Yalçın Küçük-İbrahim Şahin kavgası

Ekranda şov yapan Yalçın Küçük eksi ve artılarıyla önemli tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. AKP'li vekilden özür dileyen Küçük, Özel Hareket Dairesi eski başkanını tersledi.

Yalçın Küçük-İbrahim Şahin kavgası
Yalçın Küçük-İbrahim Şahin kavgası
GİRİŞ 03.01.2005 00:01 GÜNCELLEME 03.01.2005 00:01

Cumartesi gecesi Ceviz Kabuğu programına konuk olan Yalçın Küçük, Hulki Cevizoğlu ile sabah saatlerine kadar süren uzun ve bir hayli tartışmaya konu olan ilginç bir sohbete imza attı. Küçük, programın ilerleyen bölümlerinde tezlerinin tutarlığı konusunda hayli zor duruma düşmesine rağmen geri adım atmadı ve tezlerinin kendisine göre tutarlı olduğunu ileri sürdü. Haber7 editörünün aldığı notlara göre, Türkiye'nin 1918'leri yaşadığını belirten ve Birinci Cihan Harbinin hemen sonrasandaki konumda olduğunu belirten Küçük, kendisinin kurtuluşu isteyen ve bunun için çalışan biri olduğunu belirterek o yüzden kalpak taktığını söyledi.

'CUMHURİYET'TEN KAÇMASAM HASAN CEMAL OLURDUM'
Her zaman olduğu gibi aykırı ve kendine has metotlarla elde ettiği tezleri dile getiren Yalçın Küçük programda tartışmaya hayli açık söylemlerde bulundu. Kendisinin Kıbrıs gazisi olduğunu (gazi kimliğini göstererek) belirten Küçük, hiç bir yere ait olmamak ve hiç bir görüşün kendisini pençesine almaması için çaba sarf ettiğini belirterek hep kaçmayı tercih ettiğini söyledi. Üniversiteden, ülkeden, Amerika'dan, Fransa'dan, ordudan ve Cumhuriyet gazetesinden kaçtığını söyleyen Küçük, 'Eğer o gazeteden kaçmasaydım bugün bir Hasan Cemal olurdum' dedi. Cevizoğlu'nun 'Hasan Cemal olmak kötü bir şey mi?' diye sorması üzerine Küçük, 'Ben Hasan Cemal olmak istemem. Orada kalsam zenginler beni içlerine alacaktı o yüzden kaçtım. Amerika'da kalsam ABD beni içine alacaktı, ben oradan da o yüzden kaçtım. ben bir yere ait olmak istemiyorum' cevabını verdi.

Ömrü boyunca kaçtığını söyleyen Küçük, kendisini Türk aydınlarını düşünmeye zorlayan isim olarak lanse etti.

'TÜRK AYDINI BATI DÜŞÜNMEDEN DÜŞÜNMEZ'

Türk aydınlarının düşünce tembelliği içinde bulunduğu belirten Küçük, 'Bizimkiler Batı bir şeyi tartışmaya açmadan hiç bir tartışma başlatamaz ve onların belirlediği konuların dışında düşünce yürütemezler. Bu konuda Türkiye'de aykırı düşünen ve yerel düşünce ile kendi düşünce alanını oluşturup yeni tartışmalar başlatan iki kişi vardır. Bunlardan biri benim, diğeri ise Attila İlhan'dır.' dedi. Türk aydının kendisini çok önemsediğini ama kendisi ile tartışmayı göze alamadığını belirten Küçük, bu yüzden de beni kale almadıklarını söylerler ama eninde sonunda benim belirttiğim tezlere gelip dayanırlar' diye konuştu. 'Ben bir tez öne sürerim. Bu doğrudur ya da yanlıştır, beni ilgilendirmez. Benim amacın bir konuyu tartışmaya açmak ve bu konuda düşünülmesini sağlamaktır. Pek çok kez de bunu bayarabildiğimi çin mutluyum. bu da bana yetiyor' diye konuştu...

