'Akil İnsanlar' zirvesinde neler konuşuldu?

Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleşen 'Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare Toplantısı' sona erdi. Toplantıda heyetin bir aylık çalışma süresinin iki aya çıkarılması kararlaştırıldı.

GİRİŞ 04.04.2013 22:17 GÜNCELLEME 05.04.2013 00:50
Bu Habere 14 Yorum Yapılmış

Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleştirilen ''Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare Toplantısı'' sona erdi.

İzzettin Doğan

Cem Vakfı Genel Başkanı İzzettin Doğan, toplantı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Doğan, ''Akil İnsanlar Heyeti''nin çalışma süresine ilişkin, ''1 aydı ama sayın Başbakan bir arkadaşın yaptığı öneriyi kabul etti ve 2 ay olarak devam edebilir diye söylediler'' dedi.

Toplantıda, heyette yer alanların, çözüm sürecinde ''neler yapılabileceği ve nelerin yapılmasının zor olduğunu'' söylediğini aktaran Doğan, ''Bu konuda da sayın Başbakan notlarını aldıktan sonra herkesin ifade ettiği görüşlere ilişkin kendi görüşlerini özetledi. Hem cevap niteliğinde hem de toplantının amacının ne olduğunu, bunun bir özet kişiler topluluğu olduğunu, tabii ki toplumda büyük kitlelerin aynı düzeyde olabileceğini bildiğini ama herkesi oraya çağırmanın mümkün olmadığını, özet kitle olarak burada bulunduğumuzu ifade etti'' diye konuştu.

Doğan, çalışma süresine ilişkin bir soru üzerine, ''1 aydı ama sayın Başbakan bir arkadaşın yaptığı öneriyi kabul etti ve 2 ay olarak devam edebilir diye söylediler'' dedi.

Gazetecilerin, ''gruplar bölgelere ne zaman gidecek'' sorusu üzerine, Doğan, grupların inisiyatifine bırakıldığını söyledi. İzzetin Doğan, ''O konuda Başbakan herhangi bir şey söylemedi. Gruplar kendi aralarında kararlaştıracaklar'' ifadelerini kullandı.

Doğu Ergil

Doğu Ergil de, programın zamanla netleşeceğini ve yapılanları tamamen bir sivil toplum hareketi olduğunu kaydetti. Ergil, "Sanatçılar gazeteler nasıl davranmalı, hangi dili kullanmalı konuları tartışıldı. Süreç başlamış durumda. Başbakan bu inisiyatifi bize bıraktı. Nasıl bir program uygulayacağımız konusunda fikir alışverişinde bulunduk" diye konuştu.

Abdurrahman Dilipak

Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak, "Ben sadece bir terörün sona ermesi için değil barış çok daha derinlikli bir şey. İnsanın vicdani rahatlığını barıştırmak. Hepimiz (öncelikle) kendimizle, inancımızla, kültürümüzle barışabilecek miyiz? en önemlisi bu. Sonra insan insanla barışabilecek mi? Farklılıklarımıza rağmen barış içerisinde bir arada yaşayabilecek miyiz?. Daha da önemlisi içinde yaşadığımız tabiatla, havayla, suyla, toprakla barışabilecek miyiz?" diye konuşu.

Heyecanlı olup olmadığı sorulan Dilipak, "Tarihin yaşayan tanıklarıyız. Ümit ederim bu tanıklığımız sorumluluğumuz ile birlikte barışı mümkün kılar. Barışa ulaşabilirsek bu herkes için bir kazanç olacak. Ve ben bu barışın sadece Türkiye halkları için değil, bizim katlanmak zorunda olduğumuz güçlülükler başka halklar içinde bir umut kaynağı olmasını bir baht kaynağı diliyorum. Bölge halkları içinde umut ederim biz bir örnek teşkil ederiz. Bunun için umutsuz değilim ama bakalım görelim Mevlam neyler neylerse güzel eyler" diye konuştu.

