Erdoğan ve Haşim Kılıç'a sert salvolar

Beldelerle ilgili yargıdaki farklı kararlar sonrası Erdoğan'ın yaptığı açıklamaya Danıştay'dan tepki geldi. Danıştay, Kılıç'a da tepkili.

Erdoğan ve Haşim Kılıç'a sert salvolar
Erdoğan ve Haşim Kılıç'a sert salvolar
GİRİŞ 26.12.2008 00:40 GÜNCELLEME 26.12.2008 00:40
Bu Habere 69 Yorum Yapılmış

Danıştay Başkanlığından yapılan açıklamada, ''Kendi kuruluş kanununda, verdikleri kararları yorumlama ve tavzih yetkisi bulunmayan Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın özellikle Danıştayı Anayasa ihlali yapmakla suçlayıcı nitelikteki açıklaması, anayasal görev, yetki ve sorumluluğunu aşan talihsiz bir beyan olarak değerlendirilmiştir'' denildi.

Danıştay Başkanlığı, yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada, kendi kuruluş kanununda, verdikleri kararları yorumlama ve tavzih yetkisi bulunmayan Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın özellikle Danıştayı Anayasa ihlali yapmakla suçlayıcı nitelikteki açıklamasının, anayasal görev, yetki ve sorumluluğunu aşan talihsiz bir beyan olarak değerlendirildiği belirtildi.

Danıştay açıklamasında, Anayasa'dan kaynaklanan devlet yetki ve görevinin kullanılmasında, medeni iş bölümü ve iş birliği içerisinde ''hukuk devleti'' ilkesinin yaşama geçirilmesi amacında, birlikte hareket etme anlayışı içerisinde bulunması gereken yürütme ve yargı organlarının, birbirlerinin görev alanına müdahale eden suçlayıcı ve özensiz üslupla yaptıkları açıklamaların, toplum nazarında bu açıklamayı yapanların yanı sıra yargının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar yaratacağı, hukuk devletine ve yargıya olan güveni sarsacağı ifade edildi.

Danıştay Başkanlığı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Danıştay ile ilgili açıklamasının, ''Anayasal görev ve yetkilerini kullanan Danıştayı Anayasa Mahkemesinin yerine geçerek karar veren ve yetkilerini aşan bir yargı yeri olarak göstermesinin, üslup ve içerik bakımından hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan açıklama olarak değerlendirildiğini'' bildirdi. 

Danıştay'da bugün gerçekleştirilen İdari Dava Daireleri Kurulu toplantısına saat 13.30'da verilen arada Başkanlar Kurulu toplandı.

Kurulun yarım saatlik toplantısının ardından Danıştay Başkanlığı tarafından akşam saatlerinde yazılı bir açıklama yapıldı.

Açıklamada, Anayasa Mahkemesinin Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile ilgili kısmi iptal ve Danıştay 8. Dairesi'nin Kovanlık Belediyesince açılan davada verdiği karar nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''... Türkiye'de demek ki ikinci bir Anayasa Mahkemesi daha çıktı...'' şeklindeki beyanatından sonra, aynı gün Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç tarafından ''Anayasa Mahkemesinin kararlarının bağlayıcı olduğu, kararlarına uyulmaması ya da mahkemenin öngörmediği sonuç çıkarılmasının Anayasa'nın 153. maddesinin ihlali sonucu doğuracağı'' açıklamasında bulunduğu anımsatıldı.

Başbakan Erdoğan ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın bu açıklamaları karşısında; konunun, Başkanlar Kurulunda görüşüldüğü belirtilen açıklamada, şu hususlara yer verildi:

''Danıştay 8. Dairesinin, Anayasa'nın ve Danıştay Kanunu'nun kendisine vermiş olduğu görev ve yetki çerçevesinde bakmakta olduğu dava hakkında verdiği karar, üst yargı yerince yürütülmesi durdurulmadığı ya da bozulmadığı sürece Anayasa'nın 138'inci maddesi uyarınca yasama ve yürütme organları ile idareyi bağlayıcı niteliktedir.

Bu hukuki durum karşısında; Başbakan'ın, bu beyanatında, Anayasal görev ve yetkilerini kullanan Danıştayı Anayasa Mahkemesinin yerine geçerek karar veren ve böylece yetkilerini aşan bir yargı yeri olarak göstermesi, üslup ve içerik bakımından hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayan bir açıklama olarak değerlendirilmiştir.

Öte yandan, her yargı yeri, görevi dahilinde olan uyuşmazlığı çözümlerken, o davada uygulanacak kuralı belirleme ve yorumlama yetkisine sahiptir. Bu yorumun isabetli olup olmadığının değerlendirilmesi ise devam eden bir davada o yargı düzeninin temyiz mercisine aittir.