'YALÇIN KÜÇÜK'TÜR AMA MİDE BULANDIRIR'

Hulki Cevizoğlu, programın bir yerinde Yalçın Küçük'e 'Sizi pek çok şeyle suçlayanlar var, hatta hakaret bile ediyorlar, bunları biliyorsunuzdur. Hatta Can Yücel'in sizin için yazdığı bir mısra var: 'Yalçın Küçük'tür ama mide bulandırır' şeklinde. Ne diyorsunuz bu suçlamalara?' diye sordu. Küçük, 'Can Yücel'e kızmam, o der. Çünkü o herkese diyor ve düşündüğü gibi dosdoğru yüzüne söylüyor, o kimseye arkadan konuşmaz. Yani Can'a asla kızmadım ve kızmam. Ama bana hakaret eden diğerleri benimle baş edemedikleri için bunu yapıyorlar. Hakaret etmemelerini tercih ederim ama ediyorlar...' cevabını verdi.

İSMAİL CEM'İN CUMHURBAŞKANLIĞINI KÜÇÜK MÜ ENGELLEDİ?

Hulki Cevizoğlu, Yalçın Küçük'ün her fırsatta kendisini övüp, dünyayı kendi merkezinde dönüyormuş gibi görmesini eleştirerek ona, 'Neden kendinizi bu kadar önemsiyorsunuz?' diye sordu. Küçük, bu soruya çok araştırıp, pek çok şeyi herkesten önceden görmüş olmasından örnekler vererek, 'yani beni takip ettirenler. bana hakaret edenler bile yıllar sonra gelip bana, 'sen haklıydın' diyor. Bu da bana yetiyor zaten' diye cevap verdi. Cevizoğlu, Küçük'e 'Siz 'İsmail'in Cem'in cumhurbaşkanlığını da ben engelledim' demişsiniz, doğru mu?' diye sordu ve Küçük'ten 'Hayır' yanıtını aldı.
Küçük, hayır cevabından sonra gülümseyerek, konuşmasını sürdürdü ve 'Ben İsmail Cem'in o makama oturmasını engellemeye çalıştım' dedi. Küçük, programda yanında getirdiği bir kitaptan öernekler resimler vererek, İpekçi ailesinin kökleri konusunda açıklamalarda bulundu.

KÜÇÜK'ÜN TANRI İNANCI

İnançları konusundaki bir soru üzerine Küçük, kendisinin 'Göğe' yalvardığını belirtti ve 'Göğe şükrederim, ondan dilek dilerim' dedi. Cevizoğlu bu ifade üzerine Küçük'e 'Siz Şaman mısınız?' diye sordu. Küçük, 'Hayır' cevabını verdi ve konuşmasını sürdürdü. 'Şamanlık bir din değildir zaten, ritüeller bütünüdür. Ben ritüellere de inanmam. Ben sadece göğe inanıyorum. Ona tanrı da demiyorum, Allah da demiyorum, din de demiyorum. Ama ben de kendimce inanıyorum' dedi. Türkiye'de dinlerin çekişmesinde Müslümanların belirleyici olmadığını belirten Küçük, 'iktidar ve güç kavgası Hristiyanlar ile Yahudiler arasında yapılıyor. Bu gün Türkiye'de Müslümanları da bazı alanlar da Yahudiler yönlendiriyor. Hatta bu etki önceden beri var. Yahudiler tarihin pek çok devrinde Müslümanlığı etki altına almaya çalıştılar ve yer yer bunda başarılı oldular... Hatta ben daha korkunç olanı söyleyeyim, bugün tarikatlar içinde bile Yahudilerin etkisi ve yönlendirmesi var.' dedi. Küçük bu konudaki tezlerini programın ilerleyen saatlerinde gündeme getireceğini söyledi ama daha sonraki saatlerde yaşanan telefon trafiği ve tartımalar nedeniyle bu konunun detayları açılamadı...

'SABATAYCILIK BENİM İÇİN BİTTİ'

Türkiye'de Sabataycılık tartışmalarını kendisinin başlattığını belirten Küçük, 'Ama aydınlar benimle bu konuda tartışamadıkları için Soner Doğan'ı günah keçisi yapıp, ona yüklendiler. Oysa ben Doğan ile kitabının yazım aşamasında hep görüştüm ve kendisinin neleri yazdığını çok iyi biliyorum. benimle tartışamaladıkları için Soner Doğan'a saldırıyorlar' dedi.

