Atalay süreçle ilgili nihai hedefi açıkladı

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, seçim çalışmaları dolayısıyla gittiği Van'da sürdürülen çözüm süreciyle ilgili nihai hedefi açıkladı.

Atalay süreçle ilgili nihai hedefi açıkladı
Atalay süreçle ilgili nihai hedefi açıkladı
GİRİŞ 23.03.2014 00:29 GÜNCELLEME 23.03.2014 00:29

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "Çözüm sürecinin nihai hedefi, silahlar bırakılacak, silahlı örgüt mensupları yurt dışına çıkacak, hükümet de eve dönüşlerle, dağdaki insanların hayata yeniden başlamasıyla, rehabilitasyonlarıyla, gelecekleriyle ilgili çalışmaları yapacak" dedi.

Bazı temaslarda bulunmak ve seçim çalışmalarına destek vermek amacıyla Van'a gelen Atalay, havalimanında AK Parti Van Milletvekilleri Burhan Kayatürk, Mustafa Bilici ve Fatih Çiftçi, AK Parti Van İl Başkanı Abdullah Aras ile partililer tarafından karşılandı.

Türkiye'de bir çok alanda baharın yaşandığını, hem nevruzun kutlandığını, hem de bölgenin ve ülkenin şiddetsiz bir yıl geçirdiğini, uzun zaman üzüntülerle, can kayıplarıyla yaşayan insanların rahat nefes aldığını anımsatan Atalay, şöyle konuştu:

"Bu yıl Nevruzu daha farklı kutladık. Türkiye'nin her yerinde Nevruz kutlandı ama daha bir şiddetsiz, eğlenceli ortamlarda kutlandı. Nevruzun anlamı da budur. Bu Nevruz bir anlamda aslına uygun şekilde kutlanan bir Nevruz oldu. Seçim ortamındayız. Seçim ortamları ülke meselelerinin, şehir meselelerinin yakından konuşulduğu, bir anlamda ciddi muhasebenin yapıldığı dönemler oluyor. Seçimler demokrasinin olmazsa olmazıdır. Sandıklar iyi ki var. Sandığın olmadığı yerlerde farklı sistemler olur. Vatandaşlık hakkını kullanmanın bir sorumluluğu var. Bu süreçlerde ülke meseleleri gündeme geliyor. Bu süreçlerde çünkü siyaset yapanlar düşüncelerini ortaya koyacak, vatandaşlarımız da dinleyecek ve buna göre kararlarını verecek."

Çözüm sürecinin şu anda devletin ve hükümetin önündeki en önemli proje olduğunu, çünkü insan hayatının, ülkenin huzuru, birliği ve bütünlüğünün çok önemli olduğunu vurgulayan Atalay, hükümet olarak iktidara geldikleri günden itibaren çok önemli adımlar attıklarını, AK Parti'nin gösterdiği cesaretin ne manaya geldiğini ve nelerle karşılaştıklarını vatandaşların çok iyi bildiğini aktardı.

3 Kasım 2002'de seçim olduğunu ve 19 Kasım 2002'de Abdullah Gül'ün ilk hükümeti kurduğunu aynı gün ilk kabine toplantısını gerçekleştirdiklerini anımsatan Atalay, bu toplantıdaki ilk kararlarının 45 kez uzatılan ve normal hukukun dışında bir yönetim olan OHAL uygulamasının kaldırılması olduğunu bildirdi.

"Seçim referanduma dönüştü"

Türkiye'de son dönemlerde yaşanan gelişmeleri herkesin bildiğini bu nedenle seçimlerin çok farklı olduğuna dikkati çeken Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir anda seçim referanduma dönüştü. Adeta bir büyük koalisyon, AK Parti hükümetini ne kadar zayıf düşürürüz, seçimden ne kadar daha az oy alması sağlanır gibi bir özelliğe sahip. Bu seçim kendinden sonrasını belirleyecek bir seçim. 1 Nisan'dan itibaren Türkiye'de cumhurbaşkanlığı konuşmaları başlayacak. 4 ay sonra bir sandık bir daha gelecek önümüze. İlk defa vatandaşımız kendi cumhurbaşkanını sandıkta seçecek. Bu demokrasi adına çok önemli. Biliyorsunuz, daha önce cumhurbaşkanını meclis seçerken neler yaşandı. Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanı seçildiğini düşünün. Meclis içinde 4-5 parti anlaşamadı. Çoğunluk sağlanmadı ve hiçbir partiden olmayan dışarıdan bir yargı mensubunun üzerinde mutabık kaldılar. Ondan önceki dönemlerde de bazı emekli generaller üzerinde mutabık kalınmış. Meclis cumhurbaşkanını seçtiğinde hele sandık dağılımı çok farklı değilse siyasi bir kimlikte birini seçmeleri mümkün olmuyordu. Bu seçim cumhurbaşkanlığı seçimlerini çok etkileyecek. Peşinden genel seçim tartışmaları başlayacak. Hükümetimizin istikrarını sürdürmesi ve ülkemizin ekonomik kalkınması ve demokratikleşmesi yönündeki adımlarına büyük bir destek olacak ya da başka türlü tartışmaları başlatacak. Bu seçim eski Türkiye özlemcileriyle, AK Parti arasında, yeni Türkiye inşasında çalışan hükümetimiz arasındaki bir mücadeledir."

