'Büyü tuttu, rant elde edecekler!'
'Büyü' filminin 'lanetli' olduğu hurafesini yaymaya çalışanlar, iddiaya göre yangını da bu amaç için kullanıyor. Niyetleri filme gişe rekoru kırdırmak. Peki, içerde neler yaşanmıştı?

İstanbul G-Mail'da önceki akşam 'Büyü' filminin galasında yaşanan korkunç yankının yankıları sürüyor. Ünlü sanatçıların ölümden döndüğü yangın, hem filmi hem de sinemanın bulunduğu alışveriş merkezini bir anda Türkiye'nin gündemine oturttu.
Star gazetesindeki habere göre, filmin çekiminden itibaren 'lanetli' dedikodusu yayanların şimdi de 'Biz demiştik' diyerek bu kötü olayı bile ranta çevirmeye çalıştıkları iddia ediliyor. Bir iddiada yangının şakalaşan 3 kişinin devirdiği mumdan çıktığı.
İŞTE İDDİALAR..
İlk günden beri ‘Büyü’ filminin ‘lanetli’ olduğunu yaymaya çalışanlar galada çıkan son yangını da hurafeye kattılar. Bütün amaç, hasılatı artırmak...
BÜYÜ bir korku filmi... Çekimleri Mardin’de yapıldı. Yönetmeni Orhan Oğuz. Başrollerde ise İpek Tuzcuoğlu, Ece Uslu ve Özgü Namal var. Konusu ise arkolojik kazı yapmak için Mardin’e giden bir grup arkeoloğun lanetli bölgedeki büyüden etkilenmesi... Filmin adı daha çekimleri sürerken sık sık duyulmaya başlandı.. Çünkü 10 yıl önce boşaltılan Savur Köyü’ndeki çekimler esnasında arka arkaya aksilikler ve kazalar oldu. Sebep yokken bozulan otomobiller, kuyuya düşmeler, oyuncuların sakatlanmaları, montaj için İstanbul’a getirilen iki kasetin görüntülerinin silinmesi gibi....
BU aksilikler oyuncular tarafından ‘bu film lanetli’ diyerek açıklandı. Ve filmin daha ilk günden iyi bir reklamı oldu. Arka arkaya yaşanan aksilikler de bu reklamı daha da artırdı. Ve dün ‘Büyü’nün galası vardı.
İstanbul G-Mall’da düzenlenen gala gecesine film ekibi tam kadro katıldı. Filmin yönetmeni Orhan Oğuz galaya girerken sanki bir şey olacağını hissetmiş gibiydi. Oğuz ‘Mardin’de yaşadığımız o uğursuzluklar aklıma geldikçe korkuyorum. Kötü bir şey olmadan şu galaya atlatalım’ diyerek tedirginliğini dile getirmişti. İçeri girildi ve film yerine facia başadı. Mumlardan dekor tutuşunca yangın çıktı.
SİNEMADAKİ yüzlerce insan bir anda ölümle burun buruna geldi. Bütün televizyonlar yayınlarını kesip bu yangına kilitlendi. İnsanların canlarını zor kurtardığı bu yangın, filmin iyi yapılan reklamının tuzu biberi oldu. Film yapımcı ve oyuncuları da bu rantı kaçırmadı. Yangının filmin ‘lanetli’ olmasından kaynaklandığını söylediler. Yönetmen Orhan Oğuz yangın sonrası yaptığı açıklamada bunu gösterdi ve ‘Yaşanan her şey çok garipti. Film çekerken yaşadığımız aksilikler devam ediyor. Bence bu bir enerji ve büyünün etkisi devam ediyor. Bu yaşananlar filmle ilgili’ dedi...
HURAFE YARATTILAR
BÜYÜ filminin çekimlerinin ilk gününden itibaren aksiliklerin ardı arkası kesilmedi. Film oyuncuları başlarına gelen olaylardan sonra hurafeler yaratarak filmin ‘lanetli’ olduğunu açıkladılar. İşte oyuncuların ağzından yaşanan olaylar:
İPEK TUZCUOĞLU: Düştüm. Kafamı çarptım... Tifo oldum. Kuyruk sokumumu zedeledim. 2 ay simitle oturdum. Filmin laneti sanki üstümüze bulaşmıştı.
ECE USLU: Film çekimlerinde birçok yerim morardı. Dizlerim yara bere içinde kaldı.
DİLEK SERBEST: Kanlı sahnelerimi çekip otele döndüğümüzde üç kere sabunlanmama rağmen aynaya baktığımda sürekli kan görüyordum... Ben çok korkuyorum.
YÖNETMEN ORHAN OĞUZ: Dolly operatörü daha ikinci günde 300 kiloluk malzemenin altında kaldı. Bir set işçisi 6 metrelik kuyuya düştü. Büyüye, fala, cinlere inanmam. Am bu film çekimleri sırasında yaşadıklarımızdan sonra cevşen takmaya başladım.
Büyü filminin galasındaki yangına şahit olan bir kişi, ‘Takım elbiseli 3 özel görevli, şakalaşırken dekordaki mumları devirdi. Yangın çıkınca da kaçtılar’ dedi.
Yapımcı Faruk Aksoy da ‘Ortada ihmal varsa tek sorumlusu bu işin en tepesindeki isim olarak benim’ diye konuştu.
DEHŞET DAKİKALARINI ANLATTILAR
Azra Akın: İtfaiyeyi görünce sarılmak istedim
Galadaki kabus gecesinde dumanlar arasında kalan isimlerden biri de Dünya Güzeli Azra Akın'dı. Dehşetin 'tanığı' Azra Akın dün basın toplantısı yaptı ve yaşadıklarını anlattı.
