Muhammed Raşid Erol'u anıyoruz
Bir dönem Merkezi İdare tarafından ‘yurtiçinden ve dışından ziyaretçisi çok olduğu’ gerekçesiyle sürgün hayatı yaşatılan Muhammed Raşid Erol, halk arasında Menzil Şeyhi olarak tanınıyordu.

Son devrin ünlü İslam âlimlerinden Seyyid Muhammed Raşid Erol, vefat yıldönümünde Adıyaman Menzil’de anılacak.
1993 yılında büyük hastalıklar ve çileler içinde geçen ömrünü tamamlayan Seyyid Raşid Erol Hazretleri, 22 Ekim 1993’te Cuma namazından iki saat sonra 63 yaşında Hakk’a kavuşmuştu.
YILLARCA SÜRGÜN HAYATI YAŞADI
23 Mart 1930’da Siirt Baykan’a bağlı Siyanüs köyünde doğan Raşid Erol, hem çocukluğu hem de yetişkinliği boyunca sürekli göç etti. 21 sene boyunca milleti irşad yolunda çekilmedik çile bırakmayan Raşid Erol, Merkezi İdare tarafından ziyaretçisi çok olmasından ötürü Kâhta’ya bağlı Menzil köyünden sürgün edildi.
Adıyaman, Adana ve daha sonra 1983 yılında Çanakkale'nin Gökçeada ilçesine göçmek zorunda kalan Erol Hazretleri adanın havasının sıhhatini etkilemesi sonucu 1985’te Ankara'ya nakledildi. Burada da 16 ay gözetim altında tutulduktan sonra Merkezi İdarenin müsaadesiyle tekrar Menzil'e dönmüştür.
SUİKAST ATLATTI
İrşad yolunda çektiği çilelerin ardından tekrar Menzil’e dönen Muhammed Raşid Erol, bir de suikast atlattı.
1991 yılında Ramazan Bayramı bayramlaşması sırasında içerisine zehirli böcek ilacı çekilmiş şırıngayla suikast yapılan Raşit Erol Hazretleri, hastaneye kaldırılmasıyla hayati tehlikeyi atlatmasına rağmen iki yıl boyunca elinin üstünde ve içinde oluşan yaralar sebebiyle uzun süre ızdırap çekti.
Şeker, damar sertliği, tansiyon ve romatizma hastalıkları nedeniyle uzun yıllar tedavi gören Muhammed Raşid Erol’un, ölümünden bir yıl önce de ayağı kırılarak çektiği ızdıraplarına bir yenisi daha eklenmiş oldu.
Menzil Şeyhi Muhammed Raşid Erol, Cuma namazından iki saat sonra 63 yaşında Rahmet-i Rahmana kavuştu. Raşid Erol Hazretleri, vefat haberini alan on binlerce seveninin katılımıyla ertesi gün Menzil’de babasının yanı başında toprağa verildi.
-
Çetin 15 yıl önce Şikayet EtALLAH sırrını daim etsin. bizleride yolundan ayırmasın bu kapıya baglı olanlar bilir degerini baglı olmayanlar ne bilsin inşallah onlarada nasip olurbir insanın tek başına ALLAHA gitmesi imkansızdır bir yol gösterici şart tek kavganın ,şiddetin,dövüşün adam öldürmenin olmadıgı tek yer menzildir oysa her gün binlerce kişi gitmekte ama ne bir polis yada asker var selametleBeğen
-
burak37burak 15 yıl önce Şikayet EtAllah (cc) razı olsun. Cenabı Mevla Dostlarından ayırmasın.Beğen
-
