin üzerinden bir yıl iki ay 26 gün sonra Eminönü Tapu Müdürlüğü tarafından resmî kayıtlara dayalı olarak düzenlenen tapuda da “Ayasoyayı Kebir Camii Şerifi” ve müştemilatının (türbe, akaret, muvakkithane medrese) sahibinin Ebulfeth Sultan Mehmet Vakfı olduğu açıkça yazmaktadır.

Neticede Ayasofya, bir vakıf eseri olduğu bilindiği halde, göz göre göre müzeye dönüştürülerek cemaatsiz, namazsız, niyazsız ve duasız bırakıldı.

Ayasofya’nın camiye tekrar dönüştürülmesi için 86 yıl mücadele etmek gerekti.

İnisiyatif üstlenen ve katkı sağlayan herkesten Allah razı olsun.

Bu mücadeleyi başarıya ulaştıran ve halkımızın 86 yıllık hasretine son veren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a en kalbî şükranlarımızı sunarız.

Halkımız Ayasofya’yı o kadar özlemiş ki günlerdir her vakit namazı binlerce kişinin katılımı ile kılınmakta.

Ayasofya artık cami.

Artık geçmişi gündeme getirmenin ve günah keçisi aramanın gereği yok.

Ancak, geçmişi unutmamak, daima akılda tutmak da zaruridir.

Bundan sonra asıl yapılması gereken şey Ayasofya’nın eski misyonuna dönmesi için çaba harcamak olmalı.

Her şeyden önce Ebulfeth Sultan Mehmet Vakfı canlandırılarak eski gücüne ve imkânlarına kavuşturulmalı.

Ayasofya müze yapıldıktan sonra insafsız bir saygısızlıkla yıktırılan ve geçtiğimiz yıl yeniden inşa edilen medrese, eski hüviyeti ile en kısa zamanda hizmete alınmalı.

Prof. Dr. Mehmet Boynukalın’ın baş imamlığa atanması sadece Ayasofya özelinde değil, Türkiye’nin bütün merkezî camilerinde uygulanması gereken muazzam bir öze dönüştür.

İstanbul’daki Süleymaniye, Sultanahmet ve Eyüp Sultan, Edirne’deki Selimiye, Bursa’daki Ulu Camii ve Kayseri’deki Hunat Camii gibi diğer illerin önde gelen camilerine de kıdemli ilahiyat hocaları baş imam olarak atanmalı.

Ayasofya’da sergilenmekte olan arkeolojik eserlerin Tapu Kadastro Bölge Müdürlüğüne ait tarihî binada sergilenecek olması da çok yerinde bir karardır.

Ayasofya Camii müzeye dönüştürüldükten sonra bir kısmı depolarda çürümeye terk edilen, bir kısmı ülkedeki çeşitli camilere gönderilen, bir kısmı ihmalden yol olup giden, bir kısmı da kapanın elinde kalan eşyaların mümkün olduğu ölçüde derlenerek Ayasofya’ya tekrar kazandırılması gerekir.

Ayrıca Fatih’in emaneti ve fethin nişanesi olan bu benzersiz mimarlık mirası en güzel şekilde donatılmalı.

Ayasofya Camii’nin içinde bulunan I. Mahmut Kütüphanesi de aslî misyonuna uygun bir şekilde yeniden hizmete açılmalı.

Bunlar ve Ayasofya’yı eski ihtişamına kavuşturacak çalışmalar elbette Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirli bir program dâhilinde ve süratle yerine getirilecektir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Ayasofya’nın açıldığı gün ifade ettiği restorasyon çalışmalarının da tamamlanmasıyla birlikte İstanbul, önemli bir kaybını daha telafi etmiş olacak.

Restorasyon tamamlandıktan sonra Ayasofya’nın, bu kutlu camiye zarar vermeyecek tekniklerle âdeta üzerine nur doğmuş gibi aydınlatılması bu muhteşem emanetin akşamları da hayranlıkla temaşa edilmesini sağlayacaktır.

Unutmayalım, İstanbul Türkiye’nin tacı ise Ayasofya da tacın incisidir.

Ayasofya’ya Fatih’in gösterdiği ihtimamı göstermek, bundan sonra yapılabilecek en hayırlı iştir.

Kalın sağlıcakla.

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 3
  • Trabzon uşağı 3 yıl önce Şikayet Et
    Ayasofya cami kebir Şerif inde ilk uygulamaya geçirilmesi gereken kural,YERLİ VE yabancı turistlerin kılık kıyafet adabına uyması gerekiyor... Çıplak bir şekilde camiye girilmesine asla izin verilmemeli
    Cevapla
  • molla 3 yıl önce Şikayet Et
    Ayasofya ve tüm camilere girişi bir düzene bağlasınlar..."edep ve adaba uymayan kıyafetle girilemez", yazılamaz ve uygulanamaz mı?
    Cevapla
  • bülent duman 3 yıl önce Şikayet Et
    allah razı olsun
    Cevapla
DİĞER HABERLER
PKK destekçileri İmamoğlu'na oy verecek! Altan Tan'dan çarpıcı açıklama
Konser saldırısının arka planı! Rusya ile Türk Dünyası'nı savaştırmak istiyorlar