CHP iktidara gelmekten ürküyor mu
'Deniz Baykal iktidara gelmemek için çırpınıyor'.. 'CHP, soruşturmanın 'İslamcı bir avukat' ile sınırlı kalması, bunun ötesinde araştırılmaması için çaba gösteriyor' ...

Engin Ardıç, 'Deniz Baykal iktidara gelmemek için çırpınıyor'.. derken, Okay Gönensin, kimlik bunalımı yaşadığını iddia ettiği CHP'yi emeklilik sendromuna girmekle suçluyor ve Danıştay'a saldırı davasının çözülmesini istemediğini iddia ediyor.
İşte söz konusu iki köşe yazısı:
CHP'de kimlik bunalımı
Deniz Baykal'ın bulduğu son çare 'muhafazakâr kişilikli' olanların da CHP'ye çekilmesi. Bu çare, CHP'nin kimliği ve işleviyle ilgili hiçbir ilkenin artık göz önünde tutulmadığının bir kez daha ilanıdır.
Bir süredir bütün iç ve dış politika konularında 'milliyetçi muhafazakâr' tavırlar alan, oylarını bu şekilde artıracağını sanan CHP yönetiminin Danıştay baskını sonrasında aldığı tavır da dikkat çekicidir.
* Danıştay'da katliam girişiminde bulunan kişinin ilişkileri araştırıldığında, bir yanda mafya bir yanda kendisine 'ulusalcı' diyen radikal milliyetçi çevreler; bir tarafta kendisine 'milliyetçi mukaddesatçı' diyen Türk-İslam sentezcileri, bir diğer yanda da Susurluk'çular çıktı.
Bu ilişkilerin tümünün suça yönelik bir çeteleşme oluşturup oluşturmadığı adli soruşturma sonucunda anlaşılacak. Ama belli olan, bir ilişkiler zincirinin varolduğu ve bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılması gerektiğidir.
* Bu çevrelerin tümünün ortak özelliği, Türkiye'deki demokratik gelişmelere kuşkuyla bakmaları, hatta bunları ülkenin bölünmesine yönelik tuzaklar olarak görmeleridir. Ortak siyasi vizyonları da Türkiye'nin AB dışında tutulması ve Ortadoğu ülkesi olarak kalmasından öteye geçmiyor.
CHP emekliliğe mi gidiyor...
Bu cephenin kendisine 'sol' adı veren kesiminin sözcülüğünü uzun süredir Cumhuriyet Gazetesi'nin sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk yapıyor. İlhan Selçuk yazılarında MHP, BBP ve hatta bazı tarikatları da 'ulusal cephe' içinde sayıyor.
O nedenle de Danıştay katliamı girişimcisinin hem bu çevrelerle ilişkide olması hem de Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması eylemi içinde bulunması bu kesimde bir travmaya yol açtı.
* Bu kimlik ve kişilik bunalımı dalgasının içine, kendi siyasette varolma kaygılarıyla kıvranan CHP yönetimi de sürüklenmiş durumda.
CHP gibi bir partinin, programında ve geleneğinde varolan demokrasi ve ilerleme ilkeleri gerçekten hâlâ hayatta olsaydı, Danıştay katliamının ardından hükümeti bütün soruşturmaların en derin noktalara kadar gitmesi için zorlaması gerekirdi. Oysa kimliğini kaybetmiş olan CHP, tam tersine, bu soruşturmanın 'İslamcı bir avukat' ile sınırlı kalması ve olayın bunun ötesinde araştırılmaması için çaba göstermiştir.
* Baykal'ın, aynı anda da 'muhafazakâr çevrelere açılma' önerisini dile getirmesi de kimlik ve kişilik bunalımının boyutunu gösteriyor.
Radikal milliyetçilerle, faşizan düşüncelerle kol kola girmiş, onlarla aynı siyaset boyutunda yer alan bir partinin kendisini 'sol' diye tanımlaması en azından gülünçtür.
CHP'nin kimlik bunalımını atlatmasının zorluğu her olayda bir kez daha kanıtlanıyor. Bu durumda, Baykal ve ekibinin emekliliği ile CHP'nin ebedi emekliliğinin aynı anda gerçekleşmesi kaçınılmaz görünüyor.
29.05.2006 / Vatan
***
Yazarlar / Engin Ardıç |
||||
|