hali bin velid 15 yıl önce Şikayet Etmüslüman kardeşlerim muhakkak okusun. Allah'tan Başkasına Adakta Bulunmak: Bu da bir şirktir. Kabir ve ölülere adakta bulunmak gibi. Bu, adağın ibadet ve kurbet (yakınlık) olmasından dolayıdır İbadetin ise, Allah'tan başkasına yapılması caiz değildir. Allah şöyle buyurur: "Sarfettiğiniz harcı ve adadığınız adağı şüphesiz Allah bilir. Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur."(Bakara, 270.)Ayetteki zalimlerden maksat, müşriklerdir. Şirk, büyük bir zulümdür. Allah'tan başkasına ibadete yönelen kesinlikle şirke düşmüş olur. Bazı alimler şöyle diyor: Çoğu avamda gördüğümüz adak, kaybolan bir insan, bir hasta veya bir ihtiyaç içinde olanın bazı salih insanların kabirlerine gitmesi şeklinde yapılan adaktır. Orada şöyle der: "Ey falan efendi! Eğer Allah kaybolanı geri döndürürse veya hastam şifa bulursa ya da ihtiyacım giderilirse, sana bu kadar altın veya bu kadar yiyecek ya da şu kadar mum ve yağ!.." Şu delillerden dolayı bu adak batıldır: 1 Çünkü bu, bir mahluka yapılan adaktır. Bu ise; caiz değildir. Bu ibadettir. İbadet mahluka yapılmaz. 2 Adakta bulunulan ölüdür. Ölünün yapabileceği bir şey yoktur. 3 Bunu yapan, Allah'tan başkasının, ölünün, hayata yaptırımı olduğunu zannetmektedir. Bu inanç küfürdür. Görüldüğü gibi, para, mum, yağ v.b. şeyler alıp bunları evliyanın mezarlarına yakınlık olsun diye götürmek müslümanların icmasıyla haramdır. Bu tür adak, haram olduğuna göre, bunun yerine getirilmesi gerekmez. Üstelik, şu üç delilden dolayı caiz olmaz: 1- Yapılan bu iş, Peygamberimizin emrine muhaliftir. Şöyle buyurur:"Kim, bizde olmayan bir iş yaparsa, bu merduddur (reddedilir)." (Müslim.) 2- Allah'tan başkasına adakta bulunmak şirktir.Şirkin bir değeri yoktur. Bu, yaratıklar adına yemin etmek gibidir. Yerine getirilmesi gerekmez. Kefareti de yoktur. Şeyhu'l-İslâm İbn-i Teymiyye'nin dediği gibi, ancak istiğfar gerekir. 3-Temelinde günah bulunan bir adaktır. Sünnetin belirttiğine göre, içinde günah ve şirk bulunan adağın yerine getirilmesi gerekmez. Tersine yerine getirilmemesi gerekir. Sahih-i Buhari de Hz. Aişe'den (r.a.) merfu olarak rivayet edilmiştir: "Kim Allah'a itaat etmek için adakta bulunmuşsa, itaat etsin, kim de Allah'a isyan etmek için adakta bulunmuşsa, isyan etmesin." Sabit b. Dahhak'tan rivayet edilmiştir: Bir adam, Buvane'de bir deve kesmeyi adamıştı. Bunu, Efendimize sordu. Şöyle dedi: "Orada ibadet edilen bir cahiliye putu var mı? Hayır, dediler. Orada, bayram yapıyorlar mı? diye sorduğunda, yine hayır, dediler. O zaman, Peygamber (s.a.s.) buyurdu: Adağını yerine getir. Allah'a isyanda ve hiçbir şeye güç yetiremeyen insanoğluna yapılan adak yerine getirilemez.Beğen
-
hali bin velid 15 yıl önce Şikayet Etyarabbim. yarabbi müslüman kardeşlerimize karşı içimizde kin bırakma bize birlik beraberlik ver kafirleri münafıkları müşrikleri kahr eyle senin yolunda afgnaistanda cecenistanda ırakta somolide cezayirde keşmirde filipinlerde ve dünyanın her yerinde cihad eden kardeşlerimizi koru.. yanlız sana kulluk etmeyi ve yanlız senden istemeyi nasip et.sirkin gizlisinden acıgından bizleri koru.VE SONU ŞEHADETLE BİTEN BİR ÖMÜR NASİP ET. AMİNBeğen
-
gökhan berrak 15 yıl önce Şikayet EtKuran ı kerim i okumak ve anlamak. Kuran ı kerim in her ayetini hiçbir bilgin olmadan kafana göre yorumlayamassın. Önce bu ilmi basamak basamak öğrenip bin düşünüp bir konuşman gerek.Beğen