Erdoğan neden “Gidiş hayra alamet değil” dedi…

Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Yeni Şafak Gazetesi için kaleme aldığı yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Biden hakkında söylediği "Geldiğimiz nokta maalesef iyi bir nokta değil" sözlerinin ne anlama geldiğini yazdı.

Erdoğan neden “Gidiş hayra alamet değil” dedi…
Erdoğan neden “Gidiş hayra alamet değil” dedi…
GİRİŞ 25.09.2021 11:07 GÜNCELLEME 25.09.2021 11:28
Bu Habere 14 Yorum Yapılmış

Acet, Başkan Erdoğan'ın CBS televizyonunda S-400 sorunuyla ilgili olarak “İki NATO ülkesi olarak şu andaki gidiş pek hayra alamet değil” sözleri ve Soçi zirvesi hakkındaki soruya da “Rusya ile ilişkilerde şu ana kadar herhangi bir yanlışlık görmedik” ifadelerinin "Bilinçli olduğunu düşündürtecek şekilde, kıyaslı" olduğuna dikkat çekerek "Erdoğan-Putin görüşmesinde Türkiye-Rusya ilişkilerine dair önemli bir karara varılacağını dile getirdi." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temennim odur ki iki NATO ülkesi olarak birbirimizle hasmane değil, dostane davranalım. Ama iki NATO ülkesi olarak şu andaki gidiş pek hayra alamet değil. Benim Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak yaklaşık 19 yıllık yöneticilik hayatımda Amerika ile olan münasebetlerimde geldiğimiz nokta maalesef iyi bir nokta değil. Ben oğul Bush ile iyi çalıştım, Sayın Obama ile iyi çalıştım, Sayın Trump ile iyi çalıştım ama Sayın Biden ile iyi başladık diyemem" demişti.

İşte Mehmet Acet'in yazısı:

Çarşamba günü New York Manhattan’da birkaç meslektaşla birlikte gökdelenlerin arasında yürürken, Rockefeller Center’ın önünden geçtikten hemen sonra, seyyar bir taşıtın üstündeki led ekran ve üzerindeki yazı dikkatimizi çekti.

Bir reklam panosuydu bu ve üzerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeni çıkan “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” isimli kitabının İngilizcesinin tanıtımı vardı.

O araç oraya özel olarak mı getirilip konulmuştu bilmiyorum ama öyle değil idiyse bile enteresan bir ‘karşılaşmaya’ şahitlik ettiğimiz kesindi.

Uluslararası kurulu düzenin (özellikle finans ayağında) ‘kodamanları’ arasında yer alan, Manhattan’ın yarısına sahip olduğu söylenen (biraz da abartılı olarak tabii), kişilere değil ülkelere borç veren Rockefeller ailesine ait bir gökdelenin hemen dibinde ‘Daha adil bir dünya mümkün’ mesajını veren bir kitabın tanıtım görseli.

Erdoğan'dan Biden'a sert eleştiri: Daha önce hiç böyle bir durum yaşamadımErdoğan'dan Biden'a sert eleştiri: Daha önce hiç böyle bir durum yaşamadım

Reklam panosunun fotoğrafını çekerken, 25 yaşlarında bir genç yanımıza geldi, bu kitabı nerede bulabileceğini sordu.

Niçin ilgilendiğini sordum, okumak istiyorum dedi.

En kestirmeden Türkevi’nde bulabileceğini söyledik.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yukarda sözünü ettiğimiz kitabının hemen başında, Birleşmiş Milletler’in, özellikle de sahip olduğu yetkilerle bu kurumu parmağının ucunda oynatan 5 daimi üyeli Güvenlik Konseyi’nin ciddi bir reforma ihtiyacı olduğu görüşünü dile getiriyor.

“Dünya 5’ten büyüktür” sloganının oturduğu zemin de burası oluyor zaten.

Ertesi gün kendisine New York gezisinde eşlik eden gazeteciler olarak bir araya geldiğimizde Erdoğan’a kitabında dile getirdiği bu görüşünü hatırlattıktan sonra, “Bu konularda umutlu musunuz” sorusunu yönelttim.

Güldü, “Umutsuz bu işler olmaz” dedikten sonra, şöyle devam etti:

“Yola çıkarken bir umutla yola çıkıyorsunuz ve tüm dünyaya, tüm insanlığa bir sinyal veriyorsunuz. Nedir bu sinyal? Türkiye şöyle bakıyor: Artık dünya Birinci Dünya Savaşı’nın şartlarında değil, İkinci Dünya Savaşı’nın şartlarında değil. Öyleyse biz insanlığa bir sinyal verelim. 194 ülke hep birlikte bir dayanışma içerisinde olabilirsek, bu işin şartlarını zorlayabilirsek, bu şartların zorlanmasında tüm medya dünyası, STK’lar hep birlikte bu şartları zorlayabilirsek o zaman yeniden bu daimi üyeler kendilerini check etmek zorundadır.”

ABD’YE VE BİDEN YÖNETİMİNE GÖNDERMELER…

Erdoğan, soru cevap faslı bittikten sonra kitabını hepimiz için tek tek imzaladı.

Basın buluşmasının ardından ayaküstü sohbet ettiğimiz İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İngilizce ve Arapça dışında çeşitli dillere çevrilmekte olan kitaptan elde edilecek gelirin AFAD’a bağışlanacağı bilgisini verdi.

