Demirel: Ellimden sonra genç anne oldum

Ayşe DÜZKAN'ın haberi

Onu rol aldığı filmlerden, dizilerden tanıyoruz. Sıdıka’nın annesi, Büyük Adam Küçük Aşk’ın Sakinesi, Tatlı Bela Fadime’nin Nazifesi. Türkiye’nin en başarılı oyuncularından Füsun Demirel elli yaşında ikiz annesi oldu. Mehmet İlkem ve Aslı Senem 21 aylık oldu, Füsun Demirel on yaş gençleşmiş görünyor.

• Neden daha erken yaşlarda anne olmadınız?

Erken yaşlarda meslek ve kariyer kaygılarım vardı. Çok yoğun bir çalışma yaşamım oldu ve anneliği hep erteledim. Belli bir yaştan sonra da özgürlüğe alışıyor insan. Kimseye sorumlu olmadan yasamak çok kolay elbette. Biz aydınlar ülkenin geleceğinden endişelerimiz olduğundan çocuk düşüncesini de erteliyorduk. Ama içim hep eziliyordu açıkçası.

• Bu kez ne değişmişti? Endişeleriniz oldu mu?

O koskocaman boşluğu hissettim. Aile olmak gerçekten çocuklarla mümkün. O cıvıltıların olmadığı eski dönemleri düşünüyorum da... Gerçekten boşlukmuş. Bilim bu kadar ilerlemişken ve geç yaşta anneliği bizlere sunabilirken bu fırsattan yararlanmalıyım diye düşündüm. Tüp bebek denemeleri kolaylaştı. Gençler bile bu yöntemlere başvuruyor. Zaten ikinci deneme başarılı oldu. Endişelerimi tolere ediyordum. Yüksek tansiyonum var yıllardır. En büyük risk oydu. Ama biz üçümüz buluşmaya çok niyetliydik. Tansiyonum bile regüle oldu gebeliğimde.

• Sanırım tıbbi destekle hamile kaldınız. Bunun zorlukları oldu mu?

Hayır, olmadı gerçekten. Tek sorun, rahim duvarını kalınlaştırmak için hormon desteği aldım. Kilolarımı hala atamadım bu yüzden.

• Hamileliğiniz nasıl geçti?

İlk üç ay kustum sürekli. Sonra birdenbire kesildi. Altıncı aydan sonra çok hızla irileşmeye başladılar. Tatlı Bela Fadime dizisindeydim. Son haftaya kadar çekimler sürdü. Ama yedinci ayda artık alan dar gelmeye başladı onlara. Geceleri yatamıyordum. Oturarak uyuyordum, ayaklarım falan çok şişmişti. Fil gibiydim. Yarım saat çekim yapıp 15 dakika dinleniyordum. Sağ olsun ekip çok yardımcı oldu.

ERKEN DOĞUM KORKUTTU

• Doğumla ilgili endişeleriniz, sıkıntılarınız oldu mu?

31. haftadaydım. Rutin doktor muayenesinden eve gelmiştim. Kanepede uzanmış dinleniyordum. Bir anda sular boşalmaya başladı. Çok korktum. Daha en az 6 hafta vardı. Ama onlar sabırsızlanıyordu. Hastanede 24 saat tuttular. Serum verdiler ama su gelmeye devam etti. Venedik gibiydi hastane odası. Ciğerleri gelişmemiş olabilirdi. Elbette endişeliydim. Ama doktorum harika bir insandı. Burçak hanıma minnettarım gerçekten. Çok sakindi ve güç verdi, rahatlattı.

• Bu yaşta, pek çok şeyi gerçekleştirmişken anne olmak nasıl?

Onlar içimdeyken anneliği çok yoğun hissetmeye başlamıştım. Dünyadaki duyguların en güçlüsü. Ama bunu her kadın hissedemeyebilir. Ben fazla duygusal baktığımdan bu meseleye elbette yoğun hissettim. Anne sözcüğünü duymak bir ömre bedel. Bunu şimdi yaşıyorum. Pek çok şeyi erteleyip anneliği yasamaya devam ediyorum. Daha çok uzun yıllar onların yanında olmak için genç ve dinamik kalmaya gayret ediyorum.

