Mevlana'nın torunları ilgisizlikten şikayetçi

Hz. Mevlana’nın soyağacını gösteren belgede, 18’inci kuşaktan torun Ziya Çelebi, 19’uncu kuşaktan torun Kemal Çelebi Yarkın ve 20’nci kuşaktan torun Faruk Çelebi Yarkın gözüküyor.

1948 yılındaki mahkeme kararı, Faruk Çelebi Yarkın’ın babası Kemal Çelebi Yarkın’ın Hz. Mevlana’nın torunu olduğunu ilan ediyor.

Yarkın Ailesi’nin Hz. Mevlana’nın erkek soyundan geldiğini gösteren orijinal soyağacı ile ABD’li profesörlerin hazırladığı soyağacı arasında bire bir benzerlik bulunuyor. 
 
 
Dünya’nın en büyük hoşgörü düşünürü olarak bilinen ve her yıl Konya’da çeşitli etkinlerle anılan Hz. Mevlana’nın erkek soyundan gelen 19, 20 ve 21’inci kuşak torunlarının yaşadığı ortaya çıktı.

Hz. Mevlana’yı Anma Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen sema sırasında; Mevlana’nın 22’nci kuşak torunu Esin Çelebi Bayru’nun Postnişin (Şeyh) olarak görev alması ve semada selamlanması üzerine Mevlana’nın erkek soyu üzerinden devam eden torunlarının olup olmadığını araştırdı. Hz. Mevlana’nın Türbesi ile Sultan Selim Camii arasında bulanan bir bölgede “Mevlana Hamamı” adı altında bir hamamın bulunduğu ve bu hamamın gelirlerinin Mevlana’nın soyundan gelen erkeklere paylaştırıldığı, söz konusu gelirin kimler tarafından alındığını 1950 yılında zarar ettiği iddiasıyla yıkılan Mevlana Hamamı’nın, yıkılmadan önceki gelirlerinin 18’inci kuşaktan torun Ziya Çelebi’ye daha sonra da 19’uncu kuşaktan torun Kemal ve Osman Çelebi Yarkın kardeşlere verildiği anlaşıldı.
 
MAHKEME KARARI TORUNU TESCİLLEDİ
 
Dönemin Konya Vakıflar İdaresi’nin verdiği, hamamın yıkılması kararına itiraz eden Kemal ve Osman Çelebi Yarkın’ın, Hz. Mevlana’nın soyundan gelip gelmediklerinin tespitine ilişkin dava açıldı. Konya Asliye Hukuk Yargıçlığı tarafından 1948/663 esas numarası ile görüşülen davada karar, 1948/843 numarası ile verildi. 8 Haziran 1948’deki karar duruşmasında Hâkim Vahdi Öymen (3225), Ziya Çelebi ve oğulları Kemal ve Osman Çelebi Yarkın’ın Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin torunları olduğuna karar verdi. 1950 ve öncesine ait gazete arşivlerinde ise, Yarkın Ailesi’nden Hz. Mevlana’nın torunları olarak bahsediliyor. Dönemin gazetelerinde yer alan ölüm ilanlarında da benzer şekilde Mevlana’nın torunu olduklarına ilişkin vurgu özellikle yapılıyor.

SOYAĞACI BELGELERİ İSİMLERİ DOĞRULUYOR

Kemal Çelebi Yarkın’ın oğlu Emekli Ziraat Mühendisi Faruk Çelebi Yarkın’ın (83) elinde bulunan orijinal soyağacı belgesi ile Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (National Aeronautics and Space Administration-NASA) profesörlerinin hazırladığı soyağacı belgesi, Hz. Mevlana’nın erkek soyunun Yarkın Ailesi üzerinden devam ettiğini gösteriyor. Söz konusu belgede, Hz. Mevlana’nın 18’inci kuşak torunları olarak Ziya Çelebi ve Sıtkı Çelebi gözüküyor. Ziya Çelebi’nin oğlu Kemal ve Osman Çelebi Yarkın kardeşler, 19’uncu kuşak; Kemal’in oğlu Faruk Çelebi Yarkın ile Osman’ın 1 çocuğu, 20’inci kuşak olarak gözüküyor. 18’inci kuşak torun Sıtkı Çelebi’nin oğlu ise, 103 yaşında ve İstanbul’da yaşayan Saim Çelebi Yarkın. Hz. Mevlana’nın 21’inci kuşak torunları da, Faruk Çelebi Yarkın’ın oğlu Selim Çelebi Yarkın ile Osman Çelebi Yarkın’ın 2 erkek torunundan oluşuyor.