Erdoğan’ın sorularımıza verdiği cevaplara gelecek olursak.

Hiç kuşkusuz ABD’ye yönelik ‘eleştirel’ dil daha ilk soruya verilen cevapla kendisini belli etti.

Arka arkaya şu soruları yöneltti:

“Amerika 20 yıl önce Afganistan’a niçin girdi? Afganistan’da ne işi vardı? Ve şimdi de Afganistan’dan niye çıkıyor?”

Cumhurbaşkanı, New York programında demeç verdiği CBS televizyonunda da bu eleştirilerini gündeme getirmişti.

Bize daha fazlasını da söyledi.

“İki NATO ülkesi olarak şu andaki gidiş pek hayra alamet değil” dedi,

“Başbakan, Cumhurbaşkanı olarak yaklaşık 19 yıllık yöneticilik hayatımda Amerika ile olan münasebetlerimde geldiğimiz nokta maalesef iyi bir nokta değil. Ben oğul Bush ile iyi çalıştım, Sayın Obama ile iyi çalıştım, Sayın Trump ile iyi çalıştım ama Sayın Biden ile iyi başladık diyemem” dedi.

F-35’lerin geri ödenmeyen paralarını hatırlattı, “S-400 işi bitmiştir” diyerek bu konuda geri adım atılmayacağını tekrarladı.

Devamında İdlib üzerinden Rusya ile ilişkiler ve 29 Eylül’deki Soçi zirvesiyle ilgili bir soru gelince, bilinçli olduğunu düşündürtecek şekilde, kıyaslı konuştu.

“Rusya ile ilişkilerde şu ana kadar herhangi bir yanlışlık görmedik” dedi.

Daha önemlisi, 29 Eylül’de Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yapacağı görüşmenin önemine değinen güçlü ifadeler kullandı.

Bu görüşmede, Türkiye-Rusya ilişkilerine dair önemli bir karara varılacağını dile getirdi.

Erdoğan’ın ABD ile ilgili sözleri, Rusya ile ilgili sözleri hiç kuşkusuz bir diğeriyle ilişkili sözlerdi.

Bu durumu, New York’ta Biden’la bir randevu olmamasına bağlayanlar var.

Ama benim edindiğim intiba öyle değil.

Bilgi değil ama izlenim olarak ifade edebilirim.

ABD’nin S-400’ler üzerinden Türkiye’yi yeni bir formüle zorladığı, Erdoğan’ın da bu durumdan rahatsız olduğu ve rahatsızlığını bu şekilde dışa vurduğu yönünde bir izlenim bu.

 

YORUMLAR 14
  • Ali AydıN 2 yıl önce Şikayet Et
    abd yıkılacak NATO dağılacak abd nin yerini çin dolduracak türkiye orta yerde kendi ekseninde rusya ve ingiltere ile kalıcak lakin rusya çin'e daha yakın duracak çin in fitnesi amerikanınkinden kötü olucak çok kan akıcak zulümler olucak uzun lafın kısası türkiye türk dünyasını ve islam almemini ayağa kaldıra bilirse zafer bizim olucak tek tesellimiz müslüman kaybetmez ölürse şehit kalırsa gazidir rabbim ülkemizi muzaffer kılsın
    Cevapla
  • CELAL 2 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Başkanımız bir yerlere mesaj veriyor. Bakalım mesaj yerini bulacak mı?
    Cevapla
  • Yurttaş 2 yıl önce Şikayet Et
    Amerika yıllardır ordusunu istediği gibi kullandığı bir ufacık gördüğü, istediği zaman tokatlayacagı bir ülkenin çıkıp ta yanlış yapıyorsunuz demesini tabiki hazmedemez. Doğrularımızın üzerine gitmeliyiz. Yıllardır ABD den düşmanlık tan başka birşey görmedik. Düşünmemiz lazım.
    Cevapla
  • Mavi 2 yıl önce Şikayet Et
    abd nin 2. dünya şavaşından sonra sanki dünyayı kurtaran bir ülke gibi sahneye çıkıp zaman içerisinde dünyanın tüm ülkelerine bir ağ gibi sarıp istediğini yapıyor, türkiye ye düşmanlıktan hariç hiç birzaman faydası olmadı, daha ne müttefiklikten bahs ediliyor, tamam prosedür gereği sadece kağıt üzerinde müttefiklik var birde ara sıra bir iki ortak tatbikat görünümde sadece, bunlara hiç birzaman güvenmeyin
    Cevapla
  • Mehmet 2 yıl önce Şikayet Et
    Tam olarak aynısını bugün Çin yapıyor. Her yere borç verip esir alıyor. Borç verdiği ülkelerin hiçbiri bu borçları geri ödeyemez. Çin’de bunu bildiğinden para yerine borç verdiği ülkelerin havaalanlarını, köprülerini ve limanlarını ipek yolu projesine dahil edebilmek için satın alıyor. Bir el ABD’yı yıktırıp Çin’e yaptırıyor
    Cevapla
  • Hacı emmi 2 yıl önce Şikayet Et
    artık NATO sorgulanabilir hale geldi.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Bayraktar TB3'te 30. uçuş da tamamlandı
Sergen Yalçın'dan Beşiktaş yönetimine mesaj! Geri dönecek mi?