Bu bakımdan, kendi kuruluş kanununda verdikleri kararları yorumlama ve tavzih yetkisi bulunmayan Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın özellikle Danıştayı Anayasa ihlali yapmakla suçlayıcı nitelikteki açıklaması, Anayasal görev, yetki ve sorumluluğunu aşan talihsiz bir beyan olarak değerlendirilmiştir.

Anayasa'dan kaynaklanan devlet yetki ve görevinin kullanılmasında medeni iş bölümü ve işbirliği içerisinde, hukuk devleti ilkesinin yaşama geçirilmesi amacında birlikte hareket etme anlayışı içerisinde bulunması gereken yürütme ve yargı organlarının, birbirlerinin görev alanına müdahale eden suçlayıcı, özensiz üslupla yaptıkları açıklamalar, toplum nazarında bu açıklamayı yapanların yanı sıra yargının saygınlığını da zedeleyici sonuçlar yaratacak, hukuk devletine ve yargıya olan güveni sarsacaktır.''

KAYNAK: AA
YORUMLAR 69
  • irfan uğurlu 15 yıl önce Şikayet Et
    367 kararı ve sonuçları. 367 kararıyla başlayan hukuku zorlama ve taşırma akabinde bugükkü tartışılan sonuçları doğurmuş olup daha bundan sonra benzer fiilllerle karşılaşabileceğimizi göstermektedir.Bu millet önüne konulan bütün engelleri şimdiye kadar aştığı gibi bundan sonrada aşacaktır.
    Cevapla
  • mansur zafer 15 yıl önce Şikayet Et
    Yazılı olmayan kurallar !. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Cumhuriyet Gazetesi hergün bas bas bağırıyordu. "Bu ülkede yazılı olmayan kurallar vardır." Yazılı olmayan kurallar. Yazılı olmayan bir şeyin ne olduğunu kim bilebilir ya da anlayabilir ki..! "Laikçi Saltanat" kendi saltanatını sürdürmek adına, keyfi ne istiyorsa yazılı olmayan kuralın o demek olduğunu sonradan anladık. Hasılı böyle bir yargısı(!) olan bir ülkenin kriz beklemesine ne gerek var. Türkiye, sırtına saplanmış bir hançerle yaşamaya çalışan zavallı bir ülkedir.
    Cevapla
  • halil yarbaşı 15 yıl önce Şikayet Et
    BU NASIL ANAYASA MAHKEMESİ. Cumhurbaşkanlığı seçimi engelliyebiliyor,410 milletvekilinin kararını takmıyarak anayasa ihlali yapabiliyor,türkiyenin ve dünyanın en büyük partisine kapatma davasını kabul ediyor buraya kadar TÜRKİYENİN KRALI olan anm danıştayın kararı ile onbaşı durumuna düşüyor ve azılı türkiye düşmanı kaosçu üyeleride bunu onaylıyor ANAYASA MAHKEMESİNİ kuran güçler TÜRKİYEYİ ÇATIŞMA ortamında tutmak isteyen türkiye ve müslüman düşmanı yabancı güçlerdir.
    Cevapla
  • baybars can 15 yıl önce Şikayet Et
    yargı yargı yargı. kuvvetler ayrılığı prensibiyargı yargı yargı olarakalgılanıyor,halbuki yargıyı halkın seçmesi gerekir ve yargı yasamaya ve yürütmeye karışmamalıdır,türkiyede yargı vesayet rejiminin devamı ve ve vasisi görevini yürütmektedirr,bu şekilde siyasallaşmaktadır, bunun önünü almak gerek elimizdeki anayasa yetersiz bunlar sistemin arızalarının yansımasıdır,anayasa bir an önce değişmeli ve yargı yerine dönmelidir, buda halkın seçimi ve sivil bir anayasayla olur,bürokrasiden demokrasiye geçme zamanı geçmektedir.
    Cevapla
  • NİYAZİ KARACA 15 yıl önce Şikayet Et
    BİZ YARGIYIZ HER ŞEYİ SÖYLERİZ AMA BAŞKALARINA CISSSS. Yüksek yargı yanlış karar verse bile eleştirlimez, konuşulmaz, ima edilmez, kararları kesindir........ Ama aynı anayasaya göre karar vermesi gerekenler iki kutup. Birbirlerini acımasızca eleştiriyorlar, kararlarını tanımıyorlar hatta hakarete varan sözler kullanıyorlar. Ya bu işi bilmiyorlar, ya işlerine geldiği şekilde karar veriyorlar yada bizim bilmediğimiz ikinci bir anayasamız veya babayasamız var.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Son dakika: Simit fiyat tarifesinde yeni karar!
 Türkiye evden çalışmaya hazır!