Oğluna neden 'Şaban' ismini koymaktan vazgeçti?

Gül Sunal, sağlıklı bir erkek çocuk dünyaya getirdi, rahmetli Kemal Sunal ilk kez babalık sevincini yaşadı. Tek sorun: Çocuğun ismi Şaban mı yoksa Ali mi olacak? Çocuğunun ismini Şaban düşünen Kemal Sunal neden bu fikrinden vazgeçti...

Oğluna neden 'Şaban' ismini koymaktan vazgeçti?
Oğluna neden 'Şaban' ismini koymaktan vazgeçti?
GİRİŞ 26.09.2018 10:10 GÜNCELLEME 08.07.2021 13:56
Bu Habere 10 Yorum Yapılmış

Kemal Sunal da «baba sanatçılar» kervanına katıldı. Eşi Gül Sunal, iki kilo, 200 gram ağırlığında ve 50 santim boyunda bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Ünlü komedyen ile eşi Gül Sunal'ın mutluluğuna diyecek yok. Ancak bu büyük sevincin ardından, genç çift arasında küçük bir anlaşmazlık oluştu: Bebeğe hangi isim konulacak?

 

 

Bu konuda henüz anlaşmaya varamayan Kemal Sunal ile Gül Sunal, iki isim arasında  kaldı. Kemal Sunal, son çevirdiği film Şaban Oğlu Şaban'dan esinlenerek oğluna 
Şaban adını koymak isterken. Gül Sunal ise buna kesinlikle karşı çıkıyor ve bebeğinin isminin Ali veya Kemal olmasını arzuluyor. 

Kemal Sunal oğlunu da kendisi gibi bir komedyen yapmak amacında olduğunu  söylerken, heyecanını Çok mutluyum. Artık üç kişiyiz. Odası, oyuncakları ve mamaları onu bekliyor biçiminde dile getirdi. 

Gül Sunal ise ilk çocuğuna kavuşmanın ve annelik zevkine ulaşmanın verdiği sevinçle oğlunu kucaklarken «Kemal'e hayatımın en büyük armağanımı verdim» dedi.

(Rametli Kemal Sunal eşinin isteğini yerine getirdi ve oğluna Şaban yerine Ali ismini koydu)

(Ses Dergisi - 1 Ekim 1977) / Türk Nostalji

KEMAL SUNAL KİMDİR?

Kemal Sunal, 11 Kasım 1944 tarihinde Türkiye'nin Malatya ilinde doğdu. Ailenin üç çocuğunun en büyüğüydü. Annesi ev hanımı, babası Mustafa Sunal Migros'ta işçiydi.

Fizik olarak babasına çok benziyordu. Sunal, çocukluk yıllarını Küçükpazar'da geçirdi. Çekingen biri olan Sunal, bazen dış düya ile irtibatını kesiyordu.

İlkokula başladığı gün, okula annesi ile beraber gitti. Annesi o gün sınıftaki bütün çocukların ağladığını ancak Kemal Sunal'ın hiçbir şey söylemeden yanında durduğunu söyledi.

Ortaokul yıllarında efendi ve utangaç bir insan olarak tanınınsa da lisede çekingenliğinden kurtuldu. Ortaokulu bitirdikten sonra Vefa Lisesi'ne yazıldı.

Lisede, ortaokul yıllarının aksine neşeli biri olarak tanındı. Arkadaşları ile birlikte haylazlık yapmaktan çekinmedi. Yine de sınıf başkanı olduğu için sorumluluk alan Kemal Sunal, bu sayede arkadaşları gibi zıvanadan çıkmadı.

Öğretmenlerine karşı daha saygılı ve mesafeliydi. Ama muzipliğe karşı olmadı. Tiyatrocu olmak istediği için okulda müsamereler düzenledi.

Tiyatroya olan ilgisi Felsefe öğretmeni Belkıs Bakır'ın dikkatini çekti. Bakır, Kemal Sunal'a onu bu profesyonel oyunculuğa başlamasını sağlayacak kişiler ile tanıştırabileceğini söyledi.

Ancak babası Mustafa Sunal, oğlunun tiyatrocu olma isteğine başlangıçta karşı çıktı. Belkis Bakır bir süre sonra Mustafa Sunal'ı ikna etti.

Neticede babası, Kemal Sunal'a tiyatrocu olması için izin verince, Belkis Bakır onu Kenter Tiyatrosuna götürdü ve Müşfik Kenter ile anlaştı. Sunal'ın yer aldığı ilk tiyatro oyunu Deli İbrahim'di. Bu oyunda cellatın yardımcısını oynadı.

Sunal'ın hiçbir diyaloğu olmamasına rağmen seyirci ona yine de gülüyordu. En başta Kemal Sunal ve Müşfik Kenter bu duruma pek anlam veremedi. Kenter Tiyatrosu'nda fazla kalmadı.