'Benim için Sabataizm bitmiştir' diye konuşan Küçük, 'Amacım bir tartışma başlatmak ve bir tabuyu yıkmaktı. Bunu başardım. Benim zaten belli bir tarihe kadar Sabatayistlerden şikayetim yok. Ama belli sbir tarihten sonra İsrail'in hükümranlığını kabul edip, onun politikalarının uygulayıcısı oldular. Benim sabataistlerle kavgam ve onlara cephe alışım asıl bu tarihten sonradır' sözlerini kaydetti.

KÜRT İSRAİL DEVLETİ

İsrail'in yaşamak için Büyük İsrail'i kurmak zorunda olduğunu belirten Küçük, bu yüzden de Kürt Yahudilerine bir devlet kurdurmak istiyorlar. Ben ilk kez 'kripto yahudiler' kavramını kullandığımda benimle dalga geçtiler. Oysa şimdi herkes bu teze geldi ve benim haklı olduğum ortaya çıktı. Ben nereden biliyordum. Pariste ben kürtler konusunda eğitim gördüm. bizim aydınlarımız Fransa'ya gittiğinde etiket için illa da bir köşesinden öğretim üyeliği ararlar. Oysa ben öğrenciliği tercih ettim ve Yahudi öğretim üyelerinden ders alarak, bu gerçekleri, bu planları ta o zamandan öğrendim. bir sürü not aldım, hepsi yanımda istenle istediği zaman bu konuda tartışabilirim' dedi. Leyla Zana ile arkadaşlarının da Barzani'nin çizgisinde siyaset yaptıklarını belirten Küçük, İsrail'in Barzani'nin önderliğinde bir devlet kurulması için çalışmalar yapmasına dikkat çerek bu konudaki tehlikeyi Ecevit'in de gördüğünü ileri sürdü. haber7 olarak uzun ifadelerle anlatılan bu konuları özetleyerek ve ne yazık ki belki de mecburiyetimizden dolayı özü yaralayarak vermek zorunda kalıyoruz. Bu konuda Abdullah Öcalan'ın farklı bir çizgi takip ettiğini savunan Küçük, 'Apo, asla Barzani'nin liderliğini kabul etmez' dedi. Talabani'nin bu cografyada çok önemli bir lider olmadığını belirten küçük, özellikle Barzani'nin ileride ülkemizini de başını ağrıtacak pek çok gelişmelerin önderliğini yapacağını ileri sürdü.

Türkiye'de yapılan toprak satışlarının kimin adına ve neden alındığının bilindiğini de söyleyen Küçük, 'Bunlar çok belli.. Bizim politikalarımız Barzani'nin önceliğinde kurulacak olan bir kürt devleti için gerekn tüm zemini hazırladığı gibi onun genişlemesi ve Büyük İsrail Devleti'nin kurulması için elverişli zemini de oluştuyor' dedi ve yabancılara toprak satılmaması gerektiğini savundu. Özellikle Ege'deki satışların Yunanistan'ın genişlemesi için bir tehlike olduğunu da vurgulayan Küçük, bu politikaların gözden geçirilmesi gerektiğini ileri sürdü.

ECEVİT SEZER'E 'MUSUL'U AL' DEDİ

Bülent Ecevit'in Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'i ziyaretinde 'Irak'a gir' şeklindeki ricasının aslında 'Musul'u al' olduğunu ileri süren Küçük, 'Çünkü bu Ecevit'e İsmet İnönü'nün vasiyeti idi. Hatta İnönü'ye de Atatürk'ün vasiyetidir' dedi. Cevizoğlu, 'Peki Ecevit kendisi iktidarda iken niye almadı da gidip, daha sonra sezer'den rica etti?' sorusu üzerine Küçük, 'Gücü o kadardı, yapacak gücü yoktu' dedi.

