DES: Partilerin öğretmen politikası yok

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, siyasi partilerin öğretmen politikalarının olmadığı eleştirisinde bulundu.

DES: Partilerin öğretmen politikası yok
DES: Partilerin öğretmen politikası yok
GİRİŞ 24.05.2011 14:15 GÜNCELLEME 24.05.2011 14:15
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Türkiye’de devlet ve özel sektör dahil olmak üzere 1 milyon öğretmenin görev yaptığını, atanamayan öğretmenlerle birlikte bu rakamın 1 buçuk milyona dayandığını belirterek, buna rağmen siyasi partilerin öğretmen politikalarının olmadığı eleştirisinde bulundu.

Avcı yaptığı açıklamada, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmayı yakalamasında ve bilgi toplumu oluşturması noktasında başarılı, kaliteli ve dünya sıralamalarına giren öğretmenlere ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, “Özellikle ilk ve ortaöğrenimle ilgili sorunları bulunan Türkiye’nin eğitim fakültelerine ve öğretmen yetiştirme politikalarına daha çok önem vermesi gerekmektedir. Eğitim fakültelerinin en önemli sorunları arasında özgün öğretmen yetiştirme sistemsizliği, öğretim görevlisi açığı, fiziksel ve altyapı olanaklarının yetersizliği, öğrenci sayısının fazla olması gibi hususların öne çıktığını görüyoruz. Enderun ve Köy Enstitüsü gibi zengin ve derin bir eğitim geleneği olan Türkiye’nin dünya çapında tanınan eğitim fakülteleri kurmak için özgün stratejiler ve kestirme yol haritalarını analiz ederek zorlukları, riskleri ve maliyetleri biran önce ortaya koyması gerekmektedir” dedi.

-ÜNİVERSİTELER İÇİN AKADEMİK ÖZGÜRLÜK VE ÖZERK YÖNETİŞİM ŞART-

Avcı, eğitim fakültelerinin akademik ve araştırma performanslarının yanı sıra nitelikli mezunlar çıkarma, üst düzey bilimsel dergilerde makale yayınlatma, öncü araştırmalar yapma, patent kazandırma ve inovasyon yaratma gibi ölçütleri başta olmak üzere akademik özgürlüğe, özerk yönetime de büyük ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Avcı, “Ülkemizde her yıl artan öğrenci sayısına karşılık yeteri oranda akademik personel yetiştiremeyen ve yetişenlerin bir kısmını yurtdışındaki üniversitelere kaptıran fakültelerimizin ders verimliliği giderek düşmektedir. Akademisyenliğe girişte ve terfilerde yanlı davranılmaya devam edilmesi, düşük ücretler ve mesleki sorunlar akademisyenlerimizin moral ve üretimini düşürdüğü mevcut durumu Türkiye artık daha fazla taşıyamaz” diye kaydetti.

-YÜKSEKÖĞRETİM VE MİLLİ EĞİTİM KANUNU YENİLENMELİ-

Yeni Anayasada, yeni ve muasır bir yükseköğretim yasasına ve milli eğitim kanunlarına muhakkak yer verilmesi gerektiğini kaydeden Avcı, bazı eğitim fakültesinde bir tane bile kadrolu profesör bulunmadığını, birçok fakültenin dekanının farklı alanlardan geldiğini, bazı öğretim elemanlarının 48 saat derse girdiğini, idari personel yetersizliğinin devam ettiğine dikkat çekti. Öğretim elemanları öğretim görevi dışında araştırma yapmak, yayın, bilim ve teknoloji gelişimine katkıda bulunmak, toplum ihtiyaçlarına hizmet etmek gibi misyonlarını yerine getiremediğini belirten Avcı, “Öte yandan bu sağlıksız sistem içerisinde öğretmenlik mesleğine rast gele ya da zorunlu olarak girmiş, kişisel ve mesleki nitelikleri uygun olmayan öğretmelerin başarılı olmaları bekleniyor. Bu mümkün değildir” dedi.

-ÖĞRETMEN ADAYLARI ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE DEĞİL, KPSS’YE HAZIRLANIYOR

"Sınav toplumu" haline gelen Türkiye’de öğretim kademelerine girişten, istihdama değin birçok kademede sınavların kullanılıyor olmasının da yanlış olduğunu ifade eden Avcı, şöyle devam etti:

“Öğretmen atamalarında fakülteye giriş puanı, mezuniyet derecesi gibi ölçütlerin dikkate alınması kalite getirecektir. Aksi takdirde mevcut KPSS uygulaması, birçok konuyu fakülte eğitimleri boyunca görmeyen öğretmen adaylarını KPSS kurslarına yönlendirmeye devam edecektir. SBS, ÖSS ve KPSS ve diğer birçok sınavlar yüzünden çocuklarımız çocukluklarını, gençlerimiz gençliklerini yaşayamaz hale gelmiştir. KPSS’de sadece bilişsel beceriler ölçülerek öğretmen atanmaktadır. Oysa öğretmenlik mesleği duyuşsal özellikleri ağır basan bir meslek dalıdır. Duyuşsal özelliklerin, analiz, sentez ve değerlendirme becerilerinin ise fakülte yıllarında kazandırılması ve meslek öğretmen adaylarına sevdirilmesi gerekmektedir. Öğretmen adayları kendilerini öğretmenlik mesleğine değil, KPSS’ye hazırlamaktadır. Bu itibarla öğretmen yetiştirme sisteminde bir tıkanıklığa ve önemli bir bunalıma sürüklendiğimizi itiraf etmemiz gerekir.”

KAYNAK: ANKA
YORUMLAR 2
  • Marangoz 12 yıl önce Şikayet Et
    Evet yok çünkü dert edinmiyorlar. Çocukları yurtiçinde ve devlet okullarında eğitim gören liderler görmedikçe partilerin eğitim politikaları olmaz. Başımızdakiler ancak kendi çocuklarını eğitebiliyorlar.
    Cevapla
  • serkan yazıcı 12 yıl önce Şikayet Et
    doğru konuşuyor ama... boş konuşuyor çünkü kimse kaale almaz onu. işlerine gelmeyen sebebleri var. ayrıca bugunkü öğretmenleri kendi gözümle göruyorum. bu sınavla atanan öğretmenler öğretmenliği yeterli olduğu için değil bu sınavda başarılı olduğu için atanıyor..
    Cevapla
DİĞER HABERLER
Atatürk'e benzerliği ile bilinen adam 19 Mayıs'ı da boş geçmedi!
Saplantılı köpek sever kadından kendisinden yardım bekleyen kadına skandal cevap!