Mehmet Ali Bayar, İzmir'den aday
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, bir zamanlar kırgın olduğu eski Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Bayar'ın İzmir'den miletvekili adayı olacağını açıkladı.

Mehmet Ağar, emekli emniyet müdürlerinden Rüştü Ünsal'ın cenaze törenine katılmak için geldiği İzmir adnan Menderes Havalimanı'nda parti yöneticileri ve milletvekili aday adayları tarafından karşılandı. Ağar, çok sayıda milletvekili aday adayı ile tokalaştıktan sonra havalimanı basın odasında soruları yanıtladı.
Ağar yaptığı açıklamada İzmir'e, rahmetli babasının arkadaşı, aile dostu ve yakını emekli emniyet müdürü Rüştü Ünsal'ın cenaze töreni için geldiğini belirterek, şunları söyledi:
“İşler çok yoğun, öğleden sonra döneceğim. Türkiye önemli bir döneme girdi. Seçim dönemindeyiz, çalışmak lazım. Türkiye'nin bu dönemin özelliklerini iyi okuyan siyasetçilere ihtiyacı var. Bu seçim çok farklı şartlar ve farklı iklimler içinde olacaktır. Türkiye'nin zıtlaşmaları, kutuplaşmaları ortadan kaldıran siyaset anlayışına ihtiyacı var. Ülkenin her köşesinden yükselen ya da yükselmeyen seslerin hepsi kulağımızdadır. Hepsini alıyoruz. Türkiye'yi, üretmeyen siyasetten kurtaracak iktidarı oluşturmaya çalışıyoruz. Halk her gün gerginlik, kavga, çaresizlik içinde gelecek yolu gözlemekten bıkmıştır. Türkiye güven veren bir iktidar arıyor. Demokrasi özgürlük, huzur, kardeşlik, bir arada yaşamayı sağlayan bir siyaset ortaya çıkacaktır. Tecrübe ile gençliğin dinamizmi ve kadınlarıyla yola çıkan bu hareketin başaracağına inanıyorum. Yolumuz açık olsun.”
Gazeteciler DYP Genel Başkanı Ağar'a, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde işçi Cemal Şen'in Demokrat Parti adıyla parti kurduğunu ve bu partiyi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı AKP'li Melih Gökçek'in kurdurduğu iddialarını sordu. Ağar, “Ben siyaset yapıyorum, dedektiflik yapmıyorum. Kim ne yaparsa yapsın beni ilgilendirmez. Ben meseleyi çözerim, nasıl olacağını da 27 Mayıs kongresinde görürüz” diye cevap verdi.
Ağar, seçime kısa bir süre kala parti adının belirsizliğinin seçmenin zihnini karıştıracağı yönünndeki iddialara, “Demokrat parti adıyla seçime gideceğiz. Demokrat Parti müseccel bir marka. Türkiye'nin en meşhur, en oturmuş markası. Geçmişte bir ağırlığı olduğu kadar demokrat ve demokrasi sözleri tüm gençlerin zihinlerinde en hoş çağrışımları ortaya koyuyor. En önemlisi orada işaret var. Kıratı gören herkes işareti alır. Hiçbir sıkıntı yok” karşılığını verdi.
Ağar, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra, kendisinin DYP Genel Başkanı olmasının ardından genel başkan yardımcılığı yapan, ancak anlaşmazlığa düşerek ayrılan Mehmet Ali Bayar'ın İzmir'den milletvekli adayı olacağını açıkladı. Ağar, “Sürpriz aday olabilir. Hayat sürprizlere açıktır. Burhan Özfatura da partimizin üyesidir. Aday olup olmlaması kendisininin arzusuna bağlıdır” diye konuştu.
‘KOYUN PAZARLIĞI YAPMIYORUZ’
Mehmet Ağar, Anavatan Partisi ile birleşmede liste pazarlığının gündeme gelmediğini vurgulayarak, halk nezdinde karşılığı olan, halkın istediği adayların öne çıkarılacağını söyledi. Ağar, “Koyun pazarlığı değil bu, ülkenin yönetimi işi. Bundan sonra senden, benden diye bir şey yok. Önemli olan seçimi kazanacak yapıyı, vizyonu sunmaktır. Biz siyasetin güzel tarafını yapıyoruz, diğer taraflarında olmayız. Siyaset eşe dosta koltuk sağlama alanı değildir. Milletin istediklerini, milletin önüne çıkarma işidir” dedi.
‘OYUNU ALAMADIĞININ GÜVENİNİ AL’
Mehmet Ağar, İzmir'de gerçekleştirilen Cumhuriyet Mitingi'ne kurumsal olarak katılmadıklarını, ancak çok sayıda DYP'linin alanda olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Mitingler ülkenin birliğinin göstergesidir, ayrılığının göstergesi olamaz. Benim arzum bu mitinglerin ülkenin her coğrafi bölgesinde yapılması. Yakında Karadeniz'de yapılamacakmış, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde de yapılmak suretiyle ülkenin birliği bütünlüğü simgelenmelidir. Cumhuriyetin hür ve eşit vatandaşları ülkenin değerleri etrafında bir kavganın sebebi olmadıklarınını açıkça göstermeyi başarmalıdır. Bu mitinglerde hükümetin çok büyük başarısı var. 40 yıldır meydanlar bu kadar büyük kalabalık görmemişti. Türkiye oyunu alamadığının da güvenini alan hükümetlere kavuşacaktır. Demokratik bir ülkede herkesin oyuna alabilmeniz mümkün değil, ancak güvenini almalısınız. Hükümet onu da alamamıştır. O yüzden gidecektir.”