Bu da kesilmeyen devenin hikayesi

ADEM YILMAZ, SERKAN CANBAZ'ın haberi

Bu türden bir vaat Gaziantep’te yaşandı. Kayacık Barajı’nın bir yılda bitirilmesi karşılığında vaat edilen deve, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın karşısında tam kurban edilecekken ‘kesmeyin’ talimatıyla yarıda kaldı. Ölümün kıyısından dönen deve şimdi müteahhidin elinde kaldı. Özel bir eleman tahsis eden müteahhit şirket, deve için aylık bin 200 YTL harcıyor. Kurt İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emir Kurt, bakıcı için 600 YTL maaş ödediklerini belirterek, “Deve şantiye alanındaki işçilerin maskotu oldu. Kayacık Barajı şimdi bu deve ile anılıyor. Onun için deveyi kesmeyi düşünmüyoruz.” diyor.

Temeli 1987 yılında atılan ve 18 yıl sonra 30 Ekim 2005’te Başbakan Erdoğan’ın açılışını yaptığı Kayacık Barajı’nda kesilmesi vaat edilen devenin ilginç bir hikâyesi var. Gaziantepli çiftçilerin arazilerinin sulanması amacı ile Oğuzeli ilçesinde yıllar önce temeli atılan Kayacık Barajı çiftçilerin umudu oldu. Ancak aradan geçen süre içinde birçok hükümet kurulmasına ve baraj için ödenekler ayrılmasına rağmen inşaat bir türlü bitirilemedi. Suya hasret araziler gibi köylülerin umudu da sönmeye başladı. Çünkü 17 yıl önce ihalesi yapılan baraj inşaatının ancak yüzde 70’i tamamlanmış, geri kalan yüzde 30’luk bölüm yapılmadığı için binlerce dönüm arazi bir türlü suya kavuşamamıştı. Yıllardır yaşadıklarına bir anlam veremeyen ve barajın açılışından umudunu kesen çiftçiler, bu konuda resmî makamlar nezdinde yaptıkları girişimlerinden sonuç alamamanın üzüntüsünü yaşarken, bir anda Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Veysel Eroğlu’nu 2004 yılında helikopterle Kayacık Barajı üstünde tur atarken görürler. Genel Müdür’ün birkaç saat sonra barajın şantiyesine geleceğini öğrenen çevre köylüler hemen Kayacık Barajı şantiyesine akın eder. Şantiyede Veysel Eroğlu’nu beklemeye başlayan vatandaşlar, bir yandan da genel müdürden ne isteyeceklerini belirler. Eroğlu, helikopterle baraj alanına indiği anda yanına hücum eden köylülerden ileri atılan Demirkonak köyü muhtarı Muharrem Yılmaz, 17 yıldır özlemini çektikleri suya ne zaman kavuşacaklarını sorar. Yılmaz, yıllardan beri barajın açılacağı günü beklediklerini; ancak ümitlerini yitirdiklerini, barajın da ölü bir yatırım olduğunu söyler. Yılmazı dikkatle dinleyen Eroğlu ise muhatabına ummadığı bir cevapla karşılık verir. Etrafını kuşatan köylülere barajın bir yıl içinde tamamlanarak hizmete açılacağı müjdesini veren Eroğlu’na pek inanmayan köy muhtarı, “Sen bu barajı 1 yılda faaliyete geçir. Ben de açılışta deve keseceğim.” der.

Veysel Eroğlu ise köy muhtarından aldığı ‘deve’ sözünü de bir kenara not ederek Ankara’ya döndüğünde kolları sıvar. Eroğlu’nun sözü doğrultusunda aradan bir yıl geçer ve baraj inşaatı da tamamlanır. Kayacık Barajı ve bölgedeki 29 tesisin açılışı için görkemli bir tören düzenlenir. DSİ tesislerinin 30 Ekim 2005 tarihindeki açılışlarına ise Başbakan da katılır. Tabii Veysel Eroğlu bir kenara not ettiği muhtar Muharrem Yılmaz’ın sözünü unutmaz. ‘Deve kesme’ sözü veren muhtarı bulmasını ve vaadini yerine getirmesini ister. Bu kez telaşlanma sırası muhtardadır. Demirkonak köyü muhtarı, “Ne yaparım da, alırım deveyi?” diye düşünürken aklına barajın işlerini alan inşaat şirketi gelir. Verilen söze sahip çıkan müteahhit firma, Diyarbakır’ın dağlık bir köyünden 3 bin YTL’ye deveyi satın alır. Açılış günü baraj alanına getirilen deve, Başbakan’ın huzurunda kesilecekken, Erdoğan buna izin vermez. Bunun üzerine büyük uğraşlar sonucu bulunan ve süslenip baraj açılışında kurban edileceği günü bekleyen deve yeniden şantiyeye götürülür.