Karadeniz'de dalyan ve rip tehlikesi
Türkiye'de diğer denizlere kıyasla düşük tuz oranı nedeniyle suyun kaldırma gücü düşük olan Karadeniz'de, boğulmaların büyük kısmı dalyanlar ve rip akıntıları nedeniyle yaşanıyor.
Samsun Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Su Altı Grup Arama Kurtarma Ekibi Amiri Faruk Patkavak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ordu sınırındaki Terme ilçesi ile Sinop sınırındaki Yakakent arasında 45 cankurtaranla hizmet verdiklerini söyledi.
Sahil boyunca hem aydınlatma direklerindeki sistemden hem de denizden megafonla vatandaşlara sürekli uyarılarda bulunduklarını anlatan Patkavak, özellikle kente dışarıdan gelen tatilcilerin boğulma tehlikesi geçirdiğini, son dönemlerde ise Irak ve Suriye'den gelenlerin artmasıyla iletişim problemi yaşadıklarını belirtti.
Patkavak, Karadeniz'de halkın denize girilebilir alanları tercih etmesi gerektiğine işaret ederek, "Denize girilmeyen alanlar, sanayi bölgesi, limanlar gibi çok kullanılmayan yerlerde denize girilmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. Halkın, plajlarda denize girmeleri çok daha iyi olacaktır. Çünkü en azından görülebilirlik ve fark edilebilirlik oranı artacaktır" dedi.
- "Yüzme şampiyonu da olunsa ciddiye alınmalı"
Karadeniz'in Türkiye'nin diğer denizlerine benzemediğine dikkati çeken Patkavak, şunları söyledi:
"Tuz oranı Ege ve Akdeniz'e göre çok daha düşük. Bu da kaldırma gücünü etkiliyor. Karadeniz'in kendine özgü bir rip akıntısı var. İki dalganın kesişmesinin çarpıştırdığı gücün oluşturduğu akımın denize doğru çekmesi şeklinde bir akım var. Burada insanlarımız panik ve şuursuz davrandığı zaman ölüm gerçekleşiyor. Ölüm de çok kısa sürede gerçekleşiyor. Yaklaşık 75-80 saniyede ölüm başlıyor. Biz tam o noktada varız. Elimizden geleni yapıyoruz."
Patkavak, rip akıntısına kapılan kişinin karaya doğru yüzmek yerine denize doğru yüzmesi gerektiğini ifade ederek, "Karaya doğru yüzmeye çalışıyorsa mutlaka başarısız olacaktır. Denize doğru yüzülmeli mutlaka kendilerini akıntının dışına sakin sulara atmalılar" diye konuştu.
Eğer akıntının civarında ise sağa ya da sola yüzülmesi gerektiğini dile getiren Patkavak, "Sakin sulara atıldıktan sonra akıntının sağından veya solundan geçerek karaya gelmeliler. Yüzme şampiyonu bile olunsa ciddiye alınmalı" ifadesini kullandı.
- "Karadeniz çok değişken bir deniz"
Karadeniz'de suyun nasıl olacağının kestirilemediğini kaydeden Patkavak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mutlaka yatağan, durağan dediğimiz, sakin su olmalı. Her an rip akıntısı oluşabilir. Dalyan denilen görünmez çukurlar oluşması halinde sıkıntıya düşebilirsiniz. Deniz çok sakin gözükse bile mutlaka yüzme becerinizin üst seviyede olması lazım. Dalyan çukurları, adacıklar diye tabir edilen ama aslında dalgaların sahile yakın kısımlarda kum hareketlerinden oluşturduğu açıklıklardır. Yer değişirken de o açıklıkları oluşturuyor. Boğulmaların büyük kısmı dalyanlarda meydana geliyor. Açık suda boğulma oranı hemen hemen yok denecek kadar az."
Patkavak, Karadeniz'de suda yürürken aniden dalyan çukurlarına düşülebileceğine vurgu yaparak, suda yürümek yerine diz seviyesinin üstüne çıkan sularda yüzülmesi gerektiğini aktardı.
Yüzmek isteyenlerin cankurtaranların ikazlarına dikkat etmesi gerektiğini belirten Patkavak, "Karadeniz çok değişken bir deniz. Gün içinde bir çok kez farklı pozisyon alıyor. Bu anlarda olay çıkıyor. Yüzmeye çok elverişli bir alan oluşturmuyor ancak çok iyi yüzme bilen insanların suya girmeleri, az bilenlerin de çok dikkatli olmaları gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.
