Arınç'tan Almanya'da Yahudilerle ilgili çıkış

Almanya'da düzenlenen 'Müslümanlar, Yahudiler ve Hırıstiyanlar : Barış Mümkündür' konferansına katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hükümetin taşın altına elini koyduğunu belirtirken Yahudi katliamına da karşı çıktı.

Arınç'tan Almanya'da Yahudilerle ilgili çıkış
Arınç'tan Almanya'da Yahudilerle ilgili çıkış
GİRİŞ 05.03.2013 15:09 GÜNCELLEME 05.03.2013 15:09

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Türkiye ölçeğinden dünya barışına giden yolda, hükümetimiz ve milletimiz adına taşın altına elimizi koyduk" dedi.

Başbakan Yardımcısı Arınç, Uluslararası ve Kültürlerarası Diyalog Enstitüsü tarafından Alman Federal Meclisi Dışişleri Komitesi Konferans Salonunda düzenlenen "Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar: Barış Mümkündür. Geçmiş ve mevcut durumda barış içinde birlikte yaşamanın örnekleri- Geleceğe dair perspektifler'' konulu konferansta bir konuşma yaptı.

Arınç, barışa giden yolda hükümet ve millet adına taşın altına el koyduklarını belirterek, "Geçmişte yaşanan olumsuz olayları bir tarafa iterek, geleceğe barışın hâkim olması için tüm gayretimizle çalışıyoruz. Türkiye hem ülkesinde, hem bölgesinde, hem de dünyada kalıcı barışın gelmesini, insanların özgürce dini inançlarını yaşamasını istemekte ve desteklemektedir" diye konuştu.

2005 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin İspanya Başbakanı Zapatero;nun girişimiyle başlatılan ve daha sonra BM girişimi halini alan Medeniyetler İttifakını örnek gösteren Arınç, girişimin, son yıllarda Müslüman ülkeler ile Batılı toplumlar arasında görülen karşılıklı şüphe, korku ve kutuplaşma ortamının önlenmesini amaçladığını ve kültürler ve dinler arası diyalog bağlamında en önde gelen proje konumuna ulaştığını ifade etti.

"Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü"

Arınç, kendilerinin "Yaratılanı severiz, Yaradan;dan ötürü" düşüncesine sahip olduklarını belirterek, "Bu düşünceyi tüm dünyaya hâkim kılmadığımız müddetçe, ne yazık ki barış için mesafe alamayız" dedi.

Dünyada 7 milyarı aşan insanlığın kardeşliğe ve barış ortamına ihtiyacı olduğunu vurgulayan Arınç, "Barış ve kardeşliğin tesis edilebilmesi için de, toplumların en büyük gereksinimi olan diyaloğun hayata geçirilmesi gerekmektedir. Diyalog, dinlerin ve kültürlerin birbirlerine karşı tahakküm etmesi değil, karşılıklı anlayış ve kabullenme çabası olarak görülmelidir" diye konuştu.

Dünya nüfusunun yüzde 75'inin yaşadıkları ülkelerde dini vecibelerini yerine getirirken kısıtlamalara muhatap olduklarını dile getiren Arınç, üç büyük dine karşı olan rahatsızlıkların 2007;den bu yana artarak devam ettiğini, 130'u aşkın ülkede ise toplumlar arası rahatsızlıklar bulunduğunu aktardı.

İslam'ın demokrasi ile sorunu olamaz

İslam inancının demokrasi ile sorunu olamayacağını vurgulayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "İslam inancı, insan haklarını, adaleti ve barışı, diğer dinlerde olduğu gibi, savunan ve koruyan bir dindir" diyerek hem medeniyetler çatışması, hem de tarihin sonu tezlerinin bugün için çöktüğünü ifade etti.

Özellikle 11 Eylül sonrasında İslam korkusu ve nefreti şeklinde ortaya çıkan ve hatta körüklenen İslamofobi olgusuyla yüz yüze kaldıklarını kaydeden Arınç, "Bu konuda, birlikte yaşamı, diyaloğu ve barışı konuştuğumuz bu çatı altında, İslam'ın diğer iki kutsal dine göre daha fazla önyargıya maruz kaldığını da belirtmek isterim" dedi.