'EN BÜYÜK DEVRİM, FAHİŞELİK DEVRİMİ'

Türkiye'de yanlış politikalar uygulandığını belirten Küçük, AB'ye Türkiye'nin giremeyeceğini iddia ederek, 'Bizi almayacaklar, artık bu kesin, bu yüzden de aslında herkes rahatlamış durumda. Bizin AB'ye girmek istememiz çok yanlış. ABD bizi AB'ye sokmak istiyor çünkü kendisi için bir Truva atı olarak görüyor. hatta Truva Atı demek bile hafif kalır, Türkiye AB'ye girerse ABD'De girmiş oluyor. AB ise bunu asla kabul etmeyecek' dedi. Türkiye'nin ekonomik olarak çok yanlış yönetildiğini ve yanlış politikalar içinde olduğunu belirten küçük, esti bir planlamacı memur olarak DPT'den kaçmadan önce bu konuda projleri olduğunu söyledi. Kalkınma planlarının önemine dikkat çeken Küçük, 'Ne yazık ki artık kalkınma planları yok' diye hayıflandı.

Turizm politikalarını eleştiren Küçük, Türkiye'ye yapılan en büyük ihanetlerden birinin yabancı turizme yönelik teşviktler olduğunu söyledi ve yöneticileri fahişeliği meşrulaştırmakla suçladı. 'Dış turizm ile fahişelik sektörü ortaktır. Fahişelik sektörü olmadan dış turizm olmaz. En büyük devrim fahişelik devrimidir. Fahişelik kalktı. Bir gecelik ilişki meşrulaştırıldı ve suç olmaktan çıkarıldı. Bir gecelik ilişki fuhuş değil ise, fahişe kim?' diyen Küçük, 'her şeyinizi yabancılara göre ayarlarsanız bu vatan evlatlarına ihanettir. Vatan çocukları kendi sahillerinden yararlanamıyşorlar ama yabancılar istedikleri gibi gelip geziyorlar.. O sahiller bizimdir, bizim insanlarımız öncelikle o güzelliklerden yararlanmalı, oralarda dinlenebilmelidir' dedi.

ERBAKAN İLE KÜÇÜk'ÜN BULUŞTUĞU NOKTA

Hulki Cevizoğlu Küçük'ün bu konudaki açıklamasını keserek sordu:

> Peki ama turizm sektörü ile kalkınamayacaksak ne ile kalkınmalıyız? Var mı bu konuda bir öneriniz.
> Makine yapalım efendim. Sanayi ile kalkınalım. Erbakan da bunu söylüyor. Bakın bu noktada Erbakan ile aynı noktaya geliyorum. Ama bu beni rahatsız etmez. Ben doğru olanı savunurum. Doğru olan da budur bana göre. Erbakan da bunu görmüş.
Eskiden bir kalkınma fikri vardı. Artık kalkınma projeleri yok. ben yabancı sermayenin ülkeye girmesine karşıyım.
> E yabancı sermaye olmazsa ne ile yatırım yapılacak?
> Vergilerle, vergi alarak!
> E, zaten bağırta bağırta vergi alınmıyor mu?
> Hayır, hem de hiç alınmıyor...

KÜÇÜK AKP MİLLETVEKİLİ YALÇINTAŞ'TAN ÖZÜR DİLEDİ

Aydınlar Ocağı'da nüfuzlu bir çok İbrani kökenli yönetici olduğunu savunan Yalçın Küçük, Türk-İslam Sentezi'nin Yahudilerce Türkiye'yi bölmek için ileri sürülen bir tez olduğunu savundu. Kendileri veya çocukları Şişli Terakki Lisesi öğrencisi olan yöneticelerin bunlar arasında bulunduğunu söyleyen Küçük'ün ithamları üzerine Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa E. Erkal programa katılarak Küçük'ün iddialarının asılsız olduğunu söyledi. Küçük tezlerinin doğruluğunu savunurken, Erkal, Türk-İslam sentesinin yerliliğini ve Aydınlar Ocağı'nın milli bir cemiyet olarak Türkiye Devletinin gelişmesi ve bütünlüğü ieçin çaba sarf ettiğini söylerek, Küçük'ü iddiasız tezler öne sürmekle suçladı. Bunun üzerine Küçük, programın başında kesinlikle delili olmadıkça isim vermeyeceği konusunda Hulki Cevizoğlu ile anlaşmış olmasına rağmen, ağzından bir isim kaçırıverdi. Aydınlar Ocağı eski Başkanı Nevzat Yalçıntaş'ın örnek verdiği isimler arasında yer aldığını belirten Küçün, başka isimler de bulunduğunu ama bunları dile getiremeyeciğin isöyledi.

