Emine Erdoğan “Buğday Tanesi" tiyatro gösterisini izledi

Cumurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, “Buğday Tanesi" tiyatro gösterisini izledi

Emine Erdoğan “Buğday Tanesi" tiyatro gösterisini izledi
Emine Erdoğan “Buğday Tanesi" tiyatro gösterisini izledi
GİRİŞ 10.07.2021 16:30 GÜNCELLEME 10.07.2021 16:30

Cumurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye Diyanet Vakfının (TDV) "Hayata Köprü Sanat Projesi"nin pilot olarak uygulandığı Zeytinburnu Çocuk Evleri Sitesi'nde tiyatro eğitimi alan devlet korumasındaki çocuklar ve gençlerin hazırladığı "Buğday Tanesi" isimli tiyatro gösterisini izledi.



Emine Erdoğan, program öncesi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile devlet korumasındaki çocuklar tarafından proje kapsamında 2021'in Yunus Emre yılı olması dolayısıyla "Yunus Emre" temasıyla hazırlanan ve içerisinde ebru, ahşap oyma, kaligrafi ve filografi gibi el sanatlarından oluşan eserlerin yer aldığı, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde açılan "Bizim Yunus" sergisini ziyaret ederek, eserler hakkında bilgi aldı. Erdoğan, daha sonra program öncesinde bir konuşma yaparak, Hayata Köprü Sanat Projesi"nde yer alan çocukların başarılarını alkışlamak için burada olduğunu belirtti.

Erdoğan, çocukların muhteşem bir sergi hazırladıklarını dile getirerek, çocukları sanatla buluşturma fikrinden ötürü Türk Diyanet Vakfına, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne, Zeytinburnu Belediyesine, eğitmenlere, sanatçılara ve katkı sunan herkese teşekkür etti. Emine Erdoğan, “Sanat insanın en temel ihtiyacı. Nasıl ki beslenmek hayatta kalmak için vazgeçilmezse, ruhun beslenmesi de hayata tutunmak için elzemdir. Bilhassa çocuklarımızı yetiştirirken sanatla tanıştırmanın sayısız faydaları vardır. Sanat eğitimi alan çocuklar, öz güvenli, iş birliğine yatkın ve ifade yeteneği yüksek bireyler haline gelirler. Yardımlaşmak, empati kurmak, doğruyu seçmek ve üretken olmak, karakterleri olur. Sanatla meşgul olmak, gözlem yeteneğini geliştirir" dedi.

"SANATLA KAZANACAKLARI ÜSTÜN KARAKTERİ HAYATLARINA YANSITACAKLAR"

Emine Erdoğan, sanatın en başta kendini keşfetmek olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İçindeki güzellik denizine dalan insan, etrafı için de sonsuz bir ışık kaynağı olur. Tabii, sanat eğitiminden amaç, yalnızca sanatçı yetiştirmek değildir. Burada amaç, sanatın insana kazandırdığı yüksek duygulara sahip, ince ruhlar büyütmektir. Resimden müziğe, edebiyattan tiyatroya kadar sanatın her dalı, insanın yüce duygularının su üstüne çıkmasını sağlar. Bu da çok katmanlı bir varlık olan insanı daha iyi anlamamızı sağlar. Hangi meslekten olursa olsun, sanatla iç içe büyümüş insanların, hayata bakışı farklı bir zenginlik taşır." Emine Erdoğan, “Türk Diyanet Vakfının, Hayata Köprü Sanat Projesi devlet korumasındaki çocukları Türk İslam sanatları ve tiyatro ile tanıştırmayı hedefliyor. Hem milli ve manevi değerlerimizi tanıyacakları hem de kendi iç dünyalarını keşfedecekleri bir yolculuk onları bekliyor. Belki aralarından bazıları ileride, kıymetli birer ebru, kaligrafi ya da tiyatro sanatçısı olacaklar. Sanatla kazanacakları üstün karakteri hayatlarına yansıtacaklar" diye konuştu. Erdoğan, “Hak dostu olmanın, sevginin ve iyiliğin yoludur Yunus Emre. 'Maharet güzeli görebilmektir, sevmenin sırrına erebilmektir. Cihan, alem herkes bilsin ki şunu; en büyük ibadet sevebilmektir.' sözleri, inşallah evlatlarımız için yol gösterici olacaktır." dedi. Emine Erdoğan, İslam sanatlarının ne kadar yüksek bir değere sahip olduğunu bildiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bu anlamda, dolu dolu bir geçmişe sahibiz. Osmanlı'da sanat hayatın her alanında, yaşamla iç içedir. Estetik algı, en üst düzeyde tecrübe edilmiştir. Sanat, ruhun ilacı olarak kabul edilmiştir. Şifahanelerde, müzikle tedaviyi duymayanımız yoktur. Mesela, rast makamı ruha sefa, rehavi makamı sonsuzluk fikri, neva makamı lezzet ve ferahlık verir. Keza şiir, minyatür, tezhip, hattatlık gibi nice sanat dalı, zevk-i selimin ve ince fikrin zirvesidir. İnşallah, bu güzel dünyanın kapısını aralayacak olan evlatlarımızın hayatları da sanatla dönüşecek. Hepsi, kendine güvenli, hayata karşı motivasyonu yüksek yetişkinler olacaklar."