Lale Mansur

Sanatçı Lale Mansur ise "Ben kendi adıma en ufak bir katkıyı da katkı sayarım. Bize söylenen bir bölgede görev yapacağımız yönünde ve değişik görüşteki STK'larla savaşın kötü olacağını anlatarak ikna etmek, insanlara süreci anlatmak herhalde. Toplantı öncesinde bir şey söylemek doğru değil, sona erdiğinde değerlendiririz" şeklinde konuştu.

Hülya Koçyiğit

Hülya Koçyiğit, Türkiye'de akan kanın durması ve gözyaşlarının artık dinmesini istediklerini dile getirdi. Koçyiğit, şöyle devam etti:

''Çözümü üretmeliyiz ve barışın tesis edilmesi için hep beraber inanarak çabalamalıyız. Bunları konuştuk. Elbette ki benim de önerim oldu. Sadece benim değil heyetin önerileri oldu. Zaman içinde çalışmalar hep beraber el ele yürütülecek. Burada önemli olan toplumsal barışın sağlanması. Bunun tesis edilmesi için de gerçekten iyi niyetli çabalara, barış çabalarına bütün kalbimle destek veriyorum. Ben anaların ağlamamasını istiyorum. Anaların artık gözyaşlarının dinmesini istiyorum. Bir anne olarak burada yer alıyorum. Her şeyden önce bir anneyim.''

Baskın Oran

Prof. Dr. Baskın Oran da Akil İnsanlar Heyeti çalışmasının daha önce Türkiye'de hiç denenmediğini kaydederek, şöyle dedi:

''Bu, Türkiye'de ilk kez vuku bulan bir girişim. Heyetteki kişiler anca bu toplantıda birbirimizle tanıştık, kartvizitlerimizi birbirimize verdik. Bundan sonra her grup, kendi arasında toplanacak veya e-mail ve telefonlarla haberleşecek. İzmir'e gidip bir hafta kalmak mı gerekiyor, gidip günü birlik dönmek mi gerekiyor... Nasıl bir yöntem izlenecek, işin lojistiği nasıl olacak, hangi gruplarla ve örgütlerle görüşülecek... En önemlisi bu görüşmeler sırasında ne konuşulacak, o insanlar size ne diyecek, siz o insanlara ne diyeceksiniz... Burada beni memnun eden bir husus oldu, o da sayın Başbakan dedi ki, 'Siz ne AK Parti'nin ne hükümetin temsilcisisiniz, ayrıca sizin orada söyleyecekleriniz de sizin bileceğiniz iştir. Sadece bu barış sürecine katkı bekliyoruz sizden'. Bu beni rahatlatır. Ben şu partinin ya da bu hükümetin PR'ını yapacak değilim. Ben Türkiye'nin en büyük sorunu olan Kürt sorununun, suhuletle hem Türkiye için hem bölge için nasıl çözülebileceği konusunda katkı yapmaya gelenlerden sadece bir tanesiyim.''

Kendisine kravat hediye edildiğini kaydeden Oran, basın mensuplarına ''Hayatta kravat takmam ama karım da sürekli kravat alıp duruyor. Ne yapacağız bilemiyorum'' şeklinde espri yaptı.

Hasan Karakaya

Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya ise kendisine yönelik eleştirilere ilişkin ''Bazı medya organlarında benimle ilgili ön yargılar vardı. Küfür, argo kelimeler falan... Bunlar bugüne kadar kalem kavgalarıydı. Bundan sonra baltaları hiç olmazsa bir süreliğine duvara asacağız'' şeklinde konuştu.

Bugünkü istişare toplantısında değerlendirmelerde bulunduklarını kaydeden Karakaya, bölge toplantılarının ardından Ege Bölgesi için yapacaklarına karar vereceklerini kaydetti.