Pendik Tiyatrosu'nun kurulacağını haber alınca oraya gitti. Uzun yıllar arkadaşlık yapacağı Bülent Kayabaş ile burada tanıştı. İkisi de oldukça fakirdi. Bazen pazardan domates çalmak zorunda kalıyorlardı. Pendik Tiyatrosu'ndaki gösteriye de fazla ilgi gösterilmeyince tiyatro kapatıldı.

Ardından Kemal Sunal, Ayfer Feray ve Ulvi Uraz, Devekuşu Kabare Tiyaroları'nda yer almaya başladı. Devekuşu Kabare tarafından sahnelenen Dün Bugün adlı oyunu izleyen Münir Özkul, Kemal Sunal'ın oyunundan etkilenip yanında Ertem Eğilmez'e "Bak Ertem, dikkat bu çocuğa, iş var bunda" dedi.

Özkul'un tavsiyesini dikkatede alıp kendi yöneteceği Tatlı Dillim adlı sinema filminin oyuncu kadrosuna aldı. Acemi birliğini Ankara Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu`nda, 1981 yılında Ankara'da KKK Armoni mızıkasında vatani görevini yaptı. Sanat hayatı, "Zoraki Tabip" adlı tiyatro oyunuyla başladı. 1 yıl kadar Kenterler Tiyatrosu'nda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev aldı.

1973 yılında Ertem Eğilmez'in yönettiği Tatlı Dillim filmiyle sinemaya adımını attı ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı. İnek Şaban, Süt kardeşler, Çöpçüler Kralı, Davaro ve Sakar Şakir Filmlerinde canlandırdığı karakterler sayesinde 7'den 70'e herkesin sevgisini kazanarak unutulmaz bir sanatçı olmuştur. Kemal Sunal, peşpeşe çevirdiği filmlerle ticari açıdan büyük başarı kazandı.

Filmlerde çoğu zaman saf, şanslı ama iyi yürekli karakterlerin rollerine girdi.1974 yılında evlendi. Ali Sunal ve Ezo Sunal adlarında, biri erkek diğeri kız iki çocuğu oldu.

1977'de Antalya Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı.12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü'nden mezun olarak 1995 yılında bitirdi ve yüksek lisans yapmaya başladı.

Yüksek Lisans tezi komedyen kimliği ile Kemal Sunal'ın ve filmlerinin incelenmesidir. Yüksek lisans tezi 2005 yılında ailesi tarafından "TV ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü" ismi ile kitap haline getirilip yayınlanmıştır.

Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka adlı filmin çekimlerine başlamak için Trabzon'a gitmek üzere bindiği uçakta kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi nedeni ile hayatını kaybetti.

(Haber7) / Derleme: Nusret Odabaş

 

YORUMLAR 10
  • Seden 2 yıl önce Şikayet Et
    Kemal Sunal'a laf edenler ve laik Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk karşıtı olanlar Arabistan'a gidebilirler.
    Cevapla
  • Aymyrat 3 yıl önce Şikayet Et
    Cok iyi bir oyuncu
    Cevapla
  • ademoğlu 5 yıl önce Şikayet Et
    kemal sunal filmleri bizim kültür seviyemizi belli ediyor. Osmanlının devamı olsaydık o filmleri 5 dakika izlemeye tahammül edemezdik. Bir tarafta 600 bin kelime hazineli kuran harfli osmanlıca, bi tarafta 40 bin kelime hazineli latin harfli dilimiz, bizden bi cacık olmaz.
    Cevapla
  • Ruhi 5 yıl önce Şikayet Et
    3-5 film dışında 5 para etmeyecek filmlerde baş rol oynuyor. Din ile pek çok istismarları var. İmamlar 3 kağıtçı, namaz kılanlar faizci, yalancı, hak yiyenmiş gibi gösterip durdu. Bazı filmler Şener Şen ve Münir Özkul yetenekleri sayesinde tuttu bazıları ise senaryo. Bugün Ali Sunal çıkmış kendini şaheser zannediyor. Babasının ismi ile iş yaptığını unutmuş ve sanarsın 70 yaşına gelmiş yemiş bitirmiş. Ne yapar Ali Sunal? Bi tiyatro kurmuş eş dost baba arkadaşları sağolsun. Peki ne yapmış bu adam? Nerede ne yeteneği olmuş neyi zirveye taşımış?
    Cevapla
  • Sanane Be 3 yıl önce Şikayet Et
    Babasının mesleğini icra ediyor daha ne yapsın.
    Cevapla
  • Mehmet 5 yıl önce Şikayet Et
    Müslümanların değer verdikleri Ramazan ve Şaban aylarına kendi çocuklarına isim verirlerdi. Ama bu iki isim bence bilinçlice aşağlandı. Dikkat edersek bu iki isim filmlerde geri zekalı insan karakterini canlandırılıyor...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Saldırı mı tiyatro mu? İsrail-İran geriliminde o görüntüleri yayınladılar
Emekliye temmuz müjdesi: 2 ayrı düzenlemeye gidilecek