ZÜKÜR ÇELEBİLİK VE İNAS ÇELEBİLİK

Hz. Mevlana’nın 20’inci kuşaktan torunu Faruk Çelebi Yarkın doğruluyor. Oğlu Selim Çelebi Yarkın’la birlikte sorulan soruları yanıtlayan Faruk Çelebi Yarkın, öncelikle iki tür çelebilik olduğunun altını çiziyor. Yarkın, “İki türlü çelebilik vardır. Biri; erkekten erkeğe geçen çelebilik ki, bu asıl çelebiliktir. Erkek soyundan gelen çelebiliğe ‘Zükür Çelebi’ denilir. İkincisi ise, torunlar arasında kız bulunması durumunda ortaya çıkar ve buna da ‘İnas Çelebilik’ denir. Bu nedenle Esin Çelebi Bayru, İnas Çelebi’dir. Fakat ben Zükür Çelebiyim, yani erkek soyundan geliyorum ve kuşak itibari ile de 20’nci kuşaktanım, Esin Çelebi ise 22’nci kuşaktır” dedi.

TORUNLAR TÖRENLERE NEDEN ÇAĞRILMIYOR?
Hz. Mevlana’yı Anma Törenleri’nde Postnişin (Şeyh) görevinin Konya’daki en yaşlı ve erkek soyundan gelen kişi olarak kendisine veya Türkiye’deki en yaşlı torun olan ve erkek soyundan gelen Saim Çelebi’ye verilmesi gerekirken, Esin Çelebi Bayru’nun bu görevi yerine getirdiğini anlatan Faruk Çelebi Yarkın, “Postnişin olmaktan filan vazgeçtik. Çünkü biz hiçbir zaman medyatik insanlar olmadık; olamadık. Ancak insan en azından hatırlanmak ve saygı görmek istiyor. Yıllardır Mevlana’yı Anma Törenleri’ne bile davet edilmiyoruz. Oysa Hz. Mevlana’nın kanını biz taşıyoruz. Son törenler için Büyükşehir Belediyesi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden parasıyla bilet alalım istedik. Kendimiz için de değil, İzmir’de yaşayan Mevlana torunları için. Bir yetkili, ‘Önüne gelen de Mevlana torunu oldu. Herkes Mevlana torunu olduğunu iddia ediyor. Biletler tükendi. Yok size bilet’ dedi. Biz bunları hak etmedik. Günlerdir bana söylenen bu sözlere üzülüyorum” şeklinde konuştu.

AİLE MEZARLIĞINA GÖMÜLECEKLER Mİ?

Hz. Mevlana’nın erkek soyundan gelen torunları olarak en büyük kaygılarının ölümlerine ilişkin olduğunu belirten Faruk Çelebi Yarkın, Üçler Mezarlığı’nda Çelebi Ailesi’ne ait bir mezarlığın olduğunu anımsatarak, “Mevlana kanının gerçek taşıyıcıları bizleriz. En büyük korkum odur ki; Üçler Mezarlığı’nda bulunan aile mezarlığına bile bizleri gömmeyecekler. Anma törenlerine dahi çağırmayan, parasıyla tören bileti vermeyen yetkililerin, aile mezarlığından bize yer vereceğini hiç zannetmiyorum. Postnişin olmak hakkımızdan vazgeçtik vazgeçmesine de, mezar hakkımız bari elimizden alınmasın. Bu hakkımı kullanmayacağım diye çok endişeliyim” ifadelerini kullandı.
 
 
ZEDHABER-KONYA