Muhsin Kızılkaya

Yazar Muhsin Kızılkaya da sivil bir heyetin çalışma yürüteceğini ve Hükümet yetkililerinin işlerine karışmayacağını dile getirdi. Bölge heyetlerinin kendi programlarını yapacağını kaydeden Kızılkaya, ''Süre şimdiye kadar Başbakan tarafından 1 ay olarak belirlenmişti. O süre 2 aya çıkarıldı. 2 aylık çalışma sonucunda 7 heyetin oluşturduğu rapor, tek rapor olacak ve Başbakan'a sunulacak'' dedi.

Başbakan Erdoğan'ın, çözüm sürecine bölgelerin verdiği desteğe ilişkin yapılan kamuoyu araştırmasının sonuçlarını kendileriyle paylaştığını kaydeden Kızılkaya, ''Genelde oran yüzde 50'nin üzerindeydi. Çok net olarak tek bütünü belirleyen bir şey söylenmedi. Güneydoğu yüzde 78, en düşük destek Akdeniz Bölgesi'nde görünüyor, o da yüzde 41 civarında. Marmara Bölgesi yüzde 49 diye aklımda kaldı'' dedi.

Sibel Eraslan

Gazeteci-yazar Sibel Eraslan da istişare toplantısının sıcak bir ortamda gerçekleştiğini dile getirerek, ''Ortak bir irade var, çözüm sürecinde, barış noktasında. İnşallah hayırlı bir süreç olur. Ben Doğu Anadolu Bölgesi'nde görev yapacağım. Can Paker başkanımız. Herkes üzerine düşen görevi bir şekilde yerine getirecek'' diye konuştu.

Nihal Bengisu Karaca

Gazeteci Nihal Bengisu Karaca ise ''Beklediğimiz gibi geçti. Teknik detaylar dışında içeriğin nasıl doldurulacağı heyetlere bırakıldı. Herhangi bir yönlendirme olmayacağı noktasında bir karar verildi. Çerçeve bu şekilde çizildi'' ifadelerini kullandı.

Yıldıray Oğur

Gazeteci Yıldıray Oğur da istişare toplantısındaki havayı olumlu bulduğunu dile getirdi.

Mustafa Armağan

Yazar Mustafa Armağan ise ilk raporun 15 gün sonra yayınlanacağını, nihai raporun 2 ay içerisinde hazırlanacağını belirterek, ''Marmara Bölgesi olarak çalışmalara yarından itibaren başlıyoruz. Toplum ile devlet arasındaki ilişkiyi kurmak için görev yapacağız'' dedi.

Etyen Mahçupyan 

Yazar Etyen Mahçupyan "Hükümetin dizayn ettiği bir proje ve sivil toplumun yardımını istediği bir proje. Sürecin başarılı olmasını ve bu hükümetin de bu süreçte başarılı olmasını istiyorum. Vatandaş olarak elimden geleni yapacağım" dedi.

Ahmet Gündoğdu

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Gerek hükümet gerekse katılımcıların yüzde yüz hem fikir olduğu bir toplantıydı. Çözüm önerilerinde çok farklılıklar vardı. Bu da normal. Türkiyenin çok farklı kesimleri bir araya gelmişti. Kandan kadavradan geçinenlerin yolunu kesmek. Deniz ülke Arıboğan ile beraberiz. Haftaya yine beraber geleceğiz. Demokrasi, demokratikleşme mücadelemiz devam ediyordu. Memur-Sen'e göre bakış farklı. Hülya Koçyiğit'in terör konusunda görüşleri farklı olabilir. Ama farklı olmayan bir şey var ki Türkiye kendi sorununu kendi çözmeli" dedi.

 

Ali Bayramoğlu 

 

Yenişafak gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, "İyi bir toplantıydı. Ne yapılacağı ile ilgili Başbakan açıklamalarda bulundu. Katılanlar da bu işin metedolojisini, nasıl bir çalışma olacağına dair sorular sordular. Ne şekilde çalışılacağına dair grupların kendisinin karar vereceği ve barış fikrinin topluma nasıl anlatılacağı konuşuldu" değerlendirmesinde bulundu.

