Yargıtay’dan emsal takı kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, oy çokluğu ile aldığı kararla, düğünde takılan altınların kime ait olacağına dair tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.

Yargıtay’dan emsal takı kararı
Yargıtay’dan emsal takı kararı
GİRİŞ 29.08.2022 10:41 GÜNCELLEME 29.08.2022 10:41
Bu Habere 38 Yorum Yapılmış

 Yüksek mahkeme; yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre; kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayıldığına ve artık kadının kişisel malı kabul edildiğine dikkat çekti.

Aile Mahkemesi'ndeki boşanma davasında takı anlaşmazlığı yaşandı. Davacı kadın, düğünde takılan altınların kendisine ait olduğunu öne sürdü. Davacı kadın; taraflara düğünde takılan 200 adet çeyrek altın, 6 adet tam altın, 3 adet yarım altın, 19 adet 20’şer gram 22 ayar altın bilezik ile 1 adet 14 ayar 13 gram altın bilezikten oluşan ziynet eşyasının öncelikle aynen iadesine, mümkün olmaması hâlinde ödeme günündeki değerlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı damat ise talep edilen miktarda ziynet eşyasının bulunmadığını, toplamda 150 civarı küçük altın ve muhtelif ölçülerde bilezik takıldığını ancak örf ve adetlere göre düğünde takılan tüm takıların erkek tarafına ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istedi. Aile Mahkemesi; düğünlerdeki takıların kime takıldıysa ona ait olacağına ilişkin geleneklerinden bahseden davalı tanığının beyanı ve taraflara takılan takıları gösterir bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı davacı kadın temyiz edince devreye giren Yargıtay 3. Hukuk Dairesi bozdu. Yeniden yapılan yargılamada mahkeme ilk kararında direndi. Davacı kadın yine temyiz müracaatında bulununca devreye bu kez Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.

YAZILI KURAL YOK

Saatler süren yargılama sonrası Kurul, kararını oy çokluğu ile verebildi. Kararda; kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılacağı vurgulandı. Yasal mevzuatta, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmadığı dile getirildi. Bu sebeple örf ve adet hukuku uygulandığı hatırlatıldı. Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayıldığı ve artık kadının kişisel malı kabul edildiği belirtildi. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğunun altı çizildi.

Emsal kararda şu ifadelere yer verildi: "Söz konusu ziynet eşyasının (altın vs.) evlenme sebebiyle gerek ailelerce ve gerek yakınlarca kadına geleceğinin güvencesi olarak takıldığı kabul edildiğinden emaneten (geçici olarak) takıldığı konusunda kadının bir kabulü olmadığı sürece genel kural kabul edilecektir. Artık, ziynetlerin geri istenmemek üzere verildiği iddia ve ispat edilmedikçe, bunları alan iade etmekle yükümlüdür. Davalı genel kuralın aksine örf ve adetleri bulunduğunu iddia ettiğine göre bunu ispat külfeti kendisine düşmektedir. Davalı ispat amacıyla muhtar olan tanığı dinletmiş; tanık iddia edilenden farklı olarak 'bizim adetlerimiz düğünde takılan takılar, kıza takıldıysa kızın, oğlana takıldıysa oğlanın olur' şeklinde ifade vermiş; mahkemece tanığın beyanı esas alınarak hüküm kurulmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, düğünde takılan takıların erkeğe ait olduğu yönünde örf ve adetleri bulunduğunu belirten davalının, dinlettiği tanığın beyanı ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına yansıyan yaygın örf ve adet karşısında daha köklü bir adetin varlığını ispatlayamadığı açıktır. Bu durumda genel kuraldan ayrılınmasını gerektirecek bir durum söz konusu değildir. Mahkemenin direnme kararı Kurul çoğunluğu tarafından isabetli bulunmamıştır. Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmeler sırasında, düğünde takılan takıların düğün masraflarına katkı mahiyetinde olduğu ve kime takıldıysa ona hediye verilmesi gayesi güdüldüğü, takılan tüm ziynet eşyasının kadına bağışlanmasının amaçlanamayacağı görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir. Mahkeme kararının bozulmasına oy çokluğu ile hükmedilmiştir."