Bölge insanın duyarlılığını çok iyi bildiğini, çarşamba günü Şırnak ve Cizre'de toplantı yaptıklarını anımsatan Atalay, "Bu seçimden öte bir seçim. Paralel yapı gibi içeride bu konulara destek olan sivil toplum kuruluşu kimliğinde ama giderek siyaset ortamında böyle bir koalisyon oluştu. Onun için biz doğrusu seçimlerin kendisinden öte bir değer kazandığını görüyoruz. Türkiye zengin bir ülke. İmkanları çok. İyi yönetilirse yatırımların nasıl yapıldığını gördük. Van'a 1 yılda 5,6 milyar liranın nasıl aktarıldığını ben gördüm. Hiçbir bakanlık bu kadar bütçeyi kullanmamıştır. Daha kurumlarımızın devam eden çalışmaları var. Ama inşallah genel manada parti ve hükümet olarak vatandaşın desteğinin devam edeceğine inanıyoruz" diye konuştu.

Türkiye'de sadece Kürt vatandaşların değil, belli kesimlerin de farklı konularda zulümlere uğradığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şiir okuduğu için cezaevinde yattığını, ama bütün bunların artık geçtiğini söyleyen Atalay, devletteki bu değişimi iyi görerek bir arada daha özgür ama daha kardeşçe nasıl yaşanabileceğinin formatını bulmak durumunda olduklarını aktardı.

Birlik ve bütünlük içinde, bunu asla zedelemeden bayrağın altında, bütün özgürlüklere sonuna kadar sahip olarak birlikte nasıl yaşayacağını sağlamak gibi bir dertlerinin olduğunu, hiçbir ayrımı hükümet olarak ajandalarının içine almadıklarını ifade eden Atalay, bunu sağlarsa AK Parti'nin sağlayacağını, AK Parti'nin Türkiye'nin her yerinde siyaset yaptıklarını ve her yere gittiklerini bildirdi.

"Kardeşliğin, birliğin çimentosu gibi görüyoruz"

"Kendimizi adeta Türkiye'de bu bütünlüğün, kardeşliğin, birliğin çimentosu gibi görüyoruz ve bunu çok ön plana çıkarıyoruz" diyen Atalay, Türkiye'de bir zamanlar insanların 16-17 yaşındaki çocuklarını mahallelerindeki Kur'an kurslarına gönderemediği, düğününde Kürtçe şarkı çalamadığı gibi durumların yaşandığını ama bunların hepsinin geride kaldığını, herkesin artık istediği kıyafetle kurumlara girebildiğini vurguladı.

Çözüm süreci konusunda hükümetin kararlılığının tam olduğunu, 5-6 ay çalışıp olgunlaştırarak başlattıkları sürece kararlılıkla devam ettirdiklerini kaydeden Atalay, şunları söyledi:

"Çözüm sürecinde devletin kurumları örgüt kesimiyle görüşüyor. Biz siyaset kesimini devreye soktuk. Çünkü, çözüm sürecinin hedefi şu, şiddet bitsin, düşünce konuşsun, siyaset alanı açılsın. Hangi sorun varsa siyaset ortamında konuşulsun ve çözülsün, BDP'ye dedik ki sizde gidin örgütün değişik kesimleriyle görüşün. Biz de İmralı'ya gönderelim heyet olarak. Sonra Kuzey Irak'a Avrupa'ya gidin ama biz siyaset kesimi olarak sizi muhatap alıyoruz. Siyaseti öne alıyoruz dedik ve biz defalarca bir araya geldik. Burada bir sorun yok. Tabi bu süreçler zordur. İnişleri çıkışları olur, gecikmeler olur, karşılıklı samimiyet ve güven en önemli unsurdur. Biz bu süreçle ilgili konuşmalarımızda süreci zehirleyecek bir cümle söylemeyiz. Ama bu hassasiyetin herkesçe korunduğunu söyleyemiyorum. Büyük hassasiyet gerekiyor. Çözüm sürecinin nihai hedefi, silahlar bırakılacak, silahlı örgüt mensupları yurt dışına çıkacak, hükümet de eve dönüşlerle, dağdaki insanların hayata yeniden başlamasıyla, rehabilitasyonlarıyla, gelecekleriyle ilgili çalışmaları yapacak. Bütün çözüm süreçleri bunu içerir. Ama bizim hepimizin şu anda bu konuda hiçbir itilaf yok, herkesin Türkiye'nin birliği bütünlüğü içinde farklılıklarımızı zenginlik olarak görerek birlikte yaşamaktır."

KAYNAK: AA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Son dakika... İstiklal'deki bombalı saldırı davasında karar verildi
Dünya bu görüntüyü konuşuyor! Üniversitenin binasına keskin nişancı yerleştirdiler