Abdülhamit suikasti, Tsunamizedeler için sahnede

Ya siz? Siz, Güney Asyalı felaketzedeler için sergilenen II.ABDULHAMİT SUİKASTİ–İbrikçi adlı oyunda koltuklarda olmak yerine soğuk diye evinizde yatmayı mı tercih edeceksiniz...

Deprem ve onun etkisiyle Tusinami oldu. . Hayatta kalanlar belki de keşke bizde ölseydik diyecek kadar sıkıntı içindeler. Neye mi ihtiyaç var. Sizin neye ihtiyacınız var ? Yemek, giysi, ilaç, barınak, İlgi... Yani aynı insani ihtiyaçlar.
Ateş dün Marmara'daydı, bugün Güneyasya’ya düştü. Demek ki oraya el uzatmak gerekiyor. Evet, sen uzatmalısın elini. Unutma ! Eğer sen yoksan, kimse yok. Sen ancak elinden geleni yapabilirsin. Sinemaya, Tiyatroya, maç izlemeye, konsere gidiyormusun. Bu hafta yine git. Ama bu sefer aldığın bilet Güneyasyaya uzanan elin olsun. Sadece 5 YTL. Ama kocaman bir 5 YTL. Sizinde tuzunuz, suyunuz, çorbanız bulunacak Güney Asyada pişen kazanlarda.

06 ŞUBAT 2005 PAZAR 15:00 Çemberlitaş Fırat Kültür Merkezi _ II. Abdulhamit Suikasti nam-ı diğer ibrikçi adlı oyunu sahneleyen Zümrüdüanka Tiyatrosu oyuncuları güney asya için sahneye çıkıyorlar.

Zümrüdüanka Tiyatro gurubu Güney Asyalı felaketzedeler için aşağıdaki belirtilen tarihlerde ve mekanlarda sahneye çıkacak.

II.ABDÜLHAMİT SUİKASTİ (İBRİKÇİ) İÇİN BİR KRİTİK 

Makam ve mevki hırsı daima insanların içinde gururlarını kabartan,kibirlerini artıran bir mefhum olagelmiştir.Hepimiz aynı değil miyiz? Bırakalım yüksek mertebede görevimizi ifa ederken vasıfsız bir eleman gibi çalışmak zorunda kalınca göstereceğimiz tepkiyi,bir garsonken bulaşıkçı olsak bile ortalığı birbirine katar aç kalma pahasına da olsa terk ederiz işimizi ki zaten hiçbirimiz komutanken sıradan bir er olarak savaşa devam eden Halid bin Velid değiliz.
İşte İbrikçi nam-ı diğer II. Abdülhamit adlı oyunda da aynı şey tecelli eder. Otuz üç yıl sürecek olan saltanatı boyunca kimseyi öldürmeme düsturuna sahiptir Sultan Abdülhamit nitekim Devleti idare ettiği Yıldız sarayının Baş Katibi Abdülkerim efendiyi bile idam ettirmeyip Helaya İbrikçi yapar.
Empati ile bakılınca hak verdiğim bu ceza sonucu kıyamet kopar çünkü koskoca Başkatip Abdülkerim efendi İbrikçi olmakla kalmamış sözüm ona gururu,şerefi,haysiyeti iki paralık olmuştur.
O dönemki düzenin bozukluğunun remzi olan torpilli paşa yeğeni müezzinler,doğu diyalekti ile görevine sadık Bekçi başı,vurdum duymazlığı ve münasebetsizliğiyle ün salmış Münasebetsiz Mehmet,Padişahı öldürmek emelini gerçekleştirmek için biçilmiş kaftan olan Abdülkerim efendiyi kandırıp alet edip suikast yapmak isteyen Juris,Sarayda da olsa hizmetkarlıktan bıkmış,sarayın başkatibi olan Abdülkerim efendiyi baştan çıkarmış ancak kendisi sevdiğinden sevdiği rütbesinden olmuş Menşure,oyun boyunca eğer bekçi başından fırsat bulursa kendisine yan bakacak birini arayan Ustura Mahmut ve her şeyden habersiz sarayı tamir ve helaya klozet takmak için gelmiş yabancı…tüm bu şahıslar Hela memurluğu yetmiyormuş gibi zaten rütbesini ve sevdiği Menşuresini kaybetmekle kalmayıp,gururunu,şerefini ve haysiyetini kaybetmiş Abdülkerim efendinin sıkıntısını bir kat daha artırıp canından bezdirenlerdir.
Sefahate düşmüş bu kadar insanın içinde arabacılık gibi bir mesleği olduğu halde boş kaldığını ve aldığı parayı hak etmediğini düşündüğü için gönüllü imamlık yapan aynı zaman da eski baş katip yeni hela memuru Abdülkerim efendinin amcazadesi Rıfat ta yok değildir müspet olan ve müspeti söyleyen tek kişide olsa.
Bütün bu sıkıntılara bile gerek yoktur intikam almak arzusunda olan Abdülkerim efendinin Juris’in getirdiği II.Abdülhamit suikastı teklifine İmam amcazadesi Rıfat’ın engellemelerine rağmen evet demesi için.Amcazadesinin hayatı pahasına da olsa memuru olduğu helanın dertlerini bir nebze olsun unutturan suikast ve padişahtan kurtulma hayalinin cazibesiyle müttefiki olduğu suikastı icra eder ancak sonuç başarılı olmadığı gibi ilginçtir de; çünkü Kızıl Sultan değil Ulu Hakan olduğu anlaşılan Sultan Abdülhamit hem ölmüş hem de ölmemiştir nasıl olurun cevabı izlemekten geçiyor.Ancak söylenmeden geçilemeyecek olan bir durum var ki oda İsyankar İbrikçi Abdülkerim efendinin hep boş tarafını gördüğü bardağın dolu tarafını da görecek kadar müspet değişimi ve bu değişimin o güne kadar inanmadığı Yaradanın lütfu olduğunu idrak etmesidir.

Nasıl ki sahip olduğumuz şeylerin değerini kaybettikten sonra anlıyorsak Sultan Abdülhamit’in değerini de kaybettikten sonra anladık millet olarak zira O tahttayken aleyhinde olup ta hal edildikten(tahttan indirildikten) sonra lehine geçmeyen hemen hemen kimse kalmamıştı diyen oyunun yazar ve yönetmeni Arda Murat Akdağ işte İbrikçi nam-ı diğer II.Abdülhamit suikastında işlenen bir milletin pişmanlığının bir şahıs üzerinde verilmesidir diyerek noktalıyor.