Anjelika Akbar'ı Türkçe sevdalısı yapan şair

Hamileliği sebebiyle ülkesine geri dönemeyen ve ardından da bir daha dönmeyerek Türk vatandaşı olan ünlü piyanist Anejelika Akbar, 'İçimdeki Türkiyem' kitabı raflarda yerini aldı. Akbar serüvenini anlattı.

Anjelika Akbar'ı Türkçe sevdalısı yapan şair
Anjelika Akbar'ı Türkçe sevdalısı yapan şair
GİRİŞ 21.12.2010 15:54 GÜNCELLEME 21.12.2010 15:54

Buse Özel'in röportajı

Kısa bir süreliğine geldiği Türkiye'de hamileliği sebebiyle geri dönemeyen ve ardından da bir daha dönmeyerek Türk vatandaşı olan ünlü piyanist ve besteci Anjelika Akbar'ın yeni çıkan İçimdeki Türkiyem kitabı raflarda yerini aldı.

Anjelika Akbar Türkiye'nin tanıdığı, dünyaca ünlü ve önemli piyanistlerden biri.

*Mutlak kulak yeteneği ile çok küçük yaşta "harika çocuk" olarak keşfedilip klasik müzik eğitimi almaya başlıyor.

Anjelika Akbar'ın Türkiye ile olan ilişkisi ise bambaşka bir boyut. Anjelika Akbar tam bir Türkiye sevdalısı. Geçtiğimiz Mart ayında "İçimdeki Türkiyem" isimli, kendi bestelerinden oluşan albümünü çıkaran Akbar, bu tema kapsamında bir de turne gerçekleştirdi. Türkiye'deki 20. yılını son derece özel bir biçimde kutlayan Akbar'ın kitabında bu serüveni ilginç anekdotlarla anlatıyor.

*Mutlak kulak yeteneği duyulan bir notayı başka bir notayla karıştırmadan tanıyabilme yeteneği.

kullan“KENDİMİ OYNAMAK İSTİYORUM”

İçimdeki Türkiyem kitabını anlatan sanatçı kitapta iki Anjelika’nın çizgisinin yer aldığını söylüyor;  “Biri Anjelika Akbar’ın geldiği günden itibaren 20 yıl öncesinden şimdiye uzanan kişisel serüveni. Diğeri ise yabancı Anjelika, müzisyen Anjelika’nın Türkiye gözlemleri. Türk insanının özellikleri, Türk erkeği, Türk kadını. Burada tanıştığım yeni kavramları da ele alıyorum. Mesela ‘kapıcı’ yani apartman görevlisi diye bir şey Rusya’da yoktu ama muazzam güzel deneyimlerim var bununla ilgili.”

Geçen Mart ayında çıkardığı İçimdeki Türkiyem albümü ile Türkiye serüvenini notalara döken Anjelika Akbar’ın bu projesi aynı isimle, yeni çıkan kitabı ile de sona ermiyor. “Yeni projeleri akışa bırakıyorum ama şunu söyleyebilirim ki bu kitap çok güzel bir film olur. Bu serüvenle ilgili ben mutlaka bir film yapmak istiyorum. Bana soruyorlar teklifleri değerlendirecek misin diye. Ben teklifleri beklemeden kendim girişimlerde bulunacağım. Hatta filmde de Anjelika'yı ben oynamak istiyorum, müziğini de ben besteleyeceğim.”

“TÜRKLERDEN KORKULUR”

Kitapta Türkçe ve Rusça ortak kelimelere ve bir takım kültürel özelliklere de yer veren Anjelika Akbar iki toplumun aslında pek çok ortak özelliği olduğunu söylüyor; “Bir kere Ruslar her ne kadar soğuk ve kapalı görünsede kalpleri yumuşacıktır ve Türklerin de kalpleri öyle. Mesela Türkler için "Türklerden korkulur" derler, Ruslardan da öyle. Çünkü azim, güç, manevi gücü ve kalp sıcaklığı onları güçlü yapıyor. Bu iki kültürü de birleştiren bir şey.”

“NAZIM SAYESİNDE TÜRKÇE’YE AŞIK OLDUM”

Ünlü piyanistin yaşamında önemli yer tutan kişilerden biri de Nazım Hikmet. “Sayesinde Türkçe’ye aşık olduğum insan” dediği Nazım Hikmet için Yalnız Çınar bestesini yapan Akbar’ın onunla ortak duygular içinde olup olmadığı sorusuna şöyle yanıt veriyor; “Bu soru bana ikinci defa geliyor ve beni çok duygulandıran bir soru. Şu açıdan yakınlığımız var. Bir şekilde hayatının bir kısmını doğduğu yerin dışında bir yerde geçirmiş olmanın ne demek olduğunu ben de biliyorum. Bunun zor tarafları da var, muhteşem tarafları da var. Ben tabii Nazım Hikmet'ten çok daha şanslıyım. Çünkü gönüllü olarak geldim ama böyle bir ortak noktası var. Hep kafanızın ve kalbinizin bir kısmı doğduğunuz topraklarda ister istemez oluyor. Her iki taraftan edindiğiniz tecrübeler ise kişiliğinizi oluşturuyor.”

“TÜRKİYE GİZEMLİ RUSYA DOBRA”

 Türkiye’ye gelince tasavvufu ve Türk tasavvufçuları da inceleyen Anjelika Akbar; “Türk insanı kanlarında ve genlerinde o ışıklı öğretileri taşıyorlar. Farkında olsalar da olmasalar da gözlerinden akıyor.” diyor.  İki ülkeyi de bir kelimeyle tanımlamasını istediğimizde ise şöyle sıfatlandırıyor; “Türkiye gizemli, Rusya dobra.”

Türkiye’de klasik müzik ve sanatla ilgili görüşleri ise sanılanın aksine çok umutlu. Konser verdiği birçok ilin kendisini şaşırttığını hatta gördükleri karşısında kendinden utandığını söyleyen Akbar; “örneğin Denizli’de muhteşem bir ilgi var. İnsanlar klasik müziği çok iyi biliyor, genel kültürleri çok yüksek. Van’da mesela müthiş bir ilgi vardı, Erzurum da öyle. Bilgi olmayabilir henüz yeti olmayabilir ama çok güzel bir ilgi var. Ben hiçbir zaman klasik müzik fanatiği olmadım ama orada gerçekten büyük bir zenginlik var. Özellikle çocukları, gençleri tanıştırmak lazım. Ben umutluyum.” diyor.

Hürriyet


Kitabı temin etme ve teknik şartları incelemek için tıklayınız

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
 Skandallar bitmiyor! Belediye başkanından pes dedirten hareket! Önce kovdu sonra...
Transfer için çıldırdılar! Barış Alper Yılmaz'a 12 milyon euroluk maaş teklifi