Prof. Erkal'ın telefonundan sonra carlı yayına bağlanan isim Aydınlar Ocağı eski başkanı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş oldu. Yalçıntaş, telefon bağlantısına alındığı için Cevizoğlu'na teşekkür edip, onun prnogramlarından dolayı kutladıktan sonra, Küçük'e de düşünce dünyasına katkılarından dolayı önemli biri olduğunu söyledi ve 'Ama bir iddia ortaya atılırken bunun da deli olması lazım. Benimle ilgili iddialarınızda deliliniz var mı?' diye sordu ve sonra 'Beni çok üzdünüz sayın Küçük, çünkü söyledikleriniz doğru değil. ben kesinlikle İbrani Kökenli değilim ve bunun tespiti de o kadar zor değil. Benim ailem Ankara'ya yakın bir yerde ikamet etiği için nüfus kayıtlarına istenildiği an ulaşılabilir' dedi.

Bunun üzerine Prof. Yalçın Küçük, 'Siz bunları söylüyor iseniz ben yanılmışım. sizin dediğiniz doğrudur, ben kendi kayıtlarımı düzeltiyor ve sizi o listeden siliyorum. ve sizi üzdüğüm için de özür diliyorum' dedi.

Bu noktada konuşmaya karışan Cevizoğlu, 'Ama sayın Küçük, bu nasıl bir bilimselliktir, bir iddia ortaya atıyorsunuz, delili yok, ilgili şahıs bunu reddettiği zaman siz de onun açıklamasını kabul edip, doğruluğunu hemen kabulleniyorsunuz. Böyle bir bilimsellik olur mu?' diye sordu.

Küçük, 'Bu benim tarzım. Ben genellemelerle gidiyorum. Bir iki örneğin doğru olmaması benim tezlerimi yalanlamaz. Söz konusu kişilerden biri ididayı reddediyorsa ben ona inanırım. Kendim yanılmışımdır. Bir iki örneğimin yanlış çıkması benim genel tezimi yanlış kılmaz' diye tezlerini savunmaya devam etti.

KENDİ AİLESİ KONUSUNDA BİLE TEKZİP ALDI

Ancak Küçük'ün program boyunca arayan pek çok kişi tarafından tekzip edilmesi, kullandığı yöntem konusundaki kuşkuları daha da artırdı. ki ilginç tekziplerden biri de kendi kuzeni olan Erdal Şen'den geldi. Erdal Şen, Küçük'ün iddia etiği gibi ailesinin Yahudi ve hatta Arap kökenli olmadığın ileri sürdü. Küçük ise bu konuda itirazlara gülmekle yetindi. Ailesinden domlayı kişilerin kınanmasının yanlış olduğunu savunan Küçük, 'ben kökleri belirterek kimseyi suçlamıyorum zaten, ortaya gerçekler çıksın isitiyorum' dedi.