Galadaki kabus gecesinde dumanlar arasında kalan isimlerden biri de Dünya Güzeli Azra Akın'dı. Dehşetin 'tanığı' Azra Akın dün basın toplantısı yaptı ve yaşadıklarını anlattı: 'Film başladıktan kısa bir süre sonra ortalık karanlığa gömüldü. İlk önce film koptu zannettik. Derken art arda iki cam kırılması sesi geldi. Bunu da filme bağlı diye düşündük. Kokunun ardından sıcaklığın artması ile yangın çıktığı anlaşıldı. Karanlık salonda inanılmaz bir izdiham vardı. Aklıma hemen Hollanda'da yılbaşında çıkan yangın geldi. Zehirlenmemek için yere yatarak çıkışa sürünmeyi düşündüm ama karanlıkta panik içindeki insanların beni ezmelerinden korktum. İyi ki ceketlerimiz vardı. Sarınarak zehirlenmeyi yavaşlatabildik. Çok korktum. Her gün insanlar ölüyor. Bugün de benim ölüm günüm olabilir diye düşündüm. Annemi ailemi düşündüm. Kıvanç'ı (sevgilisi) sürekli aradım. Sporda olduğunu ve cebinin yanında olmadığını biliyordum. Ama o sporu kısa tutmuş ve telefonumu açtı. Soyunma odasından cevap verdi ve hemen sinemaya geldi. Kurtulup dışarı çıktığımda itfaiye erlerine sarılmak istedim.'
Emrah (Sanatçı): Hayatımızı cep telefonu kurtardı
Emrah 3. Salon'da filmi izliyordu. Dışarı çıktığında ağlıyordu, şoktaydı. O korkunç dakikaları söyle anlattı: '15 dakika geçti geçmedi salonu bir anda yoğun bir duman kapladı. İnsanlar kapılara doğru kalkmaya başladılar o anda elektrikler kesildi. Bir anda göz gözü görmez oldu. Önce şaka mı yapıyorlar dedik ama sonra ciddi olduğunu anlayınca herkes önce giriş kapısına yöneldi. Kapı açılır açılmaz alevleri görünce kapattık. Salonda filmin görüntü yönetmeni de vardı. Onlar daha evvel salonu görmüşlerdi herhalde, acil kapısını onlar buldu. Ölüyoruz zannettim panikte bayılanlar oldu. Kapı cep telefonlarının ışığıyla bulundu cam da cep telefonuyla kırıldı. İyi ki cep telefonlarımız varmış. Sonra itfaiyenin ışığını gördük o ışığa bakarak camdan çıktık. Biz ölümün içindeydik bir adım sonrası hayattı. Halen şoktayım. O 10 dakika bana bir saat gibi geldi.'
Bülent Polat (Oyuncu): Kuruntuluyum, çabuk çıktım
Film başladıktan 5 dakika sonra kesildi, burnuma bir koku geldi. Kokuyu duyar duymaz ilk aklıma gelen içerideki mumların dekoru yaktığı oldu. Zaten kuruntulu bir adamım hemen yangın merdivenine koştum hiç çıkış kapısına yönelmedim. Büyük panik vardı. Dumandan göz gözü görmüyordu. Arkadaşın pardesüsünü başımıza sardık yere eğilerek ilerledik. Önümüzde görevliler vardı bize yardım ettiler. Çabuk farkedip ilk çıkanlardan biri olduk.
Erkan Can (Oyuncu): 5 dakika geç kalsalar ölmüştük
Yer bulamayınca basının oturduğu salona girip en öne oturdum. Daha 4. dakikada 'Beyler dışarı' diye bir ses duyuldu. Aklıma önce terör durumu geldi. Çıkış kapısına yöneldik, en önde olduğum için hemen dışarı çıktım ama sıcaklığı hissedince geriye döndük. Salonun diğer kapısı kilitliydi, açamadık. Her taraf kapı duvar olmuştu. Yere yattık. Sonra yangın kapısından su sesini duyduk, sese doğru ilerledik. İtfaiyeciler de seslendi. Dışarıya çıktık. İtfaiyenin yakın olması büyük şanstı. Ölümle burun buruna geldik. İtfaiye 5 dakika geç gelse hepimiz ölürdük.
Önder Sarıahmetoğlu (VATAN muhabiri): 'Allahım! Acaba ölecek miyim'
Bir anda 'Yanıyoruz' diye çığlıklar yükselmeye başladı. Herkes giriş kapısından çıkmaya çalışıyordu ama kapı kilitliydi. Omuz atıp kapıyı kırmaya çalıştık ama olmadı. Kapının altından alevleri görünce bu kez diğer çıkışa yöneldik. Bu arada kadın erkek herkes ağlamaya başladı. 'Öleceğiz, itfaiye arayın, polisi arayın' çığlıkları arasında diğer çıkışa yöneldik. Çıkışı bulamayınca herkes yere yattı, 20 25 dakika geçmişti. Herkes yerde güçlükle nefes almaya çalıyordu. Panik yerini ölüm korkusuna bıraktı. 'Allahım ölecek miyim?' diye düşündüm. Sonra, burası İstanbul'un merkezi, itfaiye gelir diye sakinleştim. Bir süre sonra kurtulduk.
Güner Özkul (Sunucu-oyuncu): Fazla nefes almamaya çalıştık
Film başladıktan bir süre sonra elektrik kesildi. Yanımda annem ve kardeşim vardı. Panikte ezilmemek ve daha rahat nefes alabilmek için yangın kapısına en yakın yerdeki duvarın dibine oturduk. Garip bir psikolojiydi, çok nefes alırsam dumanı içime daha çok çekerim diye fazla nefes almamaya çalıştım. Duvara çarpan su sesini duyunca rahatladım. Durumun vehametini ise dışarı çıkınca anladım.