Radikalleşme ve terörizmle bir dinin yan yana getirilerek korku ortamı oluşturulmasının bilgisizlikten kaynaklandığını aktaran Arınç, şöyle konuştu:

"Belli radikal ve şiddeti kullanan grupların, İslam;ı kullanarak yapmış oldukları saldırılar ve eylemler ancak kendilerini bağlar. İslam dini hiçbir şekilde terörü meşru görmez. Terörizmin dini olmaz, ancak terörizm dini kullanabilir. Yine kökten dincilik her dine mensup insanların sebep olabilecekleri bir sorundur. Bunun aşılması için, bizlerin kökten dinciliğe değil, kökten diyaloğa ihtiyacımız var."

Musevilik dolayısıyla soykırıma maruz kalınması kabul edilemez

"Bir insanın Yahudi olması, Museviliğe göre yaşaması ve sadece bu sebepten dolayı bir soykırıma veya düşmanlığa maruz kalması kesinlikle kabul edilemez" diyen Arınç, hiçbir din ve inancın bunu meşru gösteremeyeceğini belirterek, "Anti-semitizm kavramı kullanılırken Musevi insanlar nasıl ötekileştiriliyorsa, benzer şekilde İslamofobi de Müslümanları düşman ilan etmekten başka bir şey değildir" dedi.

Türkiye olarak, hiçbir şekilde bir dinin mensuplarıyla veya inananlarıyla bir sorunları olmadığını kaydeden Arınç, şunları söyledi:

"Hristiyanlarla, Budistlerle, Hindularla sorunumuz olmadığı gibi, Musevilere karşı da kardeşlik ve barıştan farklı bir düşüncemiz yoktur. Ancak, günümüzde devletlerarası ilişkilerde yaşanan sorunlar, sanki toplumlar arasında da yaşanıyor gibi bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bunu peşinen reddetmek gerekir; Türkiye'nin bir devletle belli konularda sorun yaşaması, Türk hükümeti ile muhatap devletin hükümetini ilgilendirir. Bu anlaşmazlığı toplumlara mal etmek bizim tarz-ı siyasetimizde yoktur."

Azınlık cemaat vakıf mallarının iadesi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye'de bulunan 165 azınlık cemaat vakfının geçmişte farklı nedenlerle alıkonulan mallarının iadesi kararı alındığını belirterek, "Şahsen benim sorumluluğumda sürdürülen malların iadesi konusunu, bir mütekabiliyet ve beklenti için değil; bu insanları Türkiye'nin bir parçası olarak gördüğümüz için yapıyoruz. Hak ve hukukun gereği neyse onu yapmak istiyoruz" dedi.

Vakıflar Genel Müdürlüğünün, 5 kilisenin onarımını tamamladığını, 2 sinagog ve 4 kilisenin onarımının ise sürdüğünü söyleyen Arınç, şöyle konuştu:

"Ben ülkemde, farklı dine mensup insanların barış ve huzur içinde yaşadığını, hatta mümkünse geçmişte yapılan bazı hatalar sebebiyle farklı ülkelere gitmiş insanların da tekrar Türkiye;ye dönmelerini istiyorum. Bu minvalde, Türkiye hükümeti olarak dini cemaatlerin her türlü sıkıntılarını aşmak için elimizden gelen tüm çabayı göstermekteyiz."

Türkiye;de farklı kültürden, farklı dinden ve farklı ırktan insanlar bir arada yaşamakta olduğuna dikkati çeken Arınç kendilerinin bu farklılıkları bir zenginlik olarak gördüklerini belirtti.

Berlin'de düzenlenen konferansa, Türkiye Süryani Kadim Cemaati Ruhani Reisi Yusuf Çetin, Türkiye Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh ve Rum Ortodoks Kilisesi mensubu, Türkiye Vakıflar Meclisi üyesi Laki Vingas gibi isimler katıldı.

 

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Dikkat! Yeni uygulamayla bu kişiler ehliyet alamayacak
Sırrı Sakık TBMM bahçesinde PKK terörünü kutsadı! Önder Aksakal'dan efsane yanıt