Can Paker 

TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Can Paker, "Şu an söylenecek çok bir şey yok. Daha yeni başlıyor. Sahaya çıkmadan sürecin ne olacağını bilemezsiniz. Olayın daha çok başındayız. Habercilere verecek çok bir şeyimiz yok" diye konuştu.

 

Kezban Hatemi

 

Akademisyen Kezban Hatemi, "Bu ülkede sivil toplum örgütü gerçek anlamda yani Batılı anlamda yok. İki defa oldu. Birincisi deprem sırasında oldu. Bir de bu hükümetin birinci döneminde "Savaşa Karşı Hayır Platformu" oluşturmuştuk. STK'lar mahalle STK'larına döndü maalesef. Gönül isterdi ki STK'lar bu süreçte yer alsın. Böyle bir kurum maalesef yok. Bu isimler arasında devlete dahil bir şey görmüyorum. Bağımsız olarak aktivistiz hepimiz. Kıstaslar ve yöntemler konuşuldu. Kıstasların çok titizlikle seçildiği hakkında bilgi verildi. Başbakan "Kıstas olarak akil, cesur, idealist ve barış isteyenleri seçtik" dedi. Bu vurgusu önemliydi. Halkın ihtiyaç ve beklentilerinin sivil toplum örgütleri tarafından toplumun beklentililerinin tespitini istedi. Bölgelerde ki sivil toplum örgütleri ile bir araya gelerek bilgi alınmasını istedi. Karşılıklı diyalogla aydınlatma ve aydınlanma toplantıları yapılmasını istendi. Toplumda yer alan vurguladığı önemli bir sözü vardı "Toplumsal algı değişimi ve sosyal değişimin resterasyonu". Bunda doğru kararlar alınması gerektiğini söyledi. Yapmış olduğu araştırmaya göre bölgelere ayırdıklarını söylediler. Bize usül, yöntem, metedoliji söylenmedi. Yeni anayasa sürecindeki tutumunu söyledi. Bence çok önemli tarihi bir toplantı olduğu kanaatindeyim" dedi.


YORUMLAR 14
  • muhsin corug 11 yıl önce Şikayet Et
    kandan beslenmek :)). şimdilik söyleyebildikleri tek cümle bu.
    Cevapla
  • Ahmet Gül 11 yıl önce Şikayet Et
    metin ne yazar ne yazmaz,basireti görmeyenler yazara destek verir !. bu gibileri kandan çok konuşur fakar kanı gördüklerrinde kan tutar ve bayılır kalırlar.
    Cevapla
  • anarşist 11 yıl önce Şikayet Et
    kilavuz ne ise varacağın yer de onun gösterdiği.... '' Allah akıllarını kullanmayanların üzerine pisliği boca eder'' yani aslında akıllarını vahiyle inşa etmeyenler pisliğe mahkumdurlar diyor ayet haliyle bu tipler tanrı dağı kadar aptal kalmaya mahkumdur zira seçimleri budur..
    Cevapla
  • anarşist 11 yıl önce Şikayet Et
    hı hıı, sizin gibilerin görüşleri sabittir... zira iplerini şeytanın iğvasına kaptıranların, dinine donu kadar kıymet vermeyenlerin fikri sabit olmaları sosyolojik olarak ta teolojik olarak ta son derece makul.
    Cevapla
  • mert kara 11 yıl önce Şikayet Et
    farkındamısınız. Ülkemize "barış ve demokrasi" geliyor... bugüne kadar haksızlık yaptığımız için özür dileriz!
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Terör örgütü PKK'nın sözde Avrupa sorumlusu Senanik Öner ata tecavüz etti
Erdoğan'dan son dakika İsrail açıklaması! Nasıl saldıracaklarını çok iyi biliyoruz!