HORMONLAR YENİLENİYOR

• Çocuklar rahat büyüyor mu?

Çok huzurlu ve sakın çocuklar. Genelde hiçbir sorunumuz yok. İkiz ama o kadar akıllı ve anlayışlılar ki evde hep neşeli bir hava var. Bizi çok eğlendiriyorlar. Çocuklarımın şikayet edebileceğim hiçbir şeyleri yok.

• Sizi aşırı iyi gördüm. Bunun fizyolojik sebepleri de var sanırım.

Elbette. Hormonlar yenilendi. Gençleştim. Bana büyük bir enerji geldi. Yani bir sabah kalktığımda belim tutulmuş da olsa bir şey fark etmiyor. Bir saat içinde onu iyileştirip çocuklarla günlük yasamın temposuna uyum sağlıyorum. Bilerek ve seçerek yaşamımda genç insanlarla dostluk kuruyorum. Onların yaşam umutları, ışıkları, heyecanları çok güzel ve bu da beni çok olumlu motive ediyor.

• İş hayatınız nasıl gidiyor?

İlk kez beni bir cast ajansı temsil ediyor. 26 yıllık sinema hayatımda daima yapımcılarla ve yönetmenlerle kendimiz görüştük ve şartlarımızı kendimiz belirledik. Şimdi neredeyse her oyuncunun bağlı olduğu bir cast ajansı var. Umarım daha çağdaş bulduğum bu kurumsallaşmanın meyvelerini toplarız.

Birlikte dünyayı gezeceğiz

Füsun Demirel, sadece oyuncu değil aynı zamanda iyi bir çevirmen. Nobel ödüllü ünlü İtalyan tiyatro yazarı Dario Fo’nun oyunlarını dilimize kazandıran da o. Böyle yoğun bir kadın ikiz annesi olunca günü nasıl geçer? Demirel bunu şöyle anlatıyor: “Günüm bebeklerimle başlıyor. Eğer özel bir görüşmem yoksa tüm boş zamanlarımı onlara ayırmak istiyorum. İleride çalışmaya başlayınca beni daha az görecekler. Onlar keyif bebekleri. Sabah 8.30’da uyanıyorlar. Ama ben daha erken uyanıp kahvaltılarını hazır ediyorum. Öğlen yemeklerini de erkenden yapıyorum. Öğlen uykuları en özgür olduğum iki saat. Bir de aksamları yine 20.30- 21.00 gibi uyuduklarında zaman benim için başlıyor sanki. Ancak o saatte ciddi bir şeyler yapasım gelmiyor. Dario Fo çevirilerim sırada bekliyor. Her gün onlarla bakışıp ‘Bekleyin’ diyorum ‘Sıranız gelecek. 25 yılımı size

ayırmıştım zaten. Tekrar buluşacağız. Ama biraz daha kızımı ve oğlumu koklayayım.’ En keyifli anlarımız ise arabayla gezilere çıktığımız zamanlar. Onlar bu ‘atta gitmelere’ bayılıyor. Ayşeciğim, özetle bir günüm ve de her günüm yaklaşık böyle geçiyor. Biraz daha büyüseler de sosyal yaşamın içine beraberce dalsak diye sabırsızlanıyorum. Filmlere, tiyatrolara konserlere gitsek. Danslar etsek birlikte. Dünya turuna cıksak falan. Böyle sonsuz özlemlerim var işte.”

Füsun Demirel çalışma hayatını özlediğini de söylüyor: “Sezon basında atv için bir diziye başlamıştık; Ey Aşk Nerdesin. 7. bolümde kaldırıldı. Şimdi yeni bir proje için farklı yapımcılarla görüşmeler yapılıyor. Şimdilik hedefim yaz projesi. Olmazsa gelecek sezon için bir şeyler yapabilirim. Bir de haziranda Alanya’da çekilecek bir sinema filminin görüşmelerini yapıyorum. Açıkçası çalışma hayatını çok özlüyorum. Set çaylarını da.”