Bursa Barosu Avukatlarından Cüneyt Fidan, Türk hukukunda düğünde takılan ziynet eşyaların hangi tarafa ait olacağına ilişkin açık bir şekilde düzenleme olmadığını belirterek, "Yargıtay’ın önüne çok yakın bir zamanda bir dosya geldi. İlk derece ve Yargıtay Hukuk Dairesi arasında uyuşmazlık meydana geldi. Bu uyuşmazlık en sonundan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na intikal etti. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu son karar olarak kim tarafından takıldığı önemli olmaksızın ve hangi tarafa önemli olmaksızın düğünde takılan bütün ziynet eşyasının kadına ait olduğuna karar verdi. Düğün takılan bütün ziynetler kadına aittir. Evlilik içeresinde çok fazla gündeme gelmese de boşanma aşamasından özellikle çok fazla gündeme gelmektedir. Taraflar neyi talep edip neyi talep edemeyeceklerine karar vermeye çalışmaktadır. Takılan bütün ziynet eşyalarının kadının kişisel eşyası sayıldığı için kadın bütün ziynet eşyalarını talep edebilir. Evlilik içerisinde bu ziynet eşyalarını erkeğe verdiyse bu durumda erkeğin verilen bu ziynet eşyalarını karşılıksız ve bir bağışlama olduğunu ispat etmek zorundadır. Aksi halde böyle bir şeyin ispat edilememesi halinde erkeğe verilen ziynet eşyaların geri alınmak üzere olduğu kabul edilir ve boşanma aşamasında kadın bunları talep edebilir. Daha öncesinde bu tarz uyuşmazlıklar İlk derece mahkemelerine ve Yargıtay’a sıkça önüne geliyordu. Son olarak çok yakın bir zamanda Yargıtay Hukuk Genel Kurul’u 2021 yılının Nisan ayında takılan bütün ziynet eşyalarının kadına ait olduğunu hükmetti. Eğer taraflar arasında aksi yönde bir anlaşma varsa veya düğünün yapıldığı yerde aksi yönde bir örf ve adet varsa buna da bakılacaktır'' dedi.

KAYNAK: İHA
ÖzgürBayrak Haber7.com - Editor
Haber 7 - ÖzgürBayrak

Editör Hakkında

Ankara'da doğan Özgür Bayrak, ilk, orta ve lise öğrenimini İstanbul'da tamamladı. Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi "Gazetecilik" bölümünden mezun oldu. Üniversite döneminde çeşitli yerel gazetelerde muhabir ve editör olarak görev aldı. Star.com'da internet editörü olarak stajını tamamladıktan sonra Medya Takip Merkezi'nde 3 yıl boyunca Gündem, Siyaset, Spor, Ekonomi kategorilerinde haber ve SEO içerikleriyle birlikte galeri ve video hazırladı. 2019'un Şubat ayından bu yana ise Haber7.com'da Gündem Editörü olarak habercilik kariyerine devam etmektedir.
YORUMLAR 38
  • Numan 1 yıl önce Şikayet Et
    Çözüm ü var; Bundan sonra düğünlerde takıyı sadece kız tarafı taksın, Erkeğin aileside gelinlerine sadece mehir bedeli /takısı taksın (islami kurallar böyle). Kanunun uygulanmasında sakınca kalmıyor.
    Cevapla
  • kartal1 1 yıl önce Şikayet Et
    evlilik sonrası yaşanan boşanmalarda kadının hakkı sadece mehirdir. zorunlu olmamamkla beraber erkek isterse yaklaşık 4 ay gebelik ihtimalinden dolayı iddet süresi kadar nafaka öder. onun haricinde kadının alacağı talep edeceği haramdır ve ahirette fitil fitil adam tahsil edecek ....
    Cevapla
  • hoca 1 yıl önce Şikayet Et
    Çok yanlış bir karar evlenirken toplanan paralar ve altınlar bayana eeeee ondan sonra evde keyfine baksın adam dışarda çalışıp ev araba vs alsın sonuçta ayrılırken yarısı bayana verilsin öyle mi? yazıklar olsun
    Cevapla
  • Ahmet tunce 1 yıl önce Şikayet Et
    Yanlış kara, düğünde takılan takı ve paralar karı kocaya aittir. Örnek Ali evleniyor ve alinin yeni hanımına ablası annesi babası değerli takılar takıyor bunu Gelin için değil, Alinin gelini olduğu için takıyorlar esasen takının sebebi kadının aliye eş olması ama burda yarımcılık yapmıyoruz takılar ve paralar eş ve kocaya aittir. Yargıtay yanlış karar almıştır.
    Cevapla
  • Misafir 1 yıl önce Şikayet Et
    Erkek tarafı eş, dost, akrabalara duyurulur. Çocuklarınızın düğününde bize taktığınız takıların karşılığını erkek tarafı olarak bizden beklemeyin. Müracaat hanım tarafına olsun lütfen. Zaten bu kararla bize takan takmış (aleyhimize karar veren manasında kullanılmıştır), bir de siz takılarınızın karşılığını takamadık diye bize takmayın. Hoş görün hoş.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Türkiye'nin beklediği an geldi! Arda Güler golle döndü
Ebediyete uğurlanmak üzere memleketine gönderildi: Anadolu irfanının temsilcisiydi