Demirel ve Özkök'ün unuttuğu manşetler

Demirel ve Özkök'ün unuttuğu manşetler

GALERİNİN DEVAMI

Zaman Gazetesi Genel Yayın Editörü Ali Akkuş'un haber yorumu ve hatırlattığı manşetler...

28 Şubat 1997'de, 'demokrasiye balans ayarı yaptık' diyen Çevik Bir'in postmodern darbesinin üzerinden 14 yıl geçti. O dönemde yaşananları, bugünün gençlerinin kavrayamamasını anlamak mümkün. Lakin dönemin aktörlerinin yanlış bilgiler vermesini affetmek mümkün değil.

Hürriyet Gazetesi'nin eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'le 28 Şubat'ı konuşmuş. Demirel'in anlattıklarına göre merhum Başbakan Erbakan, 28 Şubat kararlarını Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında imzalamış. Özkök, "Ama kendisi imzalamadığını söylüyor." deyince Demirel bakın ne diyor: "Şakır şakır imzaladı. Herkes imzaladı. Dahası, ertesi gün MGK genel sekreteri bana kararları getirdi. Bunu hükümete tebliğ ettim." Demirel'in 'dün dündür, bugün bugündür' mantığını biliyoruz. Fakat Ertuğrul Bey'e ne demeli? Hafızası güçlü bir gazeteci olarak bilinen Özkök, "O gün şakır şakır imzaladılar" başlığını atarken keşke yaptığı gazetenin arşivine baksaydı. Erbakan'ın 5 gün imza atmadığını Demirel'in bu direnç karşısında, "Erbakan, kararları imzalamasa da olur." dediğini görürdü.

Türkiye'nin demokrasi tarihini yazacaklar için Hürriyet'in 28 Şubat arşivi altın değerinde. Bugünlerde yerli yersiz "Baskı var!" diye bağıranlar, bir başbakanın nasıl baskı altına alındığını görmek için buralara bakmalı. Tarih, 28 Şubat 1997. MGK, 9,5 saat süren bir toplantı yapıyor. Bir gün sonra Hürriyet haberi, "Tarihi Karar" olarak veriyor. Özkök'ün o günkü yazısı bir hayli ilginç. SONAR araştırma kuruluşunun anketini değerlendiriyor. Ankete göre, halkın yüzde 30'u askerî müdahale istiyormuş. "Fikri olmayan yüzde 7'den sonra çıkan rakama bakıp, 'aman ne güzel, yüzde 60'ı istemiyor' rahatlığına girmek dünyanın en büyük aptallığı, o değilse saflığıdır. Bu demokratik bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felakettir."

2 Mart, yani toplantının üzerinden iki gün geçmiş. 'Askerin 20 şartı' manşetiyle çıkan gazete birinci sayfadan şu başlığı kullanıyor: "Bunları yapın". 3 Mart'ta atılan başlık ise aynen şöyle: "Hoca direniyor". Hani Erbakan, o gün şakır şakır imzalamıştı? Demirel aslında bugün söylediklerini o gün yalanlamış. Sedat Ergin'in aynı gün birinci sayfadan yayımlanan haberinin başlığını okumak yeterli: "Demirel'den ilginç yorum. Erbakan kararları imzalamasa da olur". Gazete bununla da kalmıyor. Başbakan Erbakan'a sürmanşetten yükleniyorlar. Bu kez konuşan Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak. Hürriyet, "Bomba gibi açıklama" diye yorumlamış, Özkasnak'ın sözlerini. "Ordu ile uyum içindeyiz." diyen Erbakan'a cevap veren General, "Ordu Atatürk'e inananlarla uyum içindedir." diyor.

Hoca, imzaya yanaşmayınca gazetenin 4 Mart'taki manşeti "Ya uy, ya çekil" şeklinde oluyor. Bir gün sonra ise, "6 milyon imza" haberi manşete çekiliyor. Haberin spotundaki ifadeler bir hayli dikkat çekici: "30 milyonluk bir kitleyi temsil eden 6 milyon üyeli, Türkiye'nin en büyük 3 işçi ve esnaf konfederasyonu, Milli Güvenlik Kurulu kararlarına tam destek verdi." Erbakan'a baskı için komutanları da devreye sokuyor Hürriyet. Sedat Ergin'e konuşan isimsiz bir komutan, "Barajın kapağı açıldı." sözleriyle sopa gösteriyor birinci sayfadan. Oktay Ekşi'nin başyazısı ise demokrasi anlayışını ele veriyor: "Demokrasi eşittir Meclis midir?" Ekşi, bir gün önce Başbakan'ı 'pişkin'likle suçluyor: "Bildiri sanki Başbakan'ın ve onun partisine mensup laiklik düşmanlarının marifetlerini engellemeyi amaçlamıyor da başkalarını hedef alıyormuş gibi, adam fevkalade pişkin görünüyor."

6 Mart 1997'de "Aynen imzaladı" manşetiyle çıkıyorlar okurlarının karşısına. Spot cümlesinde ise "Erbakan, 5 gündür sürdürdüğü direnişten dün vazgeçerek, MGK kararlarını imzaladı. Gözler bugünkü Bakanlar Kurulu'nda." ibareleri yer alıyor. Bir ayrıntıyı hatırlamalı. Erbakan'a çekil diyen başka isimler de vardı o dönemde. Hatta kabine içinde bunu dillendirenler olmuştu. Bu isimler Hürriyet'in aksine "İmzalama, çekil!" diyordu.

DEMİREL VE ÖZKÖK'ÜN UNUTTUĞU HÜRRİYET'İN 28 ŞUBAT MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

28 Şubat, çağdaşlık adına çağdışı uygulamaların yapıldığı bir dönem olarak anılıyor. Demirel, "O gün alınan kararlar bugün de hâlâ caridir. Madem postmodern darbe, önce o kararları değiştirsinler." diyor. Bizden hatırlatması. O kararlar artık cari değil. AK Parti iktidarı, o kararların genelgelerini kökten iptal etti.

ZAMAN