Gedikli, “Ne iş olsa yaparım, bugün git yarın gel, küçük olsun benim olsun ve bana dokunmayan yılan bin yaşasın” ,”Bu zihniyet yapısını değiştirmek arzusundayız. Başarabilirsek, pek çok önemli adımdan daha iyi bir sonuç almış oluruz” diyordu.
Akşam gazetesi yazarlarından İsmail Küçükkaya, Gedikli ile gerçekleştirdiği sohbeti köşesine bugün şu şekilde yansıttı.
|
Yazarlar / İsmail Küçükkaya
|
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin beyin takımından Bülent Gedikli’nin yanındayız. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olan Gedikli’yi genel merkezde ziyaret ettik. İçeri girdiğimizde Sezai Karakoç’un şiir kitabını okuyordu. Sıcak yaz gününde partide sessizlik hakimdi. Bülent Bey, “Sezai Karakoç’un özellikle aşk şiirleri müthiştir” derken odada benim dikkatimi asıl başka bir kitap çekti. “Seçimlerde Paranın Gücü”. Yazarı: Zeki Öztürk. Kitabı daha önce duymamıştım. Bülent Gedikli partinin para işlerinden sorumlu yetkilisi. İdari-Mali İşler ona bağlı. AK Parti’nin ekonomi ve maliye politikaları üzerinde de etkili bir isim. Kitap seçimine şaşırmadım.
Bize, sağlıklı yaşam içeceği kefir ikram etti. Hem de meyvelisinden. “Bak bu kültürel değişimdir” diye de espri yaptı.
Diğer AK Partili vekillerle birlikte günlerdir Ankara’nın köylerinde, ilçelerinde dolaşıyorlar. Halkın nabzını ölçmüş olmalıydı. “Vatandaş ne diyor, ne istiyor, nelerden şikayet ediyor?” diye sordum.
Gedikli önce iktidar partisi olarak şikayetçi oldukları ve mutlaka yenmeleri gerektiğini söylediği dört anlayışı bize anlattı: “Ne iş olsa yaparım, bugün git yarın gel, küçük olsun benim olsun ve bana dokunmayan yılan bin yaşasın” ,”Bu zihniyet yapısını değiştirmek arzusundayız. Başarabilirsek, pek çok önemli adımdan daha iyi bir sonuç almış oluruz” diyordu.
Sonra gezilerden edindiği gözlemlerini bizimle paylaştı. Şunları söyledi:
“Sahada iyiyiz. Doğrusu geziler başlamadan önce biraz tedirgindim. Sorunlardan çok şikayet gelir diye düşünüyordum. Ama gidip yerinde görünce rahatladım. Bir kere vatandaşımız da siyasi bilinç oldukça gelişmiş. Olaylara daha farklı yaklaşılıyor. Bir de milletimiz iki partili sistemi sevmiş, ortak değerler üzerinde uzlaşma sağlanmış durumda. İstikrarı korumak istiyorlar.”
Peki sıkıntılar? diye sordum.
“Terörle ilgili rahatsızlık hissediliyor. Genel şikayetlerin başında bu konu geliyor. Bir de her zamanki gibi işsizlik” yanıtını verdi. Demek ki terör, söylendiği gibi milletin dikkatini çekecek boyuta gelmiş. O halde dikkat.
“Hasır yakma” geleneği...
Madem erken seçim yok, neden AKP’liler köy köy dolaşmaya başladılar? İşte Bülent Bey’in yanıtı:
“Osmanlı’da ateş istidası ya da hasır yakma denilen bir olay vardı. Padişahın dikkatini çekmek için vatandaşlar cami çıkışlarında hasır yakarlarmış. Padişah o ateşi görünce halkın yanına gelip dertlerini sorarmış. Biz halka gidince hasır yakılmasına gerek kalmıyor.”
Siyasetin genç isimlerinden Gedikli, aynı zamanda okuyan ve entelektüel düzeyde memleket sorunlarına kafa yoran bir milletvekilidir. AKP iktidarında yaşanan zihniyet değişikliği için, “Türkiye’de önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Bu, mekansal olarak fark ediliyor. İnsanlar çevrelerinin değiştiğini görüyor. Ama bununla birlikte kültürel değişim de yaşanıyor” diyor. Ben bunun üzerine Serdar Turgut’un “Beyaz Türklerin tasfiyesi” yazısını hatırlatıp sözü bu noktaya taşıyorum.
Bülent Bey değişikliklerin olumlu yönlerini ele alıyor. Geçmişe göre en önemli farklılığın enflasyonsuz yaşama geçiş olduğunu söylüyor. Yeni dönemin kendine özgü dinamikleri olduğunun altını çizerken, şu değerlendirmeyi yapıyor: “AK Parti’nin misyonu bugüne kadar geri planda kalmış kesimlerin de hayatın içine çekilmesidir. Siyaset de buna dahildir. Kalkınma sadece elit grubun girişimiyle olmaz. Tabana yaymak gerekiyor. Aydın ve halk beraber hareket etmek durumunda. Biz iktidarımızda bunu devreye sokmaya çalışıyoruz.” |
|