Bu arada gönderilen bir mailde, Küçük'ün Sabateist olmakla itham ettiği Cumhuriyet gazetesi yazarı Oral Çalışlar'ın da Küçük'ün babasının Fransız işbirlikçisi olduğunu yazdığı dile getirildi. Küçük bu mail üzerine, 'Yanlış yazmış, babam değil, dedem. Bunu da ilk söyleyen benim zaten. Benim dedem Fransız işbirlikçisi imiş, ne yapabilirim. Bu bir gerçek, bunu değişteremem ki! Kemdi söylüyorum zaten bunu, bu benim kınanmamı gerektiren bir durum değil, kişi ailesini kendi seçemez' dedi. Bu babda kendisinin siyasi görüş olarak Türkiye cumhuriyeti'nin bütünlüğünü savunduğunu dile getiren Küçük, Türk İslam sentezcilerinin son günlerde öne çıkardığı Avrasyacılık fikrinin çok yanlış olduğunu ileri sürdü. Türkiye'nin iç asyaya doğru uzanarak bir gelişme kaydedemeyeceğini savunan Küçük, tek çarenin komşularla oluşturulacak bir Doğu Birliği olduğunu söyledi. haber7 editörünün alabildiği notlara göre Küçük, Doğu Birliği'ni savunduğu için bir nevi Osmanlı'yı dirilmek isteyen kişi olarak lanse edildiğini de dile getirdi. Doğu Birliği konusunda Özelikle Suriye ve İran ile ilişkilerin geliştirilmesi ve ortak tehlikelerin göz önüne alınması gerektiğine dikkat çeken Küçük, politikaların bu birlik üzerine kurulmasının uzun sürede ülkede yarar sağlayacağını söyledi ve Avrasyacılık tezinin bir çıkmaz olduğunu ileri sürdü.

İBRAHİM ŞAHİN - YALÇIN KÜÇÜK KAVGASI

Programa ilerleyen saatlerde katılan isimlerden biri de Özel Hareket Dairesi eski Başkanı İbrahim Şahin oldu. İbrahim Şahin, telefon bağlantısında Türk İslamcı olarak Yalçık küçük'ten bir özür de kendilerinin beklediğini söyledi.

Şahin, 'Çok şükür Türk'üm ve Elhamdürillah Müslüman'ım. Bununla da gurur duyuyorum. Bizler bu ülke için canımızı tehlikeye attık. Bizim kucağımızda bu ülkenin evlatları can verdi, şehitlerimiz bu vatan için kan döktüler. O zaman siz ne yapıyordunuz, Apo ile görüşüyordunuz. Paris'te ve Roma'da PKK'nın toplantılarına katılıyordunuz. Siz bu gün ülkenin birliğini savunduğunuzu söylüyorsunuz, biz o birlik için canımızı hiçe saydık, şehitler verdik, bize özür borçulusunuz., sizden özür bekliyoruz' dedi.

Bunun üzerine Yalçın Küçük, 'Çok beklersiniz' diyerek özür dilemeyeceğini belirtti. Daha sonra konuşmasını sürdüren Küçük, 'Ben sizin yaptıklarınızı hep yanlış buldum. Size hesap verecek değilim. Ben zaten bu konuda yargılandıml ve beraat ettim. benim bu konudaki görüşlerim her zaman tutarlı ve doğru idi ve siz hep yanlış yaptınız' ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine telefonda serteleşen Şahin, 'Bizim yaptıklarımız, kanunlara uygun, devlet tarafından bilinen ve zabıtlara geçmiş eylemlerdir. Hepsinin kaydı var, biz ezbere iş yapmadık, emirleri uyguladık. Ama siz PKK ile görüştünüz, bölücülere akıl hocalığı yaptınız' dedi.

Küçük ise Şahin'e 'Ben yaptıklarımı hep doğru buluyorum ve sizin yaptıklarınızın da hep yanlış olduğunu savunuyorum. Bu yüzden siz benden özür çok beklersiniz' diye cevap verdi.

Bunun üzerine Şahin, Küçük'e hitaben Kuran'ı Kerim'den Nisa Suresi'nin 105. ayetini okudu...

Programın ilerleyen saatlerinde yaşanan olaylar ise sinirleri boşalan Cevizoğlu'nun emekli bir subayı fırçalamasına yol açacak kadar gergin tartışmalara yol açıyordu.
Cevizoğlu'nun öfkesi ile ilgili ayrıntılı habere bu linki tıklayarak ulaşabilirsiniz >

KAYNAK: HABER7.COM

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Balıkesir'de deprem! Boyutu hava aydınlanınca ortaya çıktı!
PSG, dünya yıldızına kararını iletti! Galatasaray geri sayıma geçti