"EVLAT EDİNİLEN ÇOCUK SAYISI 18 BİNE ULAŞTI"

Emine Erdoğan, çocukların ne kadar kıymetli olduğunu anlatmaya, bazen kelimelerin kifayetsiz kaldığını,  çocukların geleceğin aydınlık günleri olduğunu, her zaman Türkiye'nin geleceğinin çocuklara ait olduğunu söylediklerini, onlara bu büyük sorumluluğu vermek için onları en iyi şekilde geleceğe hazırlamaları gerektiğini belirtti. Kırılgan gruplar arasında, çocukların ayrı bir yeri olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu noktada devletimiz, koruması altına aldığı çocukların iyi yetişmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması için seferberdir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın, çocuklarımızın desteklenmesi için oluşturduğu birçok model var. Aile birliğinin güçlendirilmesi ilkesiyle 138 bine yakın evladımız ailesinin yanında destekleniyor. Evlat edinilen çocuk sayımız 18 bine ulaştı. Devlet korumasına alınan çocuklarımız, sıcak bir yuva ortamında yaşamlarını sürdürüyorlar. Tabii, büyük bir başarıyla yaygınlaşan 'Koruyucu Aile Modeli'miz de çocuklarımız için en çok istediğimiz modeldir. 2002'de 515 olan koruyucu aile sayımız, bugün itibarıyla 6 bin 687'ye yükseldi. Koruyucu aile yanına yerleşen çocuklarımız arasında yüzlerce engelli evladımızın olduğunu da ifade etmek isterim. Hatta bu yavrularımız arasında yüzde 100 engelli çocuklarımız da var. Birçok insanımızın, hepsi birbirinden kıymetli bu çocuklarımızı, ailelerine katmak istediklerini biliyorum. Devletimiz, çocuklarımızın sağlıktan eğitime tüm masraflarını karşılıyor. Koruyucu ailelerimizden tek beklediğimiz, sadece güzel gönüllerinde yer açmalarıdır."

Emine Erdoğan, bir çocuğun neşe ve huzur içinde büyümesinin, insanlığın ortaya koyabileceği en muhteşem sanat eseri olduğunu dile getirerek, çocukların en iyi şartlarda yetişmesi için büyük bir özveri ile çalışanlara ve programın hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Emine Erdoğan, “Hepiniz pırıl pırılsınız ve çok kıymetlisiniz. Geleceğinizin güzel ve aydınlık olacağından hiç şüpheniz olmasın. Devletimizin koruması altında yetişmiş ve toplumda çok iyi yerlere gelmiş nice ablanız, abiniz var. Kimisi doktor, mühendis, bürokrat, kimisi sanatçı, sporcu... Siz de kendinize güvenin ve hedeflerinizi büyük tutun. Sizler bizim evlatlarımızsınız, biz de sizin aileniziz. Sizi çok sevdiğimizi ve her zaman yanınızda olduğumuzu sakın unutmayın. Çıktığınız bu sanat yolunda hepinize başarılar diliyorum. Çok güzel eserler vereceğinize, kendinizi en iyi şekilde yetiştireceğinize yürekten inanıyorum. Her birinizi sevgiyle kucaklıyor, başarılarınızın devamını diliyorum."

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık da çocukların enerjisini hissettikleri, ekip olarak bir arada ve uyumlu bir biçimde çalıştıklarına şahitlik ettikleri, sanatın evrensel diliyle kendilerini ifade ettiklerini izledikleri bir programın açılışına katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, çalışmada emeği geçenlere teşekkür etti. İstanbul Müftüsü ve TDV İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı, TDV İstanbul Gönüllü Koordinatörü Meral Günel ve Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy da programda konuşma yaptı. Konuşmaların ardından katılımcılar, devlet korumasındaki çocuk ve gençlerin hazırladığı "Buğday Tanesi" isimli tiyatro gösterisini izledi. Daha sonra gençler, kısa bir konser verdi. Programda, gençlerin projenin uygulandığı süre içerisinde yaptıkları çalışmaların yer aldığı video da gösterildi. Programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un eşi Sabriye Şentop, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın eşi Hatice Nur Yerlikaya da katıldı.


“HAYATA KÖPRÜ SANAT PROJESİ"

TDV'nin toplum gelişimine yönelik iyi niyet ve çabasının bir göstergesi olarak düşünülen "Hayata Köprü Sanat Projesi" Zeytinburnu Çocuk Evleri Sitesinde kalan 13-20 yaş aralığındaki erkek çocuklara 1 Nisan-10 Temmuz tarihleri arasında pilot olarak uygulandı.

TDV İstanbul Kadın ve Gençlik Kolları Koordinatörlüğü ile Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü arasında sağlanan mutabakatla yapılan planlama kapsamında, ebru, ahşap oyma, kaligrafi ve filografi alanında çalışma başlatılırken, tiyatro çalışması ile uyumlu olması için 2021'in Yunus Emre yılı olması münasebetiyle atölyelerde "Yunus Emre" temalı çalışmalar planlandı, çocuklardan yeteneği olanlarla Yunus ilahilerini icra edecekleri koro çalışması yapıldı. Gençlere sanat alanlarının tanıtılacağı bir seminer yapıldı ve mini sergi düzenlendi. Projeyle devlet korumasındaki gençlerin, Türk-İslam sanatları ve tiyatro ile tanışmaları, sanatın sağaltıcı gücünden yararlanarak psiko-sosyal açıdan desteklenmeleri, kendi iç dünyalarını zenginleştirmelerine katkıda bulunulması, sanatla meşgul olarak zararlı alışkanlıklardan uzaklaşmaları, sanat eğitimi vasıtasıyla milli manevi değerlerle tanışmaları ve kendi yeteneklerini keşfetmelerine katkı sağlanması, gelecek hayatlarında mesleğe dönüştürebilecekleri bir beceri kazanmaları, usta-çırak modeliyle gençlerin ahlaki ve sosyal gelişimlerinin desteklenmesi amaçlandı.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Beşiktaş'ın yeni hocası belli oluyor! İşte öne çıkan isim
İsrail, İran'a karşılık verme kararı aldı